Önemi Kalmadı

Son güncelleme: 15.03.2006 02:20
  • Önemi Kalmadı

    Bir adaletin adaletsizliği ile
    kaybettim seni ben
    Yaramaz bir çocuk gibi sessizdi jüri
    Oysa ben...
    Boşver; önemi kalmadı artık
    Şimdi herşey daha güzel
    Nasıl ki;
    gece kadar sıcak bana
    gündüz kadar da uzaktır artık
    ulaşmak sana...
    Oysa birgün seni bulurum diye
    Ben senin adını
    Yerden gökyüzüne ulaşamayan
    tüm yollara yazdım
    Ömrümün bitmez, tükenmez kurşun kalemiyle
    Yazık ki anlamadın

    Bir anlasaydın sensiz ne yapılır
    Zaten bunları yapmazdın
    Bilemezsin ki bir gözün nuru
    Yada yaşanılmamış bir ömrün varı
    senin yokluğunda
    nasıl viran olur her günü,
    nasıl bir çöp yığını olur her anı
    senden uzak, şehirden uzak
    sevda kokan pisliklerde...

    Bilemedin
    Sana ömür değil
    Bir ömür adadım
    Bilemezdin
    seni her bulamayışımda
    senin yokluğuna inat
    hiç değişmezdi kararım
    Bilmek istemedin
    her sabah uyandığımda
    hep aynı umuttu içimdeki
    hep aynı heves
    hep aynı yakarış sensizliğin isyanına...
    Şimdi biliyorum ki
    sensizlik keder olur bana
    ya sana can olur, seni beklerim
    ya ben de, senin yokluğunda
    benden çeker giderim

    Hayat kadar güzel
    Yaşam kadar umut verici
    Ölüm kadar da gerçek olan
    Gerçek şu ki
    Benim sana olan aşkım
    Öküz ile tren arasındaki
    Felsefik düşten başka bir şey değildi
    Tüm yollardaki makasların
    Beni sana yönelttiği
    Son istasyonunu arayan bir trenim
    Sense bir sevda ök-süzü
    Aramıza girense o !
    İşte o öküz...

    Kuyruk bile titretmeyen ki
    dondurmuş bu havada
    Hala senle ısınırım ben
    İçimde büyüttüğüm,
    içimde yaşattığım senle
    Fırından yeni çıkmış
    Dumanı sen kokan
    Bir ekmek sıcaklığındaki senle
    Sana sürülmeye değer
    bir yağ bile olamadım ya
    hala ona yanarım
    küflü peynirim benim...
    saatlerin bile geri alındığı bu gecede
    ben seni geri alamadım ya
    hala buna yanarım...

    Bir mangal dumanıdır artık
    yaşanılan herşey
    Sadece
    rakı kadehlerinin huzuru kalır
    Sessiz, sakin ve beyaz
    Ve biraz da
    soğuk havada iç yumuşatan bir sıcaklık,
    Sandalye üzerindeki mayışmışlığımız gibi
    Kıçımızda esneklik yapamayan
    Bir huzur işte...

    Vurulmuşum
    yağmur yağanda
    Vurulmuşum
    Issız bir sokakta, yokluğunda sensizliğimin
    Vurulmuşum
    şimdi seni nasıl aramaz gözlerim

    Bir diken olur artık hayat bana
    Ürperti olur içimi titreten
    Uğurlamadır, kimsenin yolcu etmediği
    Karşılaması da yoktur ki
    Umutla beni bekledikleri....

    Yağmurlu bir geceyle birlikte
    ıslanmışlığını dinlerim ömrümün
    Çamurdandır bütün kum saatleri
    sen olup akmaz artık sevda yığınakları
    Su birikintisinden ibarettir herşey
    İçimde biriktirdiğim sen bile
    zerredir kararmış bulutların arkasında

    Ve herşey zor gelir
    Dönüp sırtını gitmek vardır
    Neylersin ki götürmek de yasaktır
    Neresi olduğunu bilmediğin yere
    Sana zarar herşeyi....
    Götürmek istesen de yanında bir çiçeği
    zordur onu çıkartmak bu çemberin dışına
    Yıldızlar kadar yuvarlak
    güneş kadar köşeli
    lanet olası
    bu hayat yada mayat çemberinin dışına...

    Komadadır artık tüm sevişler
    Bir bitkinin bitkisel hayatındadır herşey
    Çığlıkları da duyulmaz olur
    Komadan önceki titreyişlerin...

    Bilemedin
    Ömrümü tükettim ben
    hasretinle yana yana
    Bilirsin
    bir taş nasıl basılır bağıra
    Biliyorsan
    Nasıl mutlu olunacağını yokluğumda
    Gönlünün darağacına, as da kurtar beni ne olur
    Gidiyorum diye kızma bana
    Sus da,
    bari sen öldür beni ne olur

    Ah bir görsem yüzünü
    İçimde fırtınalar kopartan
    Dışımda, derin yanıklar bırakan
    ömrümün dağlayanı, yüzünü
    Son bir kez görsem
    Görsem de gülse yüzüm,
    Yüzünle, hüzünle
    Görsem de gitsem
    tüm türkülerdeki turnalarla
    yardan haber getirmeyen
    kanatlarında esmer bir sevda taşıyan turnalarla...

    Artık gerek kalmadı
    Ne sana,
    Ne de hiçbir zaman adam gibi kuşanamadığın
    Kuşatmasız sevdana
    Baharda, karlarla birlikte
    Dağlardan süzülüp gelen pınarlar kadar
    Sakinim artık,
    Akar giderim ömrümün, ilkbaharından sonbaharına
    Ve ben mutluyum
    Temiz havada, ciğerlerimi yakan hava gibi
    Ve ben huzurluyum
    Başını yastığa koymuş, yorgun bir işçi gibi....
    Ve ben gururluyum
    Her akşam evine ekmek götüren bir memur gibi...
#14.03.2006 11:04 0 0 0
  • Paylasımın için Tesekkurler Yuregine Saglık Dostum...!
#14.03.2006 21:45 0 0 0
  • paylaşan yüreğinize emeğinize sağlık
#15.03.2006 02:20 0 0 0