Şimdiki aklım olsaydı; dünün acısını, bugünün sancısını, yarının kaygısını yaşamazdım.
Ulaşılmaz aşkların tartışılmaz üstünlüğüne inanmaz, tel örgüye
takılarak pantolonumu yırtmazdım.
Şimdiki aklım olsaydı; aşkın,"Sen benim erişilmezim, vazgeçilmezim,
unutulmazımsın" diyenlerin dayandıkları palavradan ibaret bir payanda
olduğunu bilir ve ulaşılmaz sandığımız yıldızların gerçekte bir taş ve kum yığını olduğunu, yıllarca beni oyalayan aynanın arkasının katranlı kâğıtla kaplı olduğunu anlardım.
Şimdiki aklım olsaydı; yıllar sonra, "öyle değil, şöyle davransaydım sonuç daha değişik olurdu"nun muhasebesini yapmanın faydasız olduğunu, dua çiçeklerini ağlatmanın, gökkuşağının canlı renklerini soldurmakla eşdeğer olduğunu anlardım.
Şimdiki aklım olsaydı; bir başkasıyla asla derken, sevdiğinizi bir
başkasıyla gördüğünüzde, bu kadarı da fazla demenin kendimi aldatmaktan başka bir işe yaramayacağını, yeryüzündeki bütün yolların denize çıkmadığını, bütün nehirlerin ummanına akmadığını öğrenmek olduğunu bilirdim.
Şimdiki aklım olsaydı; içimde derin bir hüzün, kumsalda yürürken uzun uzun, bir sarhoşun kafasında geçmişteki sancıların bilançosunu hesaplarken bu med ve cezir bileşkesinin kimyasını bir simyacı gibi düşünmekten başka bir şey olmadığını anlardım.
Şimdiki aklım olsaydı; önümü görmeden hep geriye bakmaz
ve istasyonda oturup, giden trenin dönmeyeceğini bile bile dönmesini
beklemezdim.
Şimdiki aklım olsaydı,"Bir dönüp baktım ki geçmiş seneler, içimde birikmiş neler neler olmuş kördüğüm, aynadaki gözlerimde gördüğüm, hala senin için yanmakta ve ağlamaktayım," demez ve boş bir şişe içinde başarı kutlamazdım.
Şimdiki aklım olsaydı; en yaşlı totemi bu gece yaşantımdan çıkaracağım derken, tapınağa her zamankinden daha çok gitmezdim.
Şimdiki aklım olsaydı; milyonların yaşadığı bu kentte, yamaçtan inen
huzursuz akşamların koynunda yalnızlığımı paylaşacak bir dost bulamamak, caddeden geçen araçların motor gürültüsüyle sabahlamak, yeni bir güne başlarken, bir gün döneceksin diye kaç yıl aç ve muhtaç kaldım sevgiye demek yerine, yeryüzündeki bütün nehirlerin sevgidenizine akmasıyla ve sevgi denizinin ummanına kavuşmasıyla son bulacağına asla inanmazdım.
Şimdiki aklım olsaydı; kumsalda büyük bir ateş yakıp, denizin yakamozlarını seyrederken sabahlamazdım, martı çığlıklarını gitar mırıltısı sanıp ağlamazdım, dalgaların kumsalı öperken çıkardığı hışırtıyı aşk ninnisi sanmazdım.
Ve güzelim şimdiki aklım olsaydı, seni sevmezdim, nefret etmem gerekirken seni övmezdim, denize bakıp bakıp sövmezdim.
Şimdiki aklım olsaydı...Ahh şimdiki aklım olsaydı...