Sana burda kalıp NEFRET ETMEYİ anlatmak isterdim ama ben kendimi anlatamam ki sana, senin beni görmen gerek!
Aslında ben o kadar uzakta değilim, senin tam içindeyim ama senin görmediğin hissetmediğin yerdeyim.
Sana uzun uzun anlatmak isterdim kendimi. Ben NEFRET (!) diye tanıtırdım baştan. Sonra benim iyiliklerimi yani sizlerin algıladığı kötülükleri, sonra karanlığı... şu sonu hiç olmayan, hani hep içinden mavilik çıkarttığım karanlık. Ben aslında karanlığın kardeşiyim, en büyük kardeş. Ama pek sevilmeyen. Siz, neden sevmediniz ki beni?
Ben aslında önceden küçücük bir maviliktim. Zamanla sevilmez oldum. Sonra o maviliği karanlık örttü. Siz sevmediniz beni. Bense hep sevdim sizi; ama sevgide tek taraf yaşamaz,hemen ölür. Ben de öldüm. Siz beni sevmediniz ya, işte o sevgiyi kararttı. Daha sonra o karanlık koyulaşıp, nefret oldu, yani BEN!
İşte benim hayat hikayem. Siz olmadan bende olamam ama unutmayın; bende ki kötüyü beni yenmek istiyorsanız, hep sevin beni. O zaman karanlık kalkar, ben mavi olurum; nefret ölür, ben sevgi doğururum.
UNUTMA!!!!
Seversen mavi olursun, mavi olursan sevgiye gebe kalırsın. Her şeyi sev. Bir böceği, çiçeği... Her şeyi sev!
Maviyi de sev, ama karanlığı ASLA!