Engelliye Toplumsal Bakış

Son güncelleme: 24.03.2009 00:48
  • Engellilik,tanım aşamasından başlayarak sorunlar içeren bir konudur. Bu tanım sorunları yanında,terimlerin Türkçe çevirilerine ilişkin sorunlar bulunmaktadır.
    Bu tanımları ele aldığımızda Özürlülük terimi bozukluğa bağlı olarak kişinin normal kabul edilen işlev ve davranışlarındaki geçici ya da kalıcı kayıp olarak belirtilir.
    Kişi için normal kabul edilen sosyal rolü engelleyen olumsuz durumların varlığını dile getirmek içinde engellik terimi kullanılmaktadır. Yani engellik terimi,bireyin toplum yaşamında öteki bireylerle eşit olarak yer alma olanağının kaybolduğunu ya da kısıtlandığını vurgulamaktadır. Özürlülük teriminin kullanmasında temel amacın,bireyin içinde bulunduğu durumu dile getirmektir.


    Sakat sözcüğü ile engellilik -özürlülük terim çifti arasında seçim dilsel açıdan doğru olanla toplum psikolojisi ve bireysel psikoloji açısından seçim yapmak gerekir.

    Son zamanlarda engellilik terimi özürlülük ve sakat teriminde kapsayarak kullanılmaktadır. Bu terimi bu şekilde kullanmak oldukça yanlış olup,farklı terimlere aynı anlamları yüklemektedir. Her üç terimde farklı anlamları ve vurguları vardır.

    Bu durumu örneklersek bir kişinin sağ kolunun olmaması o kişinin kolundan dolayı sakat olduğu anlamına gelir,sağ kolunu kullanamaması o kişinin özrüdür. Bu özründen dolayı kalem tutarak yazı yazamaması,yazı yazmada engellemiştir. Yazı yazamaması onu bu işlevinde engelli yapmıştır. Görüldüğü gibi her üç terimin yüklediği anlamlar farklıdır. Beraberinde tanımları da farklıdır. Bizlerin bu üç terimi kullanmada engelli terimini seçmemizin temel nedeni toplumsal bakış açımızdır. Sakat teriminden oldukça uzak durmaktayız,çünkü bu terim ile kırıcı olacağımız düşünürüz.


    Engelliliğe toplumsal bakışımızda "empati"nin önemini vurgulayan pek çok bilimsel çalışma olmasına karşın,önemli anlam sorunları bulunmaktadır.
    Öncelikle "empati"nin tanımına bakacak olursak,karşımızdakinin yaşamına ve sorunlarına ilişkin yaşantılarını anlamak ve kavramak için kendimizi onun yerine koymak,bir süre bu durumda kalıp gereken bilgi ve kavrayışa ulaştıktan sonra kendi konumuza geri dönerek elde ettiğimiz verileri kullanarak davranmak empati yapmaktır. Engellilik yaşantısı bu anlamda oldukça özellikli bir yaşantıdır ve toplumsal süreçlerle sıkı sıkıya ilintilidir.

    Engellilik de toplumsal alanda etiketlenmeyle karşı karşıya olan gruplardan biridir. Etiketlenmeyle ilgili pek çok sosyal psikolojik olumsuzluk söylenebilinir. Burada engelli bireyin algılanması ve değerlendirilmesinde empatiyi gerçekleştirememe durumunda; acıma duygusu ve daha sonra ise uzaklaşma söz konusudur. Temel açıma duygusu olmamalı, engelli bireyi olduğu gibi kabul etme olmalıdır.

    Engellilik yaşantısı bireyin özel yaşamında ve toplum yaşamında farklılık yaratarak belirleyici olur. Engellilere yönelik destekleyici uygulamalar ve pozitif ayrımcılık bu yaşantının zorluklarını bir ölçüde giderirken,bir başka açıdan bu farklılığın ve dezavantajın oluşturduğu sorunları gidermesinde yardımcı olur.

    Engellilerin gereksinimlerine yönelik uygulamaların hedefi ,onların toplum içerisindeki yaşamlarında fırsat eşitliğini yaratmak ve sürdürmek olmalıdır. Fırsat eşitliği yönünde etkin adımlar atılıp ilerleme sağlandıkça,pozitif ayrımcılığa gerek kalmayacak ve giderek engellilik üzerindeki bu etiketlendirme ortadan kalkacaktır.

    Engelliliğe Toplumsal bakışımızda;

    -Engellinin tam bir insan oluşunu kabul etmeliyiz.
    -Vatandaşlık haklarını gözetmeliyiz.
    -Farklılıklarına saygı göstermeliyiz.
    -Yaşamına saygı göstermeliyiz.
    -Bireysel onuruna saygı duymalıyız.
    -Temsil edilmesini sağlamalıyız.
    -Engellinin hakları ile mücadelesinde dayanışma içinde olmalıyız.
    -Fırsat eşitliği sağlamalıyız.

    Sonuç olarak,engellilik kavramı etiketlenmelerle,önyargılarla ayrımcılıklarla,aşağılanmalarla toplumsal dışlanmaları en aza indirgemeli ve fırsat eşitliği yaratılmalı,engellilerle dayanışma duygusu geliştirmeliyiz. Toplum olarak bunu başardığımızda engelli yurttaşlarımızın sorunlarını çözmede ve onları anlamada başarılı oluruz .
#22.03.2009 01:49 0 0 0
  • yazıyı hiç okumadan, ben kendi tecrübemle engelliye bakışı yazayım.

    1-engelli çalışamaz,çalışsada işinden hayır gelmez (iş sahiplerine göre)

    -----oysa ben 24 yıllık engelliyim. 2 sene öncesine kadar 400 çalışanım vardı.
    demekki, olay Tekerli sandalye kullanmaktan geçmiyor,kafadan geçiyor.
    bedensel engelli birine elbette, masa başı işi verilebilir,yada telefon başı,
    ama iş verenin işine gelmiyor.

    2-engellinin cinsel hayatı olmaz (topluma göre)

    -----engellininde cinsel hayatı vardır. ha sağlam kişiye göre 10-0 yenik başlar,
    ama 20 sıfır yenerek bitirir:))

    3-engelli insanla evlenilmemeli (toplumun yüksek kesimine göre)
    ------evlenilen sağlam kişiler aldatır,döver ,söver (genel deyil tabii bu)
    engellide yüreyiyle sever,sayar. siz hiç bir engellinin eşini dövdüyünü,
    aldattığını,ihanet ettiyini okudunuzmu gazetede?
    yada,bir engellinin komşusuna sarkıntılık ettiyini?
    bir işitme engellinin,bir bedensel engellinin adı hiç tecavüz etti satırlarına karıştı mı?

    demekki neymiş, insanlık bedenle deyil yürekle oluyor.

    toplumun engelliye bakışı deyişmeli, ayrımcılık yapılmayacak elbette
    ama pozitif ayrımcılık şart.
#23.03.2009 15:03 0 0 0
  • sizi yürekten kutluyor,sevgi ve saygıyla selamlıyorum:)
#23.03.2009 16:39 0 0 0
  • aynı sevgi ve saygı benden sana olsun kardeşim
#24.03.2009 00:48 0 0 0