Kalenderin biri,bir gün gündelik rizkini kazanmak üzere evinden çikar.Dag
,ova demeden aksama kadar dolasirda dolasir;fakat karnini doyuracak hiç
bir sey bulamaz.Hava kararmaya yüz tutmus;gün aksam olmustur.Yeni bir
günün sabahinda tekrar geçimini aramaya çikmak üzere geriye dönerek evinin
yolunu tutar.Göz gözü görürken yuvama ulasayim diyerek hizli adimlarla bir
düzlüge iner.Iyiden iyiye yorulmus,adim atacak takadi kalmamisti.
Bir kayanin dibinde bir kaç dakikalik nefes almak için mola vererek
seriliverir.Az sonra kulagina inelmeye benzer bazi sesler gelir.Nefesini
tutup dikkatle dinleyince inleme seslerinin gölgesine sigindigi kayanin
üst tarafindan gelmekte oldugunu anlar.Yavasça yerinden dogrularak kayaya
tirmanir.Öteyi beriyi yoklarken önüne karanlik bir kaya çikar.Zaten kesik
kesik kulagina gelen iniltiler de oraciktan yükselmektedir.Dikkatle
içeriye göz gezdirince yere serilmis kötürüm bir tilki ilisir gözlerine.
Anlasilan hayvancagiz bizim kalender yolcumuz gibi günlerden beri aç
kalmistir.Yere bir posteki serilmis,yani basina dikilmis olan kalenderi
gördügü halde kili bile kimildamiyordu. Yalniz arada bir durup tembel
tembel inliyor o kadar.Bu ölgün sesler de olmasa hayvanin diri oldugunu
ispat etmek için bin sahit lazimdi.
Derken uzaklardan bir karalti göründü.Uzun yeleli,iri kuyruklu bir arslan
tozu dumana katmis kayaliga dogru geliyor.Arada bir durup
kükrerken,çikardigi erkekçe ses vadiyi çevreleyen dag eteklerine çarpiyor
ve yankilanarak dakikalarca devam ediyor.
Arslanin ortalikta belirmesi ile bütün vadiye korkak bir ürküntü siner. Bu
arada kötürüm tilkinin ölüm kokan kesik kesik inlemesi kesiliverdigi gibi
bizim kalenderden de soluk duyulmaz olur. Gelisi ile ortaligi titreten
koca yeleli arslan agir agir ilerleyerek üst kisminda kalender yolcu ile
kötürüm tilkinin barindigi kayanin dibinde konaklar.O sirada kayanin
yakinlarinda bir ürkek ceylan beliriverir.Pusuda yatan koca arslan hemen
üzerine
çullanarak hayvancagizi bir iki pençe vurusu ile paramparça eder.
Arslan,oturup afiyetle avini midesine indirdikten sonra epeyce et ve kemik
artigi birakarak kükreye kükreye yoluna devam ederek gözlerden
uzaklasir.Arslanin çekilmesi ile deminden beri vadiyi bürüyen korku
bulutlari da dagilir.Az öncesi gibi tekrar kuslar civildamaya,diger
canlilar öteye beriye kosusmaya baslar.
Bu arada barsaklari açliktan birbirine dügümlenmis olan kötürüm tilki de
yavas yavas yerinden dogrulur.Agir agir emekleyerek arslanin av
artiklarina dogru ilerler.Oturup güzelcene karnini doyurduktan sonra
oldukça canli adimlarla tekrar yuvasina döner.Anlasilan sancilarinin çogu
açliktan ileri geliyordu.Karni doyduktan sonra,miskin tilkinin inlemesi
kesilmisti.
Kaya kovugunun yani basinda yaslanmis dinlenen kalender yolcu bu
gördükleri üzerinde söyle düsündü:Yüce Allah(c.c)in merhameti ne kadar
büyük ve ne derece genismis.Baksana dört ayagi üzerine dikilmeye gücü
olmayan su topal tilkiyi bile acikinca en iyi sekilde rizkini
gönderiverdi.O halde benim SIKINTILI ugrasmalarim,rizkimi temin edeyim
diye dag bayir demeden kosusmalarim bosunadir.Nasil olsa,az önceki güçlü
arslani araya koyarak su yatalak tilkiyi doyuran Ulu
Allah(c.c.),beklemedigim yerden bir sebep yaratacak benim de rizkimi
gönderecektir.
Zaten yasasam ne kadar yasarim.Üç günlük dünya için bu kadar ugrasmaya, bu
kadar didismeye, böylesine kara kara düsünmeye degermi? En iyisi iyice
Allah'a(c.c.)dayanmali;tamamen o'nun yaygin merhametine güvenmeliyim.
Baksana topal tilki,ayagina gelen hazir rizkini mideye indirdikten sonra
daha tok bir karinla uzanmis horul horul uyumaktadir. Bu güne kadar
çektigim bunca SIKINTILAR benim akilsizligimin cezasi imis. Simdi artik
aklim basima geldi.
Bu düsünceler içinde oracikta uyuyakalan kalender sofu yakinlarda bir
magara bularak oraya kapanir.Gece gündüz Allah'a(c.c.)yalvararak rizkini
beklemeye karar verir.Birinci günü bir taraftan istahla ibadet ederken bir
yandan da durmadan magaranin kapisini gözetleyerek ayagina gelecek olan
rizkini bekler. Bekler ama bosuna! Ne gelen vardir,ne de giden.
Her halde yarin isler yoluna girecek diye düsünüp aç mide ile o geceligine
de uykuya dalar.Sabah olunca açliktan gözleri dogan günesi bile zor
görecek hale gelir.Havanin iyice karardigi ana kadar sabirsizlikla
kapiyi kollamasina ragmen yine rizki ayagina gelmez.Ama artik yerinden
kimildamaya elini kolunu kipirdatmaya takat bulamadigini görerek yavas
yavas hayatindan endise duymaya baslar.
Ama herseye ragmen gücünün yettigi kadar ibadetine devam ederek topal
tilkiye avinin artiklarini birakan pençesi güçlü ve koca yeleli arslanin
kapida belirecegi ve ona da rizkini getirecegi ani gözleme kararindan
caymaz. Ümitlerini canli tutmak için kendini söyle teselli etmeye
koyulur;"kulun basi iyice SIKISMADIKCA Allah'in yardimi gelmez.Iyice
aciktigima göre benim rizkim da yakinda muhakkak su issiz magaranin
karanliginda beni bulacaktir."
Fakat durumu teselli ile geçistirilecek gibi degildir.Günlerden beri açlik
sancisi çeke çeke vücudu erimis, süzülen gözleri iyice ufalarak
derinlesen yuvalarina gömülür.Kararan gökyüzü ile birlikte seccadesinin
üzerine yigilir.Ama simdi daldigi sessizlik uyku degildir,artik. Kalender
dervis,günlerin biriktirdigi halsizligin getirdigi ölüme yakin uyusukluga
kendini koyuvermistir!..
Bu halde iken kulaklarina söyle bir ses gelir;"behey miskin kul!.. Niçin
yatip kötürüm tilki olmak istiyorsun? Dolas da yirtici arslan
kesilsene!... Elin,kolun tuttuguna göre çalisip kazansan da artiklarinla
güçsüz bir kaç yatalak geçinse daha iyi olmaz mi? Sen
Allah'a(c.c.)güvenmeyi tembel tembel oturup kapidan girecek rizki beklemek
mi sandin,yaziklar olsun sana!.."
Duydugu bu tesirli sözler,kalender dervisin,açliktan süzülen iliklerine
kadar isledi.Uzandigi yerde söyle bir sarsildi.Gücünün son damlasini
harekete getirerek silkinip iki ayagi üzerine dogruldu.Kararli adimlarla
ilerleyerek magaranin kapisindan çikti. Içinden cosup gelen bir kuvvet onu
karanliga sürüklüyordu.Gönlü bir seyler yapmak ve bir seyler ele geçirmek
azmi ile dolup tasiyor,adeta kabina sigamiyordu.Içinden gelen ve ileriye
dürten kuvvete ayak uydurarak yokustan asagi su akar gibi yürüyordu.
Nereye gidecekti?isin orasini o da kesinlikle bilmiyordu,ama neresi olursa
olsun kafa ve el emegini birlestirerek Allah'in(c.c.)yarattigi nimetlerden
rizkini kendi eli ile kazanmaya gidiyordu!.. Böyle düsündükten sonra
gidecegi yerin ne önemi vardi.Nasil olsa yeryüzünün her yani Ulu Allh'in
(c.c.)degilmiy di?Karni aç olmasina açti.Ama artik o bir iki saat önceki
gözlerini nerede ise sineklerin yuva yapacagi uyusuk miskin ve yüreksiz
dervis degildi.Karanliga dalip kaybolurken yüzü gülüyordu.
Simdi gelelim kissadan hisseye.Islam dünyasi yüz yillardan beri akil almaz
bir tembelligin ve verimsiz didismelerin içine gömülüp, canliligini
kaybettigi için bugün batinin hiristiyan dünyasina el açmis,gündelik
ekmegini dilenmektedir. Yirtici arslanlar gibi ekmegini tastan çikaran
yürekli müslüman toplulugunu dünya ne zaman görebilecek acaba? Yasli ve
özlem dolu gözlerle bekliyoruz!...