Zürafa

Son güncelleme: 20.09.2012 14:51
  • zürafalar nerede yaşar - zürafalar nasıl beslenir - zürafaların sosyal yaşamı - zürafalar tehlikelerden nasıl korunurlar


    noimage


    Merhaba, ben dünyanın en uzun memeli hayvanı, zürafa. Fotoğraflarımızı çok görmüş ve bizi merak ediyor olmalısınız. Kendimizi biraz tanıtayım. 1.8 metrelik uzun bacaklarımız ve yine 1.8 metrelik uzun boyunlarımız sayesinde boyumuz 5.5 metreye ulaşabiliyor. Dişilerimiz ise biraz daha kısa ve yaklaşık 4.3 metre boyundadır. Yani yaşadığınız apartmanların 2. katına kolayca ulaşabiliriz.

    Bizlerle ilgili daha ilginç bilgiler verebilirim size. Mesela boynumuzdaki kemiklerin sayısı insanlarınkiyle aynı, yani 7’dir. Tek fark bizimkilerin çok daha uzun olmasıdır. Dillerimiz 50 cm, kuyruklarımız ise tam 2.4 metre uzunluğunda ve tabii ki dünyanın en uzun kuyruklu hayvanı yine biz zürafalarız. Sağlığımız yerinde oldukça 25 yıl kadar yaşayabiliriz.


    noimage


    Yaşam alanımız Afrika’nın az da olsa ağaçlı, kuru ve çorak ovalarıdır. Birçok doğal parkta, geniş ovalarda, yüksek ağaçlı bölgelerde özgürce geziniriz. Çok fazla farklı olmamakla beraber 9 alt türümüz vardır. Birbirimizden vücudumuzdaki desenler ve Afrika’da yaşadığımız yere göre ayrılırız.

    Kenya’da yaşayan Masai Zürafaları meşe yapraklarına benzeyen desenlere sahiptir. Diğer türlerimiz ise kareye yakın desenlere sahiptir ve ağ ile kaplanmış gibi gözükür. Bu nedenle Ağlı Zürafa adını almışlardır. Desenlerimizin rengi açıktan koyuya doğru değişebilir. Bu farklılık nerede yaşadığımıza ve ne ile beslendiğimize bağlıdır. Kongo’da yaşayan ve çok nadir görülen Okapi ise bizim en yakın akrabamızdır.


    noimage


    Büyük vücudumuzu doyurabilmemiz için çok fazla yaprak yememiz gerekir. Bir günde 34 kilogram yiyecek yiyebiliriz. Günümüzün büyük çoğunluğu da yemek yemekle geçer. Çünkü her ısırışımızda sadece birkaç yaprak yiyebiliriz. En sevdiğimiz yapraklar akasya ağacının yapraklarıdır. Akasya ağacının uzun dikenleri diğer hayvanları bu ağaçtan uzak tutar. Ama biz uzun boyumuzun avantajıyla kolayca tepesindeki yapraklara ulaşabiliriz.

    Ağaçların tepesine uzanarak yaprak yerken güneş yanığından korunmamız için dilimizin koyu renkli olduğu düşünülür. Ayrıca geviş getiririz. Yani yediğimiz yapraklar uzun bir yol izleyerek bir süre sonra yeniden yemek borumuzdan geçer ve daha fazla öğütülmek için ağzımıza gelir. Akasya yaprakları bol miktarda su içerir, bu nedenle su içmeden uzun süre dayanabiliriz. Ama susadığımızda bir nehir veya gölden su içebilmek için aşağıya doğru oldukça eğilmemiz gerekir. Eğer su bulabilirsek bir günde 38 litreye kadar su içebiliriz.


    noimage


    Bir zürafa bebeği doğduğunda tam 1.8 metre boyundadır. Doğumunun ilk bir saati ardından kalkıp yürüyebilir. İlk bir hafta annesinin dikkatli koruması altında yaşar. Yavru zürafalar çok savunmasızdır ve kendilerini koruyamazlar. Anneleri beslenirken de diğer yavrularla birlikte grup olarak beklerler. Yine de bir anne mutlaka yavruların yanında kalır. 4 aylık olan zürafalar yaprak yiyebilmeye başlarlar.

    Genelde kalabalık gruplar halinde göremezsiniz bizi ama sosyal yönümüz kuvvetlidir. Genişçe bir alana yayılmış bir zürafa grubunda tüm yaşlarda dişilere, erkeklere rastlayabilirsiniz. Fazla yakın gezinmeyi sevmeyiz. Çünkü uzun boyumuz sayesinde görüş alanımız çok geniştir ve bu sayede bir ağaçtan bir ağaca beslenirken bir yandan çok uzaklardaki arkadaşlarımızı görebiliriz.


    noimage


    Büyük cüssemiz nedeniyle yırtıcı hayvanlardan korunma ihtiyacı hissetmeyiz. Sadece aslanlar ve timsahlardan ürkeriz. Çok gerekli olduğunda tekme atarak kendimizi koruruz. Vücudumuzun yapısı, hareket şeklimiz ve hızımız ihtiyacımız olduğunda yırtıcı hayvanlardan kaçabilmemizi de sağlar. Saatte 48 kilometre hıza ulaşarak koşabiliriz.

    Sırtımızdaki küçük kambur nedeniyle deveye benzetiliriz. Vücudumuzun deseni de insanlara leoparı andırdığından insanlar bu iki hayvanın isimlerini birleştirerek bize “deve-leopar” demişler. Son yüzyılda sayımız azalıyor olsa da türümüz tehlikede değil. Ama Uganda Zürafası olarak bilinen dostlarımızın sayısı oldukça azaldı. İnsanlar bizlere zarar vermiyor, biz de onlara. Bu sayede herkesin çok sevdiği hayvanlar olarak yaşamaya devam ediyoruz.
#20.09.2012 14:51 0 0 0