Necmettin Erbakan

Son güncelleme: 01.03.2011 13:26

  • 29 Ekim 1926'da Sinop'ta, Hakim Mehmet Sabri ile Kamer Hanım'ın oğlu olarak dünyaya geldi.

    İstanbul Teknik Üniversitesi Makine

    Fakültesi'nden 1948 yılında mezun oldu. Aynı fakültede asistanlığa başladı. Almanya'nın Aachen Tecnische Hochshcule'de doktorasını yaptı.1954'de İTÜ'de doçent, 1965'te profesör ünvanlarını aldı. 1967'de Odalar Birliği Genel Sekreterliği'ne seçildi.

    Bu yıllarda sekreteri olan Nermin Hanım'la evlendi. Evlendiklerinde Erbakan 41, Nermin Hanım 24 yaşındaydı. Bu dönemde çağdaş giyimli olan Nermin Hanım'ın düğününde başı açık bir gelinlik giydiği ilerki yıllarda gündeme getirildi. İskenderpaşa Camii'nde Nakşibendi şeyhi Mehmet Zahit Kotku tarafından kıyılan dini nikahtan sonra, Yeşilköy'deki Çınar Otel'de sazlı sözlü içkili bir düğünle evlendikleri yazıldı.

    1969'de tarikatların desteğiyle Konya'dan milletvekili seçildi. 1970'de Milli Nizam Partisi'ni kurdu, ancak parti kısa bir süre sonra Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldı. Erbakan, İsviçre'ye gitti. 11 Ekim 1973'de MNP kadrosuyla MSP'yi kurdu. 1974-78 döneminde üç ayrı kaolisyon hükümetinde başbakan yardımcılığı yaptı.


    12 Eylül'de bir süre İzmir Uzunada'da gözaltında tutuldu.
    15 Ekim 1980'de 21 MSP yöneticisiyle birlikte 'MSP'yi illegal bir cemiyete dönüştürmek ve laikliğe aykırı davranmak ' suçlamasıyla tutuklandı. 24 Temmuz 1981'de serbest bırakıldı ve beraat etti.

    1982 Anayasası gereğince 10 yıl siyaset yapma yasağı aldı.
    1987'de halk oylamasıyla tekrar siyasete döndü. 19 Temmuz 1983'te kurulan Refah Partisi'ne daha sonra genel başkan seçildi. 1991 seçimlerinde Konya'dan milletvekili oldu.

    1995 seçimlerinde 158 milletvekili ile birinci parti oldu. DYP-ANAP kaolisyonu başarısız olunca DYP ile kurduğu REFAHYOL hükümetinde 28 Haziran 1996'da başbakan olarak göreve başladı.
    21 Mayıs 1997'de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, RP'nin kapatılması için Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu ve RP kapatıldı.
#18.06.2007 17:47 0 0 0
  • Ağır sanayi hamlesinin baş mimarı.Siyonistlerin ve emperyalistlerin baş düşmanı.D-8 projesinin kurucusu.Milli değerlere sahip çıkıp bağımsız bir Türkiye için savaşan bir Mücahit.Kıbrıs Fatihi.
#17.09.2007 20:54 0 0 0
  • Yazının başlığına bakıp da, sizlere müteveffa birinden bahsedeceğimi sanmayın. Aksine bahsedeceğim insan, vermiş olduğu hizmetler ve de atmış olduğu imzalarla badema yaşarken ismi ölümsüzleşen bir li-derdir. Liderin varlık nedeni, peşinden sürüklediği halk kitlesidir. Her koşulda lider halkın hizmetinde olmalı ve mensubu olduğu Milletin müreffeh olması için çalışmalıdır.

    1969'da Adalet Partisi'nden milletvekili aday adaylığı Süleyman Demirel tarafından veto edildiği için, Konya'dan bağımsız aday olan ve iki milletvekili seçtirecek kadar oy alarak meclise giren, Sayın Necmettin Erbakan, siyaset dünyasına yeni bir renk ve soluk getirmiştir. Çünkü onun duruşuna yansıyan, renk ve soluğu diğer seçilmişlerin aksine çok farklıydı. İnandığı davanın ka-ralılığını yansıtan rengi, sanki siyaset yolcuğunda gelecek sancıların günlerin habercisi gibiydi. Lakin hoca kefenin renginde seçtiği bu elbisesini, sonuçları ne olursa olsun asla çıkartmayacaktı.

    Erbakan Hoca 1970'de Milli Nizam Partisi'ni kurdu. Ancak parti kısa bir süre sonra Anayasa Mahkemesi tarafından ka-patıldı. 11 Ekim 1973'de MNP kadrosuyla Milli Selamet Partisi'ni kurdu. 1974-1978 döneminde üç ayrı koalisyon hükümetinde başbakan yardımcılığı yaptı. Bu dönemde, Kıbrıs Barış Harekâtı'nın yapılmasını savundu. Kıbrıs konusunda sergilediği tavırla dün-yaca da tanınan bir lider oldu

    Amacım uzun uzadıya hocanın siyasi hayatını anlatmak değil, altını çizmek istediğim siyasi liderler içinde en sancılı süreci yaşayan bu dava adamının duruşu ve her zaman ülkenin siyasi zeminin de, önemli bir yer edinmesidir. Bunu ülkemizin siyasi tarihinin son yarım asrına tanıklık eden her kes bilir. Bugün göz ardı edilen ise hocanın İslamiyet adına bu topraklara attığı tohumlardır. Televizyonun henüz yeni yeni ülkemizi kuşatmaya, o yılların firavunu olmaya hazırlandığı, masonların cirit attığı ülkemde, Dallas dizisi ile aile yapısına ilk dinamit bırakılırken; yerli filimler de ise mini etekli kızlar öpüşmeye hazırlanıyor. Sinekli Bakkal mubassır filmlerde kurtuluş savaşının sütçü imamları yobaz, işbirlikçi gösterilerek sanki karalanarak silinmek, hâsılı unutturulmak isteniyordu.

    Herkese din ve imamların öcü gösteril-meye çalıştığı bir dönemde, tatlı dili nükteli vuruşlarıyla bir adam çıkmış; adeta tek başına unutturulmak istenen İslami düşünceyi hatırlatmak istiyordu. Mamafih o yıllarda kuşatılmış bir ülkede, hoca cübbesini yerden alarak, Melami hırkasını giyen bu lider zoru seçmişti

    Tam, kendi teşkilatını kuruyor halkına kendini kabul ettiriyordu ki eşit şekilde başlamadığı bu koşuda, demokrasi havarileri, hocaya tekrar başlangıç çizgisini gösteriyorlardı.

    Yine balık hafızalarımızı zorlayalım isterseniz. Sayın Necmettin Erbakan, 12 Eylül'de bir süre İzmir Uzunada'da gözaltında tutuldu. 15 Ekim 1980'de 21 MSP yöneticisiyle birlikte 'MSP'yi illegal bir cemiyete dönüştürmek ve laikliğe aykırı davranmak ' suçlamasıyla tutuklandı. 24 Temmuz 1981'de ise meşakkatli günlerin ardından, beraat etti.

    Zor geçen günler sanki yeni muştuların habercisi gibiydi. Bayrağı bıraktığı yerden her defasından yeniden alan Erbakan hoca, azm-i iştiyakla kurduğu, Refah Partisi ile 1995 seçimlerinde 158 milletvekili ile birinci parti oldu. DYP-ANAP koalisyonu başarısız olunca DYP ile kurduğu REFAHYOL hükümetinde 28 Haziran 1996'da başbakan olarak göreve başladı. Bu süreçte herkesin kabul ettiği bir uyumla başarılı çalışmalara koalisyon hükümeti imza atsa da, 21 Mayıs 1997'de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, RP'nin kapatılması için Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu ve RP kapatıldı. Hakkında açılan davalardan (kayıp trilyon davası) aldığı hapis cezaları ilerleyen yaşı göz önüne alınarak ev hapsine çevrildi.

    Şimdi söyleyin dünyada kaç lider vardır. Halkın oyu ile iş başına gelen hakem kararıyla yenik ilan edilen? Kaç lider vardır, ilerlemiş yaşına rağmen, hala dış ve iç güçlere karşı mücadele veren ve hala en korkulan lider olan. Korkulan diyorum, çünkü onun yanında olanlar makam mevki sevdasına yenilmeyen, doğru bildikleri yolda her şeye rağmen yürüyen insanlardan oluşmakta. Çünkü onların lideri ahlâk-ı haseneye, bağlı tebaasına üst düzeyde yararlı olma düşüncesinde oluşturur, yol ve yörüngesini. Önemli başarılarından hemen aklımıza gelen birkaç tanesini sayarsak; , D-8 adlı bir organizasyonun liderliğini gerçekleştirildi. Bu aslın da Hocanın unutulmayacak batıya karşı attığı fetih niteliğinde bir adımdı. Hazinenin, iç piyasaya borçlanma ihtiyacını ortadan kaldıran "Havuz Sistemi" uygulamasını başlattı. Memura her ay, enflasyon + büyüme oranında zammı otomatik olarak verme anlamına gelen s.mobil sistemini uygulamaya başladı. Memur, emekli ve işçiye % 110 ile % 200 oranlarında üst üste zamlar gerçekleştirildi. Esnafa yüklü miktarlarda kredi imkânı sağlandı. Her dönem de ezilen halka, yapılan bu iyileştirme harekâtını kıskançlıkla izleyen muhalefet ve basın kaynağı sorduğunda ise, Hoca'nın ce-vabı hazır ve netti:"Biz boşa akan musluklardan sadece birini kapattık"
    Belki de diğer muslukları kapanmasından korkulduğu için hep kolay olan seçilmiş, hocanın partisi kapatılmıştı. Çünkü o çok hızlı koşuyordu. Ve politika kulvarının tosbağalarının ona yetişmesini sağlamak için arada bir hocayı başlama çizgisine göndermek gerekiyordu

    Gazetecilik hayatım boyunca benimde en ağır şekilde eleştirdiğim, belediye seçimleri hariç oy bile vermediğim hocayı, yaşanılan süreci sorguladığımda, kızarıyor, kırmızı bir adam olarak ben bile anlıyor; saygı duyuyorum. Oysa onun yaptığı aşı ile bugün her alanda sahne alanların onu bu kadar çabuk unutmasına, felsefesini yumuşatmaya çalışarak yok saymasına akıl erdiremiyorum.

    Beyler Erbakan Hoca, elindeki tohumları öyle mümbit topraklara atmıştır ki, son çeyrek yüzyılda muhafazakâr kesim, iş dünyasından medya sektörüne, siyasete kadar seçkin yerini almıştır. Milli talebe birliğiyle başlayan, Milli gençlik vakfıyla pişen donanımlı bir gençlik, ülke yönetiminde, tırnak olmaktan kurtulup omurga olmuştur. Bugün sesinizin çıktığı medyanız, Müsiad'ınız, Anadolu kaplanlarınız, itibarını kazanmış köşeleri mesken tutan hocalarınız, size benzeyen yöneticileriniz, sendikalarınız Hep onun sayesindedir. Ahde vefa adına benden hatırlatması.

    Bir gün bir adam, Almanya'da başarılı bilim adamlığı sayesinde; önüne sunulan zengin sofrayı, hiç düşünmeden elinin tersiyle itti. Ülkesinin kıraç topraklarında giydi ateşten gömleği, tek dileği eline aldığı bir avuç tohumu serpmek inanç başakları yetiştirmekti, bu hüzünlü, çorak coğrafyada.

    İyi ve kötünün ayırt edilmediği bir çağda miğferi, dilinde duası, düşlerinde ise, ağır sanayi hamlesi manzume oldu, sancılı ve kutlu yolculuğuna. Yüreğine yerleşen aşkı, ismini dağa taşa yazdığı "adil düzen" anlayışıydı. Hep bu pencereden baktı Ankara'nın puslu ve kirli siyaset arenasına
    Erbakan Hoca'nın, siyaset pusulasında ahlak, önce adil olmakla başlar. Adil düzen anlayışı ise vicdan sahibi olmayı ve tutarlı davranmayı gerektirir. Adil düzen anlayışı ile hareket edenler, haksızlıklar karşısında, makam mevki uğruna suskun kalamaz

    Susmak, aldırmadan yürümek sadece dünya yolculuğuna çıkmış insanlar için geçerlidir. Şimdi Erbakan hocanın susmasını artık köşesine çekilmesini isteyenlere soruyorum: Siz içinizde böyle bir sevda varken susar mıydınız?
    Bu yüzdendir ki bu koca çınar yaşadığı sürece, siyaset sahnesinde hep olmalı. Unutmayın çınarlar ayakta ölür. Milli Görüş Hareketi'nin 2001 yılında bölünmesinden sonra Erbakan'ın da desteklediği Milli Görüş'çü kanat Recai Kutan başkanlığındaki Saadet Partisi'ni, yenilikçi kanat ise 2002 Seçimleri'nde iktidara gelen AK Parti'yi kurdu. Ne yazık ki onu ilk unutanlar ise, babası yaşlandığında ilk horlayanlar misali, dalında filiz veren bu yenilikçi kanat oldu. Şimdi lütfen Erbakan Hoca'nın sağlığında şu sorunun cevabını verelim: Hocayı nasıl bilir siniz? Sorusunu sık sık kendimize soralım. Cevabını ise simli aynalardan uzak, rabıta uzletinde nefis sancısından ırak verelim. Verelim ki, yamacından bitevi bir rüzgârla savrulan, bir zamanlar onun öğrencisi olanlar! Eğer yolculuğunuz hala iki dünya içinse. Hoca'nızdan aldığınız tecrübe ve birikimle hareket edin. Yok, sadece bu dünya içinse durmak yok, takiyeye devam!
    Hakikate dönüşecek büyük hayaller kuran ve bu hayallerini gerçeğe uyarlayana ölüm yaşamak olur.(Aynı gazetenin köşesini paylaştığım Ersal Özkan'ın, metafizik düşler kitabından)

    Yazan: Benim adım kırmızı
    KIRMIZI, KIZARAN, KIZARDIKÇA AKLIMIZA DÜŞEN SÖZLER:
    Kırmızı adam der ki:
    Sen geldiğinde, inanç ikliminin çocukları mahzun
    Gül solmuş, bülbül suskun
    Gönül köprüleri yıkılmıştı hocam
    Şimdi dağ başında, boran karda
    Senin nefesinde eriyen suların pınarından içiyoruz.
    Biz tarihi anlamadığımız için anlamdık seni
    Mevsimsiz kaldık karda, kışta
    Hakkını helal et hocam!

    ALINTIDIR....
#06.11.2008 07:55 0 0 0
  • çok ilginç saol
#07.11.2008 13:28 0 0 0
  • GÜZELDİ TEŞEKÜRLER
#07.11.2008 15:47 0 0 0
  • dünde imzanda ki şiir bumuydu farkında degilim ama bu yazıyı okudugumda aklıma gelen ilk şey şu an imzanda ki şiir "Savunan Adam"dı.
#07.11.2008 16:20 0 0 0
  • imzamda ki şiir ilk ve son mısrası
#07.11.2008 16:28 0 0 0
  • Erbakan siyasetin en renkli kişiliklerinden biri.

    nükteleri ve zeka ürünü teşbihleri süperdi kendini takip ettirirdi.

    refah-yol döneminde ücretli çalışanına hakkını en iyi şekilde verendi. üst bürokratların insiyatifinde verilen liyakat ücretlerini ilk ve tek kez onun döneminde aldık aslında her yıl almamız gereken ücret nedense hiç verilmedi halada verilmiyor.

    Türkiye için çok şey yapmak istedi ancak dünya vatandaşı olmayı beceremeyecek kadar dürüst olduğu ve kalbi bağlılığı nedeniyle sistemlere ayak uyduramadığı için sistem out olduğunu ancak şimdi anlayabildim.

    elindeki imkanları kendisi ve ailesi için kullanmadığını ve ideallerinin üstün geldiğini düşünüyorum. İslam birliği kurma düşüncesini tüm uyarılara rağmen uygulamak istemesi onun sonunu getirdi.

    TÜM DÜNYANIN YENİ TRENDİ ''DÜNYA VATANDAŞI OLABİLMEK'' beceremeyen dünyanın hiç bir yerinde tutunamıyor yani sisteme ucundanda olsa ayak uydurmak gerekiyor.
#07.11.2008 16:30 0 0 0
  • ben pek iyi şeyler diyemicem..
#07.11.2008 18:09 0 0 0
  • herkesin anlamasını beklemek mümkün değil zaten
#08.11.2008 10:35 0 0 0
  • Herkesin bakış açısı farklı herkes senin gibi düşünmek zorunda değil saygı duy.

    Erbakanı sevmemek anlama kıtlığımı oluyor.
#08.11.2008 10:46 0 0 0
  • anlama kıtlığı meselesi değil herkesin hocayı anlaması mümkün değil dedim

    herkesin düşüncesi kendine sonuçta beni bağlamaz bende kimseyi bağlamam
#08.11.2008 11:49 0 0 0
  • Türkiyede Kumarhanelerin kapatılmasını sağlayan tek lider

    işçisini memuru en çok kollayan emeklerinin hakkını ödeyen tek başbakan

    Büyük devlet adamı dürist bir insan, vasat bir siyasetçi
#08.11.2008 12:33 0 0 0
#08.11.2008 12:55 0 0 0
  • @MaRaBoGLu61 adlı üyeden alıntı:
    Türkiyede Kumarhanelerin kapatılmasını sağlayan tek lider

    işçisini memuru en çok kollayan emeklerinin hakkını ödeyen tek başbakan

    Büyük devlet adamı dürist bir insan, vasat bir siyasetçi
    Orijinali Göster...


    Büyük devlet adamı dürist bir insan, vasat bir siyasetçi

    aynen yüzde yüz katılıyorum. isteyen derin derin düşündüğü zaman, ne demek istendiğini geçmişe ve günümüze bakarak rahat rahat çözer, İSTESEYDİ şu anda hala postunda oturuyor olurdu.

    milletçe bu tip insanların siyasetini pek sevmiyoruz biraz kaynaşıklık var kanımızda rahat durmayız biz, accık kargaşayı kavgayı severiz o yüzden milletçe hiç başımız beladan kurtulmaz.
#08.11.2008 12:57 0 0 0
  • @mihmandar adlı üyeden alıntı:
    [alinti=#3041226]MaRaBoGLu61[/alinti]

    Büyük devlet adamı dürist bir insan, vasat bir siyasetçi

    aynen yüzde yüz katılıyorum. isteyen derin derin düşündüğü zaman, ne demek istendiğini geçmişe ve günümüze bakarak rahat rahat çözer, İSTESEYDİ şu anda hala postunda oturuyor olurdu.

    milletçe bu tip insanların siyasetini pek sevmiyoruz biraz kaynaşıklık var kanımızda rahat durmayız biz, accık kargaşayı kavgayı severiz o yüzden milletçe hiç başımız beladan kurtulmaz.
    Orijinali Göster...
    o yüzden milletçe hiç başımız beladan kurtulmaz.

    Yukarıda söylediğiniz gibi kurtulmaz kurtulmaz malesef

    Ayrıca Hoca Cumhuriyet tarihinde silahlı kuvvatlerden muhtıra yemiş tek devlet başkanı
    İmamhatiplerin kapatılmasına dayatma ile imza koymuştur

    orada belki bir yalnışı oldu
    Sineyi millete dönseydi kendisi ve parisi için hayırlı olurdu
    lakin türkiye için hayırlı olurmuydu bu bi
    linmez milyonları sokağa dökebilirdi bunu yapmadı uzlaşmacı olmaya çalıştı
    isyan çıkarmadı türkiye kazansın diye
    kendini feda etti diye düşünüyorum
#08.11.2008 13:21 0 0 0
  • millet Hoca için sokağa dökülmezdi, onun o tür misyonu yoktu zaten, zavallı, nasrettin hocanın fil hikayesi gibi kalakalırdı, askerde biliyordur zaten bunun böyle olacağını...

    o tarihte onun misyonu Türkiyedeki muhafazakar insanların yapısını belli etmekti pek öyle makam meraklısı değildi ve kendi gibi yaşayan insanlarında var olduğunun ve gerektiğinde onlarada oy potensiyellerine göre bazı kolaylıkların sağlanmasıydı.

    sevip sevmemek hatta sempati duyup duymamak ayrı mesele ama NASIL BİLİRDİNİZ sorusuna yılların tecrübesiyle helalinden İYİ BİLİRİZ! vesselam...
#08.11.2008 14:17 0 0 0
  • yaw fazla derinlere dalmayin
#08.11.2008 14:20 0 0 0
  • Cenaze namazında sorulmuş soru gibi geldi :Dmerhumu nasıl bilirdiniz

    Allah gecinden versin iyi biliriz

    iyi kimelerimizdendir:)bEN KENDİSİNDEN RAZIYIM ALLAHDA RAZI OLSUN
    Kumarhaneleri Kapatması bile Büyük Bir İcraatdır
#08.11.2008 14:21 0 0 0