MATERYALİZM -Özdekçilik

Son güncelleme: 20.08.2007 14:45
  • MATERYALİZM (Özdekçilik)

    Evrendeki tek cevherin madde olduğunu ve bütün varlıkların maddeden türediğini öne süren görüş

    Alm. Materialismus, Fr. materialisme, İng. mııterialism, es. t. Maddiye

    Bütün evrenin, her varlığın ve olgunun, en temelde maddi özellik gösteren öğelerden oluştuğu, bunlarla ilgili açıklamaların da bu öğelere ve aralarındaki ilişkilere indirgenebileceği yolundaki görüş.


    1- Her türlü gerçekliğin -yalnızca nesnel değil, ruhsal ve tinsel olan gerçekliğin de- özünü ve temelini özdekte gören, özdekten başka hiçbir tözün bulunmadığını öne süren dünya görüşü. //

    Özdeği evrenin ilkesi yapan eski Yunan atomcularından Leukippos ve Demokritos'tan beri özdekçilik türlü biçimlerde ortaya çıkar. İngiltere'de 17. yüzyılda Hobbes, Fransa'da 18. yüzyılda Lamettrie ve Holbach, Almanya' da 19. yüzyılda Ludwig Büchner'le en yüksek düzeye ulaşmıştır.

    2- (Ahlak felsefesinde) Yalnızca yararlı ve haz veren şeyleri erişilmeye değer sayan, içeriksel-özdeksel değerler dışında kendi başına var olan bağımsız bir değerler alanını kabul etmeyen dünya görüşü.

    Maddecilik özellikle, dualist ve tinselci görüşler karşısında gelişmiştir. Bunların ilkinden daha çok tekçi özelliğiyle, ikincisinden ise idealizme karşı gerçekçi özelliğiyle ayrılır. Dualizmdeki apayrı ve birbirine indirgenemeyecek iki varlık görüşüne karşı maddecilik, varlığın en temelde tek bir biçimi olduğunu ileri sürer. Buna göre, düşünsel ya da zihinsel denen olgular ya maddi olguların karmaşık biçimleridir ya da varlıkların temellerindeki yapıya indirgenerek açıklanabilir. Tinselci ve idealist görüşler karşısında da maddecilik düşünsel ya da zihinsel olguların kendi başlarına var olmadıklarını, görünürdeki var oluşlarının ise onları olanaklı kılan maddi bir temel üzerinde açıklanabileceğini öne sürer. Ruh-beden ya da düşünce-madde ayrımının aldatıcı olduğunu bu iki varlık türünün gerçekte tek bir maddi temelin iki farklı görünüşü olduğunu savunur.

    Maddecilik tarih ve toplum gibi insana ilişkin varlık alanlarının açıklanmasında bunlara bir "amaç", "erek", ya da "istek" atfetmek yerine, maddi bir temele dayanan anlamlı nedenlere başvurmayı öngörür. Bu yaklaşıma göre insanların toplum ve tarih içinde ürettikleri düşünsel içerikli olgular vardır, ama bunlar tek başlarına ne ortaya çıkabilirler, ne de bu alanlarda etkili olabilirler. Bunları hem ortaya çıkaran, hem de etkiliymiş gibi görünmelerini sağlayan maddi ve somut nedenler vardır. Bu nedenler, tarihsel ve toplumsal değişimlere yol açan asıl etkendir. Düşünsel içerikli olgular ancak bu asıl etkene başvurularak açıklanabilir.

    Maddecilik ps.koloji gibi bireylerin zihinsel süreçlerini inceleyen bilgi dallarında da örneğin duygu, düşünce, amaç koyma ve yönelmelerin nedenlerini, bunların temelinde yatan organik, fizyolojik maddi süreçlerde arar. Buna göre, insanın belirli bir düşünceye sahip olması , bedenindeki en yalın fizyolojik süreçlerden beynindeki elektromagnetik etkinliğe kadar bir dizi maddi etmenin sonucudur. Zihinsel süreçlerin temelinde yatan maddi süreçler yeterince anlaşılırsa, zihin de anlaşılmış olacaktır.

    Batı felsefesinde maddecilik geleneğinin başlangıcı Sokrates öncesi filozoflardan Demokritos ve öğretmeni Leukippos'a dayandırılır. Atomculuğun da ilk biçimini ortaya atan bu filozoflara göre, bütün everen daha fazla bölünemeyecek, katı, tek başına var olan küçük parçalardan (atomlardan) oluşuyordu. Dünyadaki her olay, bu atomların birbirleriyle etkileşiminin yarattığı süreçlerden kaynaklanıyor, algı ve bilgi de bu parçacıkların insanların organları üzerindeki etkilerinden doğuyordu. Eski Yunan ve Latin sonrası dönemde, Hıristiyanlığın etkisiyle maddecilik hemen tümüyle bir yana atıldı.

    Yeni çağda çeşitli bilimlerde ulaşılan somut sonuçlar, felsefede de maddeciliğin yeniden doğmasına yol açtı. 17. yüzyılda, İngiltere'de Thomas Hobbes ve Fransa'da Pierre Gassendi, eski atomculardan da esinlenerek, maddi temeller üzerine kurulu bir dünya görüşünü işlediler. Gassendi deneyimle elde edilen olguları açıklarken modern bilimlerin yöntemlerini kullandı. Hobbes ise duyumların beyinde oluşan maddi hareketler olduğunu ileri sürdü.

    Materyalizm 19. yüzyılda doğa bilimlerindeki önemli gelişmeler sonucu yeniden güçlendi. Özellikle Darwin'in biyolojide yarattığı devrim, doğal düzene ilişkin görünürdeki kanıtların tümüyle nedensel nedenlere dayanarak açıklanabileceğini gösterdi.

    20. yüzyılda modern fizikte görülen devrim niteliğindeki gelişmeler nedensel temellere dayalı yaklaşımları sarsarken, katı ve bölünmez maddi temel sayılan "atom" düşüncesinin de sorgulanmasına yol açtı. Bunun sonucunda maddecilik tartışması daha çok bilimsel yöntem ve uygulamalar açısından sürdü. Fizikteki gelişmeler nedeniyle madde kavramı gittikçe daha az açıklayıcı ve anlaşılır olmaya başladı.
#20.08.2007 14:45 0 0 0