Siirlerle MARDIN

Son güncelleme: 20.05.2009 13:45


  • Mardin Güneşin Nabzı

    Kınalar yakılmış gökyüzüne ilmik ilmik,

    Zılgıt sesleri titrer, hızmalı burunlar delik

    Taşlar ruhları akseder özünde nakış...

    Heybetli kalesinin hikmetidir Hakk'a yakarış.

    Özünde, sözünde mertlik olanların yurdu

    Ataların yadigarı ve ulu Artuklu

    Kız Kalesi gülümser, çekingen, ürkek ceylani

    Zaman ağır ağır işler kum saati misali

    Ruhlarda derin bir huzur, doğa mütebessim

    Saf tutan halaylarda medeniyetler kol kola

    Türküler çeyiz sandığını, bulutları saklar

    Ful çiçeklerinde avlu kokar, yıldızlar alevli,

    Yakıcı güneşte altın sarısı taşların aksi

    Destanların özü yansır sokakların merdivenlerinde,

    Güneşin nabzı atar, duraksız sevdalı yüreklerde

    Mezopotamya eğilir sadakatle Mardin'in önünde

    Diz çöker cömertliğiyle yeşil enginliğinde

    Güneş ışığı Nemrut'tan önce Mardin'e uğrar,

    Yağmurlar bereketi müjdeler, ağlar, yağar

    Musikiye aşina güvercinler takla atar

    Uçurtmalarda geleceğin güzelliği, geçmişin emaneti uçar...

    Mardin'de yaşam mitolojiyle dans eder,

    Ezanlar, çanlarla kardeşçe ve beraber...

    Karlar süslemek için işlemelerini can atar.

    Çeşmelerinde su tarihle coşkun, misk akar...

    Kuyular mahzen, güneş görmemiş define

    Ay ışığı güleç yüzlerde gamzeler oyar...

    Ne "Gondol'la" ilerlemek, rutubetli Venedik'te

    Ne "Kuleler" kenti süslü Paris'te

    Benim her şeyim, huzur sokağım, özüm, kaynağım...

    Asil memleketimde, MARDİN'de

    Sevginin adı gökyüzünde gülbin,

    Şirin yüreklerde MARDİN...
#23.08.2007 18:25 0 0 0
  • Mardin'de Bayram


    Ölüler ziyareti bekler, huzurun sessiz yurdunda,

    Sabahlar güneşe mahkum, kabirler hasret bayrama.

    Tekbirler telaşa karışıp, yarınlar mahşeri beklerken,

    Bayramlar çocukların gökkuşağında, umutlar bulutların sırtında...

    Ne dinler ayrılır ne dinlerin daveti,

    Bir yanda Noel sevgisi bir yanda Ramazan bereketi,

    Kutlanan bayramlarda Mardin, Hakk'ın kutsi mabedi..

    Ulu Cami uhrevi huzur, gönüller zikir makamında,

    Yürek atışlarında medeniyetler çınlar, Artuklu dergahında.

    Su, İlhamını Zemzem'den alır, kuyular serin,

    Mardin, bayram günlerinde sanki kınalı bir gelin...

    Kırklar Kilisesi sevincini Çanla haykırırken,

    Mezopotamya Ezana kulak verir, bin yılların ötesinden...

    Öpülen eller emeğe vefa, ziyaretler ululara şükrandır,

    Salıncaklar rüzgarı içine çekip rüyaları yarına uçurandır..

    Nakışlı evler, avlulara dost kıvamında türkü okurken,

    Anılarda keder gizlenir, gözler eski bayramlara müpteladır...

    Naftalin kokan oyalı yazmalara, sevdalar desen olurken,

    Mardin, çocuksu düşlerde en güzel renkli masaldır...

    Bilyeli tahta arabalar, sihirli diyarlara açılan yelkenliyken,

    Şekerler, umudun cennet tatlısıdır..

    Giyilmeyi bekleyen elbise, kralın tacına emsal,

    Eyvanlar, yüzyıllarla ağırladığı misafirlerine sofra açar...

    Anneler baharat kokar, zerdeler anne,

    Babamın gözyaşları akar yitik genç kardeşine...

    Merdivenler ağırlığınca ayakkabılara göz dikerken,

    Sokaklara inat, toprak damlar misket için sırtını hazırlar...

    Mardin'de geçmişe ağıt, eski bayramlarla başlar,

    Gözyaşları, küçücük bedenlerin yaşanmamış dünlerine yağar...

    Udun nağmesiyle başlayan eski Mardinli bayramlar,

    Bu gün derin ahlarla ağarmış saçlarda parlar...
#23.08.2007 18:26 0 0 0
  • TOPRAĞIN HAKKI

    Ölümle, ölümüne iddialaştım hep,

    Doğduğum yerde, beni soğukluğunla ürkütemezsin diye,

    Çünkü toprağım, bağrımda kükreyen alevdir.

    Bugün attığım her adım mezhebimde adak,

    Mizacım, taşı büken kaderimde, savrulan çilemdir...

    Ben ben isem hakkı vardır toprağımın bende,

    Memleketimle bedenimi gölgelendirmişsem çekinmeden,

    Kaşımın ekseninde, gözümün renginde bir kıvrım...

    Doğup büyüdüğüm yer, vuslatımda inançla doğrulan,

    İnadım medeniyetten armağan, bileğim atamdan...

    Göz alabildiğince kuşanmış zırhını, benim öte dünyam...

    Güneşin rengi, gökkuşağımda kırılmış aynam,

    Ay ışığı, ovamda başak, gönlümde sevdam...

    Çiçeğinde bademin, haşmetiyle dipdiri,

    Tarihim yatar, özünde emek ve alın teri...

    Ya varım ya yok, yokluğum dipsiz kuyudan...

    Ben ben isem hakkı vardır toprağımın bende...

    Çocukluk, düşlerin masumiyet vedasında,

    Gençlik, aşkım, olmazların rüyasıdır...

    Memleket, bugün beni ben yapandır, gönlümde duran,

    Taşlar arasında hayal, menzildir gökyüzünden haykıran,

    Öptüğüm nakış, kıblemde püskül, ruhumdan armağan...

    Yılları kartopu yaptım, umudumu kardan adam...

    Mahlep acısı yüreğime merhem, kokusu derman,

    Alıç kıvamında mevsim, dostluk dünden ferman...

    Abbaralar, sığınak, sokaklar geçit vermez,

    Kale umudun kalesi, hiç eğilip bükülmez...

    Güvercin meleklerle dost, mekanı evin ulu takası,

    Mardin'im, toprağım, sen mayalanmış ufkun kuşağı...

    Sen bana kuvvet verdin, ölümle alay ettim,

    Her zaman ihanete, senin varlığınla direndim...

    Ben ben isem hakkın vardır elbet bende,

    Bu hak bitmez, durdukça bu ruh bu bedende...
#23.08.2007 18:27 0 0 0
  • Mardin

    Uzun zaman oldu
    Havasını soluyamadıgım,yokuşlarını çıkamadıgım,
    Nasıldır şimdi bilirmisin
    Solgun işıklarla bezenmiş kadim evleri,
    Kadim tarihi soluyan insanları
    Şimdi nasıldır bilirmisin....
    Ey güzel dost
    Haydi anlat simdi bana
    Meczup zamanın kadınına
    Gecenin koynuna astığı gerdanlığını
    Kilise çanını, büyük caminin görkemini
    Sokaklarında saki saki deyişlerini hamalların
    Yahut
    Hasan Ayyarın dipsiz sonsuz sokaklarını,
    Deryé meşkinanın mezopotamyaya açılan
    nice tarihsel serüvenlerini anlat..
    Anlat ki
    Şaadolsun yüregim
    Anlat ki
    Bu gurbet elemi
    Kederi dolanmasın
    sarmasın beni
    Hadi anlat...
#23.08.2007 18:27 0 0 0
  • İŞTE BUDUR ÖMRÜMÜN OL HİKAYESİ

    Ben, Mardin kenti...
    Teninden başka giysisi olmayan çıplak dağların anayurdu
    Taşın ve toprağın ve suların, kerpiçin ve bulutların anası....
    Meşe ve sakız ağacı, dışbudak, söğüt, çınar ve kavak, bir de çayırlar
    Süsler göklerimi....

    Gecemi ve gündüzümü, bozkır rüzgarları donatır...
    Ayaklarımın ucunda uzanır Mezopotamya.
    Yüzümün bir yanı Deyrulzafaran'dır, bir yanı
    Ulu Cami...
    Hamurumu kavimler, etnik gruplar, dinsel cemaatler yoğurmuştur.
    Dicle kız kardeşimdir benim: Derik, Kızıltepe, Mazıdağı, Midyat,
    Nusaybin, Savur, Yeşilli, Ömerli, Dicle, Dargeçit, Gercüş ve Hasankeyf
    çocuklarım....
    Doğu'nun ve Batı'nın kervanları benim beşiğimde açarlar ipeğin ve
    hayatın, baharatın ve ölümün, ketenin ve tütünün sırrının
    kundağını....
    Ben, bedenini kaleler üzre bina etmiş
    Mardin kenti...Ben, taşın ve inancın şiiriyim....
    Ben, Mardin'im çünkü...
    Böyledir işte ömrümün ol hikayesi....

#23.08.2007 18:28 0 0 0
  • ellerinie saglik hemsi



    mardin,mardin midyat,mardin kızıltepe,mardin resimleri,mardin valiliği,mardin spor,mardinli,mardin nusaybin,mardin meb,mardin sınav merkezi,mardin savur,mardin belediyesi,şerif mardin,mardin ömerli,mardin derik,mardin haber,mardin haberleri,betül mardin,mardin tarihi,mardin türküleri,berdan mardinli,mardin seyahat,www mardin,mardin dargeçit,mardin çimento,berdan mardin,mardin com,mardin milli eğitim,mardin sinav merkezi,mardin evleri,mardin güvercinleri,mardin ili,mardin iletişim,mardin merkez,akp mardin,mardin anadolu lisesi,mardin lisesi,mardinilçeleri,mardin kapı,mardin müzikleri,mardin milletvekili,mardin show radyo,mardin emniyet,mardin gov tr,mardin dilmenler,mardin sınav,mardin yemekleri,mardin gov,mardin şarkıları,mardin devlet hastanesi,arif mardin,mardin uçak,mardin seçim,ak parti mardin,mardin yeşilli,mardin haritası,mardin güvercin,mardin otelleri,mardin otel,mardin artuklu üniversitesi,mardin milletvekilleri,mardin show,mardin toki,mardin artuklu,mardin il jandarma,mardin milletvekili adayları,mardin reyhani,mardin kapı şen olur,mardin kiziltepe,mardin mazıdağı,mardin fotoğrafları,mardin güvercini,mardin sinav,mardin fen lisesi,mardin milli eğitim müdürlüğü,mardin üniversitesi,mardin kuşları,mardin mem,mardin kabala,mardin iletişim gazetesi,mardin emniyet müdürlüğü,mardin otobüs,mardin kalesi,mardin havaalanı,mardin milli piyango lisesi,mardin barosu,mardin belediye,mardin köyleri,mardin posta kodu,mardin adayları,mardin sağlık,mardin seçim sonuçları,mardin anadolu öğretmen lisesi,büyük mardin oteli,mardin yöresi,mardin turkey,mardin aday adayları,istanbul mardin,mardin life,mardin sağlık müdürlüğü,mardin plaka,mardin turu,mardin jandarma,mardin meb gov tr,mardin seyehat,mardin turizm,mardin hava durumu,ankara mardin,mardin oteller,mardin yenişehir,mardin il milli eğitim,mardin millet vekili,real mardin,mardin dara,mardin askerlik,mardin askerlik şubesi,mardin taklacı,mardin müftülüğü,e mardin,mardin kocalar,mardin foto,mardin tarım,mardin haberler,mardin görüntüleri,mardin tur,mardin boru,mardin midyad,mardin logo,mardin gazetesi,mardin hakkında,mardin öğretmenevi,mardin adliyesi,mardin efsanesi,mardin uçak bileti,www mardin.serif mardin,mardin meb gov,mardin valiligi,mardin nüfus,mardin efsaneleri,thy mardin,mardin sağlık meslek lisesi,mardin com tr,mardin ortaköy,mardin şehrimardin,yerel müzikleri,mardin müziği
#03.06.2008 22:49 0 0 0
  • DÎS DERKETİM SER KELÊ,
    LÊ, NE WEK ROJÊN BERÊ,
    Bİ TENÊ LÊ SABÎHA,
    MİN HERDÛ DESTAN VEKİR Û
    MİN TE XWEST Jİ XWEDÊ LÊ LÊ LÊ LÊ SABİHA.
    (dildar)
    müsait bir zamanda kürtçesinin tamamını,arapçasını ve türkçesini sizinle paylaşırım kısmet olursa.eyvallah.bi xatirê we.
#18.01.2009 18:04 0 0 0
  • paylaşım için teşekkürler
#11.03.2009 02:26 0 0 0
  • Kale gibi evler Ben, Mardin kenti...
    Kalker ve lavlarla bezeli, teninden başka giysisi
    olmayan çıplak dağların anayurdu...
    Taşın ve toprağın ve doğum yerini unutmuş
    suların, hammaddesi alın teriyle karışmış kerpicin
    ve mavi bedenli bulutların anası...
    Meşe ve sakız ağacı, dişbudak, söğüt ve çınar ve
    kavak, bir de çayırlar süsler kapısı karanlığa kapalı
    göklerimi...
    Gecemi ve gündüzümü, çöl ve çölleri kuşatan
    bozkır rüzgarları donatır...
    Ayaklarımın ucunda uzanır tarihin babası
    Mezopotamya. !
    Yüzümün bir yanı safran kokulu Deyrulzafaran'dır ,
    bir yanı minaresini asma dallarından ördüğüm
    Ulu Cami...
    Gün, ışığını Kasımiye medresesinin kubbesinden
    döker zamanın aralığına; gece, aydınlığını
    Reyhaniye camisinin batı cihetini yurt edinmiş
    Revaklı çarşıdan...
    Hamurumu kavimler, etnik gruplar, dinsel
    cemaatler yoğurmuştur.
    Dicle kız kardeşimdir benim; Mazıdağı, Akçadağ,
    Dibek ve Karakaş dağları yeğenlerim; Derik,
    Kızıltepe, Mazıdağı, Midyat, Nusaybin, Savur,
    Yeşilli, Ömerli, Dicle, Dargeçit ve Hasan***f
    çocuklarım...
    Doğu'nun ve Batı'nın kervanları benim beşiğimde
    açarlar ipeğin ve hayatın, baharat ve ölümün
    sırrının kundağını...
    Ben, bedenini kaleler üzre bina etmiş Mardin ,
    kenti....
    Rivayete göre bir adımın da Süryani dilinde
    ''kaleler'' anlamına gelen ''Marde'' olduğu söylenir.
    Adıma ''yazılı tarih''te ilk kez İsa'dan sonra 4.
    yüzyılda yaşamış Ammianus Marcellinus'un
    yapıtlarında rastlarsınız.
    Marcellinus, Amid (Diyarbakır ) -Nisibis
    (Nusaybin) yolundan söz ederken, bu uzun ve çileli
    yolun ''Izala dağı üstünden, Maride ve Lorne
    kaleleri arasından geçtiğini '' beyan eder o
    Su, sözün testisinde soğusun; söz, damağın
    pınarında maya tutsun. ..
    Persler , yaylalarımda yayladığında ''Maride '' adımı
    ''Marde'' olarak kullandılar; Ermeniler ''Mardi'',
    Bizanslılar ise soğuk pınarlarımın buğdayını
    biçtiklerinde ''Mardia'' olarak düştüler künyemi.
    Araplar , geniş kalçalı kısraklarıyla dağlarıma
    yaslandıklarında ''Maridin '' diye yazdılar adımı.
    Bugünse imzam, hayatın çift çizgili defterini
    ''Mardin'' olarak süslemekte....
    Ben, taşın ve inancın şiiriyim.
    Ben, Mardin'im çünkü...
#20.05.2009 13:41 0 0 0
  • Bir kentin hayatı nedir ki...
    Kendisinden başka kim anlatabilir geçmişini ve
    şimdisini ve geleceğini kendi tarihinin,
    tanıklığından başka...
    Benden başka kaç kent var yerin yüzünde ve
    altında, hem kendisi olan, hem de tarihinin
    tanıklığını yaşayan ?
    Çünkü taşın tarihi, benim de tarihim.
    Sabrın ve inancın tarihi olduğu gibi...
    İpeğin ve safranın, cami ve kiliselerin, medrese ve
    manastırların, çeşme ve kervansarayların, tekke ve
    zaviyelerin, keder ve sevinçlerin, hüzün ve
    neşvelerin, tütün ve ketenin tarihi, benimde
    tarihim. ..
    Suyun ve toprağın, havanın ve ateşin tarihi, benim
    de tarihim...
    Şimdim ve geleceğim üzerine söz bana düşmez.
    Zamanı gelince halen yaşadığım ve bundan sonra
    yaşayacaklarım da anlatılır.
    Sözün hırkasını Dicle 'nin serin sularında yıkayıp
    Mazıdağı 'nın serinliğinde kurumaya bırakalım.
    Bakalım burçları gökkuşağına değen tarihimin
    aynasında görünen geçmişim neler anlatır özüm
    üzre...
    Okuyanın da, dinleyenin de, bu yazıyı yazanın da
    gönlü Ferdevs çeşmesinin serin suyu ile ferahlığa
    kavuşsun...
    Doğum tarihim İsa' dan önce üç bin yılını
    göstermekte.
    Bu tarihte Kuzey Mezopotamya Subaruları ile de
    akraba olan Hurriler , ilk kez tarihin hatıra defterini
    adıma imzaladılar.
    Subarulardan sonra şehircilik, sulama ve tarım
    alanında ileri bir seviyeye ulaşan ve altına, gümüşe,
    bakıra hükmetmesini bilen Sümerlerin idaresine
    geçtim...
    Sümerler , geniş fetihler sonucu güçlerini yitirince
    topraklarıma Sami ırkından Akadlar egemen
    oldular ve bir süre sonra da Akad -Sümer devletini
    kurdular .
    Akad -Sümer devleti de Sami ırkının Amuri kolundan
    genç ve dinç Babil'e yenilecek ve
    İ.Ö. 2200-1925 yılları arasında ilk Babil devleti
    kurulacaktır.
    İ.Ö. 1925, aynı zamanda Hititlerin batıdan gelerek
    topraklarımı işgal yılıdır da...
    Fakat Hititler bir yıl sonra ülkelerine dönecekler,
    İran dolaylarından gelen Ari ırkından Midiler
    devlet sahibi olacaktır.
    500 yılından fazla hüküm süren Midiler, bilinmeyen
    bir nedenle Mısır'a vergi ile bağlanacak, İ.Ö.
    1367'de aralarında iç savaş çıkınca Asur kralı
    Asurobalit topraklarımı ele geçirecektir.
    İ.Ö. 800 yılına dek hüküm süren Asurilerin egemenliğine
    ise Urartular son verecektir.
    Tarihte ilk sulu ziraat burada yapıldığı için, bir ucu
    Basra Körfezi 'nde, ötekisi Akdenizin doğusunu
    kaplayan ve tepesinde benim bulunduğum hilal
    biçimindeki topraklara Sümerler , Akadlar ve
    Asurlar 'Bereketli Hilal'' derlerdi.
    Zaman sular, seller misali aktı ve bir süre sonra da
    Mitanniler topraklarıma egemen oldular.
    Ardından Aramilere açtım bağrımı.
    İ.Ö. 7. yüzyılda İskit, Kimmer ve Medler devlet
    işlerini ortaklaşa yürüttülerse de, gönül
    penceremin pusulasını Babil'e çevirdim.

    Kasımiye Medresesi - Güneşin altında Bir Vaha
    Mazı Civarı
    Mırra
    Minare: Ulucami Yine İ.Ö. 6. yüzyılda Persler konuğum oldu bu kez,
    iki yüzyıl sonra da Makedonyalı kimliğiyle Büyük
    İskender ve Selevkos yönetimleri. ..
    Arami etiketli halkım, İsa'dan önce birinci yüzyılda
    Abgarların, ardından da Tigranes'in yasalarını
    kabule mecbur kaldı.
    Ve İsa'dan sonra ilk Hıristiyanların kokusu dağa
    Taşa, suya ve ateşe sindi.
    İkinci yüzyılda Romalılar geldiler.
    Onlardan iki yüzyıl kadar sonra da Sasaniler...
    Hemen arkalarından da Bizanslılar...
    Yedinci yüzyılda ömür defterime Arapların adını
    kaydettim.
    Dokuzuncu yüzyılda Hamdaniler, onuncu yüzyılın
    sonlarında Mervaniler , kendi bayraklarıyla
    donattılar kale burçlarımı
    On birinci yüzyılda Türkmenlerin sesi dolaştı
    bedenimin arka sokaklarında...
    On ikinci yüzyılda Artuklılar, Hısn ***fa; yani
    Hasan***f'i mekan tuttular geleceklerinin düşleri
    adına.
    1108 yılında kollarıma aldığım Necmeddin İlgazi,
    Artukluların Mardin ve bugün Silvan adı verilen
    Meyyafarikin şubesini açtı.
    Tarihin kalemi, kırık da olsa yazmasını
    sürdürecekti.
    Bizanslıların, ardından Haçlıların saldırısıyla
    bunaldım ve umudum hiç bir gün ve gece közünü
    karartmadı.
    Haçlıların ardından, önce Eyyubilerin, bir süre,
    Sonrada İlhanlıların şemsiyesi altında dokudum ,
    Zamanın kanaviçesini...
    Memluklerin ve Timur'un ziyaretinden sonra
    Karakoyun ve Akkoyunlular ekip biçmeye
    başladılar günümün ve gecemin harmanını. ..
    Zamanın çalar saati, gökyüzünü 16. yüzyılın işaret
    fişeğiyle aydınlatıyordu ki Safeviler geldiler.
    1517 yılında Yavuz Sultan Selim ile birlikte
    Osmanlıları konuk etmeye başladım hayal
    hanemde...
    Kanuni Sultan Süleyman, Bağdat seferine giderken
    bana da uğradı ve göğsüme 'sancak'' etiketini
    iliştirerek Diyarbakır eyaletine bağladı beni.
    1923'te Cumhuriyet kurulunca da göğsüme
    "sancak'' yerine " il '' etiketini taktım ve halen de
    öyle sürdürmekteyim hayatımı...
    Dedim ya, toprağın ve tevekkülün ikiz kardeşiyim...
    Mardin'im ben...
#20.05.2009 13:43 0 0 0
  • Şair, senin hasretin kelimelere ise
    Benimki suya, suda aksini bulan hayata

    Ama şükür olsun Mardin'e yakın ruhum
    Mardin yakınımda bedenimin
    Şair, nicedir hasretin ve hasretliğim?
#20.05.2009 13:44 0 0 0
  • O kadın niye durur Mar Şabil kiisesi önünde
    Mar Şabil'in Midyat içinde durduğu gibi...
    Şair, sen niye durursun, zaman niye durur
    Kalbin yarası, ki candandır bşr de hicrandan
    Eser hüzün rüzgarı, ne can kalır ne hicran
    Mardinim Ben
    Taşın ve İnancın Şiiri
    Sokaklarımın labirentlerinde
    günün ve gecenin kanaviçesi
    kiminde ezan sesleriyle dokunur
    kimi zaman çan
    Ses bende bulur akustiğini,
    benim dar ve ince sokaklarımda
    Abbarada.
    O tünellerin, o sokakların taşları
    o taşların özel bir dili vardır : O dil
    Süryani kiliselerinin çan seslerindedir,
    camilerin minarelerinde,
    tavus kuşunu, daireyi kutsayan
    Yezidilerin inancında
    O dili konuşan ve anlayanım ben
    Mardinim ben
    Taşın ve İnancın Şiiri
    Yüzümün bir yanı Deyrulzafaran'dır
    Bir yanı Ulu Cami
    ayaklarımın altında uzanır
    Mezopotamya.
    Doğu'nun ve Batı'nın kervanları
    benim beşiğimde açarlar ipeğin ve
    hayatın,
    baharatın ve ölümün, ketenin ve tütünün
    sırrının kundağını
    Ben, bedenini kaleler üzere inşa etmiş
    Mardin kenti
    Ben taşın ve inancın şiiriyim
    Ben Mardinim çünkü
#20.05.2009 13:45 0 0 0