Ve Susuyorum

Son güncelleme: 24.10.2007 19:29




  • noimage




    Ve Susuyorum...

    Sevgi... Bedenleri tutsak eden bir hummadır çoğu kez. Üşümekle yanmak arasında
    gergef dokur durursun. İbrahimvarî ateşlere salarken seni, gülistânlara kaparsın
    gözbebeklerini. Öyle bir rüzigâra dûçar olursun ki estikçe... estikçe sahralardan
    beter kanarsın. Geleceğini işgal mesinmesiz bir umut sancısı dolanır şedit
    ufuklarını artık,bundan mâtuf Zühre''yi akseder cemâlin. Bir avuç karanlık olursun...
    bir avuç yalnızlık... bir avuç kül belki...
    Farkında olmaksızın ışıyordun sende göğünde, farkında olduğunda birileri,
    farkedilmenin muştusunu haykırdın işte, adına sevda deyip!

    Artık tek bir sen yoktu, hayatın dimağında iki kişilik akıyordun. Ondan yoksunluğun
    bitmek bilmeyen arefesinde dolanırken, kösnüme sakın, vuslata susamakta muştu
    unutma!
    Ağırlaşan hayat değil; iki baharı göğüsleyen şu ivedi gonca, zamansız akmış bu kan
    çiçeği, yalnızlığa şaşırmış bir zümrüd_ü anka, mevsiminden şaşmış yaz yağmuru
    belki... Kitabıma ilk harfleri düşürdüğüm gün, sözler çıplak dalların arasından ellerime
    vurana değin susuyordular, kolumu kaldıramıyorum da peki neye uzanmaya mukabilim
    sükûtum varken... Tenime ilk değen huzmeyle bîhaber esmere boyanıyorum, sevda karası
    oluyorum sana münhâsır. Yiten yıllara dalgalandırıyorum sesimin buğusunu, bana iâde
    olmasına aldırmaksızın! Henüz kısıtlı hisler içersinde bocalayıp durduğum bu
    hafakanla
    sair bir hayata açmaktayım yelkenlerimi; dalgalar acımasız.. hırçın.. sonsuz..
    umudum gâibet hala!

    Beni koyuna alıyor bir yosun dürtüsü, onulmaz bir hayatın nakşıyla doluyorum anlık.
    Seyirlerimiz ve seyircilerimiz heyhat! anı yaşamak mı bu? Ne görebildimse hiç..!
    Ve kayboluyor her yer-kala''kaldım işte soru yahut cevap arasında...
    Ağzımda dolanan söz çağıltıları sûret bulmaya çabalıyor da ben dipsiz kuyulara
    vuruyorum kilitlerimi, bağırmalarla kavgalıyım belli ki.

    Ve susuyorum! dilim ağır ağır yalpalayarak söz aranıyor, her harfte sen olmalısın
    diye soluklanırken lâl çarpıyor dudaklarıma ve susuyorum!.. yine susuyorum!
    Bu noktadan sonra nağmelere üryan düşer. Hayatın notaları üzerine muğlak sükût
    kımıltıları gemlenir...
    "sana susmakta güzeldi..."
#24.10.2007 19:29 0 0 0