İşte hayat hikayem...

Son güncelleme: 06.09.2004 15:13
  • Bir ilkbahar sabahıydı.
    Güneş, pırıl pırıl altın ışıklarını
    yer yüzüne yolluyordu.
    Bu ışınları gören kozalardan
    o sabah beyaz bir kelebek çıktı.
    Çok büyük ve tül gibi ince
    bembeyaz kanatları vardı.
    Birden kendini bir bahçenin
    çiçekleri arasında buldu.
    Önce keşif uçuşuna çıkıp
    bahçeyi dolaştı.
    Sonra dinlenmek için
    kırmızı bir güle kondu.
    Dinlenirken, kanatlarını
    dikleştirip birleştirmisti.
    Etrafına baktı.
    Doyasıya yeşilliğe daldı
    saatlerce seyretti...
    Dinlenmişti.
    Şimdi dolaşma vaktiydi,
    yaşamalıydı, önünde uzun zamanı vardı.
    Ağaçlara uçtu. Çiçeklere kondu.
    Mutluydu, özgürdü.
    Herkes ona bakıp "ne güzel" diyordu.
    Akşama kadar çiçekten çiçeğe,
    daldan dala uçup durdu.
    Güneş batarken
    bir garip his kapladı içini,
    artık öğrenmişti.
    Sadece bir günlük olan ömrü bitmişti.
    Son bir kez etrafına baktı.
    Batan güneşe daldı.
    Ve bi daha hiiiiç uyanmadı...
#06.09.2004 14:54 0 0 0
  • Aşık olduğumuz insanda başkalarının görmediği bir şeyler görürüz. Aynı şey şehrimiz için de böyledir. Tarif etmekte zorlandığımız, bazen de gizli kalmasını istediğimiz güzellikler vardır, orada yaşamak, uzaktan özlemektir onu benzersiz kılan. Bazen de dar gelir şehir, kalabalığında boğulursunuz, ya da yalnızlığınızı körükler milyonlarca insan.

    .
#06.09.2004 15:13 0 0 0