dinle sevdiğim;
bu şiir sana
içimde dinmeyen bir fırtınasın akşamları
savruluyorum
kalbimin yerinde, bastığım kaldırım taşları duruyor
karanlığı giyiyorum üzerime her gece
baykuşa bile görünmekten korkuyorum
ellerin neşter oldu sen gideli
dokunduğun her yerim kanıyor
gözlerin çıldırmış bir nehir
gözlerimden akıyor
oysa ben;
beyaz bir güvercinin yüreğine
''canımsın'' yazdım
özgür bıraktım sevgimi
gidesin diye değil
yalansız sevebilesin diye
ya sen;
bir kartalın pençelerinde gördün mü o güvercini?
beyaz tüylerine al değmiş,
acıdı mı kalbin,üzülmedin mi?
sende mi değiştin?
sende mi kirlendin güvercinin tüyleri gibi?
yoksa o pençeler ellerin miydi?
hatırlar mısın?
sen benim sonumsun derdin
sen benim sonum oldun
yaşamaktan ötelerde bir yerdeyim
sadece düşünüyorum
seni,gamzeni,gözlerini,al yanağını
zamanlı zamansız ağlamanı
gözlerimde takılı kalmanı,alt dudağını
göğsüne uzandığımda duyduğum kalp atışını
ihtiraslı sarılmanı,sıcağını
gecem sen, günüm sen,ben seninim
söylesene kiminlesin?
hâlâ gözlerimde imkânsız bir emelsin
bil ki gözbebeğim
umutsuz bir yolda, yalnız kalsamda
dönmeyeceğim
bil ki gözbebeğim
ben seni yarında seveceğim