Kafiye (Uyak) BiLgisi

Son güncelleme: 20.08.2007 15:28
  • Kafiye: Mısra sonlarında, farklı kelimelerdeki ses (harf) benzerliğine kafiye
    denir. Kafiyenin oluşabilmesi için mısra sonundaki kelimelerde şu özellikeleri
    aramak gerekir:

    a) Ses benzerliği olan kelimelerin farklı kelimeler olması gerekir.
    b) Ses benzerliği olan kelimelerin yazımının aynı olması gerekir.

    Altın da bir pula olur mu kabil
    Ehli ile konuş olasın ehil
    Cahille konuşma olursun cahil
    Kişi ayarından düşer mi düşer

    Yukarıdaki şiirde "il" seslerinde kafiye vardır. Ses benzerliğindeki seslerde,
    ses sayısının artmasına göre kafiye çeşitli kısımlara ayrılır:

    a) Yarım Kafiye: Mısra sonlarında tek ses benzeşmesine dayanan kafiye
    türüdür. Aslında, bu benzeşmenin sessiz harflerde olması gerekir. Halk
    edebiyatında yarım kafiye çok kullanılmıştır.

    Mehmed'im sevinin başlar yüksekte!
    Ölsek de sevinin eve dönsek de


    b) Tam Kafiye: Mısra sonlarında iki sesin benzeşmesine dayanan kafiye
    türüdür.

    Nasihatim sana: Herzeyle iştigali bırak
    Adamlığın yolu nerdense bul da girmeye bak


    c) Zengin Kafiye: Mısra sonlarında üç ve daha fazla sesin benzeşmesiyle
    meydana gelen kafiye çeşididir.

    Her şey akar su, tarih, yıldız, insan ve fikir
    Oluklar çift, birinden nur akar birinden kir

    Not (1): Kafiye olan sesli harflerin üzerinde uzatma işareti "^" varsa,
    bu sesliler tek ses değil iki ses olarak kabul edilir ve buna göre de kafiye
    türü değişir.
    Mesela İstiklaâl Marşı'nın yedinci kıtasındaki

    Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ
    Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şühedâ
    Cânı cananı bütün varımı alsın da Hüdâ
    Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüdâ

    "da" seslerinde tam değil, zengin kafiye vardır.


    Not (2): Tunç kafiye olarak adlandırılan kafiye türünü bazı edebiyatçılar
    kabul ederken, bazıları da kabul etmez. Bu sebeple Tunç kafiye
    kimi kitaplarda anlatılırken kimi kitaplarda hiç değinilmez. Fakat çoğu
    edebiyatçı bunu farklı bir kafiye türü olarak kabul etmez ve Zengin
    kafiyeye dahil eder.
    Farklı bir kafiye türü olmadığını kabul etmemekle birlikte
    bu kafiyenin de tanımını bilmekte yarar var:

    Tunç Kafiye: En az üç sesten oluşan bir ya da daha çok kelimenin
    diğer mısraların içinde geçmesiyle oluşan kafiye türü olarak tanımlanır.
    Mesela:

    İnsan bu, su misali kıvrım kıvrım akar ya
    Bir yanda akan benim öbür yanda sakarya

    mısralarında bu özellik görülebilmekte ama zengin kafiyeden bir farkı
    olmadığı açık..

    d) Cinaslı Kafiye: Okunuşları ve yazlışları aynı ancak anlamları farklı
    olan kelimelerle yapılan kafiye çeşididir. Tunç kafiye sesteş kelimelerle
    yapılır.

    Niçin kondun a bülbül
    Dalımdaki asmaya
    Ben yarimden vazgeçmem
    Götürseler asmaya

    Yukarıdaki şiirde, ikinci mısrada asma kelimesi "üzüm veren bir bitki";
    dördüncü mısrada ise "öldürmek" anlamında kullanılmıştır.

#20.08.2007 15:27 0 0 0
  • Redif

    Redifin tanımını yapmadan önce şunları bilmek gerekir:
    * Redifler daima mısranın en sonunda bulunur, yani kafiyeden sonra gelir.
    * Redifin olduğu her yerde mutlaka kafiye de vardır. Bu sebeple redifin
    bulunduğunu gördüğünüz her yerde kafiyeyi de bulmaya çalışınız.

    Redif: Mısra sonlarında, görevleri aynı olan eklerin, ya da anlamları aynı
    olan kelimelerin tekrarlanmasına redif denir. Tanımdan da anlaşılacağı
    üzere iki tür redif vardır:

    a) Ek Halindeki Redifler
    b) Kelime Halindeki Redifler

    a) Ek Halindeki Redifler: Eş görevli eklerin tekrarlanmasıyla oluşan
    rediflerdir. Türkçe'deki yapım ve çekim eklerini kavramadan, ek
    halindeki redifleri kavramanız mümkün olamayacaktır. Eğer bu
    konularda bir eksiğiniz varsa, önce bunları tamamlamanız ve ondan
    sonra ek halindeki redifleri kavramak için çaba sarf etmeniz gerekir.
    Fakat, ek halindeki rediflerin çoğu, kelimeye bağlanan
    ekler olduğundan bu konudaki genel kaide: "Kelimenin köklerinde
    kafiye, eklerinde ise redif vardır." şeklindedir. Bu kural bilinerek
    mısraya bakılırsa ek halindeki rediflerin yüzde doksanı mısrada
    tahmin edilebilir. Ancak bu kaide her zaman geçerli olmadığından
    yine de "ekler" konusunda bilgi sahibi olunması konunun kavranması
    açısından gereklidir.

    Susuz değirmenlerin ne ile döner çarkı
    Kerem etmeyen beyin fakirden nedir farkı

    Yukarıdaki beyitte, "ı" sesleri, ismin -i hali olduğundan yani, her ikisinin de
    görevi aynı olduğundan rediftir. Kelimenin köklerinde ise "ark" sesleri
    benzeştiğinden bunlar da zengin kafiyeyi oluşturur.
    Bu beyite pratik yoldan yaklaşırsak: Beyitin birinci mısrasında,
    kafiyeye söz konusu olan kelimenin kökü "çark", ikinci mısrada ise kelimenin
    kökü "fark"tır. Dolayısıyla, "ı" seslerinin ek olduğu için redif olduğunu pratik
    yönden söyleyebiliriz.
    Kelimenin köklerinde kafiye bulunduğundan "ark" seslerinde de
    zengin kafiye vardır.
    Fakat, bu pratik yol her zaman işlemeyebilir:

    Kokuyor burnuma Sivr'alan köyü
    Serindir dağları soğuktur suyu
    Yâr mektup göndermiş yadigâr deyi
    Gözünün yaşını sil deyi yazmış

    Yukarıdaki dörtlükte, kelimelerin kökleri:
    "köy", "su", "de" dir. Görüldüğü gibi kelimelerin köklerindeki sesler aynı
    değildir. Acaba burada "y" sesi kafiye olarak mı yoksa redif olarak mı
    alınacaktır?
    Oysa, çözüm çok basittir."y" sesi birinci mısrada kelimenin köküne
    dahil olurken, ikinci ve üçüncü mısralarda yardımcı ses (kaynaştırma ünsüzü)'tir.
    Yani "y" seslerinin görevi farklıdır. Bu durum da kafiye tanımına uygun olduğundan
    kafiye olarak kabul edilecektir.
    Aynı durum İstiklal Marşı'nın üçüncü kıtasında görülmektedir:

    Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım,
    Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
    Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner aşarım.
    Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

    Yukarıdaki dörtlükte ise, kelimelerin kökleri:
    "yaş", "şaş", "aş" ve "taş" kelimeleridir. Burada da kelime köklerinden sonra
    gelen "a" sesleri kafiye olarak mı yoksa, redif olarak mı alınmalı sorusu akla
    takılmaktadır. O halde, bu köklere eklenen "a" sesinin görevinin ne olduğunu
    incelemek gerekir:

    İlk mısrada: yaş - a - r - ı - m
    kök yapım eki geniş zaman yardımcı ses I. tekil
    şahıs eki

    İkinci mısrada: şaş - a - r - ı - m
    kök yardımcı ses geniş zaman yardımcı ses I. tekil
    şahıs eki

    Üçüncü mısrada: aş - a - r - ı - m
    kök yardımcı ses geniş zaman yardımcı ses I. tekil
    şahıs eki

    Dördüncü mısrada: taş - a - r - ı - m
    kök yardımcı ses geniş zaman yardımcı ses I. tekil
    şahıs eki


    Yukarıda da görüldüğü gibi ilk mısradaki "a" sesi ile diğer "a" seslerinin görevleri
    farklıdır. Bu özellik sebebiyle, "a" seslerinin kafiye olarak alınması gerekir.

    b) Kelime Halindeki Redifler: Aynı anlamdaki kelimelerin tekrarlanmasıyla
    meydana gelen rediflerdir. Bu tür redifleri mısralarda görebilmek oldukça
    kolaydır:

    Doğru söylerim halk razı değil
    Eğri söylerim Hak razı değil.

    Yukarıdaki beyitte "razı değil" kelimeleri redif, ondan önceki "k" sesleri ise
    yarım kafiyedir.


    Bir başka örnek:
    Zannetme ki şöyle böyle bir söz
    Gel sen dahi söyle böyle bir söz

    Yukarıdaki beyitte "böyle bir söz" kelimeleri redif, ondan önceki "öyle" sesleri ise
    zengin kafiyedir..


    Bir başka örnek:
    Kimsesiz hiç kimse yok, var herkesin bir kimsesi
    Kimsesiz kaldım meded, ey kimsesizler kimsesi

    Yukarıdaki beyitte "kimsesi" kelimeleri redif, ondan önceki "r" sesleri ise
    zengin kafiyedir..


    Son olarak şuna da dikkati çekmek gerekiyor:
    Kelime halinde bulunan redfilerden hemen önce, ek halinde redif de
    bulunabilir. Böylece, ek halindeki redifle kelime halindeki redif arka arkaya
    gelebilir:

    Elimi beş yerinden, dağladı beş parmağın,
    Bağrımda yanmadık bir yer bırakmadan git
    Bir yarın göçtüğünü, çöktüğünü bir dağın
    Görmemek istiyorsan, ardına bakmadan git!

    İkinci ve dördüncü mısralarda hem ek halinde redif, hem de kelime halinde
    redif bulunmaktadır. Yukarıdaki mısralarda "madan" ekleri "zarf-fiil"dir.
#20.08.2007 15:28 0 0 0