Üflenerek Yenen Yoğurt ...

Son güncelleme: 18.08.2016 06:31
  • Bir insanın yaşı ilerledikçe hayat komplikeleşiyor sanki, ilişkiler, dostluklar, iş hayatı, herşey ama herşey.

    Geçmişe dönüp baktığımda, gençliğimdeki ben ile şimdiki ben arasında dramatik bir fark olduğunu belki yeni yeni farkediyorum. Bir zamanlar yolun yarısını çoktan geçmiş olduğumun bilincine sadece nüfus kağıdım elime geçtiğinde varırdım. Son birkaç yıldır ise maalesef bu gerçeği hergün ama hergün hatırlıyorum

    Gençken aşık olmak çok daha kolaydı, sevmek, dost olmak, güvenmek, hatta iş değiştirmek… Yaşamak daha basitti, daha az sorumluluk, karar almak çabuk, fikir değiştirmek serbest. Kaybedecek vakit boldu, biryerlere yetişmeye çalışmadan sonsuz bir hayat süreceğine inanmak kolay.

    İlerleyen yaşın içine yoğun deneyim ve birkaç hayalkırıklıklığı serpiştirilmişse, başka bir değişle sütten ağız yanmışsa, hayat eskisi kadar basit görünmüyor insanın gözüne.

    Yeni dostlar eklenmez oluyor, birtakım arkadaşlıklar zaman içinde yokoluyor, ilişkiler karmaşıklaşıyor. Birbirini tanımanın en keyifli dönemleri bir tedirginlikle gölgeleniyor ve üflenerek yenen yoğurtların tadı hiç te aynı olmuyor.

    Ama hayat sürprizlerle dolu, istisnalar oluşuyor ve bunların istisna olduğunu anlayabilmenin olgunluğuna sahipseniz değeri de o oranda büyük oluyor. 35 yaşından sonra hayatınıza yeni bir dost katabildiyseniz, 20 yaşınızın saflığı ve açıkgönüllüğü ile çıkar ve riyadan uzak bir ilişki kurabildiyseniz inanın bana siz de bir istisnasınız.

    Çünkü 21. yüzyılda paylaşmak, güvenmek, sevmek ve dostluk herkes için bambaşka anlamlar taşıyor. Siz de bu sözcüklerde sizinle aynı anlamı gören birine raslarsanız eğer ona sıkı sıkı sarılın, inanın bana yolun yarısından sonra kurulan dostlukların tadı bir başka oluyor. Resim

#18.08.2016 06:31 0 0 0