ÖĞRETMEN - ÖĞRENCİ- VELİ İLİŞKİSİ

Son güncelleme: 23.01.2008 22:24
  • ÖĞRETMEN - ÖĞRENCİ- VELİ İLİŞKİSİ

    Öğretmen ve öğrenci arasındaki ilişkilerde; sözel ifadeler ve sözel olmayan işaretlerle pek çok şeyi birbirlerine anlatabilirler. Bu ifadeler birbirlerine ya soğukluk ya da ılıklık ifade eder. Sözel olmayan işaretlerin, psikolojik etkisinin öğretmen ve öğrenci açısından anlam ifadesi;

    ------------------ I L I K L I L I K----- S O Ğ U K L U K

    Sesin Tonu Yumuşak Sert

    Yüz İfadesi Gülümseme, İlgili olma Donuk yüz, Duygusuz ifadesiz yüz

    Duruş Diğerlerine doğru eğilmiş, Kişinin duruşunun karşısındakinden
    Kişinin duruşunun karşısındakine geriye doğru olması - Sınırlı -
    Eğik olması - Rahat -

    Göz Göze Gelme Diğerlerinin gözüne Diğerlerinin gözüne
    bakma bakmaktan kaçınmak

    Jestler Açık, Onu karşı olma, Kapalı, Mesafeli, Kendini
    Hazır olma savunucu olma ve diğerlerinden
    kendini uzak tutma

    Duruş Mesafesi Yakın Mesafeli

    Açık ve Savunucu İletişim : Öğrenci savunucu tutumda; öğretmen yargılayıcı bir tutum izlediğinde; karşısındakinin ses tonundan, davranışlarından değerlendirildiği, yargılandığı izlenimi alırsa hemen savunucu bir tutuma girer. Açık iletişimde öğretmen karşısındakine kuşku ve korku uyandıracak tutum izlemeden iletişimde bulunur. Öğretmenin konuşması; diğerini denetleme, belirli bir yöne çekme ya da fikrini değiştirme gibi amaçları içerdiğinde karşısındakinin savunuculuğunu arttırır. Konuya yönelik açık iletişimi içeren tutumda ise bunun aksine her iki kişide kendilerini o konu ile ilgili olarak sorumlu görerek konuşmayı sürdürür. Öğrencinin derse olan ilgisi ve isteği daha fazla olur. Anlayış ve yakınlık gösteren tutumda empatik anlayış söz konusudur. Diğerlerinin duygu ve düşüncelerine saygı gösterir. Konuşurken daha üstün olduğu tutumu izlenirse, soruna ortaklaşa eğilim sağlanmaz. Eşitlik belirten tutumda; kişi kendini üstün göstermeyen, karşısındaki kişide eşit tuttuğun anlarsa işbirliğine açık bir tutum içine girer.
    Açık iletişimde; pragmatik tutum söz konusudur. Benim bakış tarzım doğru olmayabilir, benim bilgimden daha doğru olanı bulunabilir anlayışı vardır.
    İşte öğretmen; yargılamayan, değerlendirmeyen, denetlemeyen, kendini üstün görmeyen, anlayış ve yakınlığın olduğu açık iletişimi kullanırsa; öğrenci öğretmeniyle daha fazla işbirliğine girer, dersleri daha bir ilgiyle dinler, daha bir çabayla derslere aktif katılır, etkin hale gelir. Böylece eğitimin gerçekleştirmeye çalıştığı amaçları kolayca gerçekleştirir.

    ÖĞRENCİ İLE ETKİLİ İLETİŞİM - İLETİŞİMDE BEN DİLİNİN KULLANILMASI

    Karşılıklı iletişim sırasında oluşan sorunların büyük bir bölümü, bizlerin olaylara ve davranışlara yönelttiğimiz bakış açısı ve yargılar nedeniyle oluşur. Özellikle çocukların davranışlarını yorumlarken, değerlerimiz ve eğitimden kaynaklanan yargı etiketleri ile tepkiler oluştururuz. Oysa önemli olan davranışlarla yargıları ayırabilmektir.
    Örneğin; oyuncağını arkadaşlarıyla paylaşmak istemeyen çocuk,
    Davranış; oyuncağını arkadaşına vermiyor,
    Yargı; Bencil, düşüncesiz, paylaşmasını bilmeyen etiketler.
    Sorunları ayırt edebilmek ve müdahalelerimizi gereken yerlerde doğru olarak yapabilmek için bir davranış penceresi çizelim.

    Davranış Penceresi
    Kabul Edilir
    Kabul Çizgisi
    Kabul Edilemez

    İzlediğimiz her kimsenin davranışı bu pencere içinde yer alır. Davranışların kabul edilip edilmemesi bizlerin o davranışa tanık olduğumuzda yaşadığımız duygularla bağımlıdır. Davranış oluştuğunda olumsuz duygular yaşıyorsak davranışı kabul etmeyiz. Olumlu duygular yaşıyorsak o davranışı görmezden gelebiliriz.
    Kabul çizgisinin değişkenliğini 3 önemli etken yaratır:
    1 - Ben 2 - Çocuk 3 - Çevre
    Çocuk > Davranışın kabul edilip edilmemesi çocuğun yaşına, davranışın tekrar sayısına ve bize benzemesine bağlıdır. Çocuğun bizim kafamızda var olan değer yargıları çerçevesinde gösterdikleri davranışları kabul etmemiz daha kolaydır.


    İLETİŞİMDE İFADE HATALARI

    Çocuklar ve yetişkinler arasında çıkan en büyük sorun, çocuğun veya gencin olumsuz davranışları sonunda oluşur. Gencin yapmış olduğu davranış yetişkin tarafından kabul edilmediğinde genellikle gösterilen tepkiler şöyledir: "Sen nasıl bunu yaparsın ? Ne laf anlamaz çocuksun ? Ne zaman adam olacaksın ? Geri zekalı !....." Bu çıkışmalar kızgınlık ifadesidir. Burada özellikle kullanılan ifade tarzı kişiye yönelik SEN mesajı, sen-dilidir. Toplumumuzda kızgınlık ifadeleri genellikle sen dili ile yapılır.
    Ancak sen dili ile yapılan ifadeler, kızgınlığın gerçek nedenlerini açıklamaz. Olumsuz davranışın karşıdaki üzerindeki belirgin etkileri açık değildir. Gençlerle yapılan mülakatlarda, gençlerin çoğu zaman yetişkinlerin neden kızdıklarını pek anlayamadıklarını gösterir. Sen mesajında açık olan tek şey saldırıdır. İfade edilen kızgınlık davranışa değil, kişiliğe yöneldiği için gencin onurunun kırılmasına neden olduğu için direnmesine ve karşılık vermesine neden olur. Sen dili ile ifade edilen kişiliğe yönelik kızgınlık bireyler üzerinde onarılmaz yaralar açar. Kimlik duygusunun ve özgüvenin yaralanmasına yol açar. Zamanla gençte sen dilini kullanmayı öğrenir. Ve karşılıklı çatışmalar yaşanır.
    Bunun çözümü BEN dili ile konuşmaktır. Ben dili yetişkinlerin olumsuz davranış sırasında yapmakta olduğu olumsuz etki ve duyguları açıklayan dürüst ve sorumlu bir kırgınlık ifadesidir. " Ulan, kes şu müziğin sesini" demek yerine "müzik bu kadar yüksek açılınca okuduğumu anlamıyorum" demek, karşı tarafa kızgınlığın nedenini açıkladığı gibi, gencin kişiliğine bir saldırı niteliği taşımadığı için dinlenme ve uyulması daha olasıdır. Ben mesajları gerçek yaşantı ve duygularımızı ortaya koyduğundan, onun bizi ve gereksinimlerimizi daha iyi görebilmesine ve savunucu tutuma geçmeden sorumluluğunu kabul etmesine yardımcı olur.

    Çocuğun davranışını kendi isteğiyle ve bize verdiği değer yüzünden değiştirebilmesi için, sorunumuzun ve kızgınlığımızın nedenini bilmesi gerekir.
    Bunun için 3 türlü bilgi gerekir:
    1. Sorunu yaratan davranış hangisidir?
    2. Bu davranışı bizi nasıl etkilemektedir?
    3. Bu etkinin bizde uyandırdığı duygular nelerdir?
    Bu 3 bilgi içeren mesaj "ben" mesajıdır. Ben mesajı bu üç bölümü içermelidir.
    1. Kabul edilmeyen davranışın yargısız, suçlayıcı olmayan tanımı: "Ne saygısız çocuksun" yerine, "neden saygısız?" hangi davranış.
    "Müziği bu kadar yüksek açtığın zaman ..." davranışın tanımıdır.
    2. Bu davranışın bizde oluşturduğu etki:
    - Başım ağrıyor,
    - Okuduğumu anlamıyorum,
    - Konuşmaları duyamıyoruz gibi...
    3. Olumsuz davranışların bizde yarattığı duygular.
    - Sinirleniyorum, kızıyorum, üzülüyorum, korkuyorum.
    Dolayısıyla ben dili ile ifade edilen kızgınlık, başkaları hakkındaki değerlendirme ve yorumlarımızı değil, bizim olay karşısındaki gerçek duygu ve yaşantımızı açıklar. Duyguların açıklanması ve ifade edilmesi çok önemlidir. İnançlar, zevkler, değerler ve düşünceler insandan insana farklılık gösterse de, duygular bütün insanlarda aynıdır. Sadece yoğunluğu değişir. Buda bireylerin birbirlerini anlamalarını kolaylaştırır.
    BEN dili ile konuşmanın 3 tür olumlu etkisi vardır.
    1. Konuşanı rahatlatır. Duyguların açıklanması kişinin rahatlamasına ve birikim yapmamasına yol açar.
    2. Belirgin etkiyi düşünen yetişkin, bazen belirgin bir etki olmadığını farkeder. Aslında kızgınlığın çocuğun davranışı ile ilgili olmayıp, özel yaşantısında karşılaşmış olduğu bir olumsuz durumdan kaynaklandığını farkeder.
    3. Ben mesajında gence karşı bir saldırı olmadığı için savunma durumu ortaya çıkmaz ve çocuk, yetişkinin gereksinimini karşılamak amacıyla, davranışın sorumluluğunu üstlenir; değiştirmeye yönelebilir. Bu durumda çocuk dış kontrol ve tehdit yerine iç kontrol ve denetim kazanır.

    ÇOCUKLARLA İLETİŞİM NASIL KURULUR

    • Çocuğa, sorunların önemsiz, saçma sapan ve geçersiz olduğu anlamını verebilir;
    • Çocuk bir güçlükle karşılaştığında açık davranmaktan çekinebilir.
    İletişim engelleri, kendini anlatmaya çalışan çocuğu yardımcı olmadığı gibi, onun ileriki sorunlarını da anlatmamasına, içine atmasına neden olur. Bunun yerine yapılacak yardımcı davranışlar şunlar olabilir:
    1. Sessizlik : Sessizlik kadar kişiye konuşma olanağı tanıyan güçlü bir etken yoktur. Sadece sessiz durarak karşıdaki kişiye, çocuğa konuşma alanı bıraktığımız için, çocuk konuşmaya yönelebilir.
    2. Empati : Kendini karşısındakinin yerine koyarak olaylara onun gözleri ile, onun dünyasından bakmaya çalışmaktır. Kedisi öldüğü için ağlayan bir çocuğa: "Ne varmış bir kedi için üzülecek" gibi bir iletişim engeli yerine, kendini çocuğun yerine koyarak, kedinin onun yaşamında ne denli önemli olduğunu anlamaya çalışmak, empati kurmaktır. Empatinin en önemli göstergesi, diz çökerek çocukların dünyayı görüş açılarına bakmaktır. Çocuklar küçük yaşlarda bir bacaklar dünyasında yaşarlar. Dolayısıyla, çocuklarla konuşurken diz çökerek onları anlamaya çalışmak veya kaldırıp kucağına almak, çocuğu anlamaya daha açık bir davranış şeklidir.
    3. Kabul : Çocuğu sorunu ile birlikte yargılamadan kabul etmek. Çocuğun hata yapabileceğini, yaşının icabı doğru yargılayamayacağını düşünerek, çocuğu o anda (yani sorunu sırasında) günahı ve sevabıyla kabul ederek onu anlamaya çalışmaktır.
    4. Dürüst Olmak: Derdini anlatmaya çalışan bir çocuğa mutlaka yetişkin görüşü ve rolüyle yaklaşmak yerine (yani anne - baba rolü yerine), insan olarak yaklaşmaya çalışmak, ve onu duygularını anne-baba bakışıyla değil, bir insan bakışı ile algılamaya çalışmak, gereken cevapları vermek yerine, dürüst cevaplar vermeye çalışmak, çocuğa daha yakın, daha anlamlı bir yaklaşım verir. Bütün bunlar dinlemeye açık yardımcı davranışlardır. Katılımlı Dinleme yöntemi ile çocuğu daha iyi anlayabilir ve rahatlatabiliriz.
    Katılımlı Dinleme : Katılımlı Dinleme basit bir tekrardır çocuğun söylediklerini duyduğumuza dair bir mesajdır. Bu mesaj çocuğun söylediklerini özetleyebilir ve çocuğun sorun sırasında yaşamış olduğu duyguları dile getirebilir.
#06.01.2008 21:29 0 0 0
  • arkadaslar bugun kuzenim bi tane karikatur dergisi okuyodu hangisi oldugunu bilmiyorum ama arayan bulur içinden taktir belgesi cikti.. eve iki tane birden taktir goturmek eglenceli olabilir ;)
#23.01.2008 19:41 0 0 0
  • bu arada arkadaslar tesekkurleri unutmayalim :) boş geçmeyin abi gonlunuzden koptugu kadar.. (gonlu paramparca yapilmislardan bisey istemiyorum Allah onlarin da yardimcisi olsun)
#23.01.2008 19:44 0 0 0
  • okulda veli toplantısında devamsızlığımın 9 gün olması lazım ama 4 gün die geçmişler annemde ordan fırlamış hemen yha bnm oğlumun daha çok devamsızlğı olması lazım die öğrenince anne nabıosun sn yha ne güzel az yazmışlar işte diorum annem haksızlık istemiorum dio bna belki alakasız oldu ama aklıma geldi sizlerle paylaşmak istedim...
#23.01.2008 22:24 0 0 0