Korkular fobiye dönüşmesin

Son güncelleme: 28.04.2009 23:04
  • Korkular fobiye dönüşmesin



    Çocuğunuz, yaşamının temelini 0-7 yaşları arasında atar. Bu dönemde, çocuğunuzda zaman içerisinde, gelişimsel özelliklerden kaynaklanan korkular oluşabilir ve bu normal sayılabilir. Psikolojik Danışman Emre Alıcı: "Özellikle bu yaşlar arasında, çocuğunuza, "Sen bilmezsin, büyükler bilir.", "Korkulacak ne var? Sen bebek misin?" gibi mesajları verdiğinizde, hem korkuları pekişir hem de yeni korkularının temelleri atılır." diyor. Çocuğunuzun görünen ve görünmeyen tehlikeler karşısında verdikleri doğal bir tepki olan korkuyu, bir disiplin aracı olarak kullanmanız, çocukluk korkularının ergenlik ve hatta yetişkinlik dönemlerine kadar uzamasına da neden olabilir.

    Çocuğunuzun korkusu, yaşla birlikte artar. Korkuyu oluşturan bütün uyarımlardaki ortak özellik; ani ve birdenbire olmasıdır ve çocuğunuz da bu yeni duruma uyum gösteremez. Korkunun oluşumu, çevredeki koşullara, uyarının veriliş biçimine, geçmiş yaşantılarla, o andaki fizyolojik ve psikolojik duruma bağlıdır.

    Hangi yaşlarda hangi korkular görülebilir
    Bir korkunun, mantık dışı olup olmadığını çocuğunuzun yaşı ve gelişim düzeyine göre değerlendirebilirsiniz. Örneğin; 2 yaşındaki çocuğunuzun tuvalete oturmaktan korkması normaldir, ancak 8 yaşında olan çocuğunuzun tuvalete oturmaktan korkması normal değildir.

    Temel korku kaynakları

    0-6 Ay: Yüksek sesler (Elektrik süpürgesinden çıkan ani ve yüksek sesler).

    6-12 Ay: Yabancılardan ve anneden ayrılma.

    2-4 Yaş: Hayali yaratıklar ve karanlık.

    5-7 Yaş: Doğal felaketler, deprem, yangın, fiziksel acı, yaralanma ve hayvanlar.

    8-11 Yaş: Başarısızlık.

    12-18 Yaş: Yaşıtları tarafından dışlanma ve kabul görmeme.

    Korkular ne zaman fobiye dönüşür
    Aşağıdaki durumlarda çocuğunuzun korkusunu, profesyonel yardım gerektiren, normal dışı bir durum olarak değerlendirebilirsiniz:

    • Korunun kalıcılık göstermesi,

    • Çocuğunuzun korktuğu şey ile takıntı halinde meşgul olması ve bunun da normal yaşamını engellemesi,

    • Çocuğunuzu, tüm çabalarınıza rağmen hiçbir şekilde rahatlatamamanız veya dikkatini korkusundan uzaklaştıramamanız,

    • Çocuğunuzda yaş ve gelişim düzeyine kıyasla, mantık dışı bir korkunun varlığı gibi.

    Sık rastlanılan korkular ve öneriler
    Korkularla baş etmek için kullanılan yöntemler, çocuğunuzun bireysel özelliklerine göre farklılaşsa da kullanılan bazı örnekleri şöyle sıralayabiliriz:

    Yalnızlık ve karanlık korkusu: Uzm. Psikolog Aslı Benk: "Çocuğunuzun korkularına neden olan faktörlerden biri endişeleridir. Çocuğunuz, endişenin yarattığı korkuya en çok, karanlıkta ve uykuya dalarken, yalnız kaldığında rastlar. Yaklaşık 3 yaşından itibaren toplumun kurallarıyla, daha çok sizin aracılığınızla tanışır. Özelikle 3-4 yaşlarındayken sizin desteğinizi kaybederse, yalnızlık, kaza geçirme gibi korkulara sık rastlayabilir. Artık istediğini yapmada eskisi kadar özgür değildir. Bunun sonucunda çocuğunuz, kendini bu sıkıntılı duruma soktuğunuz için, size karşı bir öfke duymaya başlayabilir, ancak bu duygusunu size yansıtmaktan çekinir. Yine de böyle bir duyguya sahip olduğu için suçluluk hisseder. Çocuğunuz kendisine rahatsızlık veren bu durumla baş edebilmek için, sizi ya da genel olarak toplumu ve kurallarını temsil eden birtakım korkutucu figürler bulur. Böylelikle, korku ve suçluluk duygusunu bu figürlere yansıtır; bunlar bir cadı, hayalet ya da ejderha olabilir." diyor.

    Uykuya dalmadan önce çocuğunuz bilinçle, bilinçdışı arasındadır. İçinde biriktirdiği öfkelerin farkına varır, ancak bunları bastıracak gücü kendinde bulmakta zorlanır. O zaman da, aslında bu duyguların yaşanmasına neden olan ama aynı zamanda da ona destek olan ve güven veren sizi, yanında ister. Çocuğunuzun yanında olduğunuz zaman, sizin varlığınızdan ve sevginizden emin olur ve uykuya dalabilir.

    Karanlık, çocuğunuzun kendini yine kontrolünü kaybetmiş olarak hissettiği bir durumdur ve endişe vericidir. Bu endişeyle baş etmek için yine bir dış desteğe ihtiyaç duyabilir. Çocuğunuz, karanlıkta bir şey gözükmediği için kendisini güvende hissetmez. Bu yüzden ona karanlıkta, evde bir şey değişmeyeceğini gösterin ve karanlığı eğlenceli bir hale getirin. Mum yakıp komik oyunlar oynayabilirsiniz. Karanlıktan korkan çocuğunuzla birlikte yatmamalısınız. En azından bir süre odasında durarak korkusunu telafi edebilirsiniz.

    Saç kesme: Çocuğunuzun saçını asla ağlatarak kestirmeyin, saçını kestirmeye gönüllü olsun. Gönüllü olmadığı zaman direk koltuktan kaldırın ve bir ödül planlayın. Unutmayın ki saç kesimi sizin fikriniz, küçük çocuğunuzun değil. Bunu tatlı bir hale getirmek için, saç kestirmeyi, sevdiği bir parka, müzeye, bir arkadaşına veya akrabaya ziyaret ya da onun için özelliği olan bir işle birleştirin. (Bu gün parka gidiyoruz, ancak yolda durup saçını kestireceğiz.) Bu, saç kesimi kaygısını, eğlence beklentisine çevirir. Küçük çocuğunuz berberde çekingenlik gösteriyorsa, ona hatırlatın: "Acele edelim ki parka yetişelim."

    Banyo yapma: Çocuğunuzu korktuğu şeye yavaş yavaş alıştırmalısınız. Örneğin; banyo yapmaktan korkuyorsa, onu birden bire suyun altına atmak yerine önce tek başına banyoda oynamasına izin vermelisiniz. Özellikle, 1 yaş civarındaki çocuğunuz için korku dönemine geçmeden, küçük bir havuz alıp, deniz kenarında doldurarak ve içine oyuncaklar koyarak bebeğinizi su ile oynatmaya başlayabilir, arada denize sokup yüzdürmeye çalışabilirsiniz.

    Okula başlama: Eğer çocuğunuz yeni bir okula başlamaktan korkuyorsa, "yeni okula başlamaktan, belki yeni arkadaşlar edinmekten korktuğunu anlıyorum ama başladığında kendini daha iyi hissedeceğini düşünüyorum" gibi onu anladığınızı belirten bir cümle ile başlayıp ona korkusundan bahsetmesine izin verin. Daha önce arkadaş edindiğini anlatın ve hatta onunla nasıl tanışacağı ile ilgili bir canlandırma oyunu oynayın.

    Çocuğunuzdaki korkuyla baş edin
    • Korkularıyla alay etmemeli, çocuğunuzun gerçeğine saygı duymalı ve korkuyu besleyici tutumlardan kaçınmalısınız.

    • Çocuğunuzun duygularına ve korkularına saygı göstererek, "Bebek misin?", "Bunda korkacak ne var?" gibi çocuğunuzun korkusunu küçümseyen sözler veya korktuğu şeyleri denemeniz ve görmezden gelmeniz fayda sağlamaz.

    • Çocuğunuza eskiden korktuğu ama artık korkmadığı şeyleri hatırlatın. Korkularına aşırı tepki vermeyin çünkü fazla ilgi göstermeniz, korkusunun pekişmesine yol açabilir.

    • Cesur olduğu ve korkmadığı durumları destekleyin. Hep olumsuza odaklanmak yerine olumluyu da alkışlayın.

    • Kendi endişelerinizden söz ederken abartılı ifadelerden kaçının. Çocuğunuz bu konuda sizi model alabilir.

    Sonuç olarak, çocuğunuzda korku durumunu ele alırken; var olan korkunun çocuğunuzun içinde bulunduğu gelişim dönemi özelliği mi ya da korkuya neden olan özel bir durumun varlığı mı söz konusu olduğu araştırmalısınız. Çocuğunuzun gerçeğine saygı duymaksızın, korku temelli bir ilişki kurmanın tetikleyici bir faktör olabileceğini de göz ardı etmemelisiniz. Korkunun fobiye dönüştüğü, çocuğunuzun günlük yaşamını doğrudan etkilemeye başladığını sezdiğiniz ilk anda psikolog, psikolog danışman, okul öncesi eğitim uzmanlarının bir arada çalıştığı bir kuruma başvurun çünkü bu, korkunun sonraki yıllara genellenmemesi için mutlaka gereklidir.
#28.04.2009 23:04 0 0 0