Metabolik Sendrom

Son güncelleme: 11.11.2009 21:57
  • Metabolik sendrom, elma tipi şişmanlık, yüksek tansiyon, şeker metabolizması bozukluğu (hiperinsülinemi) ve lipid mekanizması bozukluğu (hiperlipidemi) sorunlarından oluşuyor. Metabolik sendromun oluşumunda yıllarca devam eden aşırı yağ ve şeker tüketimi önemli rol oynuyor. Zamanla, kas, yağ ve karaciğer dokuları hasar görüyor; hücrelerdeki anten molekülleri, besleyici maddeleri hücrelere ulaştıran insülin hormonuna reaksiyon göstermiyor. Hücreler açlıktan ölürken, glikoz kanın üzerinde yüzüyor.

    Metabolik sendromun merkezinde insülin direnci yatıyor. İnsülin direnci ise temel olarak sempatik aktivite artışı nedeniyle gelişiyor. Hareketsiz yaşam biçimi ve yüksek kalori alımı sonucu oluşan aşırı kilo; özellikle karın bölgesinde yağlanma artışı; gerek iş, gerekse özel yaşamımızda gösterdiğimiz çabaya arzuladığımız cevabı alamayışımızdan kaynaklanan psikososyal stres ve kadınlarda menopoz sonrası hormonal değişiklikler, sempatik aktivitenin artmasına neden oluyor.

    Nasıl Anlaşılabilir?

    Bel Çevresi: Kadınlarda 88 cm., erkeklerde 102 cm.yi aştığı zaman risk başlıyor.
    Tansiyon: Sistolik 130 mmHg, diyastolik 85 mmHg üstündeyse risk başlıyor.
    Açlık Kan Şekeri: 100-110 mg/dl üzerindeyse risk başlıyor.
    Kan Yağları: HDL kolesterol kadınlarda 50 mg/dl, erkeklerde 40 mg/dl altındaysa risk başlıyor. Trigliserid, 150 mg/dl üzerine çıktığında risk başlıyor.

    Bir kişide bu beş parametreden üçü aynı anda bozulduğunda metabolik sendrom teşhisi koyuluyor. İki parametrede risk düzeyleri söz konusuysa, kişinin dikkatle izlenmesi gerekiyor.

    Nasıl Tedavi Edilir?

    Öncelikle yaşam tarzı düzene sokulmalı. Başka bir deyişle, daha çok egzersiz yapılmalı ve daha az kalori alınmalı.
    Yaşam tarzındaki değişikliklerin ilaç tedavisiyle desteklenmesi gerektiğinde, örneğin hastanın tansiyonunu normal düzeylere getirirken kullanılacak ilaç, sempatik aktiviteyi düşürecek, dolayısıyla insülin direncini azaltacak şekilde seçilmeli.
    Obezite, hipertansiyon, diyabet, lipid bozukluğu ve kalp damar hastalığı risk grubunda bulunanlar, önceden saptanmalı ve tedavi programına alınmalı.
    Tedavi, mutlaka tüme varan bir anlayışla düzenlenmeli.

    Tedavi Edilmezse Ne Olur?

    Kalp ve damar hastalıkları, kalp krizi ve felç geçirme olasılığı, geometrik olarak artıyor ve ani ölümlerle karşılaşılabiliyor. Önlem alınmadığında, hipertansiyon, hiperinsülemi, tip 2 diyabet (şeker hastalığı), kalp ve damar hastalıkları gibi tüm olumsuz sonuçlar, en geç 7 yıl içinde ortaya çıkıyor.

    Metabolik sendromu oluşturan bozuklukların her biri ayrı bir hastalık gibi görünse de bunların bir arada bulunması, hastalıkların her birinin neden olduğu komplikasyonların ötesinde, önemli bir ölüm nedeni olan kalp ve damar hastalıklarına yol açan aterosklerozun oluşmasında sinerjik etki gösteriyor.

    Önlenebilir mi?

    Halkın bilinçlenmesi önem taşıyor. Kilolu kişilerin, hipertansiyon, hiperinsülinemi ve tip 2 diyabet açısından risk altında olduklarını bilmeleri ve bu hastalıkların oluşumunu engelleyebilecek yaşam tarzı değişikliklerini gerçekleştirmeleri ile, metabolik sendrom gelişimi önlenebiliyor.




    alıntı
#11.11.2009 21:57 0 0 0