Küçük çocukları tacizden korumak adına yapılması gerekenler:

Son güncelleme: 29.06.2008 02:16

  • 1. Bebeklerinizi ve çocuklarınızı asla aileden bile olsalar (dede, amca vs..), tanımadığınız insanlarla veya kendiniz kadar güvenmediğiniz insanlarla yalnız bırakmayınız. Çoğu vak'anın yabancılar değil tanıdık kişiler sebebiyle yaşandığı gözlemlenmiştir.

    2. Çocuklarınızı peryodik olarak muayene edin. Mesela banyodan sonra, giyinirken, bebekler için alt değiştirirken vs.

    3. Çocuklarınızı aşağıdaki özellikleri sergileyen insanlardan uzak tutun:
    - yaşıtlarıyla fazla görüşmeme
    - normal bir yetişkinden daha fazla çocuklarla ilgilenme, arkadaşlık etme
    - çocuksu davranışlar sergileme
    - çocukluğunda tacize maruz kalma

    4. Çocuklarınızı çok dikkat çekici şekilde veya yetişkin gibi veya üzerinde ismi yer alacak şekilde giydirmeyin. (İsmiyle seslenilip güven unsuru yaratılmasını engellemek amacıyla..)

    5. Çocuklarınızın gittikleri yuva veya okulda dersliklerin koridordan görünebilecek şekilde pencereleri olmasına dikkat edin. Soyunma odalarında ve tuvaletlerde yalnız bırakılmadıkları na emin olun.

    6. Çocuğunuz belirli bir mekana veya yere gitmek istemiyorsa veya bir kişiyi hiç sevmiyor ve kesinlikle görmek istemiyorsa kesinlikle zorlamayın, yumuşak bir şekilde konuşup nedenlerini anlamaya çalışın. Soru sorarken ürkütmeyin. Çocukta suçlanıyor hissi yaratmayın.

    7. Çocuklarınızı bakıcıya bırakıyorsanız arada sırada habersiz erken eve gelip baskın yapın. Kamera her zaman faydalı bir araçtır

    8. Doktor veya özel öğretmen bile olsa bir yetişkin ile yalnız bırakmayınız. Çocuğun yanında mutlaka en az iki kişi olmalı. (Haksız suçlamalara maruz kalmamak adına sözkonusu kişinin de tercih etmesi gereken bir uygulama).

    9. Çocugunuzun resimlerini internette hicbir şekilde yayınlamayın.Birç ok kişinin internet resimlerininden yola çıkarak çocukları takıntı haline getirdiği gözlemlenmiştir. Çocugunuzun tek başına internete girmesine izin vermek için buluğ çağından çıkmasını bekleyin. Evde nternet bağlantısı olan bilgisayarın ortak alanda durmasını sağlayıp, çocuğun kendisini bilgisayar ile izole etmesi engelleyin.
    Bilgisayarın browserina gerekli çocuk kilitlerini uygulayın. Çocuğunuza interneti
    nasıl faydalı kullanabileceğ ini öğretin.

    10. Çocuk çıplaklığını kullanarak reklam yapan markaların ürünlerini almayın.

    11. Çocuklarınızı izleyin, dinleyin, size hislerini anlatması için fırsatlar yaratın, iletişimi kesinlikle koparmayın.

    NOT:
    Ülkemizdeki bu tür vak'alarda genellikle failler 24-40 yaş arası ve genellikle mağdur çocuktan birkaç yaş büyük çocuklar, diğer çocuklar ve büluğ çağındaki çocuklar olmuştur.

    Bu bilgiler saygın hukuk ve çocuk eğitimi kaynaklarından derlemedir.
#29.06.2008 02:10 0 0 0
  • Çocuklarınızı cinsel istismara karşı eğitin

    Çocuklara yönelik cinsel istismar olaylarına her gün bir yenisi ekleniyor. Öyle ki istismar olayları çocukların kendi arasında yaşanmaya bile başladı. Çocuklar yaşadıkları bu durum karşısında travmalar yaşıyor ve tehdit aldıkları için susma eğilimi gösterebiliyor.

    Peki aileler çocuklarının cinsel istismara uğradığını nasıl anlar ve neler yapmalı?

    Öncelikle cinsel istismarı tanımlamak gerekiyor. Cinsel istismar, çocuğun kendinden yaşça ya da fiziksel anlamda daha büyük birinin gücünü ve otoritesini kullanarak veya çocuğun güveninden faydalanarak cinsel aktiviteye dahil edilmesi anlamına geliyor. Çocuklara yönelik istismar olaylarını gün yüzüne çıkarmak için kurulan 'Alo Çocuk İstismar Hattı' proje koordinatörü Tanzer Gezer, cinsel istismarın yalnızca tecavüz olmadığına dikkat çekerek şunları söylüyor: "Çocukları pornografi ve fuhuş malzemesi yapmak, teşhircilik, cinselliği kışkırtan konuşma, okşama, cinsel ilişki istismarın içine girer. Çocukların cinsel istismarı Türk Ceza Kanunu'na göre suçtur. Suçun işlendiği görülüyor, biliniyor ve bildirilmiyorsa da suç işlenmiş sayılır. İhbar mekanizmasının doğru çalıştırılması sorunun ortadan kaldırılması açısından önem taşıyor."

    Cinsel istismarı yapan kişinin çoğunlukla 'tanıdık' olduğuna dikkat çeken Gezer, tacizcilerin ebeveyn, kardeş, akraba ya da aile dostu bile olabildiği durumlara rastlanıldığını ifade ediyor. İstismarı yapanların genellikle çocuğun kendisine duyduğu güven ve saygıdan yararlandığını vurgulayan Gezer şöyle konuşuyor: "Çocukları istismar edenler sıklıkla rüşvet vererek, tehdit ederek çocukları durumu saklamaya zorlar. Aileler unutmamalı ki çocuklar istismar konusunda çok nadir yalan söyler ve öyküler uydurur." Cinsel istismara uğramış çocuklarda genellikle içine kapanma, normal olmayan reaksiyonlar ve yaşına uygun olmayan cinsel davranışlar görülebiliyor. Ayrıca özellikle annelerin çocukların cinsel bölgelerini zaman zaman kontrol etmesi gerekiyor. Seher Aktepe, Ankara

    Çocuklarınızla konuşun

    Çocuklara kişisel cinsel güvenlikleri açık ve net bir şekilde konuşularak öğretilmesi gerekiyor.

    Çocuğunuza iç çamaşırının kapattığı bölgelere kimsenin dokunmasının doğru olmadığını öğretin.

    Özel bölgelerine biri dokunduğunda çocuğunuza bunu size söylemesini öğretin.

    Çocuğunuza bedeninin cinsel bölgelerinin isimlerini doğru öğretin.
#29.06.2008 02:11 0 0 0
  • Suistimal ve tacize karşı çocuklar nasıl eğitilmeli?

    Her kalabalıkta iyiler arasına karışmış kötüler mutlaka vardır. Yetişkinler, bu tür kişileri bazen konuşmalarından, bazen görünüşlerinden tanıyabilir/hissedebilirler. Çünkü, yetişkinlerin hafızalarında "kötü niyetli kişi imajı" konusunda belli birikimler yer alır.


    Çocuklara kendi bedenlerine kendilerinin izni olmadan dokunulamayacağı, öpülemeyeceği ve okşanamayacağı bilinci verilmelidir.


    Ancak, çocuklar, "kötü niyetli kişi ve davranışları" konusunda bilgi birikimine sahip değildirler. Ne yazık ki, günümüzde çocukları dışarıda bekleyen tehlikeler, bu birikimin oluşmasına zaman vermeyecek kadar hızla yayılmaktadır.

    Kötü niyetli kişiler bazen bir komşu, hiç ummayan bir tanıdık veya çocuğun en sevdiği bir öğretmen olarak çocuğun karşısına çıkmakta ve çocuklar bu kişilerin anormal davranışlarına nasıl karşılık vereceğini şaşırmaktadırlar. Anne babalar çocuklarının başlarına bir şey gelecek endişesi ile, kötü niyetli kişilerin kimler olabileceğini anlatmak isterler. Ancak, kötü niyetli kişilerin kimler olabileceğini ve kötü niyetli kişilerin nasıl davranacağını çocuklara erken yaşta aktarmak, çocuğu şüphe ve korku psikozuna itebilir. Bu psikoza giren çocuklar, ilerleyen yıllarda sosyal yaşantıdan korkan, içine kapanık ve problemli birileri olarak karşımıza çıkabilir.

    O halde, çocuklar, cinsel suiistimal ve tacize karşı nasıl eğitilmelidirler? İşte bu sorunun cevabı temel davranış refleksinde yatmaktadır. Temel davranış refleksi, "anormal davranışlar karşısında bedenin bir refleks halinde kendisini koruması" şeklinde tarif edilebilir. Bu refleks çocuklara 4-7 yaş arasında kazandırılır.

    Cinsel suiistimallere karşı çocuklarda nasıl refleks oluşturulur?

    Çocuklarda refleks davranış oluşturmanın üç aşaması vardır:

    1- "Bedenim bana aittir bilinci"nin oluşturulması,

    2- "Vücudum görünmemeli" hissi,

    3- "Kim kimdir?" bilinci...

    1- Bedenim bana aittir bilinci

    Çocuğa, bedeninin kendisine ait olduğu ve izin verilmedikçe kimsenin bedenine dokunamayacağı bilinci dört yaşından itibaren yedi yaşına kadar aşağıdaki yöntemler izlenilerek kazandırılabilir.

    "İzin verirsem dokunabilirsin!" bilinci

    Çocukların kendi bedenlerine kendilerinin izni olmadan dokunulamayacağı, öpülemeyeceği ve okşanamayacağı bilinci verilmelidir. Ebeveynlerin, 4-5 yaşından sonra, çocuklarını öperken (bazen), "seni öpebilir miyim?" diye müsaade istemeleri, bu bilincin oluşmasında etkilidir. Çocuğun güçsüz bedeni, herkes tarafından izinsiz kullanılması, çocukların kendi bedenlerini koruma refleksini kırmaktadır.

    "Dokunulması yasak olan yerlerim" refleksi...

    Anne babalar, çocuklarını 4 yaşından sonra cinsel organlarına dokunarak, öperek, okşayarak sevmemelidir. Bu tür davranışlar, özellikle yedi yaşından sonra, çocuklarda dokunulma halinde "rahatsız olma" reflekslerini zayıflatır.

    "Fiziksel baskıya direnme" refleksi

    Çocukların itilip kakılarak büyütülmesi, bir işin zorla ve fiziksel şiddet uygulanarak yaptırılması, çocuklardaki fiziksel şiddete direnme refleksini kırar. Çocuk büyüklere karşı güçsüzlüğünü kabul eder ve zor anlarda güçlüye kendini teslim etme pasifliği kazanabilir. Bu nedenle, çocuklar hiçbir zaman fiziksel güç kullanılarak, bir işe razı edilmemelidir.

    2- "Vücudum görünmemeli" hissi...

    Vücudum görünmemeli (mahremiyet hissi) kazandırılan çocuklar, bedenlerinin başkaları tarafından görünmelerinden rahatsız olurlar. Mahremiyet duygusunun kazandırılabilmesi için, aşağıdaki davranışlar araç olarak kullanılabilir.

    "Banyoda çıplak olunmaması" bilinci...

    Bu bilincin oluşması için, çocukların 4 yaşından itibaren, banyo yaparken, mutlak surette külotu üzerinde bulundurulmalıdır. Çocuğu banyo yaptıracak ebeveyn ile çocuk aynı anda banyo yapmamalı. Çocuk yedi yaşından sonra hiçbir şartta bir başkasının çıplak vücudunu görmemelidir.

    "Tuvalette benden başkası olmamalı" bilinci...

    Dört yaşından itibaren çocuklar, anne babaları ile aynı anda tuvalete girmemeli, anne baba çocuklarını dışarıda beklemelidir.

    "Soyunma ve giyinmede yalnızlık" ilkesi...

    Çocuk, gece kıyafetini giyerken, birinci derecede yakınlarının yanında soyunup giyinmelidir. Çocuk vücuduna yönelen bakışlardan rahatsız olabilmesi için yedi yaşından itibaren kıyafetini gözlerden uzak bir yerde giyip çıkartmalıdır.

    "İzin verirsem, kabul edilirsin" ilkesi...

    Yedi yaşından itibaren çocukların odalarına girerken izin alınmalı, çocuğa "izin verme" inisiyatifi kazandırılmalıdır. Bu davranış kalıbı hem çocuğun kişiliğine saygıyı, hem de çocuğun rahatsız olduğu bir harekete itiraz etme becerisini kazandırır.

    3- "Kim kimdir?" bilinci...

    Çocuklar için herkes güvenilirdir. Ancak gerçek öyle değildir. Bu nedenle çocuklara, ilk yaşlardan itibaren kimin kim olduğu bilinci verilmelidir. Buna "namahrem bilinci" de denilebilir. Çocuk, henüz küçük yaşlarda, anne, baba, amca, dayı, teyze, hala gibi birinci derece yakınlarını, diğer yakınlarından farklı olduğunu öğrenerek yetişmelidir. Bu bilincin oluşması için,

    "Biz" bilincini genişletme...

    Çocuklarda yedi yaşına kadar "ben" bilinci hakimdir. Ancak çocukların "ben" diye ifade ettiği kişi, (sadece) kendisi değil, aynı zamanda kendi ihtiyaçlarını karşılayan anne-babasıdır da. Çocukların ilk yaşlardan itibaren birinci derecedeki akrabaları ile iletişim artırılarak, "ben" diye kabul ettiği "biz" çevresine birinci derece akrabaların da ilavesi sağlanmalıdır.

    "Örnek kişiler" profili...

    Küçük yaşlardan itibaren, "anne, teyzenin yarısıdır" ya da, "amca, babanın diğer yarısıdır" gibi, çocuğun dünyasında birinci derecedeki akrabaların tam oturmasında deyim ve atasözlerinden faydalanılabilinir. Pozitif örneklerde, bu akrabalar verilmeli, negatif örneklerde asla birinci derecedeki akrabalar kullanılmamalıdır.

    "Kimden, niye hediye?" sorgusu...

    Çocuklar, sürprizleri ve hediyeleri severler. Sürpriz ve hediyelerin ancak birinci derecedeki yakınlar tarafından verildiğinde "sorgulanmadan", üçüncü derecedeki kişilerden alınan her bir şeyde "sebep sorgulama" alışkanlığı kazandırılmalıdır. Ayrıca alınan her bir hediyenin "karşılığı" olmalı bilinci oluşturulmalıdır.
#29.06.2008 02:12 0 0 0
  • Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM), çocukların cinsel amaçlı kötüye kullanılmaları (cinsel taciz) konusunda ailelere uyarılarda bulunuyor.

    Emniyet Genel Müdürlüğünün internet sitesinde "Tavsiyeler" bölümü altında yer alan "Cinsel taciz hususunda anne ve babalara öğütler" başlıklı duyuruda, çocukların ailelerine her konuda güvenmelerinin ve her türlü sorunlarını onlarla konuşabilmelerinin çok önemli olduğuna dikkat çekiliyor.

    Çocukların, çevredeki yabancı kişilere karşı daha dikkatli olmaları ve onlara fazla güvenmemeleri konusunda eğitilmeleri gerektiğine işaret edilen yazıda, "Çocuğunuzun evden çıktıktan sonra nerelere gittiğini ve kimlerle oynadığını bilmelisiniz" deniliyor.

    Ailelerin, çocuklarının akşam belli bir saatte evde olmaları konusunda hassas davranmalarını, bu konuda çocuklarının arkadaşlarının aileleriyle de mutabakat sağlamaları gerektiğine değinilen yazıda, şu görüşler yer alıyor:

    "Çocukların, kendilerini yakından ilgilendiren her türlü tehlike hakkında bilgilendirilmeleri çok önemlidir. Buna cinsel bilgilendirme de dahildir. Polis kayıtlarında tecrübe ile sabittir ki çocukların cinsel tacize maruz kalmalarının önlenmesi, ancak onlara bu konuda öğüt verilmesi ve bazı prensiplerin kazandırılması ile mümkündür. Çocukların düzenli olarak takibi, onlara dikkat edilmesi ve onlarla beraber olunması da cinsel tacizi önleyen unsurlar arasındadır. Çocuklarla sürekli konuşarak bu tehlike hakkında onları uyarmanız sonucunda, daha duyarlı olmalarını ve kendi kendilerini kontrol etmelerini sağlayacaksınız."

    ÇOCUKLARA HANGİ ÖĞÜTLER VERİLMELİ?

    Yazıda, çocuklara, okul yolunda, park ya da spor sahalarının yakınlarında, eve dönüşte veya arkadaşlarının evine gelip giderken tehlikeyle karşı karşıya kalabileceklerinin anlatılması gerektiğine dikkat çekiliyor. Ailelerin tehlikenin bulunabileceği yerler hakkında çocuklarını aydınlatmalarının istendiği yazıda, anne babaların çocuklarına yönelik davranışlarında dikkat etmeleri gereken konular şöyle sıralanıyor:

    "Çocuğa önce iyi ve kötü, milli ve ahlaki değerlere göre telkin edilmeli, öğretilmeli. İyi fiilde bulunma aleni olarak takdir edilmeli, kötü fiil, başkalarından misal verilerek kötülenmeli. Çocuk hataları sebebiyle devamlı azarlanmamalı.

    Aileler, tanımadıkları şahıslardan para veya hediye almamaları, yabancı şahıslarla herhangi bir yere gitmemeleri, yardım talebinde bulunan yabancılara yardım etmemeleri ve kesinlikle arabalarına binmemeleri konusunda çocuklarını uyarmalı. Çocuklar, evde yalnız kaldıklarında, tanımadıkları kimseye kapı açmamaları, telefonda yabancı kimselere bilgi vermemeleri, ıssız parklar, yollar ve yerlerden uzak durmaları, toplu olarak oynayan çocuklardan ayrılmamaları ve tek başına oynamamaları, kendilerinden küçük çocuklara da dikkat etmeleri konusunda uyarılmalı." Yazıda, çocuklara da takip edildiklerini hissettiklerinde büyüklerinden yardım istemeleri ve bu durumlarda ıssız yerlere değil kalabalığa doğru gitmeleri isteniyor.

    Çocukların tehlikede olduklarını hissettikleri anda bağırmaları, kaçmaları ve kendilerini savunmaları gerektiği, kendilerine zarar vermek isteyen kişilere iyi bakıp onları teşhis etmeleri ve araçlarının plakalarını almalarının da önerildiği yazıda, anne babaların çocuklarına, kendilerine veya arkadaşlarına bir şey yapıldığında derhal ailelerine veya polise haber vermeleri gerektiğinin anlatmaları öneriliyor.
    Emniyet Genel Müdürlüğü, giderek artan çocuklara cinsel taciz konusunda ailelere, çocuklarını bu konuda uyarmalarını ve bilgilendirmelerini tavsiye ediyor.

    Müdürlüğün resmi internet sitesinde yayınladığı tavsiyelere göre, çocukların aileleriyle her şeylerini paylaşabilmelerinin önemli olduğu belirtilirken, ailelerin çocuklarını yabancı kişilere ve onlara güvenmemeleri konusunda uyarması gerektiği ifade ediliyor. Ailelerin çocuklarının ev dışında nerelerde vakit geçirdiğini iyi takip etmesi gerektiği ve çocuklarıyla akşam belli bir saatte evde olması konusunda uzlaşmaya varmaları gerektiği vurgulanıyor. Sitede ailelerin çocuklarını bilgilendirmesi konusuna da yer verilirken, özellikle çocukları cinsel konularda bilgilendirmenin önemine değiniliyor. Ailelerin çocuklarını bu konuda sürekli uyarmasının, sorunun önlenmesinde önemli bir rol oynadığının da yer aldığı bilgilere göre, çocuklara tehlikenin her yerden gelebileceği ve özellikle hangi bölgelerin tehlikeli olabileceği konusunda çocukların uyarılması gerektiği, milli ve ahlaki değerlerin telkin edilerek, iyi fiilde bulunduğun da çocuğun takdir edilmesi gerektiğinin de altı çiziliyor.

    Sitede yer alan bilgilerde çocukların evde yalnız kaldıklarında tanımadıkları kimseye kapıyı açmamaları, telefonda yabancı kişilere bilgi vermemeleri, dışarıda yabancı kişilerle bir yerlere gitmemeleri, yardım talebinde bulunan yabancılara yardım etmemeleri ve kesinlikle yabancıların arabalarına binmemeleri konusunda çocukların uyarılması ve eğitilmesi gerektiği ifade ediliyor. Ayrıca tehlikede olduklarında bağırmaları, kaçmaları ve kendilerini müdafaa etmeleri gerektiği ve kendilerine zarar vermek isteyen şahıslara iyi bakıp onları teşhis etmeleri, varsa araçlarının plakasını almaları ve en yakın polise gitmeleri konusunda uyarılması tavsiye ediliyor.




#29.06.2008 02:12 0 0 0
  • Buluğ çağındaki gençler cinsel istismar mağduru

    Çocuk İstismarı ve İhmalini Önleme Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Orhan Derman, dünya genelinde buluğ çağına gelmiş kızların yüzde 25'inin, erkeklerin ise yüzde 15'inin cinsel istismara maruz kaldığını bildirdi.

    Çocukların yüzde 75'inin aile yakınları, yüzde 12'sinin yakın tanıdıkları ve yüzde 13'ünün ise tanınmayan kişiler tarafından istismar edildiğini kaydeden Derman, son yıllarda hastaneye başvuran istismar vakalarının arttığına işaret etti.

    Derman, görev yaptığı Hacettepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adolesan Ünitesi'ne, haziran ayında 8 istismar vakası geldiğini ve bunların 2'sinin cinsel istismar olduğunu söyledi. ''Artışın, birey ve ailelerin bilinçlenmesi, hastanelere başvuruların artması, bu konuda çeşitli araştırmaların yapılması, bozuk aile yapısı, medya gibi nedenlerden kaynaklanabileceğini'' belirten Derman, ''Verdiğimiz oranlar, sadece buz dağının görünen kısmı'' değerlendirmesinde bulundu.

    Derman, istismara maruz kalan çocukların yeterli ilgi görmediği ve tedavi edilmediği durumlarda, ileride istismarcı olabildiğine dikkati çekerek, mağdur sayısı arttıkça istismarcı sayısının da o oranda arttığını söyledi.

    Cinsel istismara uğrayan çocuğun, ''kendini kirlenmiş ve suçlu hissedebildiğini'' belirten Derman, ''Kendini toplumdan soyutluyor ve yalnızlaşıyor. Bir gün yaşadıklarının hıncını almak, başkasının da aynı acıyı çektiğini görmek, kendine mağdur bir paylaşımcı bulmak gibi nedenlerden dolayı, ileride istismarcı olabiliyor. Maalesef, bu bir
    kısır döngü halinde devam ediyor'' dedi.

    Mağdur olan çocuğun, olayı sadece hekimlerle paylaşması gerektiğinin doğru olduğunu vurgulayan Derman, ''Çünkü, güvendiği kişiler bile 'nasıl olsa böyle bir şey yaşadı. Ben de yapabilirim' tarzında yaklaşımlarda bulunabiliyor ve istismarcı olabiliyor'' diye konuştu.

    Derman, ailelerin çoğunun, konuyu, olayın duyulmaması, adli mercilere gitmemesi gibi nedenlerle, aile içinde çözmeye ya da üstünü örtmeye çalıştığını anlattı.

    Çocuk İstismarı ve İhmalini Önleme Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Gonca Yılmaz da ''Başbakanlık Aile Araştırma Kurumunun verilerine göre, Türkiye'de ailelerin yüzde 40'ı çocuklarına hafif oranda şiddet uyguluyor'' dedi.

    Çocukların, fiziksel, duygusal ve ihmal şeklinde de istismara maruz kaldıklarının altını çizen Yılmaz, özellikle bebeklerde ölümle sonuçlanabilen fiziksel istismar vakaları olduğunu kaydetti.
#29.06.2008 02:14 0 0 0
  • Cinsel Taciz ve İstismar
    Ali Çankırılı


    OKUYUCULARIMDAN sıkça e-mail (elektronik posta) alıyorum. Çocuk eğitimine gösterilen bu ilgi bizi sevindiriyor ve yazma cesareti veriyor. Son günlerde medyada tartışma konusu yapılan 'çocuk pornosu ve cinsel taciz' anne babaları iyice korkutmuş. Özellikle büyük şehirlerden yazan anneler, çocuklarını cinsel tacizden nasıl koruyacaklarını soruyorlar. İstanbul'dan yazan bir anne, çocuğunu cinsel taciz konusunda bilgilendirmek istediğini, ancak bunu nasıl yapacağını bilmediğini söylüyor ve kendisine yardımcı olmamızı istiyor. Bir baba, internet kafelerde gençlerin porno içerikli sitelere girdiğini, cd'ler izlediğini, belediyelerin ve ahlâk zabıtasının buraları denetlemesi gerektiğini yazıyor.
    Bizimle yüzyüze görüşen öğrenci velilerinden de benzer sorular ve şikayetler geliyor. Medyada öğrencilerine cinsel tacizde bulunan öğretmenlerden bahsedilmesi, anne babalarda ciddi korkulara yol açmış. Bir kız öğrencinin annesi ağlayarak şöyle diyordu: "Evladımızı teslim ettiğimiz öğretmenler de bunu yaparsa, daha kime güveneceğiz?"

    Çocuklar üzerinde en az anne baba kadar hakkı bulunan, fedakâr, saygıya lâyık, eli öpülesi binlerce öğretmenin görev aldığı koca bir eğitim camiasında üç-beş ruh hastasının bulunması öğretmenlerimize duyduğumuz güveni sarsmamalıdır. Her konuda olduğu gibi, bu konunun çözümü de yine aile eğitiminden ve terbiyesinden geçiyor. Çocuklarımıza sağlıklı bir cinsel eğitim verir, taciz konusunda bilgilendirir, kendisini nasıl koruyacağını öğretirsek korkmamıza gerek kalmaz. Ancak bunu yapabilmemiz için çocuğumuzla aramızda duygusal bir bağın kurulmuş olması gerekir. Eğer bu duygusal iletişim yoksa, çocuğumuz korkularını, endişelerini, sıkıntılarını bizimle rahatça paylaşmıyorsa; bir cinsel tacizle karşılaştığı zaman gelip bize olayı anlatma cesareti gösteremeyecektir.

    Çocuklarıyla konuşup onları bilgilendirmek yerine porno sitelerini filtre eden programlar kullanan, internet kafeyi yasaklayan, evdeki bilgisayardan fax modemi söken anne babalar var. Onlara hak vermemek elde değil. Ancak yasak ve baskı ile böylesine ciddi bir problemin çözülemeyeceğini de hatırlatmadan edemeyeceğiz. Burada önemli olan çocuğun veya gencin sizin zorunuzla değil, kendi iradesi ile pornografiden uzak durması, evindeki bilgisayarı faydalı yönde kullanması.

    ÇOCUKLARIMIZI

    NASIL BİLGİLENDİRECEĞİZ?


    Çocuğun muhtemel cinsel tacizlere karşı kendisini koruyabilmesi için öncelikle sağlıklı bir cinsel bilgiye ihtiyacı vardır. Küçük yaşlarda cinsiyete ait soruları ertelendiği, kınandığı ve suçlandığı takdirde çocuğun zihninde cinsel merakın ayıp birşey olduğu kanaati doğacak, bu merakından dolayı suçluluk duygusuna kapılacak ve soru sormaktan vazgeçecektir. Haya dediğimiz fıtrî (doğal) utanma ile büyüklerin davranış ve sözleri ile telkin ettikleri yapay utanma farklı duygulardır. Kendisini değerli hisseden, insana saygı duyan bir çocuk bu değeri ve saygıyı zedeleyecek bir durumla karşılaştığı, meselâ çıplak görüldüğü zaman rahatsız olur. Bu rahatsızlık, değerini koruma hassasiyetinden kaynaklanan onurlu bir duygudur. Cinsel konularda soru soran bir çocuğa annesi "Ne kadar ayıp, böyle şeyleri sormaktan utanmıyor musun?" dediği zaman ona yaratılışa aykırı bir utanma ve suçluluk duygusu telkin etmiş olur. Çocuğun soruları ya gördüğü veya duyduğu, ancak anlamakta zorluk çektiği cinsel konularla ilgilidir. Eğer sorusunu anlayışla karşılar, söz ve davranışlarımızla memnuniyetsizlik göstermez, detaylara girmeden anlayacağı basit kelimelerle cevap verirsek; hem kafasındaki karışıklığı gidermiş, hem de benzer durumlarda tekrar soru sorma cesareti vermiş oluruz.

    Çocuğumuzun cinselliğe ait sorularını cevaplandırırken, bütün vücudumuzun mükemmel yaratıldığını, cinsel organlarımızın da diğer organlarımız kadar gerekli ve değerli olduğunu anlatmalıyız. Cinsel organları sayesinde kızlık, erkeklik, annelik, babalık özellikleri kazanacaklarını bilen çocuklarda özgüven duygusu artar, kendilerini değerli hissederler.

    Çocuğumuza cinsel organlarımızın bize özel, bize ait olduğunu, başkaları tarafından görülmesi uygun olmayacağı için örtündüğümüzü öğretmeliyiz. Cinsel bölgelerimize hakaret anlamı taşıyan sözlere küfür dendiğini, kızdığımız kimselere küfür etmememiz, edenleri de uyarmamız gerektiğini anlatmalıyız.

    Çocukları cinsel taciz ve istismara karşı korumak için bilgilendirmek yetmez. Bizim de onun adına alacağımız önemli tedbirler var. Çocuğu bilgilendirirken abartmadan ve korkutmadan kaçınmalıyız. Eğer konuyu abartarak anlatırsak insanlara olan güvenini yitirebilir, kendisine gülümseyen veya şefkatle başını okşamak isteyen iyi niyetli birinden bile kuşkulanacak hâle gelir. Cinsel organlarımızın bize ait, özel yerler olduğunu bilen bir çocuğa cinsel tacizi anlatmak kolaydır.

    NELER ANLATMALIYIZ?


    İstanbul'dan yazan bir anne, "Çocuğumu cinsel tacize karşı korumak için neler anlatacağımı bilmiyorum. Anlatacağım şeylerin onu derinden etkileyeceğini, ruh sağlığını bozacağını düşünüyorum. Böyle düşününce de anlatma cesaretim ve gücüm kalmıyor," diyor. Annenin bu düşüncesi, konuya yetişkin gözüyle baktığı için, çocuk açısından doğru değildir. Çocuk henüz insanların kötü yanını görmemiştir, kalbi temiz, ruhu berraktır. Bizim kötü tecrübeler yoluyla kazandığımız peşin yargılardan uzaktır. Eğer vereceklerimizi onu korkutmadan ve konunun çirkinliklerine girmeden verebilirsek maksadımıza ulaşmış, onu gelecek tehlikelerden korumuş oluruz.

    Korku, o kadar da korkulacak bir duygu değildir. Korku, hayatımızı ve sağlığımızı tehdit eden tehlikelere karşı korunmak için verilmiş gerekli bir duygudur. Bilgilerimiz arttıkça korkularımız da artar. "Cahil cesur olur," sözü çok yerinde söylenmiş bir sözdür. Cahil adam, olaylar arasında sebep-sonuç ilişkisi kuramadığı için kendisini bekleyen tehlikeleri göremez, olaylara gözü kapalı girer. Bir anlık öfkesine yenik düşen nice insanlar, polis ve mahkeme yoluyla kolayca çözebilecekleri bir meselede cana kıyarak kâtil durumuna düşüyorlar. Yine sağlıklı bir cinsel eğitim almadığı için, nice insanlar var ki, şehvetlerine yenik düşerek gayrimeşru cinsel ilişkiye giriyorlar, yuvaların yıkılmasına, namus ve şereflerinin ayağa düşmesine sebep oluyorlar.

    Çocuklarımızı okul öncesi dönemde (4-5 yaşlarında) cinsel taciz konusunda bilgilendirmemiz gerekir. Daha önce hem anlamaları zordur, hem de cinsel taciz riski çok düşüktür. Önce çocuklara cinsel organlarına ancak (temizlik, banyo, çamaşır değiştirmek için) anne ve babanın dokunabileceğini, başkalarının buna hakkı olmadığını anlatmalıyız.

    Cinsel taciz ve istismar konusunda çocuğumuza vereceğimiz bilgileri şöyle sıralayabiliriz:

    • Eğer başkaları, en yakın akrabalar bile, tenha yerlerde seni sever, okşar ve severken cinsel organlarına dokunursa buna izin verme, koşarak oradan uzaklaş. Başına böyle birşey gelirse, gelip bana anlat. Bu kişi yaptıklarını anlatmaman için seni korkutsa bile gelip bana anlatmalısın. Korkma, biz seni koruruz. "Kimseye söyleme" sözü de normal değildir. Eğer gelip bize anlatmazsan o kişi sana zarar vermeye devam eder.

    • Her sevme ve okşama kötü niyetli değildir. Sen akıllı bir çocuksun, bunu anlayabilirsin. Eğer bizi kendi çocuğu gibi seven iyi kalpli insanlardan da şüphe edecek olursak onlara haksızlık etmiş oluruz.

    • Çarşıda veya pazarda kaybolursan, yanında çocukları bulunan bir aileden yardım iste, seni polis karakoluna götürmelerini söyle. En yakındaki bir dükkana girip dükkan sahibinden de yardım isteyebilirsin. Dükkana girmeden önce içeride başka insanlar olup olmadığına bak, başka insanlar varsa gir.

    • Uzak ve ıssız yerlerde, boş ve terkedilmiş evlerde, inşaatlarda, bodrumlarda oyun oynama. Bu gibi yerlerde yardım alamayacağın için kötü niyetli insanların işi kolaylaşır.

    • Tek başına çocuk parklarına gitme. Bir yabancı sana şeker, çikolata gibi şeyler verirse alma. Hemen oradan uzaklaş.

    • Kötü niyetli insanlar çocukları kandırmak için yalan hikayeler uydururlar. "Annen/baban seni çağırıyor, gel seni annene/babana götüreceğim," derler. Onlara aldanıp peşlerinden gitme. Bazıları da yalancıktan yardım isterler. Meselâ, "Köpeğim kayboldu, bulmama yardımcı olur musun, beni şu adrese götürür müsün, şu paketi eve çıkarmama yardım eder misin?" derler.

    • Yolda bir araba durur, "Beni şu adrese götürür müsün?" veya "Annen kaza geçirdi hastanede yatıyor, seni yanına götürmemi istedi" derse inanma, arabaya binme, hemen oradan uzaklaş.

    • Evde yalnızken başkalarına kapı açma. Biz evde iken bile yabancılara kapıyı açma. Gelen, "Ben tüpçüyüm, ben sütçüyüm, ben tamirciyim" dese bile kapıyı açma.

    • Bizden izinsiz arkadaş ve komşu evlerine gitme.

    • Okuldan eve gelirken tenha yerlerden geçme, içinde yolcu bulunmayan servise veya dolmuşa binme.

    Çocuklar bu anlattıklarınızın hepsini aklında tutamaz. Ara sıra sorular sorarak bilgisini tazeleyebilirsiniz. Meselâ, "Okuldan eve gelirken bir araba yanında dursa, annen kaza geçirdi, hastanede yatıyor, ben doktorum, seni yanına götürmemi istedi dese ne yaparsın?" şeklinde bir soru sorarak cevap vermesini isteyebilirsiniz.


    ANNE BABA OLARAK

    BİZE DÜŞEN GÖREVLER


    Cinsel tacizden ve istismardan korunmayı sadece çocuklardan beklemek problemi çözmeye yetmez. Anne baba olarak bizlerin de alacağı tedbirler ve yerine getirmesi gereken görevler var. Bunları da kısaca şöyle sıralayabiliriz:

    • Çocukların okula gidiş-dönüş saatlerini, kimlerle arkadaşlık yaptıklarını, kimlerle nerelere gittiklerini ve ne zaman eve döneceklerini yakından takip etmemiz gerekir.

    • Çocuk sapıkları daha çok av mekânı olarak tenha yerleri, çocuk parklarını, oyun ve eğlence salonlarını tercih ederler. Buralarda tek başına dolaşan, kontrolsüz, bilgisiz çocukları avlarına düşürürler. Bu sebeple çocuğun 24 saati anne babanın bilgisi ve kontrolü altında olmalıdır.

    • Akrabalarımızdan, komşularımızdan, arkadaşlarımızdan biri veya büyük bir çocuk, çocuğumuza aşırı ilgi gösteriyor, çocuğumuz da bu ilgiden sıkılıyor ve rahatsızlık belirtileri gösteriyor ise sebebini araştırmalıyız.

    • Çocuğa verilen hediyelerin nereden ve kimden geldiği araştırılmalı, sebebi bilinmeyen hediyelerden şüphe edilmelidir.

    • Çocuğu spor ve müzik gibi özel bir etkinlik kursuna göndermeden önce kurumun ve ders verecek öğretmenin ciddiyeti ve güvenilirliği araştırılmalıdır.

    • Çalışan anneler, çocuğunu teslim edeceği bakıcıyı veya kreşi çok iyi araştırmalı, teslim ettikten sonra da takip etmeli, çocuktan bakıcı veya kreş elemanları ile geçirdiği saatlerde neler yaptığı anlattırılmalıdır. Çocuk bakıcıdan korkuyor, onunla beraber olmak istemiyor veya kreşe gitmeyi reddediyorsa sebebi mutlaka araştırılmalıdır.

    • Yatılı okullar da riskli alanlardır. Anne babadan uzak kalan çocuklar bütün sevgilerini bir arkadaş veya kendisinden büyük bir çocuk üzerinde yoğunlaştırabilir. Duygularını kontrol etmeyi bilmeyen, anne babası ile sıcak ilişkileri olmayan çocuklar, bu beraberliği sevdiği arkadaşına karşı cinsel istek duyacak kadar ileri götürebilir. Eğer bir çocuğun fazla arkadaşı yoksa, yani sadece bir arkadaşla yetiniyorsa ve her yerde o arkadaşıyla görülüyorsa bu beraberliğin arka planı araştırılmalıdır.

    • Çocuğun internet kafelere alışmasına izin verilmemeli, gerekirse kendisine bir bilgisayar alınmalıdır. Bilgisayarda pornografik web sitelerine girmesi cyberpatrol, surfwatch, netnanny, cybersitter programlarından biri kullanılarak önlenebilir.

    • Çocuğa hissettirmeden odası ve eşyaları aranmalı, pornografik yayınlar veya cd'ler bulunduğu zaman bunlara el koymadan, çocukla çatışmaya girmeden ve suçlayıcı sözler kullanmadan cinsel duygularını kontrol etmesi öğretilmelidir.

    Sevimsiz bir konuyu işlemenin zorluğunu takdir edersiniz. Anne babalar çocuklarını cinsel konularda eğitirken aynı zorluğu yaşadıkları için beni daha iyi anlayacaklardır. Ancak çocuklarımızın ruh sağlığı ve geleceği adına her zorluğa katlanmamız gerekiyor. Bir meseleyi görmezden gelerek veya erteleyerek çözüme ulaştıramayız. Bu konuda iyimser olmanın da bir faydası yoktur. Elimizdeki cinsel taciz ve istismar vak'alarının çoğunda "Bu tür şeyler bizim ailemizde olmaz" diyen fazla iyimser anne babaların çocukları vardır.

    Cinsel istismar konusunda en büyük bedeli, ihmalci ve iyimser anne babalar değil, bizzat çocuk ödemektedir. Böyle bir olayla karşılaşan anne babaların çoğu, deşifre olma (dile düşme) utancı ile, polise ve psikiyatra başvurmamakta, acısını kalbine gömerek olayı unutmaya çalışmaktadır. Anne babaların bunu yapmaya hakkı yoktur. İki sebeple hakkı yoktur. Birincisi, burada mağdur olan çocuktur, anne baba çocuk adına fedakârlık yapamaz. Cinsel istismara maruz kalan bir çocuk, istismarcının elinden kurtarılmaz ve psikiyatrik tedavi görmez ise, hasta bir kişilik kazanacak, sağlıklı bir evlilik yapamayacak, büyük ihtimalle alkol ve uyuşturucu batağına saplanacaktır. İkincisi, polise başvurulmaz, istismarcı yaptığının cezasını ödemez ise, eylemine devam edecek, başka çocukları da tuzağına düşürecektir.

    Çocukların cinsel tacize maruz kalması toplumun ayıbıdır. Çünkü tacizciler ve istismarcılar bu toplumun içinden çıkmaktadır. Sağlıklı bir nesil yetiştirmek için aileler kadar eğitimciler de üzerine düşeni yapmalı, devlet de onlara yardımcı olmalıdır.
#29.06.2008 02:15 0 0 0



  • Cinsel ihmal; Çocukların cinsel sömürüye karşı korunmaması ve ilgisiz kalınması cinsel gelişimine gereken önemin verilmemesidir

    Cinsel istismar ise; Çocuğun kendisinden en az 6 yaş büyük bir kişi tarafından cinsel doyum amacıyla kullanılması ya da başka birinin cinsel doyum amacıyla çocuğu kullanmasına izin verilmesidir (Atman,C.Ümit) İhmal ve istismar arasındaki en önemli fark ise istismarın ihmale göre daha aktif olmasıdır. Cinsel istismar direkt yada indirekt olabilir. Bu durum çocukta mutsuzluk üzüntü sıkıntı ve bedensel zarar oluşturabilir







    CİNSEL DOYUM AMACIYLA YAPILAN DAVRANIŞLAR



    · Cinsel olmayan kucaklama

    · Sıkıştırma ,

    · Okşama( daha çok kızlara)

    · Çocuğu pornografi aracı olarak kullanma

    · Cinselliği kışkırtan konuşmalar

    · Oral ya da anal ilişki( daha çok erkeklere)

    · Tecavüz

    · Teşhircilik( daha çok kızlara)

    · Çocuğa porno içerikli film seyrettirme

    · Ensest( daha çok kızlara)

    · Cinsel ilişki( daha çok kızlara)

    · Karşılıklı mastürbasyon( daha çok erkeklere)





    YANLIŞ İNANIŞLAR

    · İstismara uğrayanlar daha cok ileri yaslarda çocuklardır.

    · Sadece kızlar cinsel istismara uğruyor.



    Cinsel istismara kız çocukları kadar erkek çocuklar da maruz kalmaktadır. Çocuğu istismardan koruma ve rehabilitasyon derneği(ÇİKORED) tarafından yapılan araştırmaya göre kız çocukların /58'i erkek cocukların /42'si cinsel istismara maruz kalmaktadır.Cinsel saldırı ve tecavüz olasılığı ise 16-19 yaş arasındadır. Bu saldırıların gerçekleştiği yaş aralığı ise 8-12 yaştır. Yapılan bir araştırmada çalışan kızlarının (102), %26 sı işyerinde en az bir kere rahatsız edildiğini; en fazla erkeklerin bakışlarından rahatsız olduklarını ve elle tacize maruz kaldıklarını belirtmiştirler.98 yılındaki adli dosyalardan elde edilen bulgulara göre ise çocuklara yönelik olguların %44,4'ünü cinsel suçlar teşkil etmektedir (Balcı,Yasemin)

    Almanya da her yıl ortalama 200 bin çocuk cinsel istismara maruz kalmaktadır. 2002 yılında 3780 porno vakası ile karşılaşılırken bu rakam 2004 mayıs ayı sonunda 115146 ya ulaşmıştır.(Öztürk,Doğan). Cinsel istismara maruz kalan çocukların %30'u 2-5 yaş; %40'ı 6-10 yaş; %30'u 11-17 yaş arasındadır.(Hancı,İ,Hamit) Tüm bu istatistikler dahilinde kız çocukların erkek çocuklara oranla 3-4 kat daha fazla cinsel istismara maruz kaldığı görülmektedir.





    NEDEN ÇOCUKLAR ?



    Yapılan araştırmada çocuklara cinsel şiddet uygulanmasının nedenleri(Polat,Oğuz) şunlardır:

    1. Saldırganın bakış açısı ve psikolojık rahatsızlığı

    2. Çocuğun merak duygusunun fazla olması

    3. Çocugun sevgi ve ilgi ihtiyacının fazla olması

    4. Erişkinler tarafından kolay yönlendirilebilmeleri ve savunmasızlıkları

    5. Olayı gizleme eğilimlerinin aşırı olması

    6. Olayı anlatmada güçlük cekmeleri

    7. Fiziki acıdan güçsüz olmaları

    8. Çocukların anlattıklarına inanılmaması

    9. Bazı toplumlardaki yanlış inanışlar(AIDS'ten korunmak için)

    10. Ayrımcılık ve etnik farklılıklar( özellikle savaş zamanı)

    11. Sokakta calışmak ve yaşamaları

    12. Gelenekler(afrika ve güney asya)

    13. Zihinsel rahatsızlığı olanlar



    CİNSEL ŞİDDETİN ÇEŞİTLERİ



    · COCUK PORNOSU: gerçek ya da kugulanmış herhangi bir cinsel aktivite içinde gösterilmesi ya da vucudun belli yerlerinin cinsel amaçla gösterilmesidir. Fotograflar slaytlar, filmler, dergiler, CD'ler.

    2 tipi vardır

    baştan cıkarıcı ve cıplak göruntulerın kullanılması;

    cocukların cinsel ilişki içinde gösterilmesi

    Norveç cocukları kurtarın hattı 99'da çocuk pornosunu yer aldıgı 1235 web sitesinin kapanmasını saglamıstır.(Polat,Oguz) İnternet ortamı çocuk pornosunun daha da büyumesıne neden olmaktadır.

    ÇOCUK FUHUŞU: çocugun zevk veya başka sebeplerden kaynaklanarak cinsel aktivitelerde kullanılmasıdır. Savaş esnasında ve savaş sonrası barış kuvvetlerinin gelmesi bu durumu arttıran faktörlerdendir. Ekonomik yönden fakir ülkelerdeki cocuklar daha cok bu sektörde kullanılmaktadır. Tacizciler eknomık ve sosyal acıdan güclu ınsanlardır. Özellikle yabancı tacizcinin ülkeyı kolay terk edebilmesi ve hiç ceza almaması bu sektörü büyüten diger etkendir. Bunun için bir ülkenin vatandaşı eger baksa bır ulkede suç işlemişlerse ceza verme yetkisi saglanmıstır. Moskova'da bütün fahişelerin %23 'ünü çocuklar oluşturmaktadır. İtalya da 2000-2500 çocuk bu durumdadır. Toplumsal Cinsel Araştırma Enstitüsü çocuk fahişelerin %85.1'inin Hollanda asıllı olduğunu tahmini sayının ise 500-2000 arasında olduğu belirtilmektedir. İstanbul barosuna göre 1997 yılında Güvenlik Kuvvetleri tarafından 27 ilde177 çocuğa "zina" nedeniyle kanuni takipte bulunulmuş dava açmışlardır. (Polat,Oğuz)





    ÇOCUK SEX TURİZMİ: kişinin kendi ülkesinde çocuklarla cinsel ilişkiye girdiği genellikle daha az gelişmiş bir ülkeye seyahat etmesidir. Kimliksizlik, çocukların kolay erişilebilir olması, kendi ülkesinin ahlakı ve sosyal sınırlamalarından özgür olmak bu tur davranışları arttırmaktadır. Özellikle başka ülkelerden evlat edinilme bu turizmin olma olasılığını arttırmaktadır. Rusya' da Nisan 2000' de yapılan çalışmalar 14-18 yaş arası çocukların %80'i gecen 3 ay içinde bir yabancı ile para karşılığı cinsel ilişkiye girmiştir(Polat,Oğuz)

    TEŞHİRCİLİK: cinsel doyum amacıyla bir kimsenin cinsel organlarını diger bir kimseye isteği dışında göstermesidir. Bunu yapanlar genellikle psikolojik yönden sorunlu zararsız bireylerdir.



    ENSEST VE PEDOFİLİ: Ensest çocuğun kan bağı olan kişiler tarafında cinsel doyum amacıyla kullanılmasıdır. Pedofili ; ergenlik dönemine girmiş ya da girmemiş çocuk ya da çocuklarla cinsel etkinlikte bulunmayla ilgili yoğun cinsel yönden uyarıcı fantezilerinin ve cinsel dürtülerinin yineleyici biçimde ortaya çıkmasıdır. Pedofili olan kişi çocuktan enaz 5 yaş büyük ve enaz 16 yaşındadır. Pedofili ile ensest arasındaki fark pedofili yabancılara yöneliktir.

    Ataerkil toplumlarda iktidar ve dölün devamı için ensest vakalarına rastlanmaktadır. Vakaların çoğu özellikle annelerin çocuklarındaki davranış sorunları sonucu çocuklarına uzman kişilere götürmesi sonucu ortaya çıkar.



    ENSEST KONUSUNDA RİSK FAKTÖRLERİ:

    Ensest konusundaki risk faktörleriyse(Kurtay,Derya) şunlardır;

    1. alkolik şüpheci otoriter baba

    2. evde annenin olmaması

    3. annenin işlerini üstlenen kız cocugu

    4. anne ile baba arasındakı cinsel yaşantının bozuklugu

    5. çocuklarda aniden ortaya çıkan baştan çıkarıcı tavırlar

    6. anne babanın yabancılara karşı düşmanca tutum içine girmeleri

    7. daha önceden ensest'e maruz kalmış ebeveynler



    Ensestin toplum tarafından tabu olarak görülmesi cocuklar tarafından anlatılmaması ya da belirlenmesinin güçlüğü bu konuda yeterli veriye ulaşmamızı engellemektedir.SHÇEK'e bağlı çocuk yuvaları ve yetiştirme yurtlarında yapılan araştırma korunmaya muhtaç çocukların %10,3'ünün ensest kurbanı olduğunu ortaya koymuştur. Marmara üniveristesi adli tıp enstütüsü çocuklara dönük cinsel istismarın %89'unu aile içinde meydana geldiğinı ve 4 çocuktan birini ensest kurbanı olduyğu belirtiliyor. Maruz kalanların %87'si 4-12 yaş grubundaki kız cocukları oluşturmaktadır(www.kazate.com). ensest cocugun saldırganla olan ilişkisini seksuel aktıvıtelerının seklıne cocugun ısbırlıgıne şiddet kullanımına fiziksel zararın varlıgına cocugun yaşı ve gelişim basamagına göre cocugu etkilemektedir.



    CİNSEL ŞİDDETİN COCUKLAR ÜZERİNDEKİ ETKİSİ



    · özsaygıları düşüktür.

    · Hic bir işe yaramama duygusu gelişir.

    · Sex konusunda tuhaf düşünceler geliştirir

    · İçine kapanık ve insanlara güvensizdirler.

    · İntihara teşebbüs edebilirler

    · Yeni ilişkilerini cinsellşik üzerine kurarlart

    · Suçluluk ve utanç duygusu taşırlar

    · Parmak emme, tırnak yeme,altını ıslatma,fobi ve uyku bozuklukları

    · Depresyon

    · Tekrarlayan kabuslar

    · Okulda akademık sorunlar

    · Hamilelik

    · Uyuşturucu kullanma egiliminin artması

    · Suça egilim

    · Genital hasar

    · Travma sonrası stres bozuklugu

    · Dissosıyatıf kişilik bozuklugu

    · Anksıyete

    · Mazoşistik egilimler

    · Panik atak

    · İleriki yaşamlarında cinsel şiddeti uygulayan olma olasılığını arttırır

    Zeka geriliği, gelişim bozukluğu, dil anlatım, okul başarısında düşüklüğün görülme oranı %60'ın uzerındedir. Borderlıne kişilik bozukluğu saptanan kişilerin %70-80'i çoğul kişilik bozukluğu saptanan kişilerin %85-95'inin çocukluk cağı cinsel istismar öyküsü vardır.





    CİNSEL ŞİDDETİ UYGULAYAN KİŞİLER KİMLERDİR



    · Çocuklar ev dışında ve oyun sahalarında tacize ugrarlar.

    · Çocuklar için tüm yabancılar tehlikelidir.

    · Çocuklara sadece eşcinseller tecevuz ederler.

    · Tüm istismar edenler erkektir

    · Bizim toplumumuzda böyle şeyler olmaz.

    Bunlar tüm insanların bu konuyla ilgili yanlış inanışlarıdır. Bu inanışları çürütecek şekilde cinsel şiddeti uygulayanlar;

    1. anne

    2. baba

    3. kardeşler

    4. uvey babalar

    5. yabancı erkek ya da bayanlar

    6. akrabalar

    7. okul, aile ve işyerindeki personel ve çalışanlar

    8. kreşler, yuvalar ve bakım evlerindeki çalışanlar

    9. üfürükçü diye adlandırılan din istismarcıları

    istismarcıların %40'ı ergenler %60'ı yetişkinlerdir. Adli vakalar ve olaylar istismarcıların %96'sının erkek oldugunu; istirmacıların %80 'ının ıse cocuk tarafından tanınan biri oldugunu göstermektedir. Aile içince meydana gelen tacizin %60 ı öz babaları tarafından gerçekleştirilmistir. (www.fişek.com.tr),(Polat,Oğuz)



    CİNSEL İSTİSMARA MARUZ KALAN ÇOCUKLARA YÖNELİK HİZMET VEREN KURUM VE KURULUŞLAR



    CİNSEL İSTİSMARA MARUZ KALAN ÇOCUKLARA YÖNELİK OLARAK HİZMET VEREN; ÇOCUK VE GENÇLİK MERKEZİ



    Bu merkez cinsel istismara maruz kalmış ya da ihmal edilmiş çocuklara ve ailelerine yönelik hizmet vermektedir.(.:: SHÇEK Genel Müdürlüğü [0312 310 24 60]::.) Bu merkez Aydın'da yer almaktadır Buna bağlı olarak merkezde :

    · Eşgüdüm kurulu: sosyal hizm. Müd.;ilsaglık müd;egitim müd; BARO;emniyet ve jandarma temsilcilerinden oluşmaktadır. Kurul yapılacak işleri eğitim ve projelerı hayata geçirilmesi için çalışmaktadır



    · İlk müdahale ekibi: doktor;hemsire;pediatrist;psikolog;psik. Danısman; sosyal hızmet uzmanı;avukattan oluşmaktadır. Gelen çocuklar ve ailelerın ılk basvurularının alınması gereklı tıbbı ve psıkolojık muyane yapılması; gereken destegın verilmesi;adli vakalar icin gereklı bılgılerın toplanması ve raporlaştırılması ve gerekli yerlere sevk edilmesi işlerini yürütürler.





    · Vaka tartışma ve değerlendirme ekibi:sosyal hizmet uzmanı, psikolog, pdr uzmanı, çocuk gelişim ve eğitim uzmanı, avukattan oluşmaktadır.





    · Tanı teşhis tedavi ve rehabilitasyon ekibi:sos.hiz. uzm., çocuk gelişimcisi, psikolog, hekim, pdr uzmanından oluşmaktadır



    TANI NASIL KONULUR?

    1. fiziksel vegenital muayene bulguları

    2. cocukla yapılan istismartanı görüşmeleri

    3. çocukta ortaya çıkan ruhsal bulguların değerlendirilmesi sonucu tanı konulmaktadır.(Özdemir,Çağlar)

    Cinsel istismara baglı olarak küçük çocuklarda cinsel içerikli oyun ve davranışlar gözlenebilir. Ayrıca çocukların yapmış oldukları resimlerde cinsel içerikli objeler yer alabilir. Cinsel yolla bulaşan hastalıklar; cinsel istismar için tanı koydurucudurlar.



    · izleme ekibi

    · Koordinasyon ve değerlendirme kurulu

    · Sosyal servis





    YAPILAN TANI AŞAMASI SIRASINDA OLUŞTURULAN RAPORDA HANGİ BİLGİLER OLMALIDIR:

    Oluşturulacak raporda aşağıdaki bilgilerin olması gerekir. (Yavuz,Fatih), (.:: SHÇEK Genel Müdürlüğü [0312 310 24 60]::.)

    · Kimlik bilgileri

    · Öykü: tarihi, yeri, kim tarafından gerçekleştirildiği, kullanılan zorlama türü ve eylemin türüve eylemin şeklini içermelidir.

    · Fiziksel şiddet bulguları: fiziksel mücadele olmuş mu?yüzde , boyunda,göğüs bölgesinde,kollarda mücadeleye bağlı lezyonlar.

    · Cinsel şiddet bulguları: oral , anal ya da vajınal yollardaki travmaya bağlı değişimler.

    · Materyal alımı: şüpheli yerlerden sürüntü alımı tırnak altı materyali, genital bölgelerden tüm şüpheli lekeler, kıl ve giysi lifleri alınarak dna analizleri ve kan örneği alınmalıdır.

    · Fiziksel ve emosyonel hasarın belirlenmesi: duygusal hasar fiziksel hasardan daha fazladır. psikiyatra yönlendirilmelidir.

    · Saldırganın kimliği: muayene ve penil sürüntü alınması ve yapılacak tetkikler sonucu saldırganın belirlenmesi.





    MEDİKAL SORUNLAR NELERDİR?

    Fazla sayıda muayene: 2-7 kez arasında muayene edilmesi mağdurun olayı tekrar yaşamasına neden olmaktadır

    Fiziki ortam yetersizliği

    Yaklaşım sorunları: mağdura önyargılı olarak yaklaşılması.

    Delillerin toplanmasındaki yetersizlik

    Yetersiz medikal değerlendirme

    Standardizasyonun olmayışı medikal sorunlara yol açmaktadır. (Yavuz,Fatih)



    MEDİKAL YAKLAŞIM NASIL OLMALI?

    Tek merkezin olması

    Standart formlar oluşturulmalı

    Bulguların görüntülü ve yazılı dökümantasyonu

    Delillerin toplanması

    Tedavi

    Mültidisipliner yaklaşım ve işbirliği gereklidir. (Yavuz,Fatih)



    ÇOCUKLAR YAŞADIKLARINI NEDEN SÖYLEMEZLER

    · kendilerine inanılmayacagından korkarlar

    · başlarının belaya gireceginden korkarlar

    · İstismarcının tehditleri

    · İstismarcıyı korumak istemeleri

    · Nasıl anlatacagını bilmemeleri

    · Cinsel davranışların yanlış oldugunu bılmemeleri

    · Arkadasları tarafından dışlanacaklarından korkmaları

    · Homoseksuel olarak degerlendirilme korkusu

    · Gammaz olarak adlandırılmak istememeleri

    · İyi çocukların cinsellikle ilgili sözcükleri kullanmalarının doğru olmadığının öğretilmesi yüzünden çocuklar yaşadıklarını söylemezler.(Özdemir,Çağlar)(Yavuz,Fatih)



    COCUKLAR NASIL VER NELER SÖYLERLER

    Çocuklar olayın anımsanması olayın karmaşıklığı çocuğun katılımı duygusal etkisi ve çocukların sözcük bilgisine göre bilgiler vermektedirler. Kişiler ve yerlerden çok aktiviteler hatırlamaktadırlar. Küçük çocuklarda zaman kavramı gelişmemiştir.

    Çocuk istismarın derecesi ve sıklığı arttığında toplumda cinsel istismar hakkında bilgi aldığında, çocuklar bu davranışları en yakın arkadaşlarıyla paylaşabilmektedirler. Ayrıca kendilerinin istismar edildiği yaşa gelen kardeşlerini korumak amacıyla kendisiyle ilgilenen bir yetişkinle karşılaştığında ve fiziksel bir yakınma sonucu doktora gittiğinde yaşadıklarını anlatmaktadırlar. (Hancı,Hamit)





    Görüldüğü gibi cinsel istismara maruz kalan bireye yönelik çalışmalar bir çok uzman tarafından gerçekleştirilmektedir.

    Bu merkezde çalışan PDR UZMANININ görevi:

    · çocuk ve aile ile ilk görüşmeyi yapmak ,

    · ihmal ve tacize uğramış bireyle uygun bir iletişim kurmak

    · kendini güvende hissetmesini sağlamak.

    · Terapötik yaklaşım ve yöntemleri programlamak, uygulamak , uygulanmasını sağlamak. Çocuğun normal yaşam becerilerinin desteklenmesi amacıyla çocuğun içinde yaşadığı ve kendisine yakınlığı olan kimselerin uygun şekilde bilgilendirilmesi.

    · Gerekli kurumlarla işbirliği yapmak .

    · konuyla ilgili seminer , panel eğitim çalışmalarına katılmak.





    GÖRÜŞMECİNİN DIKKAT ETMESİ GEREKEN HUSUSLAR



    cocugun yas ve gelişimine uygun sözcükler kullanmalı
    cocuga soruları yanıtlamak ıcın yeterlı zaman vermeli
    cocugun duygusal tepkılerı dıkkatle ıncelenmeli
    uygun tepkılerle cocugu desteklemelıdır.(Özdemir,çağlar)




    DİGER KURUM VE KURULUŞLAR Cinsel şiddete uğramış çocuklara hizmet veren kuruluşlar(www.yeniden.org),(Kurtay,Derya),(Atman,C,Ümit) ise şunlardır;

    · SHÇEK sosyal hizmetler ve çocuk esirgeme kurumu

    · UNİCEF, adalet bakanlığı adli tıp kurumu başkanlığında çocuk muayene birimi

    · Marmara ,ege, gazi,İstanbul üniversitelerinde sosyal pediatri bilim dalı altında çocuk istismarı önleme ekibi.

    · Dünyada dünya çocuk istismarı ve ihmali önleme derneği( İSPCAN)

    · Ohio state üniversitesinde çocuk istismarı birimi

    · Çocuk polisi

    · Çocuk ve gençlik merkezi

    · Merkezi Tayland da bulunan uluslar arası ECPAT( çocuk fuhuşunu, pornografisini ve cinsel amaçlı çocuk ticaretine son merkezi)

    · İl sosyal hizmet müdürlükleri

    · İstanbul alo çocuk merkezi( tel :0 212 534 86 72)

    · Ankara alo çocuk merkezi( tel: 0 312 425 03 39)







    CİNSEL ŞİDDETLE İLGİLİ KANUNLAR

    · TCK'ya göre 15yasından küçük bir kimseye tecavüz eden kişiye verilecek ceza 5 yıldan az olamaz. Suç fiziksel şiddet içeriyorsa bu süre 10 yıl olur. Suçta ırza geçme uygulanmışsa bu süre dah uzun olur.

    · 20 kasım 1989 tarihli BM çocuk hakları sözleşmesi 34. maddesi :çocuğun cinsel açıdan sömürülmesine karşı tüm önlemlerin alınmasını zorunlu kılar.

    · 35. madde: çocukların bu amaçla kaçırılmasının ya da satılmasının engellenmesi gerektiğini söyler.

    · 19. madde: çocukların yetiştirilmesinden sorumlu olanlar bu haklarını çocuğa zarar verecek şekilde kullanamazlar.

    · Bu bildirge 159 ülke sivil oplum kuruluşları ve UNICEF tarafından oluşturulmuştur.14 şubat 1990 da kabul edilmiş 1994te da onaylanmıştır.

    · 1 nisan 2005 tarihinde yürürlüğe giren TCK ya göre



    Çocukların cinsel istismarı

    MADDE 103. - (1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismar deyiminden;

    a) Onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,

    b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar,

    Anlaşılır.

    (2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

    (3) Cinsel istismarın üstsoy, ikinci veya üçüncü derecede kan hısmı, üvey baba, evlat edinen, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, sağlık hizmeti veren veya koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer kişiler tarafından ya da hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle gerçekleştirilmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.

    (4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehdit kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.

    (5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması halinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.

    (6) Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması halinde, onbeş yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.

    (7) Suçun mağdurun bitkisel hayata girmesine veya ölümüne neden olması durumunda, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.

    Reşit olmayanla cinsel ilişki

    MADDE 104. - (1) Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikayet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

    (2) Fail mağdurdan beş yaştan daha büyük ise, şikayet koşulu aranmaksızın, cezası iki kat artırılır.

    BU KONUDA NELER YAPILABİLİR



    DEVLETİN YAPABİLECEKLERİ: Bu konuda devletin yapabilecekleri ise (www.rtuk.tv),(Atman.C.Ümit),(Paslı,Figen) şunlardır:

    1. Yasal düzenlemeler

    2. Aileleri çocuk gelişimi ve psikolojisi alanında bilinçlendirmek

    3. tv. , gazete, kitle iletişim araçlarından yararlanarak konunun önemini anlatmak ve davranış değiştirmek yönünden ailelere rehberlik yapmak

    4. aile danışma merkezleri ve telefon hatları kurmak

    5. koruyucu aile hizmetleri yaygınlaştırılmalı

    6. tv. programlarının çocuk haklarının çiğnenmesi durumunda bunları yayınlamaması

    7. anne- baba eğitim kursları açma







    AİLELERİN YAPABİLECEKLERİ: bu konuda ailelerin yapabilecekleri ise (www.aile.gov.tr),(Atman,C,Ümit) şunlardır;



    1. 95 ' te yapılan Türkiye'de tv ve aile araştırma sonuçlarına göre yetişkinlerin %35 i tv programları arasında kendilerini en çok rahatsız eden programların erotik içerikli yayınlar olduğu belirlenmiştir. Buna bağlı olarak aileler çocuklarını tv programları ve internet erişimlerini izlemelidirler.

    2. aileler 2-3 yaşından başlayarak çocuklara vücut bölgelerini öğretmeleri; bu özel bölgelere çocuğun izni olmaksızın kimsenin dokunamayacağı çocuklara öğretilmeli . böyle durumlarda anne baba yada öğretmenine başvurmaları öğretilmelidir.

    3. çocuğun cinsellikle ilgili sorulara yaşına uygun olarak cevap verilmeli ve çocuklara ters tepki verilmemelidir.

    4. resimlerine, oyunlarına sokaktaki oyun ve davranışlarına dikkat edilmeli.

    5. çocuklara yönelik işlenen suçlarda çocuklar suçlanmamalı.

    6. aile üyelerinden kaçma ,uzaklaşma, okula gitmeme isteği varsa bunlara dikkat edilmeli

    7. bunlarla karşılaşılan durumlarda ailenin uzman kişilere yada kurumlara başvurması önemlidir.





    ÖĞRETMENLERİN YAPMASI GEREKENLER: bu konuda öğretmenler ise (Başbakkal,Zümrüt),(Paslı,Figen) şunlara dikkat etmelidir:

    1. öğrencinin ders içerisindeki davranışlarına ve cinsel içerikli resimlere (resim dersi) dikkat edilerek şüpheli durumları psikolojık danışmanlık ve rehberlik servisi ile paylaşmalıdır.

    2. çocuğun ders başarısındaki ani değişiklikleri değerlendirmelidir.







    PDR UZMANININ YAPMASI GEREKENLER

    öğrencilere yönelik cinsel eğitimle ilgili seminer verilmeli
    kuşkulu iyi kötü dokunmanın ne olduğu ile ilgili bilgi, verilmeli
    çocuklara kendi hakları ile ilgili bilgi verilmeli.
    böyle bir durumla karşılaştıklarında çocuklara neler yapmaları gerektiği ve iletişim becerileri öğretilmeli(vücut dili)
    çocukların böyle durumda yaşayacakları depresyon, değersizlik, suçluluk, utanç gibi duygularla baş etmeleri için yardımcı olmalıdır
    gerekli yerlere yönlendirmelidir.
    intihar riski olduğunu unutmamalıdır.
    çocuğun aynı olayı yaşamasını engelleyecek düzeyde gizlilik düzeyini korumalıdır.
    çocuğun gelişim düzeyine uygun kelimeler seçmeli cevaplaması için yeterince zaman verilmelidir. daha çok ,açık uçlu sorular kullanılmalıdır.
#29.06.2008 02:16 0 0 0