İktisadın Tanımı ve Temel Kavramları

Son güncelleme: 23.09.2007 19:16
  • İktisadın Tanımı ve Temel Kavramları

    Bir bilim dalı olarak iktisadın tanımını ve ilgi alanını açıklayabilmek

    • İktisat, sonsuz olan insan ihtiyaçlarının sınırlı kaynaklarla nasıl karşılanacağını inceleyen bir sosyal bilimdir. İktisat bir sosyal bilim olma yanında, analitik bir yapıya da sahiptir. İnsanların iktisadi davranışları ile malların üretim, tüketim ve dağıtım faaliyetlerini inceler.

    İktisatçılar tarafından gerçekleştirilen analizlerde uygulanan yöntemleri açıklayabilmek

    • İktisat, bir sosyal bilim olmasına rağmen büyük ölçüde matematiksel yöntemler kullanır. İktisatçı önce bir konuyla ilgili gerçekleri toplar, daha sonra bu topladığı gerçekler yardımıyla teori oluşturur ve nihayet bu teoriler yardımıyla çeşitli sorunların çözümüne yönelik iktisat politikaları geliştirir. İktisatçının çevremizdeki günlük olaylara bakışında kullandığı ilkeleri ve bu konuda düşülen hataları açıklayabilmek

    • İktisadi düşünme tarzı rasyonel davranış, karar alma sürecinde fayda ve maliyetleri esas alma ve değişimi inceleyen marjinal analiz kavramlarına dayanır.

    • İktisadi düşünme sistematiği içinde diğer şartların sabit kaldığı, korelasyon ve nedensellik ilişkisinin farklı kavramlar olduğu ve nihayet, birey için doğru olanın bütün içinde doğru olacağı sonucunun hatalı olduğu unutulmamalıdır.

    Yoğun içeriği nedeniyle iktisadın nasıl bölümlendirilebileceğini açıklayabilmek

    • İktisat, makro iktisat ve mikro iktisat, pozitif ve normatif iktisat olmak üzere çeşitli bölümlere ayrılır. Mikro iktisat, iktisadın daha çok firma, üretici ve tüketici gibi bireysel karar birimlerinin davranışlarını inceleyen bölümüdür. Makro iktisat ise iktisadın daha çok enflasyon, ekonomik büyüme ve dış ticaret gibi makro büyüklüklerini inceleyen bölümüdür. Pozitif iktisat, daha çok ne olduğunu anlamaya çalışır. Bu nedenle pozitif iktisat değer yargıları içermez.x Normatif iktisat ise daha çok ne olması gerektiği konuları üzerinde durur ve değer yargıları içerir. Günlük yaşamda farklı anlamlarda kullandığımız kavramlara iktisatçıların verdikleri anlamları açıklayabilmek

    • Ekonomik birimler hane halkları, firmalar ve devlet olarak üçe ayrılır.

    • İhtiyaç, tatmin edildiği zaman haz, tatmin edilmediği zaman sıkıntı yaratan duygulardır. İhtiyaçlar zorunlu ve zorunlu olmayan ihtiyaçlar olmak üzere ikiye ayrılır. İhtiyaçlar, sonsuz olma özelliğini taşırlar. Ayrıca, ihtiyaçlar şiddet bakımından farklılıklar gösterirler. İhtiyaçlar ve ihtiyaçları tatmine yarayan araçların, ikame edilebilirlik özellikleri vardır.

    • İnsanlara fayda veya tatmin sağlayan şeylere mal denilir. Mallar ekonomik ve serbest mallar olmak üzere ikiye ayrılırlar.

    Kıtlık, Tercih ve Fayda

    Kıtlık olgusunun neden oldu¤u tercih yapma zorunluluğunu ve bunun ekonomik birimlere yüklediği maliyeti açıklayabilmek

    • Bir ekonomide kaynaklar toprak, emek ve sermayeden oluşur. Bu kaynaklar üretim faktörleri (ya da girdiler) olarak adlandırılır.

    • İktisadi anlamda, alınan her karar ve yapılan her tercih bir maliyet taşır. Bir tercih yaparken vazgeçmek zorunda kaldığımız en değerli alternatif bu tercihin fırsat maliyetini oluşturur.

    • Parasal maliyet fırsat maliyetinin bir parçası olabilir. Kıtlık, tercih ve fırsat maliyeti kavramlarını bir araya getirerek ekonomide etkin üretim düzeyinin nasıl sağlanabileceğini açıklayabilmek

    • Mevcut üretim faktörleri ve teknoloji veri iken, belirli bir dönemde ekonominin maksimum düzeyde üretebileceği çeşitli ürün bileşimlerini gösteren sınır eğrisi üretim imkanları eğrisidir. Bu eğri kıtlığın sonuçlarını, ekonomideki tercihleri ve her tercihin fırsat maliyetini göstermektedir.

    • Bir malın daha fazla üretilmesi için diğer malın üretiminden vazgeçilmesi gereken miktar her aşamada artar. Bu durum artan fırsat maliyeti olgusunu ifade eder.

    • Zaman içerisinde ekonomideki üretim faktörlerinin miktarı ve niteliği değişebilir, üretimde daha üst düzey teknolojiler kullanılabilir. Bu değişiklikler üretim imkanları eğrisinin yer değiştirmesine neden olur. Üretim imkanları eğrisi sağa doğru kaydıkça toplum için daha önce imkansız olan mal bileşimlerinin üretimi imkan dahiline girer. Ne, nasıl, kimin için üretilecektir şeklinde özetlenen iktisadi soruların cevaplanabilmesi için geliştirilen karar mekanizmalarını açıklayabilmek

    • "Ne, nasıl, kimin için üretilecektir?" sorunlarının çözümü için benimsenen karar mekanizması ekonomik sistemlerin temelini oluşturur. Bu sorunların çözümü tamamıyla piyasaya bırakılmışsa piyasa ekonomisi, tamamıyla devlet tarafından sağlanıyorsa kumanda ekonomisi, devlet ve piyasa tarafından birlikte sağlanıyorsa karma ekonomix sisteminden söz edilir.

    Tüketicilerin rasyonel davranarak en yüksek fayda düzeyini sağlayan tercihleri nasıl yapacaklarını açıklayabilmek

    • Ekonomik birimlerin tüketim eyleminden amaçları elde ettikleri toplam faydayı maksimize etmektir. Bir malın ilave miktarları tüketildikçe toplam faydada meydana gelen değişme marjinal fayda olarak tanımlanır. Marjinal fayda her ilave tüketimle birlikte azalır ve belirli bir tüketim düzeyinde sıfıra iner. Marjinal faydanın sıfır olduğu tüketim düzeyinde toplam fayda maksimumdur.

    • Bir mal için harcanan bir birim paranın marjinal faydası, bir başka mala harcanan bir birim paranın marjinal faydasına eşit olduğunda tüketici maksimum faydayı elde eder. Bu nedenle tüketilen tüm malların marjinal faydalarının fiyatlarına oranının birbirine eşit olması durumunda tüketici dengeye gelir.

    Arz ve Talep

    Talep ve talep eğrisi kavramlar› ile talebi belirleyen faktörleri açıklayabilmek.

    • Diğer koşullar sabitken, bir maldan satın alınmak istenen miktar, bu malın fiyatı ile ters yönde değişir.

    • Bir malın fiyatı ile talep miktarı arasındaki ters yönlü ilişki gelir ve ikame etkileri aracılığı ile açıklanabilir.

    • Talep eğrisi talep tablosunun grafik gösterimidir ve çeşitli fiyat düzeylerinde satın alınmak istenen mal miktarını gösterir. Bu nedenle talep eğrisi üzerindeki bir nokta belirli bir fiyattan talebe karşılık gelir. Diğer koşullar sabitken, malın fiyatında meydana gelecek bir değişme aynı talep eğrisi üzerinde aşağıya veya yukarıya hareket edilmesini gerektirir.

    • Fiyatın dışında talebi etkileyen ve sabit kabul edilen faktörlerde ortaya çıkacak bir değişme talep eğrisinin bir bütün olarak sağa veya sola kaymasına neden olur.

    • İktisatta talep edilen miktardaki değişme ile talepteki değişme kavramlarını ayırt etmek gerekir. Talep miktarındaki değişme malın fiyatındaki değişme nedeniyle ortaya çıkar ve talep eğrisi üzerinde hareketlenmeye neden olur. Talepteki değişme ise talebi etkileyen ve analizde sabit kaldığı kabul edilen faktörlerdeki değişme sonucu ortaya çıkar ve talep eğrisinin bir bütün olarak yer değiştirmesine yol açar.

    Arz ve arz eğrisi kavramları ile arzı belirleyen faktörleri açıklayabilmek.

    • Diğer koşullar sabitken, bir maldan satılmak istenen miktar bu malın fiyatı ile aynı yönde değişir.

    • Bir malın fiyatı ile arz miktarı arasındaki doğru yönlü ilişki üretim imkanları eğrisi ve kar maksimizasyonu amacı kullanılarak açıklanabilir.

    • Arz eğrisi arz tablosunun grafik gösterimidir ve çeşitli fiyat düzeylerinde satılmak istenen mal miktarını gösterir. Bu nedenle arz eğrisi üzerindeki bir nokta belirli bir fiyattan arza karşılık gelir. Diğer koşullar sabitken, malın fiyatında meydana gelecek bir değişme aynı arz eğrisi üzerinde aşağıya veya yukarıya hareket edilmesini gerektirir.

    • Fiyatın dışında arzı etkileyen ve sabit kaldıkları kabul edilen faktörlerde ortaya çıkacak bir değişme arz eğrisinin bir bütün olarak sağa veya sola kaymasına neden olur.

    • İktisatta arz edilen miktardaki değişme ile arzdaki değişme kavramlarını ayırt etmek gerekir. Arz miktarındaki değişme malın fiyatındaki değişme nedeniyle ortaya çıkar ve arz eğrisi üzerinde hareketlenmeye neden olur. Arzdaki değişme ise arzı etkileyen ve analizde sabit kaldıkları kabul edilen faktörlerdeki değişme sonucu ortaya çıkar ve arz eğrisinin bir bütün olarak yer değiştirmesine yola açar.

    Piyasa dengesi kavramını ve oluşumunu açıklayabilmek.

    • Üretici ve tüketici kararlarının nasıl koordine edileceği sorunu piyasada çözümlenir. Arz ve talebin karşılıklı etkileşimi sonucu piyasa dengesi (denge fiyatı ve miktarı) arz ve talebin eşitlendiği fiyat düzeyinde belirlenir.

    • Fiyat denge fiyatının üzerinde kaldığı sürece piyasada bir artık, denge fiyatının altında kaldığı sürece de bir kıtlık sorunu mevcut olacaktır. Piyasa dengesindeki değişiklikleri açıklayabilmek.

    • Piyasa denge noktasının değişmesi arz ve talep eğrilerinin birisi veya ikisi birden yer değiştirdiğinde değişecektir.

    • Ulaşılan yeni denge noktasına göre denge fiyatı ve denge miktarının ne kadar etkileneceği eğrilerin yer değiştirme miktarına bağlı olarak belirlenecektir.
#23.09.2007 19:15 0 0 0
  • Esneklik

    Talebin fiyat esnekliği kavramını, bu kavramın pratikte kullanımını ve iktisadi yorumunu kavrayabilmek, talebin fiyat esnekliğini belirleyen faktörleri açıklayabilmek

    • Talebin fiyat esnekliği, bir malın talep edilen miktarının bu malın fiyatına karşı duyarlılığının ölçüsüdür. Talebin fiyat esnekliği, bir malın talep edilen miktarındaki yüzde değişmenin o malın fiyatındaki yüzde değişmeye oranlanması ile hesaplanır .

    • Ekonomistler, talep eğrilerini talebin fiyat esnekliği katsayılarına göre sınıflandırırlar. Bu sınıflandırmada katsayıların mutlak değerleri kullanılmaktadır. Buna göre Ed<1 için inelastik talep yada esnek olmayan talep, Ed= 1 için birim esnek talep, Ed>1 için esnek talep terimleri kullanılır.

    • Tüm negatif eğimli doğrusal talep fonksiyonlarında, talep eğrisinin orta noktası birim esnekliği gösterirken, orta noktasının üzeri esnek, bu noktanın altı ise inelastik talebi göstermektedir.

    • Fiyat esnekliği kavramının önemli kullanımlarından birisi, bir ürünün fiyatı değiştiği zaman, satıcıların elde edeceği toplam hasılat yada tüketicilerin bu ürün için yapacağı toplam harcamanın ne olacağının tahmin edilmesine olanak tanımasıdır.

    • Talebin fiyat esnekliğini etkileyen faktörler arasında ürün için ikame edilebilirliğin derecesi, ürünün tüketici bütçelerindeki önemi, fiyat değişmelerinin geçici ve sürekli olması, malın tatmin ettiği ihtiyacın niteliği (zorunlu ve lüks mal) gibi faktörler yer alırken, esneklik zaman içerisinde de değişim gösterebilmektedir.

    Fiyat dışındaki diğer faktörlerde meydana gelecek değişmeler karşısında talebin göstereceği tepkiyi değerlendirebilmek, bu tepkinin pratik kullanımını ve iktisadi yorumunu açıklayabilmek

    • Gelir esnekliği, parasal gelirde yüzde bir oranındaki bir değişiklik sonucu talep miktarında meydana gelen yüzde değişmedir. Gelir arttığı zaman talep artıyorsa, gelir esnekliği pozitif bir sayı olarak elde edilecektir. Bu tür mallar normal mal olarak nitelendirilir ve malların çoğunluğu bu tanımlamaya uymaktadır. Ancak bazı mallar vardır ki, gelir arttığı zaman bunların talebinde azalma olur. Bu durumda gelir esnekliği negatiftir. Negatif gelir esnekliği olan mallar düşük mal olarak tanımlanır.

    • Çapraz talep esnekliği, bir malın fiyatındaki yüzde değişmenin bir başka malın talep miktarında neden olduğu yüzde değişmeye ilişkin bir ölçüttür ve Aşağıdakilerden hangisi malı miktarındaki yüzde değişmenin B malı fiyatındaki yüzde değişmeye oranı şeklinde hesaplanır. Çapraz talep esnekliği ikame mallar için pozitif, tamamlayıcı mallar için negatif değer alır. Arzın fiyat esnekliği kavramını ve kullanımını açıklayabilmek

    • Arz esnekliği üreticilerin fiyat değişimlerine karşı duyarlılıklarını ölçmektedir. Arz esnekliği, bir malın arz edilen miktarındaki yüzde değişimin fiyatındaki yüzde değişmeye oranıdır.

    • Arz esnekliği de eğimden farklıdır ve birim içermeyen bir ölçüdür, yani fiyat ve miktarın nasıl ölçüldüğüne bağlı değildir. Arz esnekliği sınıflandırılırken Es<1 için inelastik arz, Es=1 için birim esnek arz, Es>1 için ise esnek arz deyimleri kullanılır.

    • Arzın fiyat esnekliğini etkileyen en önemli faktör, firmaların giderlerini üretime ayarlayabilme derecesidir.


    Arz-Talep Uygulamaları

    Devletin piyasaya müdahale etmek amacıyla kullandığı fiyat kontrolü yöntemlerini ve bu türden müdahalelerin piyasada oluşan fiyat ve işlem hacmi üzerindeki olası etkilerini açıklayabilmek

    • Devlet yasa ya da düzenlemelerle (yönetmelik, tebliğ gibi) belirli bir mal ya da hizmetin fiyatını tespit eder veya sınırlama getirirse fiyat kontrollerinden söz edilir. Uygulamada belli başlı fiyat müdahalesi yöntemleri taban ve tavan fiyatı uygulaması, asgari ücret uygulaması, tarımsal destekleme uygulamaları ve kira kontrolleridir.

    • Mal ve hizmet arz edenleri korumak amacıyla, devletin bir mal veya hizmete ilişkin minimum fiyatı belirlemesi taban fiyat olarak bilinirken, mal ve hizmet talep edenleri korumak amacıyla bir mala ilişkin maksimum fiyatı belirlemesi tavan fiyat uygulaması olarak adlandırılır.

    • Bu bağlamda asgari ücret uygulaması, tarımsal destekleme politikaları, kira kontrolleri gibi politikalar devletin çok sık kullandığı fiyat kontrol politikaları arasında yer alır. Devletin piyasaya müdahale etmek amacıyla kullandığı miktar kontrolü yöntemlerini ve bu türden müdahalelerin piyasada oluşan fiyat ve işlem hacmi üzerindeki olası etkilerini açıklayabilmek

    • Devletin kota adı altında arz edilen mal miktarına sınırlama getirmesidir. En çok bilinen kota uygulamaları üretim kotaları ve ithalat kotalarıdır.

    • Üretim kotası, arz edilen mal veya hizmet miktarını sınırlayarak, rekabet koşullarında oluşmuş piyasa fiyatını üreticilerin lehine arttırmaya dönük devlet politikasıdır.

    • İthalat kotası, belli bir dönem boyunca ithal edilecek ürün miktarı üzerine bir tavan koyulmasıdır. Devletin piyasaya müdahale etmek amacıyla vergileme yetkisinden kaynaklanan gücünü nasıl kullanacağını ve ekonomik birimlerin vergiler karşısında göstereceği tepkinin piyasa dengesinin oluşumuna etkilerini açıklayabilmek

    • Belli bir maddi ölçü üzerinden (ağırlık, uzunluk, adet, hacim gibi) alınan vergiler spesifik vergiler olarak tanımlanırken, belirli bir parasal değerin yüzdesi şeklinde hesaplanan vergiler ise ad valorem vergiler olarak isimlendirilir.

    • Uygulanacak bir satış vergisinin denge üzerindeki etkisi fiyatın artması ve miktarın azalması şeklindedir. Verginin ne kadarının kimin üzerinde kalacağı-nı belirleyen faktör ise arz ve talep esneklikleridir. Örneğin, arz ve talep esnekliklerinin aynı olduğunu varsayacak olursak, verginin yarısını tüketici yarısını üretici ödeyecektir.

    • Vergiyi ödeyen mükellefin bunun bir kısmını veya tamamını fiyat mekanizması aracılığı ile diğer kişilere aktarması vergi yansıması olarak adlandırılır.



    Tüketici ve üretici rantı kavramlarını ve piyasa dengesinde meydana gelen değişmelerin refah üzerindeki etkilerini açıklayabilmek

    • Bir malın alıcılar açısından toplam değeri ile bu malları üreten üreticilerin toplam maliyetleri arasındaki fark toplam rant olarak bilinirken, tüketicinin bir mal için ödemeye hazır olduğu fiyat ile gerçekte ödediği fiyat arasındaki fark tüketici rantı, üreticinin ürettiği malı satmaya razı olduğu fiyat ile gerçekte satış yaptığı fiyat arasındaki fark üretici rantı olarak adlandırılır.

    Üretim ve Maliyetler

    Üretim, firma ve üretim faktörleri kavramlarını kullanarak üretim fonksiyonunu açıklayabilmek

    • Her firma piyasaya sunacağı mal ve hizmetleri üretebilmek için bir takım maliyetlere katlanmak zorundadır. Firma kârını maksimize etmeye çalıştığı için üretimini en düşük maliyetle gerçekleştirme çabası içerisindedir. Firmanın üretip, piyasaya süreceği ürünün miktarı, firmanın katlandığı maliyetler ile ürünün piyasadaki satış fiyatına göre belirlenir.

    • Veri teknoloji çerçevesinde, bir ürünün miktarının arttırılması, girdilerin arttırılmasına bağlıdır. Girdiler ile elde edilen ürünler arasındaki bu bağlılık ilişkisi üretim fonksiyonu ile özetlenmektedir.

    • Üretim sürecinde kullanılan girdiler sabit ve değişken olmak üzere iki grupta değerlendirilir. Sabit girdiler, ürün miktarındaki değişme karşısında belirli bir süre için miktarı değişmeyen girdilerdir. Değişken girdiler ise arzu edilen üretim düzeyine göre miktarı değişen girdilerdir.

    Kısa ve uzun dönem ayırımını yaparak kısa dönemde firmanın üretim davranışını açıklayabilmek

    • Kısa dönem, üretim faktörlerinden sadece bir tanesinin değiştirilmesine olanak tanıyan süredir. Değişken girdi miktarının arttırılmasına bağlı olarak elde edilen çıktıya ise toplam fiziki ürün denir.

    • Azalan verim yasası, diğer üretim faktörleri miktarı sabitken, bir üretim faktörünün üretimde kullanılan miktarının arttırılması durumunda, her ilave birimin sağladığı ürün miktarının azaldığını ifade eden ilişkidir.

    • Marjinal fiziki ürün, emek miktarındaki bir birimlik değişmenin toplam ürün miktarında meydana getirdiği değişim olarak tanımlanır. Marjinal fiziki ürün, emek veriminin nasıl bir seyir izlediğini gösterir.

    • Emeğin ortalama fiziki ürünü emek birimi başına elde edilen ürün miktarıdır. Genelde emek verimliliği ile ortalama fiziki ürün anlatılmak istenmektedir.

    Uzun dönemde firmanın üretim olanaklarını tartışarak firmanın karar verme sürecini açıklayabilmek

    • Uzun dönemde kullanılan tüm girdiler değiştirilebileceği için azalan verimler yasası işlerliğini yitirir. Üretim ölçeği değiştiğinde, bunun ürün miktarı üzerindeki etkisine bakmak suretiyle ölçeğin verimi belirlenebilir. Ölçeğin verimiyle ilgili üç durumla karşılaşılır. Bunlar; ölçeğin sabit, artan ve azalan verimleridir.

    • Bir üretim faktörü için optimal girdi kullanım düzeyi, girdinin marjinal fiziki ürün değerinin girdi fiyatına eşit olduğu seviyedir.

    • Veri bir girdi ve üretim düzeyi için, marjinal fiziki ürünü göreceli olarak yüksek olan bir girdiyi ve/veya diğerlerine kıyasla fiyatı düşük olan girdiyi daha fazla kullanmak, maliyeti minimize etmek için gereklidir.

    Bu minimizasyonun gerçekleştirilmesi optimal üretim tekniğinin seçimini ifade eder. Firma, maliyetlerini minimize eden faktör bileşimini, her bir girdinin marjinal fiziki ürününü fiyatına oranlamak suretiyle belirleyecektir.

    Firmanın üretim sürecinde karşılaştığı maliyetleri açıklayabilmek ve bunların seyrini grafik boyutunda açıklayabilmek

    • Ekonomistler, maliyet kavramını muhasebecilerden farklı tanımlamaktadırlar. Muhasebe hesaplarına yansıtılan maliyetler açık maliyetlerdir. Örtük maliyetler gerçekte ödeme yapılmayan, ancak bir alternatiften vazgeçilmesi nedeniyle oluşan maliyetlerdir. İktisatçılar maliyet hesaplamalarına örtük maliyetleri de dahil ederler.

    • Ekonomistler açık ve örtük maliyetleri kullanarak kârı ölçerler. Oysa, kârın genel muhasebe standartlarıyla yapılan hesaplamasına örtük maliyetler katılmaz.

    Firmanın kısa dönemdeki maliyetlerini tanımlayabilmek ve bunların seyrini grafik boyutunda açıklayabilmek

    • Firmanın üretim miktarı ile birlikte değişen değişken maliyetleri ile üretim miktarı ile ilişkisi bulunmayan sabit maliyetlerinin toplamı toplam maliyetleri verir.

    • Firmanın maliyet eğrileri fiziki ürün eğrilerinin ters döndürülmüş halidir.

    • Marjinal maliyet, firmanın üretimini bir birim değiştirmesi nedeniyle toplam maliyette meydana gelen değişmedir. Firmanın ortalama maliyet eğrileri ve marjinal maliyet eğrisi optimal üretim miktarının belirlenmesinde öneme sahip eğrilerdir.

    Firmanın uzun dönemdeki maliyetlerini tanımlayabilmek ve bunların seyrini grafik boyutunda açıklayabilmek

    • Maliyetler açısından uzun dönemi kısa dönemden ayıran temel özellik, firmaların herhangi bir sabit maliyetinin olmaması, yani tüm maliyetlerinin değişken olmasıdır.

    • Faktör fiyatları ve teknoloji sabitken, uzun dönem ortalama maliyetler, tüm üretim faktörlerinin değişmesi sonucunda her bir üretim düzeyi için minimum ortalama maliyetlerden oluşur.

    • Farklı girdi fiyatları veya farklı teknoloji, farklı kısa ve uzun dönem maliyetlerine neden olur. Daha düşük girdi fiyatlarında, belirli bir üretim düzeyi için katlanılan üretim maliyeti düşer ve maliyet eğrisi bütün halinde aşağıya kayar. Tersi durumda katlanılan üretim maliyeti artacağı için maliyet eğrisi yukarı ya doğru yer değiştirir.
#23.09.2007 19:16 0 0 0