Karıncalar Hakkında

Son güncelleme: 26.04.2009 10:54
  • karınca yumurtası - karıncalar nasıl yumurtlar - karıncaların üremesi

    Dişi karınca çiftleşmeden sonra uygun bir yuva arar ve bulduğunda buraya girerek ilk iş olarak kanatlarını koparır. Daha sonra girişi kapatarak haftalarca, bazen aylarca yiyeceksiz ve yalnız başına kalıp, ilk yumurtalarını bırakır. (Bu süre zarfında kanatlarını yiyerek yaşar.) İlk yumurtalardan çıkan larvaları kendi salyasıyla besler. Bu uzun süreli ve zorlu uğraş da tam bir fedakarlık örneğidir. Ama karşılığında kraliçe yaşamının geri kalan kısmında, kolonisi tarafından beslenecektir.

    Sınırlı yiyecekten dolayı ilk sürü küçüktür. Bunlar koloninin ilk işçileri olurlar ve sonra gelen sürülere aynı fedakarlık örneklerini sürdürerek bakarlar. Onların olağanüstü ihtimamlı bakımlarıyla yetişen yeni nesil karıncalar da daha iyi beslendikleri için daha büyük olurlar.

    Sperm Bankasının İlk Kurucuları

    Biraz önce de bahsedildiği gibi erkek karıncaların ömürleri fazla uzun değildir. Çiftleşme uçuşundan birkaç saat sonra veya bir iki gün içerisinde ölürler. Ancak ne ilginçtir ki, ölümü göze alarak çiftleşme uçuşuna çıkan her erkek, kendi öldükten yıllar sonra doğacak olan yavruları için sperm bırakmıştır. Peki bu spermler nasıl canlı olarak saklanmakta ve uzun yıllar boyunca, yumurtaları dölleyerek yeni karıncalar meydana getirmektedirler? Karıncalar üstün bir teknoloji geliştirerek bir sperm bankası kurmuş olabilirler mi?

    Evet, her kraliçe karınca kendi vücudu içerisinde bir sperm bankasına sahiptir. Kraliçe, erkeğin spermlerini kendisine enjekte etmesinden sonra bunu vücudunun orta bölmesinin kenarındaki bir çantacıkta saklar. "Spermatheca" denen bu organda spermler hareketsiz hale gelir ve yıllarca bu bekleme durumunda kalabilirler. Sonunda kraliçe, spermin üreme bölgesine geçişine izin verdiğinde, spermler birer birer ya da gruplar halinde tekrar hareketlenirler ve kraliçenin yumurtalıklarından aşağıya doğru gitmekte olan yumurtayı döllemeye hazır hale gelirler.

    Bu durum, insanlar tarafından henüz son çeyrek asırda düşünülüp, yüksek teknoloji sayesinde uygulamaya konulabilmiş olan sperm bankasının insanlardan çok daha önce karıncalar tarafından kullanıldığı anlamına gelir.

    Karınca kolonilerinin tüm faaliyetleri, kraliçeyi ve kraliçenin yumurtalarını merkez alır. Karıncalar, kolonilerinin çoğalmasını sağlayan kraliçelerini el üstünde tutarlar. Onların her türlü ihtiyacı işçi karıncalar tarafından sağlanır. Hayatları boyunca yaptıkları en önemli iş kraliçelere hizmet etmek, onların ve yavrularının yaşamasını sağlamaktır.

    Karınca yumurtaları, koloninin en değerli hazinesidir. Karıncaların, larvalarına yönelik bir tehlike hissettiklerinde yaptıkları ilk şey, yavruları alıp güvenli bir yere taşımalarıdır. Ayrıca yavru karıncalar dışarıdaki kuru havaya maruz kaldıklarında bir iki saat içerisinde öldükleri için, işçi karıncalar larvaların bulunduğu bölümlerde havayı nemli tutmaya çalışırlar. Bunun için geliştirdikleri çok çeşitli yöntemler vardır. Öncelikle yuvalarını, havanın ve toprağın nemini uygun oranlarda tutacak şekilde inşa ederler. Buna ek olarak, yavruların bakıcısı olma görevini üstlenen karıncalar, olgunlaşmamış karıncaları yapının içerisinde durmadan bir aşağı bir yukarı taşırlar. Onlar için en uygun ortamı bulmaya çalışırlar. Üstelik yaşlarına göre yavru karıncaların ihtiyaçları da farklıdır. Örneğin, yumurta ve larvalar nemli bir ortama ihtiyaç duyarlarken, pupa dönemindeki karıncaların kesinlikle kuru bir ortamda bulunmaları gerekir. İşçiler bu zorlu görevleri yerine getirebilmek için 24 saat boyunca hiç durmadan ve dinlenmeden çalışırlar.

    Görüldüğü gibi kolonideki işçi karıncalar, kendilerini, yumurtlamak yerine sürekli yumurtlayan kraliçelerinin yumurtalarını yetiştirmeye adamışlardır. Bu uğurda pek çok tehlikeyi de göze almaktadırlar. Zira yumurtalar ve larvalar için gerekli olan nemli ortam bakteri ve mantarların yetişmesi için de çok elverişlidir. Dolayısıyla bu ortamda bulunan işçi karıncaların hastalanarak ölme ihtimali çok fazladır.

    Peki işçiler, bu son derece sağlıksız ortamda nasıl korunmaktadırlar? Yetişkin karıncaların boğazlarındaki metapleural salgı bezlerinde üretilip etrafa püskürtülen maddeler, bakteri ve mantarları yok eden ve gelişmelerini engelleyen bir etki yaratarak onları korumaktadır.
#26.04.2009 10:54 0 0 0