Okul Döneminde Tırnak Yeme

Son güncelleme: 26.10.2009 01:46
  • çocuklarda tırnak yeme - tırnak yeme alışkanlığı - okul dönemi çocuk psikolojisi
    noimage

    Bu dönemde çocuk ailesi dışındaki ilk sosyal kurumla tanışır ve bu kuruma ait kurallara uyum sağlamaya çalışır. Bu kurallar, okulun getirdiği görev ve ödevler de çocuk üzerinde ayrı bir baskı unsuru oluşturabilir. Ek olarak mükemmeliyetçi bir tutum benimsemiş aile, tamamen başarı odaklı bir anne baba modeli çocuk üzerindeki gerginliği ve baskıyı artıracaktır. Çocuk kendini ve duygularını ifade etmekte zorlandığında tırnak yeme davranışını geliştirmesi mümkündür.Çocuğun okul dönemindeki kaygıları:

    • Başarısız olma korkusu,

    • Kendine güvensizlik,

    • Arkadaşlık ilişkilerindeki sorunlar,

    • Akademik başarıya odaklanmış ebeveyn profili,

    • Dikkat eksikliği ya da öğrenme güçlüğü gibi farklı sıkıntıların yol açtığı eğitim sorunları,

    • Okul ve öğretmenle ilgili sorunlar.

    Yetişkin dönemde tırnak yeme

    Yetişkinlikte görülen tırnak yeme davranışı öncelikle çocukluktan gelen ve hala çözümlenememiş bazı sorunların yol açtığı bir alışkanlıktır. Çocukken başa çıkmakta zorlanılan pek çok sorun maalesef yetişkin yaşlara taşınabilmekte ve bireyin günlük yaşamını olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Bilindiği gibi alışkanlıklar kolaylıkla değişebilen ya da bırakılabilen davranışlar değildirler. Bir davranıştan ya da alışkanlıktan vazgeçebilmenin temel koşulu o davranıştan kalan boşluğu dolduracak başka bazı davranışlar edinmektir.

    Tırnak yemeye yol açan nedenler

    • Korku ve kaygı durumları,

    • Öfke, şiddet ve saldırganlık,

    • Kendine güvensizlik,

    • Aile içi sorunlar ve çatışmalar,

    • Aşırı baskılı ve kontrolcü aile ortamı,

    • Kıskançlık duyguları,

    • İlgi ve sevgi eksikliği gibi hemen her tür olumsuz duygu
    durumlarında çocuğun tırnak yediği görülmektedir.

    Öneriler

    Tırnak yeme davranışının altında, kesin olarak kaygının yattığı ya da bir başka kişiyi görerek modellemek olduğu biliniyor. Ek olarak başka bazı kaygı bozuklukları da bu duruma eşlik edebiliyor. Dolayısıyla bu sorunu çözümlemeye giden yolda öncelikle bu kaygıyı azaltmak gerektiği, ilgi ve sevgi açlığının doyurulmasının şart olduğu bilinmelidir. Üstelik olay kesin olarak bir alışkanlık haline gelmişse çözüm her zaman zorlayıcı olur.

    Özellikle ailenin ya da çevrenin baskısı olayı durdurmaktan daha çok, bireyin üzerindeki kaygıyı ve baskıyı artıracaktır. Bu yoğunluk da davranışa yansıyarak tekrarlanma ve perçinlenme olasılığını yükseltecektir.

    Bu tip bir davranış bozukluğunda mutlaka bir psikolog desteği almak çok yararlı olur.Aile içindeki çatışmaları önlemesi ve kişilere bir yol haritası vermesi bakımından da son derece olumlu katkıları olacağı bilinmelidir.Sonuç olarak yapılması gereken,yanlış davranışın ve alışkanlığın değiştirilerek yerine yeni ve sağlıklı olan davranışı yerleştirmektir.Buna 'davranış biçimlendirme' diyoruz ve bu biçimlendirme işi profesyonel destek alınmadan el yordamıyla yapılacak bir iş değildir.Dolayısıyla bir uzman desteğiyle ve kararlı,ilgili,olumlu yaklaşımlarla sorunun çözümü mümkündür.Bütün mesele, sorunu çok ileri yaşlara varmadan çözümleyebilmektir.

    Psikolog Serap Duygulu
#26.10.2009 01:46 0 0 0