İNGİLİZCE Yeterli & Çok (olumsuz)

Son güncelleme: 09.10.2010 13:30
  • Yeterli & Çok (olumsuz)
    enough & too
    ENOUGH & TOO

    Too ve Enough kelimelerinin genel kullanımlarını çalışacağımız bu bölümde yeter ve olumsuz anlamda çok kelimelerinin nasıl kullanılacağını göreceksiniz. Buna ek olarak bu iki kelime ile oluşturulan bazı deyimleri öğreneceksiniz.



    * Enough sıfatlardan veya zarflardan sonra gelir.



    The tea wasn't hot enough. - Çay yeterince sıcak değil.

    They worked hard enough to get an A on the test.- Testte A almak için yeterince çok çalıştılar.

    My brother is enough clever to solve this. - Kardeşim bu problemi çözebilecek kadar zeki.



    * Aynı zamanda enough isimlerden önce de kullanılır.



    I don't have enough money. - Yeterince param yok.

    There is enough paper. - Yeterince kağıt var.



    * Enough kendi başına da kullanılır.



    We need twenty chairs. Is there enough? - 20 sandalyeye ihtiyacımız var. Yeterince var mı?





    Enough said - Anladım.

    Enough said. You are not coming to the party. - Anladım. Partiye gelmiyorsun.

    That's enough. -Yeter.

    That's enough.Thank you. - Yeter. Teşekkür ederim.

    Enough is enough. - yeter yeter demektir. (yapmaya devam ettiğin işi bırak)

    I don't want to tell it again, stop laughing. Enough is enough. - Tekrar söylemek istemiyorum, gülmeyi bırak. Yeter.






    * Too sıfatlardan ve isimlerden önce genellikle olumsuz çok anlamında kullanılır.

    These are too difficult. - Bunlar çok zor.

    She is too fat. - Çok şişman.

    We are too busy to listen to you. - Sizi dinleyemeyecek kadar meşgulüz.





    * Too aynı zamanda -de, -da olarak da kullanılır.

    She wants to go too! - O da gitmek istiyor.

    They were in the restaurant too! - Onlar da lokantadalar.





    Go too far. - haddini aşmak, fazla ileri gitmek

    You have gone too far. - Fazla ileri gittin.

    None too something. - çok değil.

    The carpets are none too clean. - Halılar çok temiz değil.

    Too much of a good thing. - Haddinden fazla iyi şey, bu kadarı da fazla

    They have offered too much of a good thing. - Haddinden fazla iyi şey önerdiler.






#01.10.2007 00:34 0 0 0
  • paylaşımınız için teşekkürler
#09.10.2010 13:30 0 0 0