Şebnem Ferah

Son güncelleme: 30.11.2009 21:49
  • noimage

    Çocukluğu ve Okul Hayatı

    12 Nisan 1972 tarihinde Yalova'da doğdu. Şebnem Ferah'ın müziğe olan ilgisi 5-6 yaşlarında başlamış ve müzikle tanışmasında ailesinin çok büyük rolü olmuştur. Ferah'ın ailesinde hemen hemen herkes müzikle içiçe ve evin her köşesinde enstrüman olduğu için müzik konusunda bilgili ve hazır olarak atılmış piyasaya.

    İlkokulda mandolin ve solfej dersleri almaya başlamış, okul orkestrasında da solistlik yapmıştır. Liseyi Bursa "Özel Namık Sözeri Lisesi'nde" yatılı bir öğrenci olarak okumuş ve bu dönemler Şebnem Ferah'ın kendisini tanımasına, tek başına ayakta kalmasına yardımcı olmuştur.

    Şebnem Ferah'in müzik hayatı daha sonra okul orkestraları ve küçük topluluklarla devam etmiştir. Lise yıllarında "Pegasus" adlı grubuyla beraber çalışan ama kafasında bir kız grubu hayali olan Ferah, 80'lerin ortasında Bursa'da açılan bir stüdyo sayesinde Sedat abisiyle tanışmış ve bu hayalini 1988 yılında kurduğu "Volvox" grubuyla gerçekleştirmiştir. Müzik ile daha yoğun ilgilenebilmek için Odtü Ekonomi Bölümü'nü 2. sınıftan terk etmiş ve daha sonra İstanbul'a gelince İstanbul Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'ne kaydolmuştur.

    1994 yılında Volvox grubunun dağılması sonucu Şebnem Ferah bireysel çalışmalarına başlamıştır. Onno Tunç ve Sezen Aksu'nun keşfi sonucu underground ortamdan daha ferah bir ortama kavuşmuştur.

    Profesyonel Müzik Hayatı ve Albümleri

    15 Kasım 1996 Cumartesi günü "Kadın" adlı ilk solo albümünü Raks Müzik'ten çıkarmıştır. İlk videosunu " Vazgeçtim Dünyadan " adlı parçasına çeken Şebnem Ferah , rock müzik piyasasını yeni bir döneme soktuğu söylenebilir. Gerek kaset ve cd satışları gerekse video klibiyle uzun süre listelerde bir numara olarak boy gösterdi. Daha sonraları "Yağmurlar", "Bu Aşk Fazla Sana" ve "Fırtına" adlı şarkılarına klip çekti. İlk konserini 4 Nisan 1997 de İzmir Ege Üniversitesi'nde verdi ve büyük bir kalabalığa yaklaşık 6000 kişiye seslendi. İzmir'deki konserin ardından Türkiye'nin çeşitli yerlerinde konserlerine devam etti ve bu konserlerin yanı sıra düzenli bar programları da yaptı.

    Şebnem Ferah`ın yaşadığı çok büyük acılar da oldu. 1998 yılında Ablası Aycan Ferah`ı yitirdi. Üzüntülü bir dönemin ardından 2.5 yıllık bir aradan sonra 24 Haziran 1999 Perşembe günü ikinci albümünün ilk klibi "Bugün" müzik kanallarında boy göstermeye başladı ve tarih 30 Haziran 1999 Çarşamba'yı gösterdiği zaman "Artık Kısa Cümleler Kuruyorum" adlı ikinci albümünü çıkardı. İlk albümünde olduğu gibi ikinci albümünde de İskender Paydaş ve Pentagram ekibiyle çalışan Şebnem samimi ve yaşamı sorgulayan sözlerin üzerine sarılmış etkileyici melodiler ile dikkat çekti. Albümün ikinci videosunu "Artık Kısa Cümleler Kuruyorum" şarkısı için yaptı, klibin yönetmenliğini Hakan Yonat yaptı.

    İkinci albümün ardından yine araya uzun bir stüdyo dönemi girdi. 1999 yılında meydana gelen 17 Ağustos depreminde babası Ali Ferah`ı yitirdi. Acılarını hafifletmek ve yeni şarkılar üretmek için müziğe daha da sıkı sarılmayı tercih etti. Böylece 3 Ekim 2001 tarihinde " Perdeler " adlı üçüncü albümü yayınlandı ve yine büyük beğeni topladı. Bu seferki albümde Şebnem , İskender Paydaş ve Pentagram üyeleriyle değil de sahnede birlikte çaldığı müzisyenlerle çalışmıştı. Bu albümden ilk video, albümle aynı adı taşıyan "Perdeler" şarkısına çekildi. Bu klipten kısa bir süre sonra "Sigara" şarkısı da, renkli camda boy göstermeye başladı. Ayrıca bu albümde Apocalyptica ile çalışan ilk Türk sanatçısı ünvanını aldı.

    12 Mayıs 2003 Pazartesi günü yeni albümünün ilk videosu "Ben Şarkımı Söylerken" müzik kanallarında dönmeye başladı. 15 Mayıs 2003 Perşembe günü "Kelimeler Yetse" adlı albümünü dinleyicilerine sundu. 17 Haziranda İlgi Özdikmenli ile "Yağmur" adlı parçada düet yaptı bu onların dostluklarında büyük bir yarar sağladı. Daha sonra Şebnem Ferah İlgi Özdikmenli ile bir album yayınladı. Bu albümle yeniden müzik dünyasının gündemine oturmayı başardı. Birçok röportaj verdi, Tv programlarına katılacağı yoğun bir döneme girdi. Bu dönemde albümünden 2 şarkıya daha video klip çekti. Türkiye'nin birçok şehrinde konserler verdi.

    5 Temmuz 2005 Salı günü bu defa Tarkan Gözübüyük prodüktörlüğünde 5. albümü "Can Kırıkları"nı yayınlayarak yeniden piyasaya damgasını vuran Şebnem Ferah, ilk klibini de albümle aynı ismi taşıyan şarkısı "Can Kırıkları"na çekti. Son albümlerine oranla sert sounduyla dikkat çeken albümünün, 29 Temmuz 2005 günü Parkorman'da gerçekleşen gala konseriyle yeniden dinleyicileri ile buluştu ve yeni albüm konserleri de bu konserle başlamış oldu. Çok geçmeden "Çakıl Taşları"na ikinci video klip geldi. Yaklaşık 1 yıl sonunda Hoşçakal'a video klip çekildiği haberleri çıktı fan sitelerinde. Yine çok geçmeden video klip gizli olarak bir kısım fanların eline geçti. Sonra ise o klibin yayınlanmayacağı açıklandı ve "Pasaj" tarafından yayın yasağı getirildi. Bir müddet sonra televizyonlarda gösterilmeye başlayan Ferhat Göçer'in Cennet şarkısına çektiği klip Hoşçakal'ın iptal edilmesi sonucunda çıktığı akıllarda kaldı.

    10 Mart 2007 tarihinde Bostancı Gösteri Merkezi'nde Orhan Şallıel yönetimindeki "Istanbul Symphonic Project" orkestrası eşliğinde vermiş olduğu konserinin DVD'si ve iki CD'den oluşan performans albümü 7 Eylül 2007 tarihinde satışa sunulmuştur.Konser DVD'sinin piyasaya çıkmasının ardından yeni album hazırlıklarına ağırlık vermiştir.

    Diğer çalışmaları

    Albümlerinin dışında da Şebnem Ferah'ı pek çok farklı çalışmada görmek mümkündür. Kimi şarkıcılara geri vokalleriyle, kimileriyle düet yaparak onlara eşlik etmiştir. Bunun yanı sıra birçok sanatçıyla beraber yardım konserleri vererek pek çok faaliyette bulunmuştur. Bülent Ortaçgil'e saygı albümünde bir Bülent Ortaçgil klasiği olan "Değirmenler" şarkısını da yorumlamıştır. Daha önce Sezen Aksu'nun seslendirmiş olduğu Ünzile'yi Onno Tunç'a saygı albümünde kendi yorumuyla tekrar müzikseverlere sunmuştur.

    Seslendirmeler

    "Little Mermaid" (Küçük Denizkızı) adlı çizgi filmde seslendirme yapmış ve soundtrackinde bulunan "O Dünyada" isimli şarkıyı seslendirmiştir. Toprak Sergen ve Aydan Şener'in oynadığı bir filmde ise, söz ve müziği Demir Demirkan'a ait olan " Ay Işığında Saklıdır " adlı şarkıyı seslendirmiştir. Ayrıca bir ara Akbank'ın reklam müziğini de seslendirmiştir. Bir zamanlar Pepsi'ninde reklam müziği olan "Daha Fazlasını İste" şarkısınıda Kenan Doğulu ile birlikte seslendirmiştir.
#19.06.2007 10:01 0 0 0
  • noimage

    noimage

    noimage

    noimage

    noimage

    noimage

    noimage

    noimage

    noimage

    noimage

    noimage

    noimage

    noimage

    noimage
#19.06.2007 10:08 0 0 0
  • Kadın, rock müzik sanatçısı Şebnem Ferah'ın ilk özgün stüdyo albümüdür. 1996'da Raks Müzik tarafından yayınlanan albümde 10 şarkı bulunmaktadır.




    1. Vazgeçtim Dünyadan
    2. Deli Kızım Uyan
    3. Iyi Gün Dostlarım
    4. Bu Aşk Fazla Sana
    5. Bırak Kadının Olayım
    6. Fırtına
    7. Yağmurlar
    8. Yeniden Doğup Gelsem
    9. Durma
    10. Buradan Göçerken

    :cubuk:

    Artık Kısa Cümleler Kuruyorum, rock müzik sanatçısı Şebnem Ferah'ın ikinci özgün stüdyo albümüdür. 1999'da Universal Music şirketi tarafından yayınlanan albümde 10 şarkı yer almaktadır.

    Şebnem Ferah'ın 2. profesyönel stüdyo albümüdür.Şebnem bu albümde ablasının ölümünün onun üzerinde yarattığı acıları hayranlarıyla paylaşmıştır.Albümde dikkat çeken nokta ölümün ana tema olarak seçilmesi ve eski albüme göre biraz daha olgun sözler barındırmasıdır. Bu albümle birlikte Şebnem Ferah,kendini geliştirmiş,artık amatörlükten çıkmış ve daha profesyönel bir şekilde olaylara yaklaştığını vurgulamıştır.





    1. Oyunlar
    2. Ay
    3. Bugün
    4. Kalbim
    5. Herkes Bilsin İstedim
    6. Oyunun Sonu
    7. Üvey
    8. Nefessiz Kaldım
    9. Yorgun
    10. Artık Kısa Cümleler Kuruyorum

    :cubuk:

    Perdeler, rock müzik sanatçısı Şebnem Ferah'ın üçüncü özgün stüdyo albümüdür. 2001'de Universal Music şirketi tarafından yayınlanan albümde 10 şarkı yer almaktadır.




    1. Sigara
    2. Aşk
    3. Sil Baştan
    4. Nereye Kadar
    5. Perdeler
    6. Günaydın Sevgilim
    7. Dünya
    8. Saatim Çalmadan
    9. Korkarak Yaşıyorsan
    10. Perdeler (Apocalyptica ile birlikte)

    :cubuk:

    Kelimeler Yetse, rock müzik sanatçısı Şebnem Ferah'ın dördüncü özgün stüdyo albümüdür. 2003'de Universal Music şirketi tarafından yayınlanan albümde 10 şarkı yer almaktadır.




    1. İyi-Kötü (Dans Pisti)
    2. Babam Oğlum
    3. Ben Şarkımı Söylerken
    4. Senin Adın Ne
    5. Gözlerimin Etrafındaki Çizgiler
    6. Çocukken Sahip Olduğum Kırmızı Rugan Ayakkabılar
    7. Mayın Tarlası
    8. Gözyaşlarımızın Tadı Aynı
    9. Daha İyi Olmaz mıydı
    10. Her Şey İnsanlar İçin

    :cubuk:

    Can Kırıkları, rock müzik sanatçısı Şebnem Ferah'ın beşinci özgün stüdyo albümüdür. Yapımcılığını Tarkan Gözübüyük'ün üstlendiği ve 2005'de Pasaj Müzik tarafından yayınlanan albümde 10 şarkı bulunmaktadır.




    1. Okyanus
    2. Can Kırıkları
    3. Bir Kalp Kırıldığında
    4. Delgeç
    5. Geçmişe Yolculuk
    6. Ben Bir Mülteciyim (Güç)
    7. Sana Bilmediğin Bir Şey Söyleyemem
    8. Çakıl Taşları
    9. Zaman Geçip Gidiyor
    10. Hoşcakal

#19.06.2007 10:17 0 0 0
  • Şebnem Ferah aslına bakarsanız, benim aLbümLerin tamamını satın aldığım tek sanatçı diyebilirim. Çünkü onun albümlerini internetten indirmek ihanet gibi geliyor bana. Onu dinlerken aldığım hazzın bir bedeli olmalı diye düşünüyorum. Parayla ölçülmese de bu haz, ona destek olabilecek başka bir yol bilmiyorum. Aslında bir sanatçı dinleyicisine bunları hissettirebiliyorsa, ne mp3′lerin internette bedava olarak dağıtılması, ne de sokaklarda satılan CD'ler sanatçının gelirini baltalamaz. Aksine onun tanıtımına yardımcı olan unsurlar olurlar. Öyle ki Can Kırıkları'nın paketini bile açmadım henüz. Bu cümlenin üstüne Can Dündar lafı da ne güzel gitti. Bakalım Can abi Şebnem Ferah hakkında neler yazmış? Şebnem kendisi hakkında neler söylemiş.


    noimage


    'Deli kız' ilk kez 15 yaşında sahneye çıktı. Şimdi 30′ların olgunluğunu yaşıyor. "45′ime geldiğimde yine müzik yapacağım ama giderek yalınlaşacağım" diyor
    Kaldığı otelin lobisinde buluştuğumuzda başında rengarenk bir kukuleta, yüzünde muzip bir gülücük vardı. Türkiye'nin rock yıldızı olduğuna inanmakta zorlanırdınız. 1997 başında onu bir müzik şirketinin bürosunda ilk kez gördüğümde de aynı şaşkınlığı yaşamıştım. Yine başında gündelik bir bere vardı. Tanıyamadım. Oysa ilk klibi Yağmurlar çıkmış, şarkı dillerde gezer olmuştu.
    Sonraki aylar boyunca Kadın dışında albüm dinlemeyecek, nerede bir Şebnem Ferah konseri yakalarsam gidip izleyecektim.
    Adı televolelerde hiç gezinmedi ama kısa zamanda rock denince akla gelen isim oldu.
    Kemancı'da, Saklıkent'te, ODTÜ'de defalarca izledim onu.
    Ve her çıkan albümünde Kadın'ın tadını aradım.

    Siyah deriler içinde
    'Kukuletalı muzip kız', söyleşimizden üç saat sonra Saklıkent'in sahnesindeydi ve üç saat önceki çocuksu halinden eser yoktu. Dümdüz saçları asice dalgalandırılmış, vücudu adeta siyah ikinci bir deri ile kaplanmış, elindeki gitarla bir Suzy Quatro görüntüsüne bürünmüştü.
    Baş, orta ve serçe parmaklarını havada dalgalandıran, cep telefonlarıyla fotoğraf çekip, ses kaydı yapan gençlerin "Şebo sen bizim her şeyimizsin" tezahüratı ve kırmızı-mor ışıkların huzmesi altında elektro gitarının tellerine vurdu Şebnem; gitarın uğultusuna çığlığıyla eşlik etti:
    "Çocukken sahip olduğum kırmızı rugan ayakkabılar/ onlar da senin gibi çok tatlıydılar/ama canımı yakardılar, acıtırdılar."

    Kırmızı rugan ayakkabılar
    'Kırmızı rugan ayakkabılı kız', bir tatil kasabasında doğmuştu.
    Ailesi Yalova'ya Üsküp'ten gelmişti. Tam bir sokak çocuğuydu, 'deli kız'. Dersleri de iyiydi ama, okul dönüşü önlüğü atıp top peşine koşanlardandı. Öğretmen olan babası bağlama, mandolin, piyano çalar, arada annesiyle düet yapıp Rumeli türküleri söylerlerdi.
    Küçük Şebnem'i müzisyenliğe sevk eden, biraz da ailedeki müzik sevgisi oldu.
    İlkokulu bitirince Bursa kolejine yatılı kaydoldu. 13 kızla bir arada kaldığı yatakhanesinde tek mutluluğu müzik dinlemekti. Ablası evde Abba dinlerdi. Okulda volkmeninin kulaklığında ise Bon Jovi gibi popüler rockçılar vardı. Artık kararını vermişti:

    Şarkı söylemek istiyordu.
    Lise 1′de Yalova'daki bir akrabasına bisikletini verdi, gitarını aldı. Şimdi deli gibi gitar çalıyor ve İngilizce şarkı sözleri yazıyordu.
    Yatılı okuldan izinli olduğu Çarşambaları akustik gitar dersleri alıyor ve hafta sonları Yalova'daki odasında klasik gitarı ve küçük keyboard'uyla Scorpions'un Still Loving You'su gibi balatları çalmaya çalışıyordu. O yıllarda bir Londra gezisinde Soho'da bir müzik mağazasından Seth Riggs'in CD ve kitaplarını aldı. Riggs, Madonna'dan, Pavarotti'ye kadar pek çok müzisyen yetiştirmişti. Onun CD'lerinden gırtlağını nasıl kullanması gerektiğini öğrendi. Hâlâ her konser öncesi Seth Riggs'in CD'leri ile etüd yapmadan sahneye çıkmıyor.

    Volvox dönemi
    Lise 2′de Bursa'daki bir stüdyoda kiralık enstrümanlarla ilk grubunu kurdu:
    Pegasus.
    1987′de Bursa'da düzenlenen bir rock festivalinde ilk kez sahneye çıkıp şarkı söyledi. "Mükemmel bir histi."
    Henüz 15 yaşındaydı.
    Bir süre sonra Pegasus dağıldı. Şebnem, birlikte müzik yapacağı grupla arkadaş olmanın önemini keşfetmişti. O yüzden yeni grup için en yakınlarını topladı. Gitarcı Duygu, davulcu Gül, basçı Ebru bir de keyboard'cu bulup birleştiler. Bu, Türkiye'nin kadınlardan kurulu ilk rock grubuydu.
    Aradıkları ismi biyoloji dersinde buldular:
    Volvox (Latince 'Bütün Sesler')

    Mutsuz sözler
    "Hafta sonları eve gittiğimde odama kapanıyor, yemek bile yemeden çalışıyordum. Kafamda bir şeyler çalıyor, içimden sesler geliyordu. Onları mırıldanarak teybe kaydediyordum. Notist değildim henüz, teyptekileri arkadaşlarımın anlayabileceği şifrelere döküyordum. Sonra gitarımla çalıp, üzerine İngilizce söz yazıyordum. Karanlık, mutsuz sözlerdi çoğu Ya içimden öyle geliyordu, ya da dinlediğim yabancı parçalardan kulağıma yapışmış klişelerdi. Rock raconu öyleydi yani.."
    "Yarınlar kadar yakın içimde fırtına
    Bu dalgasız deniz durgun aldatır inanma
    Yaslanıp gururumun kambur sırtına
    Kendime rağmen durmam basar giderim"

    ODTÜ öğrencisi
    80′lerin sonunda ODTÜ Ekonomi'yi kazanıp ablasıyla birlikte "Çok mutlu zamanlarım geçti" dediği Ankara'ya yerleşti.
    Artık yatılı okulun ancak volkmenle müzik dinleyebildiği kısıtlı ortamından kurtulmuş, teybinin sesini dilediği kadar açıp, gönlünce gitar çalabileceği bir mekâna ve sosyal faaliyeti yüksek bir okula kavuşmuştu.
    Bu arada amatör gruplarda şarkıcılık yapan konservatuarlı Özlem Tekin'le tanışmış, onu da Volvox'a katmıştı.
    Ama grubun diğer üyeleri İstanbul'daki üniversitelere gitmişti. Volvox 1,5 yıl hiçbir yerde çalamamış, dağılmaya yüz tutmuştu. Şebnem için karar vakti gelmişti:
    Ekonomist olmak istemiyordu, oysa 'şarkıcılıkta yol katetmeye müsait olduğunun farkında'ydı.
    "Hayır, sen hiç korkma/yarın senin yanında/yeniden koş yollarda/durma, durma!"
    Kararını verdi. İkinci sınıfın sonunda ODTÜ'yü bırakıp, Ankara'ya 'emekliliğinde dönmek üzere' veda etti ve İstanbul'a, müziğin kollarına koştu.

    Kemancı dönemi
    İstanbul barlarında rock furyası yeni başlamıştı. 18 yaşlarında dört kız, Sıraselviler'de Kemancı'da, Ortaköy'de Sis Bar'da, arada Ankara'da şimdiki Manhattan'da, A-Bar'da haftanın beş günü sabaha kadar çalıyorlardı. Yorgunluktan perişan, ama mutlulardı. Müzik yapıp kiralarını ödeyebiliyorlar, bir yandan da sahne performansını, disiplinini, 'dinleyiciyi ısıtmayı' öğreniyorlardı.
    Ancak, iki yıl sonra bu tempodan yoruldular. Volvox, sekiz yaşına gelmişti. Sahnede aynı (cover) şarkıları söylemekten ne kendilerini yenileyebiliyor ne beste yapıp söz yazabiliyorlardı.
    1994′te dağıldılar. Özlem Tekin ayrılıp bir albüm yaptı. Şebnem de 'artık kendi şarkısını söylemek istiyor'du.

    Sezen devrede
    Beklenen fırsat tam bu aşamada kapıyı çaldı.
    Hazırladıkları İngilizce sözlü bir demo, TRT'de Kokteyl programında yayınlandı. O klipte gitar çalıp vokal yapan Şebnem, Sezen Aksu'nun dikkatini çekti. Sezen "Bulun bu kızı bana" dedi. Kız bulundu. Sezen'in albümünde vokalistlik yaptı. Lâkin o, rock yapmak istiyordu. İyi de nasıl?
    Şebnem'in de okuduğu 'Lanet' gibi fotokopiyle çoğaltılan fanzinler aracılığıyla yeraltında üreyen bir rock kültürü varsa da, Türkçe rock bugünkü kadar popüler değildi.
    O dönem iki gelişme rockçıların önünü açtı:
    Biri Metallica'nın İstanbul'daki stadyum konserinde gördüğü muhteşem ilgiydi. Metallica'yı bile şaşırtan bu ilgi büyük bir potansiyelin işaretini verdi.
    İkinci gelişme ise Batılı dev müzik firmalarının Türkiye pazarına girmesiydi.
    Şebnem, tam bu gelişmelerin ortasında, hem de donanımını tamamlamış, çevre edinmiş olarak, çantasında bestelerle hazırdı.

    İlk albüm
    Raks'ta Sezen Aksu ve Onno Tunç'a Deli Kızım Uyan'ı dinletti.
    Bir gün odasına kapanıp yatağına oturmuş ve bu şarkıyı üç dakika içinde hem bestelemiş hem de sözünü yazmıştı. Gitarla en ilkel halinde çaldı:
    "Deli kızım uyan/Söylenenler yalan/
    Deli kızım uyan/bir tek sensin duyan."
    Harikaydı. Sezen, Şebnem'i karşısına oturtup söz yazarken teknik anlamda nelere dikkat etmesi gerektiğini anlattı, birkaç müdahale yaptı; işte tamamdı. Hazır olan 4-5 şarkıya hiç dokunmadan albüme giriştiler.
    "Benim müzikal anlamda aldığım ilk kıymetli hediyedir. Buna prestij albümü olarak bakıyorlardı. Ben iyi şarkı söylediğimi biliyordum.Yaptığım şeye inanıyor, güveniyordum. Ama satılır mı satılmaz mı, belli olmazdı. Yoktu hiç örneği. Benden biraz önce Özlem çıkmıştı ama benimki başka bir kulvardı. Hiç daha önce böyle bir şey yapılmamıştı, dolayısıyla maddi bir risk alıyorlardı."

    Boşuna yaşanmamış
    Çocukken harçlıklarından, sonraları konserden kalan zamanlarından kısıp çalıştıkları stüdyo emirlerindeydi artık.
    İskender, Hakan, Demir, büyük bir şevk ve enerjiyle işe koyuldular. Beş ay gece gündüz çalıştılar. "Teknik anlamda da çok başarılı bir albüm oldu. İlk kez davul ve bas sesi duydu Türkiye."
    Sonuç, inanılmazdı:
    Kadın, 400 bin sattı.
    24 yaşında, hem de taviz vermeden hedefine ulaşmıştı Şebnem Artık yolu açıktı. Altı yıl sonra dördüncü albümüne Deli Kızım Uyan'ın ikinci bölümünü şu sözlerle yazacaktı:
    "Çok parçalandım/ parçalandıkça çoğaldım diye inanmazsam/
    Nasıl yaşarım, nasıl yaşarım?
    Hiçbir şey boşuna yaşanmamıştır diye inanmazsam/
    Nasıl yaşarım, nasıl yaşarım?"

    Olgunluğa dair
    "Acılardan öğrendim müziğe verdim"
    Ablandan 11 ay sonra depremde babanı kaybettin. Uzun bir aradan sonra döndüğünde, sözlerin çok daha olgunlaşmış bir kadının sözleriydi.
    Deprem sonrası bomboş geldi her şey Hiçbir şey yapmak gelmedi içimden. Babam, hayatımın çok önemli bir karakteriydi. Depremde onunla birlikte mahallem de gitti. 'Ben hangi sokakta top oynuyordum' diye gidip bakmak istesem artık yok öyle bir şey. Böyle şeyler yaşadığında tabii müziğine de yansıyor bu Bir süre sessiz durdum. 'Ne oluyor' diye anlamaya çalıştım. Ama müzik bunu atlatmama yardımcı oldu. Sonra onu bir şekilde üretime çevirebildim. Hatta, garip bir denge ama, müziğime, insanlığıma çok şey kattığını düşünüyorum. Acı, insana kısa zamanda çok şey öğretiyor.
    "Sevgilim ve dostum; babam, oğlum,/ arkadaşım, aşkım; her şeyimdin sen" diyen sözlerle döndün. O deli kız, hızla büyümüştü sanki.
    Çok hızlı olgunlaşıyor insan Ve yalınlaşıyor. Ablamın hastalığı çok uzun sürdü. Evde kahkaha attığım zaman kendimi kötü hissederdim. Böyle bir gençlik dönemi yaşadığın zaman sorumluluk duygun o kadar ağır basıyor ki, içinden deli doluluk gelse de yapamıyorsun; bir tarafın hep nahoş bir şey düşünüyor. Ben yeni yeni 'Ya Şebocum gül biraz' diyorum kendi kendime.

    Sessizliğe dair
    Savaşta rockçılar neredeydi?
    Rock, doğası itibarıyla dünyaya kafa tutan, protest, muhalif bir müzik Paul Simon ırkçılığa karşı, Bruce Springsteen teröre karşı albüm yapıyor. Bizde niye mesela savaş karşıtı bir çalışma çıkmıyor?
    Aslında çok hissediyorum bunu Kendimi eğitmeye çalışıyorum. Böyle sosyal meselelerle ilgili bir tavır içinde bulunmak ve bunu estetik bir şekilde sunabilmek de hakikaten çok zaman ve çok iyi donanım isteyen bir şey.
    Bir deprem albümü yapabilirdin mesela Niye olmuyor bu..?
    Bence olmalı Ama Türkiye'de zaten profesyonel şirketlerle kontratlı rock müzik yapmak o kadar yeni ki, herkes ayağını yorganına göre uzatmaya çalışıyor.
    Batılı müzik şirketleri bu türden çıkışlara sıcak bakmıyor olabilir, ama bir toplu konser de düzenlenemez mi?
    Zaten biz bu toplu tepki konularında özürlüyüzdür; sadece rock grupları için söylenecek birşey değil.
    Ama sanatçılar toplumun sinir uçlarıdır. İlk refleksin onlardan gelmesini bekliyor insan.
    Bu konuda sonuna kadar haklısın Savaş, deprem gibi durumlarda birilerinden müzikal bir tepki bekliyorsa insanlar, bu, ilk rockçılardan gelmelidir.
    Oysa tepki bir yana, tersine belli markaların amblemi altında görüyoruz sizleri. Bu, işin özünden taviz vermenizi gerektirmiyor mu?
    O işi neden yaptığına bağlı. Benim kendi koşullarımla kendi sahnemi Erzurum'a götürme imkanım yok. Yaş ilerledikçe bazı şeyleri heyecanla değil, daha planlayarak yaparken buluyorsun kendini. 'Estetik olarak ben bunu da güzel anlatabilirim, boyumu aşmaz' diye hissettiğim gün, böyle şeyler yapma düşüncesi beni çok heyecanlandırıyor. Biraz daha zamanı var.


    CAN DÜNDAR
#09.10.2007 18:56 0 0 0
  • saol kardeş
#03.11.2007 01:07 0 0 0
  • doğru diosun kardes
#08.11.2007 20:11 0 0 0
  • şebo sewerım tşk freddy
#08.11.2007 20:13 0 0 0
  • emeğine sağlık
#14.01.2008 10:35 0 0 0
  • Aslı ve Şebo Türk rock söliyen bayanların en iyileri benim gözümde çok seviyorum şebo yuda .
#20.01.2008 00:19 0 0 0
  • noimage$ebomu cok sefiommmm yaws
#20.01.2008 19:03 0 0 0
  • 18.04.2008 - Beyaz Show - Şebnem Ferah FotoğrafLarı

    noimage

    noimage

    noimage

    noimage

    noimage

    noimage

    noimage

    noimage

    noimage

    noimage

    noimage

    noimage

    noimage

#21.04.2008 21:00 0 0 0
  • teşekkürler freddy arkadaşım ;)
#21.04.2008 21:09 0 0 0
  • bayılıyorum şebo ya canım ya aşığım ona
#30.05.2008 14:12 0 0 0
  • süper bir ses ve yorumu var.on numara bir sanatçı


    SİEMPRE GALLO
#01.06.2008 18:33 0 0 0
  • ben şebnem ferah hayranıyım süper bi şarkıcı :) tek kelimeyle mükemmel
#25.07.2008 10:47 0 0 0
  • yeniden stüdyoya girmesini büyük bir heyecanla bekliyorum
#27.07.2008 16:37 0 0 0
  • Türk Rockunun Kraliçesidir vesselam.
#30.11.2009 21:49 0 0 0