Mimar Sinan'in Sifresi

Son güncelleme: 12.03.2009 15:48
  • Gelin size Sinan'ın, Leonardo da Vinci ile yarışacak dehasını
    anlatayım. Sizleri, büyük ustanın kalfalık eserim dediği
    Süleymaniye'nin şifreleriyle tanıştırayım. Akıllara durgunluk verecek
    gizemli bir yolculuğa çıkmaya hazır olun.

    Süleymaniye Camii, Kanuni Sultan Süleyman tarafından
    imparatorluğun gücünü ve görkemini göstermek adına inşa ettirildi. Bu
    görev, tarihin en büyük ustası Mimarbaşı Sinan'a verildi. Camii ve
    külliyesi 7 senede bitirildi. Ancak 7 yıllık bu uzun süre Kanuni'nin
    canını sıkmıştı. Sinan'ın yapıyı neden bir türlü açmadığını
    anlamamıştı. O sırada her taraftan da dedikodular yağmaya başladı
    Sultan'a. 'Sinan caminin ortasında oturuyor ve nargile tüttürüyor'
    dediler Muhteşem Süleyman'a. Kanuni durumu kendi gözleriyle görmek
    için bir ikindi vakti Süleymaniye'ye gitti.

    Muhteşem yapının içine girdiğinde Sinan tam da söylendiği gibi
    caminin ortasında oturmuş nargilesini tüttürmekteydi. Sultan
    gözlerine inanamadı. Tok sesiyle ve bütün haşmetiyle ''Bu ne iştir
    Mimarbaşi'' diye haykırdı. Oysa Mimar Sinan'ın içtiği nargilede
    tömbeki yoktu. İçtiği sadece suydu. Usta mimar, nargilenin
    fokurtularını dinleyerek caminin akustiğini ölçmeye çalışıyordu.
    Mihraptaki imamın sesini, aynı oranda bütün camiye nasıl
    ulaştıracağını hesaplıyordu. Bunun için Anadolu'nun değişik
    köşelerinden 65 tane dev turşu küpü getirtti. Bu küpleri içleri boş,
    ağızları dışarıya gelecek şekilde kubbenin eteklerine dizdirdi.
    Amacına ulaşmıştı Mimarbaşı. Sesi, yüzlerce metrekarelik mekanın her
    köşesine, en iyi şekilde yaymayı başarmıştı. Kanuni de, Sinan'ın
    niyetini anlamış, ustasını hemen bağışlamıştı.

    Mimar Sinan yapının içine bir de hava koridoru inşa etti.
    Elektriğin henüz bulunmadığı o yıllarda, Süleymaniye 275 dev kandille
    aydınlatılıyordu. Sinan, bu kandillerden çıkan is camiye zarar
    vermesin ve cemaati rahatsız etmesin diye orta kapının üzerine küçük
    bir odacık yaptırdı. Binanın değişik köşelerine açtığı oyuklardan
    giren islerin bu odada toplanmasını sağladı.

    Şaşırdınız değil mi? Durun, daha bitmedi… Ve adına da İs Odası
    denilen bu bölmenin içine özel bir nemlendirme sistemi kurdu Sinan.
    Odada toplanan islerden, dönemin en kaliteli mürekkebini damıttı.
    Süleymaniye'nin duvarlarında gördüğünüz o muhteşem kalem işleri,
    yazılar, süslemeler, caminin kandillerinden çıkan isten damıtılan o
    mürekkeple yapıldı. Tekrar altını çiziyorum, bunlar günümüzden 458
    yıl öncesinin bilimiyle, teknolojisiyle yapıldı.

    Son bir şifre daha var.. Hani oyuklar var dedim ya isin bir odada
    toplanmasını sağlayan, hava akımını içeri alan. Dışarıya çıkıp o iki
    oyuktan içeriye baktığınızda, birinden caminin içindeki Allah,
    diğerinden ise Muhammed yazılı dev levhaları görürsünüz. Ayrıca
    Süleymaniye'nin hangi köşesini, hangi duvarını, hangi açısını
    ölçerseniz ölçün, sayısal olarak karşınıza Allah kelimesinin ve
    katlarının çıktığını görürsünüz.

    Alın işte size sırlarla,şifrelerle dolu bir mabet. Da Vinci
    şifresini yaya bırakacak bir maharet.
#23.09.2008 16:00 0 0 0
  • paylaşımın için teşekkürler refik abiciğim
#24.09.2008 21:14 0 0 0
  • way be harika bi zeka müthişş
#03.12.2008 14:00 0 0 0
  • paylaşım için teşekkürler...
#07.12.2008 10:08 0 0 0
  • mimar Sinan, büyük mimarmış. Paylaşım için teşekkürler.
#27.02.2009 21:59 0 0 0
  • :Dmimar sinanı sırrı içn tşkkrlr bende bu srrı kllnrm belki
#12.03.2009 15:48 0 0 0