tanri oturmustu yüregime
yasim kaçti, on bes ya on alti
payima cüz okumak düstü isteksizce
VI
soluk bir resim gibi geçtim mezarindan
sarap kokulu agzina degdigim
geceler uzardi sürekli, kumru gelmez oldu
tenimde nasirli parmaklari babamin
bir siir dogardi geceden
küfürler, isyanlar, gözyaslari
islik çalar gibi
durmadan isterdi, al, al, sonuna kadar
midem agzima dayanir, yüregim çekilirdi
içim disim çiglik
VII
bir anne kurardim hep, papatyalardan mülhem
kapiyi süngüler, odamda tutardim
gel tanisalim anne, ben oglun
ince, uzun parmaklari erirdi saçlarimda
akardi yanaklarima,
bu ne cennet
lakin, erkek teninin kirleri derimde
derin uçurumlar kan akardi
VIII
adsiz mevsim sürüp gitmekteydi bende
tenimin rengi alisilmadik:
toz yanigi
ve yalnizdim uluorta serilen imgelerimle
IX
kizil bir kargi saplandi yüregime
rengi hüzne çalan aksamlardandi
cevizden bir çarmih, boyumdan büyük
düslerimde göründü önce
sonra gölgeli silueti odamda
iki öglenlik bir susku
derken
sari sandaliyla belirdi ufukta lesbos’lu ozan
gökler açildi, seyreldi daglar
sappho! sappho!
X
ve düs yeni ortama aktarildi
ergendim
kiyameti nisana en uzak mevsimin
uçurumlar genisledi, mezarlar kayboldu
anneye dair düsler ürktü
asili kaldi kirpiklerimde
on sekiz yasimdan bir tutam tortu