Kesik Et Kokusu
.
tenimde hiç dinmeyen bir tufanla
son duasina açti ellerini
topragi yalayan dilimin yarali ezgileri
firtinanin savurdugu kumlar
kör bulut saganagi gözlerimde
kopariyor ufkun batmis renklerini tuvalimden
hiçbir sey esirgenmez artik
sözün büyüsüne düsmüsse efkâr
ve toplasam bütün acilari
etmez bir günümün solan goncasi kadar -masum
koparmis basini dizlerimden
pasli kamasini etimde bileyen zaman
bütün sayfalarinda eksigim
mezmurlar, bablar, tekvinler
ve kadim kitaplarin ask seslerinde
tanrim!
kimden sorulur bunun hesabi
yazandan ve yaratandan
baska
ey tarih!
kirletme yüzümü
çek sapli duran hançeri gecenin gögsünden
desilsin ortasindan karanligin bagri
kuyularin dibine sal iplerini
çekip çikar bu sanciyi kanli rahminden
keskin bir sözle kopar göbek bagini
adimi adinin yanina koyma
yanlis yazilmis bir söz gibi
sil beni defterinden usulca
bana baykusun gözlerini ver
göreyim beynimin gecesinde dolanan avi
sözlerini ver
sulara yazayim içimdeki korkuyu
karanlik orman ugultusu kulaklarimda hirçin
hançeresi kopuk hayvan sesleri
biri kendini vuracak bu gece
biri elleriyle desecek rahmini
ay
kal öylece daglarin ardinda
beni dogurma
yüzünü isitma ölümün
adi bilinmesin
ormanin derinliginde yitip giden deli gölgenin
tenimin suya degisinde ürperen yangin
üsütür etimde sehvanî geceyi
yarali bir atin sirtindan düstüm
geçerken dört nala sevdanin kiyisindan
erteledim asklari ömrümden
damarimda nester yemis bir sonbahar
gözlerimde bir ceylanin küskün bakislari
devrilir üstüme daglar dönüp baktikça
üzerime çevrili mavzer gibi durur karsimda
bütün sokaklar
geçtigim her kentin yarasini tasirim bedenimde
ask beni biraktigim izlerde arar
ey ask!
harlama közümü
sogumus küller altinda birak anilari
var git söyle tanrina iyice siksin yumrugunu
eksik etmesin kamçisini sirtimdan
kirbaçlandikça saha kalkan
kudurmus bir denizim ben
kiyilarina ölü sairlerin
ve isyan artigi korsanlarin vurdugu...
.
Irgat Sui