DUALAR

Son güncelleme: 29.12.2010 19:28
  • okunmasi yararli olan dualar

    Okunuşu:
    Amener resûlü bimâ ünzile ileyhi min rabbihî vel mü’minûn. Küllün âmene billâhi ve melâiketihi ve kütübihi ve rusulih; lâ nuferriku beyne ahadin min rusulih. Ve kâlu, semi’na ve etâ’na, gufraneke rabbena ve ileykel masıyr.
    Lâ yukellifullahu nefsen illâ vüs’aha, leha ma kesebet ve aleyha mektesebet. Rabbena lâ tuahızna innesiyna ev ahta’na. Rabbena ve lâ tahmil aleyna ısran kemâ hameltehu alelleziyne min kablina. Rabbenâ ve lâ tuhammilna ma lâ tâkatelena bih. Va’fuanna, vağfirlena, verhamna. Ente mevlâna, fansurna alel kavmil kâfiriyn.
    Anlamı:
    Rasûl, rabbinden kendisine inzâl olana iman etti. Hepsi de (mü’minlerin), iman ettiler Allâh ile, Allâh’a; meleklerine; kitaplarına; resûllerine. Rasûllerim arasında fark görmediler; işittik ve itâat ettik, mağfiretini isteriz rabbimiz, dönüşümüz sanadır dediler.
    Allâh kimseye teklif etmez kapasitesi dışındakini. Yaptığınızın kazancı da sizedir, kaybı da!.. Rabbimiz, unutursak veya hataya düşersek bizi bundan mesûl tutma. Rabbimiz, bizden evvelkilere yüklemiş olduğun ağır yükleri bize yükleme. Rabbimiz güç yetiremiyeceğimiz görevlerle görevlendirme. Bizleri affeyle, bağışla, merhamet buyur. Bizim mevlâmızsın, gerçeği örtenlere karşı bize zafer ihsan et!..


    Şahsen bugün okul hocamdan duydum bunu okuyup yatan kişinin her nefes alıp verişinde sevap ve uyurken ölürse de şehit olurmuş

    Bilgi:

    Hazreti Ali ve Hazreti Ömer’den gelen bir rivayette şöyle buyrulmuştur:
    -Akıllı bir insanın bu âyetleri okumadan uyuması asla mümkün olmaz’
    Müslim ve Tırmızî isimli hadîs kitablarında mevcuttur ki; Hazreti Resûl aleyhi’s-selâm şöyle buyurmuştur:
    -Allahu Teâlâ sûre-i Bakara’yı iki âyetle sona erdirdi ki, bunları Arş’ın altındaki hazinesinden ihsan buyurdu. Bunları öğreniniz, kadınlarınıza, çocuklarınıza öğretiniz. Hem Kur’ândır, hem namazda okunur, hem de duadır.’
    Bu âyet okunduktan sonra -âmin’ kelimesinin ilâve edilmesi hakkında da bazı hadîs-i şerîfler mevcuttur.
    Diğer taraftan bir başka hadîs-i şerîfte de bu âyetlerle ilgili olarak şöyle buyurulmaktadır:
    -Her kim sûre-i Bakara’nın son iki âyetini okursa, bu ona, gecenin âfetlerinden şeytanların şerlerinden korunmak için yeterli olur!..’
    Hiç değilse günde bir defa bu âyetleri okumak muhakkak ki, bize çok faydalı olacaktır.

    &

    Okunuşu:
    Şehidallâhu ennehû lâ ilâhe illâ hu vel melâiketü ve ulûl ilmi kâimen bilkıst. Lâ ilâhe illâ hüvel aziyzül hakiym.
    Anlamı:
    Şehadet eder Allâh kesinlikle, Tanrı yoktur ancak O vardır. Melekler ve ilim sâhipleri de buna şâhidlik etmişlerdir. Azîz ve Hakîm olan O vardır, TANRI YOKTUR!.


    Okunuşu:
    Kulillâhümme mâlikel mülki tü’til mülke men teşâü ve tenziul mülke mimmen teşâü ve tuızzü men teşâü ve tüzillü men teşâü biyedikel hayr inneke alâ külli şey’in kadiyr. Tûlicülleyle fin nehâri ve tûlicünnehâre filleyli ve tuhricül hayye minel meyyiti ve tuhricül meyyite minel hayy ve terzuku men teşâü biğayri hisâb.
    Anlamı:
    Mülkün sâhibi olan Allâh’ım, mülkünü istediğine verirsin, istediğinden de alırsın, kimi istersen şânını yükseltir, kimi istersen de zelîl edersin, hayır senin yedindedir. Şüphesiz gücün her şey’e yeter. Geceyi gündüze geçirir, gündüzü geceye sokarsın; ölüden diriyi, diriden ölüyü çıkartırsın. Dilediğine hesapsız rızk ihsan eylersin.
    Bilgi:
    Bu üç âyet-i kerîmenin hassalarından birkaçı için şöyle der bâzı evliyâullah: Beş vakit namazından sonra bir kimse Fâtiha, Ayetel Kürsî, Al-i İmran’ın on sekiz, yirmi altı ve yirmi yedinci âyetlerini okursa şu beş şeyden emin olur:
    1. Cenâb-ı Allâh o kimseyi sırât-ı müstakimden ayırmaz.
    2. Her türlü kazâ belâ ve musibetlerden muhafaza olur.
    3. İmansız ölmez,
    4. Rızık sıkıntısı çekmez.
    5. Bulunduğu topluluklarda hâtırı sayılır bir kişiliğe sahip olur.


    Okunuşu:
    Lev enzelnâ hâzel kur’âne alâ cebelin lereeytehu hâşian mütesaddian min haşyetillâh ve tilkel’emsâlü nadribuha linnâsi leallehüm yetefekkerûn!.
    Huvallahulleziy lâ ilâhe illâ hu alimul ğaybi veşşehadeh hüver rahmanür rahıym, hüvallahülleziy lâ ilâhe illâ hu elmelikül kuddûsüs selâmül mü’minül müheyminül aziyzül cebbarul mütekebbir sübhanallahi ammâ yüşrikûn hüvallâhul hâlikul bâriy-ül müsavvir lehül’esmâül husna yüsebbihu lehu ma fiyssemâvâti vel’ard ve hüvel aziyzül hakiym
    Anlamı:
    Eğer (ki) biz, bu Kur’ân’ı bir dağ başına inzâl etseydik, şüphesiz ki o dağı Allâh haşyeti yüzünden, boyun kesmiş, param parça olmuş görürdün. İşte bu misâlleri biz, insanlar düşünüp, ne ibret almak lâzım geldiğini anlasınlar diye gösteriyoruz.
    Ki öyle bir Allâh’dır ki, Tanrı yoktur ancak O vardır. Açıkta olana da, saklı olana da vâkıftır. Rahman’dır, rahıymdir (1) (yine) O, öyle bir Allâh’dır ki, Tanrı yoktur O vardır. Cümle yaratıkların mutasarrıfı kudsîyet sahibi, selâmet ihsan eden, iman nurunun kaynağı, gözetip esirgeyen, aziz icabında dilediğini zorla yaptırmaya gücü yeten, lâyıkıyla yegâne kibir sâhibidir. Allâh müşriklerin koştukları ortaklardan münezzehtir. Öyle bir Allâh’dır ki O, yaratacağı her şey’i bir hikmete mebnîdir ve yekdiğerine uygundur.Yarattıklarının hepsini ayrı bir sûretle meydana getirir. En muhteşem isimler O’nundur. Semâlarda ve yerdekilerin hepsi onu tesbih ederler. Her zaman galip olup, her işi hikmetlidir.
    Bilgi:
    Hazreti Resûl bu âyetlerin faziletini şöyle anlatıyor:
    -Sûre-i Haşr’ın âhirini gecede veya gündüzde okuyan kimsenin, vâdesi tamam olup da ölecek olsa, gündüz ölürse, gündüz okunması sebebiyle, gece ölürse, gece okunması sebebiyle cennete dâhil olur’ (ki bu âyetler: Hüvallahülleziy lâ ilâhe illâhû. kelâmıyla başlıyan kısımdır).
    İşte bir başka hadîs-i şerîf meâli daha:
    -Her kim sabahleyin üç kere "Eûzü billâhis semiy’ıl alîmi mineş şeytânir raciym" dedikten sonra El Haşr sûresi sonundaki üç âyeti okursa, Cenâb-ı Allâh onun için, akşama kadar istiğfar edecek yetmiş bin melek verir. O kimse; o gün ölürse şehid olarak ölür. Kezâ akşam ölürse de böyle gene şehid olur.
#25.09.2007 23:21 0 0 0
  • Hak Teâlâ Hazretleri buyuruyor:


    "Ey Resûl-i Ekremim! Benim kullarım "Rabbi-miz uzakta mıdır, yakında mıdır?" diyerek sana beni sordukları zaman sen onlara cevap ver ki: Ben onlara pek yakınımdır. Bana duâ eden kulumun duasını kabul ederim. Duâ ettiğinde benden duâlarının kabulünü istesinler. Ve bana îman etsinler. Umulur ki onlar îmanları ve duâları sebebiyle doğru yola vâsıl olurlar ve irşâd olunurlar. "(Bakara Sûresi, 186)
    Fahr-i Râzî, Kâzı Beyzâyi ve Hâzin'in beyânlarına göre ashâb-ı kiramdan bazı kimselerin: "Ya Re-sûlallah! Rabbimiz bize yakîn ise hafif sesle yahud gizlice duâ edelim. Eğer uzak ise yüksek sesle duâ edelim" demeleri üzerine bu âyet-i celîlenin nâzil olduğu mervîdir.

    Başka bir rivâyette ise yahûdilerin: "Yâ Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-! Sen yer ile gök arasını pek uzak haber veriyorsun. Rabbimiz duâmızı nasıl işidir?" demeleri üzerine nâzil olduğu mervîdir. Bu sebeb-i nûzullere göre âyetin ma'nası şöyle olur:

    "Ey Resûlüm! Benim kullarım sana benim evsâfımdan suâl edip Rabbimizin lutfu bize yakın mı? Duâmızı gizlice kendi içimizde mi yapalım? Yoksa uzakta mı? Duamızı yüksek sadâ ile yapalım? dediklerinde: "Sen onlara Benim tarafımdan cevâb ver. Ben onların gizli duâlarını işitirim. Zira Benim ilmim onlara pek yakındır. Binâenaleyh onların işlerini bilip sözlerini işiterek hallerine muttali' olduğumdan duâ eden kimsenin duâsı ihlâs üzere olursa icâbet ederim. Şu hâlde onlar benden icâbet talep etsinler. Ben de onlara icâbet ederim. Senin vâsıtan ile onları îmana davet etdiğimde derhal îman etsinler. Zîra ben onların duâlarına icabet edince onların da benim da'-vetime icabet ve emrime itaat etmeleri vâcibdir ve onlar davetime icabetle doğru yolu muhakkak bulurlar."
#25.09.2007 23:21 0 0 0
  • Hadislerde Duâ



    Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:


    "Büyük zorluklara dûçar olduğunuz zaman "Allah bize yeter. O ne güzel vekildir" zikr-i ce-mîlîne devam ediniz." (1)


    "Cenâb-ı Hak, duada fazla ısrar edenleri sever." (2)


    "Eğer bir kul, Cenâb-ı Hakk'a bir hususda duâ eder de icâbet olunmazsa onun yerine bir hasene, yani bir sevâb yazılır." (3)


    "Bir babanın oğlu için duâsı, bir peygamberin ümmeti hakkındaki duâsı gibi makbuldür." (4)


    "İyilik görenlerin iyilik gördükleri kimseler hakkında ettikleri hayır duâları reddolunmaz." (5)


    "Ezân ile ikâmet arasında yapılan duâ müs-tecâbdır. Bu arada hemen duâ ediniz."(6)


    "Kaderden sakınmak kaderi def etmez. Lâkin sâlihlerin duâsı, nüzûl etmiş ve edecek olan elem ve musîbeti def etmeğe ve kaldırmağa medâr olur. İş böyle olunca ey Allah'ın kulları, duâ ediniz." (7)


    "Kur'ân-ı Azîmü'ş-şan her ne vakit hatmolu-nursa akabinde yapılan bir duâ müstecâbdır." (8)


    "Bir kimsenin sevdiği bir kimse aleyhinde olan duâsının kabul olunmamasını Cenâb-ı Hakk'tan istirhâm eyledim." (9)


    "Bir farz namazını huşû' ile edâ eden kimsenin o namazın akabinde vakı' olacak bir duâsı müstecâb olur." (10)


    "Mazlumun bedduâsından sakınınız. Zîra bir kıvılcım sür'atiyle semâya icabete yükselir."


    Fâcir de olsa mazlûmun duâsı makbûldür." (11)


    "Cenâb-ı Allah buyurmuşdur ki: "Kim bana duâ etmezse ona gadab ederim." (12) Zîrâ bu hal ya gafletten, yahut kibirden ileri gelir


    "Müslüman kardeşinin ayıp ve çıplak yerlerini setrederek onu dünyâda rüsvay etmeyen kimsenin ayıplarını Cenâb-ı Hakk kıyâmet gününde setreder." (13)


    "Bir yerde yangın vuku' bulduğunu gördüğünüz zaman ''Allahü Ekber' diyerek tekrar tekrar tekbîr alınız. Zîra tekbir yangını söndürür." (14)


    "Dünyânın geniş vakitlerinde, yani sıhhat ve servet ve asâyiş ve emniyet gibi esbâb-ı istirahat mükemmel olduğu bir zamanda Cenâb-ı Hakk'a ibâdet ve tâat ile kendini takdîm et ki muzâyakalı sıkıntılı bir zamanda seni lutf ile yâd edip gözetsin."(15)


    "Ana ve babaya iyilik ömrü artırır. Yalan söylemek rızkı noksanlaştırır, duâ kazaya siper olur." (16)


    "Kendisine iltica ile bir ricada bulunan kimsenin ricasını kesip atanın duâ ve ricasını da Allah kesip atar." (17)


    "Bir mü'mine yapılan zillet ve hakareti görüp de men'ine muktedir olduğu halde muâvenette bulunmayanları Cenab-ı Hak mahşerde zelîl eder." (18)


    "Her kim duâlarının kabûlünü, gam ve üzüntülerinin def olup kaldırılmasını arzu ederse sıkıntıda bulunanların imdâdına yetişsin." (19)


    "İşlerde istihâre edenler, yani Allah'dan hayır dileyerek rızâsına muvafık hareket edenler zarar etmezler. İstişâre edenler de işin sonunda pişman olmazlar. İdâr-i maîşetinde isrâf etmeyip i'tidâl yolunu iltizâm edenler de fakr u zarurete düşmezler." (20)


    "Bir işe başlamak istediğin zaman âkıbetini iyice tefekkür edip hayr u sevâbı mûcib ise devam et, şerr ü ıkâbı mûcib ise ictinâb et!" (21)

    "Hikmet on parçadır. Dokuzu uzlette, diğer biri de sükûttadır. Yâni mâlâyâniden, kendisini ilgilendirmeyen ve lüzumsuz bulunan şeylerden hıfzeylemektedir." (22)



    "Akâid-i fâside ve bid'at sâhiplerinin amellerini, ibâdetlerini Cenâb-ı Allah kabul etmek istemez." (23) Eğer tevbe edip ehl-i sünnet ve'l-cemâat i'tikadına rûcû' ederlerse kabûl eder.
    Ebû Hüreyre radıyallahu anh der ki: Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuşlardır:

    "Her bir peygambere etmesi için bir duâ verilmiştir. Ben ise ümmetime şefâat olmak üzere duâmı âhirete bırakmak istiyorum." (24)

    Enes bin Mâlik'den gelen rivayette ise Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem:

    "Her bir nebî Allah'dan bir dilekte bulundu. Yahud, her bir peygamberin Allah'a edeceği bir duâsı vardı. Her biri duâsını yaptı ve kabul olundu. Ben ise duâmı kıyâmet gününde ümmetim için şefâat kıldım." buyurmuşlardır.

    Enbiyây-ı izâmın her duâsının müstecâb olması kuvvetle umulur ise de, kat'î olmayıp yalnız bir duâlarının kesin olarak kabûl edileceği kendilerine bil-dirilmişdir. O duâ, her bir nebîye Allah tarafından husûsî olarak verilen duâdır.

    Ezcümle Hazret-i Âdem -aleyhisselâm bu müstecâb duâsını tevbesinin kabûl olması için; Hazret-i Nuh aleyhisselâm- kavmininin helâki ve berâberindeki mü'minlerin kurtulması için, Hazret-i İbrahim-aleyhisselâm- -i Mükerreme ve Beytullah için, Hazret-i Mûsâ -aleyhisselâm- Fir'avn'ın helâki için, Hazret-i îsâ -aleyhisselâm- gökten bir mâide, sofra indirilmesi için etmişler ve müstecâb olmuşdur.

    Hazret-i Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem-Efendimiz ise, bu kesinlikle kabul olunacağı Allah tarafından te'min olunan duâsını, ümmetine şefâat için âhirete bırakmıştır. Ne mutlu O'nun sünnetine sımsıkı sarılan mü'minlere.



    (1) Ebû Dâvud, Vitr, 25; Tirmizî Kıyâme, 8; İbn Hanbel, Müsned, I/336.
    (2) Kenzû'l-irfân 57 (Camiu's-sağîr'den)
    (3) a.e. göst. yer.
    (4) Keşfü'l-hafâ, 1/495 (Deylemî'den)
    (5) Tirmizî, Birr, 5.
    (6) Tirmizî, Salat, 44, Deavât, 128; Ebû Dâvud, Salât, 35.
    (7) Tirmizî Deavât, 101; İbn Hanbel, Müsned, 5/224.
    (8) Kenzü'l-irfan, 59 (Camiu's-sağîr'den) Dârimî, Fezailü'l-Kur'ân. 33.
    (9) a.e. göst. yer. Keşfü'l-hafâ, 1/404 (Dârekutnî'den)
    (10) Buhârî, Cihâd, 180; Müslim, îman, 39; Ebû Dâvud, Zekât, 5; Tirmizî, Zekât, 6; İbn Mâce, Zekât, 6;Dârimî, Zekât 1; Muvatta, Da'vetü'l-mazlûm, 1; İbn Hanbel, Müsned, 1/333.
    (11) Keşfü'lhafâ, 1/405 İbn Hanbel, Müsned'den
    (12) İbn Mâce, Duâ, 1; İbn Hanbel, 3/477
    (13) Buhârî, Mezâlim, 3; Müslim, Birr, 58; Ebû Dâvud, Edeb, 28; Tirmizî, Birr; 19; İbn Mace, Mukaddime, 17; İbn Hanbel, Müsned, 3/91, 252.
    (14) Keşfü'l-hafâ, 1/89.
    (15) İbn Hanbel, Müsned, 1/307; Tirmizî, Deavât, 9.
    (16) Buhârî, Mevâkîtü-salât, 5; Müslim, İmân, 137; Ebû Dâvud, Edeb, 130; Tirmizî, Salât, 13; Neseî, Mevâkît, 51; İbn Mâce, Edeb, l.
    (17) Keşfü'l-hafâ, 2/272 (Ahmed b. Hanbel, Müsned'den)
    (18) İbn Hanbel, Müsned, 3/487.
    (19) Müslim, Müsakat, 32; İbn Hanbel, Müsned, 3/32.
    (20) Keşfü'l-hafâ, 2/185 (Taberânî'den)
    (21) Kenzü'l-irfan.
    (22) Keşfü'l-hafâ, 1/363 (İbn Adiyy'den)
    (23) İbn Mâce, Mukaddime, 7.
    (24) Müslîm, îman, 334, 335 vd. Buhârî, Deavat, I; Tirmizî, Deavât, 130; İbn Mâce, Zühd, 37; Dârimî, Rikak, 85; Muvatta", Kur'ân, 26.

    (ALINTIDIR)
#25.09.2007 23:23 0 0 0
  • Duâ Âdâbı



    Ebû Hüreyre -radıyallahu anh-dan rivâyete göre Hazret-i Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz buyurmuşlardır ki:

    "Sakın sizden biriniz duâ ederken "Yâ Rabb, dilersen beni mağfiret eyle, dilersen bana merhamet eyle" demesin. İstediğini sağlamca ve kat'ıyyetle istesin. Çünkü Allah'ı şu veya bu işe zorlayabilecek hiçbir kudret yoktur." (1)

    Yine Ebû Hüreyre -radıyallahu anh-'dan rivâyet edildiğine göre Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz buyurmuşlardır ki:

    "Sizden herhangi biriniz" duâ ettim de kabul olunmadı" diyerek acele etmedikçe duâsı kabul olunur." (2)

    Duâ eden duâsında ısrar etmeli, devam etmelidir. Her halde er veya geç müstecâb olur.

    Bir de dünyâda müstecâb olmasa bile kul bunu yine kendi lehine bilip Allah'dan ümidini kesmemelidir. Duâ büyük bir ibâdet olduğu için âhırette de bir ecir ve sevâbı olur.

    Duânın âdabı pek çokdur. Bu cümleden olarak:

    1- Evvelâ abdestli bulunmak,
    2- Bir namazdan sonra yapılmak,
    3- Tevbe ve istiğfârını ve kemâl-i ihlâsını arzeylemek,
    4- Kıbleye yönelmek,
    5- Duâdan evvel Allah'a çokça hamd ü senâ etmek,
    6- Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hazretleri'ne çokça salât ve selâm eylemek,
    7- Duânın nihâyetini âmin ile bitirmek,
    8- Duâda yalnız kendisini düşünmeyip bütün sâlihleri ve bütün mü'minleri duâya müşterek kılmak,
    9- Bir hâcetini isterken ellerini semâya kaldırıp avuçlarını açarak duâ etmek,
    10- Kıtlık; umumî sıkıntı ve felâketlerin def'i için ise ellerinin dışını semâya çevirerek duâ etmek ve Allah'a sığınmak,

    11- Celb-i menfaat için yapılan duâların nihâyetinde ellerinin avuçlarını yüzüne mesh eylemek, def'-i mazarrat için yapılan duâlarda mesh edilmez.
    12- Duânın asıl anahtarı ise helâl lokma yemektir.

    Ebû Musa el-Eş'arî -radıyallahu anh-dan rivâyete göre Resûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hazretleri Hayber gazâsı'na giderken maiyyetinde bulunan ashab-ı kiram bir vâdiye vardıkta yüksek sesle tekbîr ve tehlîl ederek bağıra bağıra zikrullah etmeğe başladılar. Resûlullah -sallallahu teâlâ aleyhi ve sellem- Hazretleri:

    "-Kendinize rıfk u merhamet ediniz. Zîra siz ne sağıra, ne de gâibe duâ ediyorsunuz. Ancak her şeyi hakkıyle işiten ve size sizden yakîn olan Allah'a duâ ediyorsunuz. Ve Allahü Teâlâ Hazretleri siz nerede olursanız berâberinizdedir" buyurdu.

    Yani; öyle kendinize bu derece bağırmakla zahmet vermenize hâcet yoktur. Cenâb-ı Hakk'a nisbetle hafî ve cehrî yapılan zikir müsâvidir.

    Ebû Mûsâ diyor ki: O esnâda ben, Resûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Hazretlerinin hayvanının arkasında Zât-ı risâletpenâhîleriyle birlikte beraberdim.

    Ve lisânımla


    diyordum.

    Resûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-Hazretleri bana hitâben:

    - Ey Abdullah bin Kays' buyurdu. Ben de icâbetle:
    - Lebbeyk yâ Resûllallah, dedim. Resûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Hazretleri bana hitâben:
    - Ben sana cennet-i a'lânın hazînelerinden bir hazîneye delâlet edeyim mi? buyurunca ben hemen:
    - Babam ve anam sana fedâ olsun yâ resûlallah! Evet irşâd ediniz, dedim.
    Resûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Hazretleri:


    "Ma'sıyetten sakınmak ve tâat ve ibâdetlerde kuvvet ve kudret ancak Allah Teâlâ Hazretlerinin tevfık-i Rab-bâniyyesi ve irâde-i Sübhâniyyesiyledir." (3)
    buyurdu.

    Yâni cümle âlemin müdebbir-i hakîkisi ve mutasarrıfı, hepsinin hâlikı olan Allah sübhanehu ve teâlâ-Hazretleridir, demektir.

    Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem-Efendimiz'e ve ehl-i Beyt'ine salât ve selâm da duânın en mühim âdabındandır.

    Hadîs-i şerifte:


    "Yapılan bir duâda, Muhammed -aleyhi's-salâtü ve's-selâm- ve ehl-i Beytine salât ve selâm edilmedikçe o duâ, makam-ı icâbete vâsıl olamaz."(4) buyurulmuştur.

    Duâ eden kimse, duânın başında, ortasında ve sonunda Peygamber Efendimize salât ve selâmı tekrar etmeli. Hulûs-i kalb, nezâfet, tahâret, istikbâl-i kıble, izhâr-ı tezellül, tazarru, enbiyâ ve evliyâ ile tevessül, günahkâr ve mücrim olduğunu ikrar ile tevbe ve istiğfar edip haram lokmadan ictinâb etmelidir. Bu sûretle yapılacak hayır duâların kabûlü hakkında şübhe etmemelidir.

    Şunu da ilâve edelim ki:
    Nâsın bâzısı her ne kadar Cenâbı-Hakk'ın kazâ ve kaderine rızâ gösterip sükût eylemeyi duâya tercîh etmişlerse de, muhakkik âlimlerin ekserisi, dünyâ ve âhiret işlerinin esbâbından müretteb olduğunu, müstecâb duâlar ise sebeblerden berî bulunduğunu beyân ile, duâyı terketmek, kazâya rızâ göstermek fikriyle bir şey yememek, şiddetli kışda elbise giymemek, hasta olunduğunda ilâç, muharebede silâh kullanmamak gibi bir takım meşru' olmayan hareketleri irtikâb etmek gibidir, demişlerdir.

    Husûsiyle duâ izhâr-ı ihtiyâç, Cenâb-ı Hakk'a ilticâ olduğundan müstakıllen bir ibâdet makamına kaaim olacağından şu halde lisânen duâ eylemek ve kalben tazarruda bulunmak gerekmektedir.

    (1) Buhârî, Deavât,, 21.
    (2)Tirmizî,Deavât, 12.
    (3) Buhârî, Megazî, 38.
    (4) Buhârî, Megazî, 38.

    (ALINTIDIR)
#25.09.2007 23:25 0 0 0
  • Müstecâb Duâlar



    "Dört yerde semânın kapıları açılır ve duâya icâbet olunur:

    1- Allah yolunda saf bağlandığı zaman,
    2- Yağmur yağarken,
    3- Namaz kılınırken,
    4- Kâ'be görüldüğü zaman,"

    "İki vakit vardır ki, semânın kapıları açılır. Bu vakitlerde duânın reddolunduğu çok azdır. Biri namaza kalkıldığı zaman, diğeri Allah yolunda saff-ı cihâdda bağlandığı zaman." (1)

    "Dört duâ vardır ki: reddolunmaz:
    1- Dönünceye kadar hacının duâsı,
    2- Evine gelinceye kadar gazinin duâsı,
    3- İyileşinceye kadar hastanın duâsı,
    4- Bir de kardeşin kardeşine gıyabında ettiği duâ." (2)

    Bunlardan en çabuk kabul olunan duâ kardeşin kardeşine gıyabında etdiği duâdır."
    "Üç kişi vardır ki Allah onların duâlarını reddetmez:
    1- İftar edinceye kadar-oruçlunun duâsı,
    2- Mazlumun duâsı,
    3- Adaletli devlet reisinin duası." (3)

    "Üç dua vardır ki kabul olunacağında hiç şübhe yoktur:
    1- Babanın, evlâdına duası,
    2- Misafirin duası,
    3- Mazlumun duası," (4)

    "İki dua vardır ki, Allah ile bu iki dua arasında hicâb yoktur:

    Biri mazlumun duası,
    Diğeri kardeşin kardeşe gıyabında duası," (5)

    (1) Ebû Davud, Deavât, 1553.
    (2) Tirmizî, Deavât, 129.
    (3) Tlrmlzî, Deavat, 48; İbn Mâce Dua, II
    (4) Müslim, Deavat
    (5) Nisa Sûresi. 5.

    (ALINTIDIR)
#25.09.2007 23:26 0 0 0
  • Evvel-âhir bütün hamd ü senâlar, şükürler Âlemlerin Rabbi Cenâb-ı Allah'a, nihayetsiz salât ü selam da kâinatın medar-ı iftiharı (aleyhi efdalüssalevât ve ekmelüttahiyyât) Efendimiz'in, ehl-i beytinin ve ashâb-ı güzîninin üzerine olsun!
    Ya Rabbe'l-âlemîn ve ya Ekrame'l-ekramîn ve ya Erhamer'r-râhimîn! Affına sığınarak bir kez daha huzurunda içimizi dökmek, el açıp muradımızı dillendirmek istiyoruz:
    Allahım! Yüce nezdinden göndereceğin bürhanlarla bizi te'yîd buyur.. hakkı-hakîkati, selim ve sâlim aklı ve apaçık beyanı her zaman yol arkadaşlarımız eyle.. ulu katındaki ulvî sırların perdesini bizim için de aralayıver.. ne olur, gözlerimizin nuru muhlis ve muhlas kullarına gösterdiğin güzellikleri bize de göster.. rahmet hazinelerini bizim için de aç, aç ve bizi bırakma başkalarına muhtaç!
    Ey bütün mülkün sahibi olan ve keremine hudut olmayan rahmeti engin Rabbimiz! Yüce Zâtına yakınlıkla serfiraz kıldığın kulların için nezdinde tuttuğun lütuflarla biz aciz ve muhtaç kullarını da sevindir ve bizi mahrum ve ümitsizliğe yenilmiş bîçarelerden eyleme! Ya Rab, mevhibe sağanaklarınla bizi de sırılsıklam hale getir.. ulûhiyetinin ve rubûbiyetinin sırlarını bize de aç ve yüce katından göndereceğin inayet, sıyanet ve kilâetle bizi de te'yîd buyur...
    Ya Rabbenâ! Münacâtımızın âhirinde peygamberler silsilesinin biricik kumandanı Hazreti Ahmed ü Mahmud u Muhammed Mustafa'ya, nezîh aile fertlerine, tertemiz, pırıl pırıl ashâb-ı güzînine bir kere daha salât ü selam ediyor, dualarımızı salih kullarının duaları gibi kabul etmeni diliyoruz! Ne olur, ümitlerimizde bizi haybet ve hüsrana uğratma! Amin!
    (ALINTIDIR)
#25.09.2007 23:27 0 0 0
  • en güzel dua
    Rabbim bir insan koy kalbime ama o insan seninde sevdiğin olsun. Ve bana öyle bir insan sevdirki o insanın kalbi seninle sevişen bir mabed olsun. Beni öyle bir insanla buluştur ki benden önce onunla buluşmuş olan sen olasın.
    Onunla elele tutştuğumuzda ikimizin üzerinde senin elin olsun. bana öyle gözler gösterki ben o gözlerden sana bakayım. bana öyle bir sevgili ver ki o gözler cennete açılan iki pencere olsun.
    öyle bir sevgili ver ki bana ona sarıldığımda kainat bize baksın, birbirlerine sarılsın. sevgimiz kurtla kuzuları barıştırsın. bize bakıp şeytan Adem'e secde etsin, günah sevap uğruna kendini feda etsin. ölüler birer birer uyansın sevgimizle.
    bize öyle bir sevgi verki rabbim, sevgimizde Hz.Muhammed sevilsin. öyle sevelimki birbirimizi Hz.Hatice göklerden bize seslensin ve desin ki "bak ya Muhammed bak şu sevgililere onlar biziz...biz onlardayız. bak aşkımız bir lez daha yaşanıyor yeryüzünde . Allah aşkımızı öyle çok seviyor ki binlerce insana yaşatıyor."
    (ALINTIDIR)
#25.09.2007 23:34 0 0 0
  • KAINATIN EFENDISININ DILINDEN BIR DUA(S.A.S)
    Ey Rabbim

    Acizlikten, tembellikten, korkaklıktan cimrilikten, eli kolu dökülür derecede takatsizlikten kasvetten, gafletten, zilletten, azlıktan, meskenetten sana sığınırım. Fakirlikten, küfürden, fısktan, şekavetten, nifaktan, yaptığını insanların duyması ve medh etmeleri için yapmaktan, riyâdan, sana sığınırım. Sağırlıktan, dilsizlikten, delilikten, cüzzamdan, abraslıktan ve kötü hastalıklardan sana sığınırım.
#25.09.2007 23:35 0 0 0
  • teşekkürler canım...
#26.09.2007 00:09 0 0 0
#26.09.2007 16:46 0 0 0
  • tesekkürler arkadasim
#26.09.2007 17:45 0 0 0
  • teşekkürler
#28.09.2007 15:15 0 0 0
  • Bu değerli paylaşımın için sana sonsuz teşekkür ederim
#28.09.2007 17:12 0 0 0
  • Allah razı olsun
#03.10.2007 13:59 0 0 0
  • Ellerine sağlık paylaşımın için teşekkürler.ALLAH razı olsun...
#03.10.2007 21:39 0 0 0
  • emeğine sağlık allah razı olsun
#03.10.2007 23:50 0 0 0
  • BUNUYAPANA TEŞEKKÜR COK GÜZELDİ
#04.10.2007 19:29 0 0 0
  • allah razi olsun
#23.01.2008 17:26 0 0 0
  • bunları biliyorum paylaşımın için saolasın teşekkürler
#30.01.2008 09:20 0 0 0