Ne lüks arabalar ne sporlar...
Sadece bisiklete binmek istiyorum seninle, neşeli çığlıklarını duyarak ha düştük ha düşeceğiz diye...
Ünlü bir şarkıcı olup, herkesin beni dinlemesini değil,taşlı bir kıyıda, ateşin önünde, fısıldamak istiyorum şarkımı sana makamlı makamsız..
Lüks lokantalar, vitrinde yemek gibi geliyor bana.İnan arabesk değil, yarim ekmek kaşar üstü kola paylaşmak
istiyorum seninle...
Tüm kitapları okuyup, yazarlarıyla tartışmak değil, Gece yatağımızda sarmaş dolaş, okuyup tartışmak bir kitabı. Senin fikirlerinle benimkilerle yoğurmak, benimkilerle seninkileri...
Bir sır vereyim sana, insanlar bilmiyorlar ama; ruh sevişir bedenden önce.
Geceler bizim.Ne su yatağı, ne mobilya, yatak odasında aşk ...
Yer yatağı sıcak gelir hep bana, ve çiçek, aldırma odayı oksijensiz bırakır çiçek diyenlere.
Onlarca yastık istiyorum aşk, yatak odamıza rengarenk, aldırma zevksiz olur diyenlere, Zevkli, içten duygu anlatımıysa, herhangi bir konuda; zevksiz bir şey yapamayız...
O kadar yoğunki duygularım sana....
Ne lüks villalar istiyorum onlarca odalı, ne dev malikane, ne yalı Duvarı olsun yeter metrekaresi önemli değil...
Bak bir sır daha sana, Eşlerin mutluluklarını, huzursuzluklarını, karakterlerini,geçmişlerini bir evin duvarı anlatır.
Bomboşsa duvarlar, ruh yoktur ikisinde de... Sadece yetmiş seksen yıl yasayacaklardır zaten.
Bizim, fotoğraflarımız olacak en sevgili anlarımızda çekilmiş,mutlaka gülerken.
Senin bana, benim sana hediyelerimiz olacak asılan, çirkinde olsa kendi elimiz değmiş resimler, Belki alçı kalpler, belki bir senin bir benim boyalı ellerimizle kaplayacağız duvarımızı rengarenk..
En güzel aşk şiirleri sana olacak
Duvarlarımız yalan söylemeyecek, buram buram yaşam sevgisi kokacak...
İnsanlar mutsuzlar sevgili, her şeye açlar ve doyumsuzlar...
Bense, bir tek seni istiyorum, bir tek seni aşk ...
Çünkü, sen benim her şeyimsin aşk, aşkım papatyam....
Sana bir çicek çizdim;
asla solmasin diye...
Senden bakmasin; hiç kimse görmesin,
koklamasin diye...
Gözyaslarimla sulayip büyüttüm,
ölmesin,her zaman hatýrlansýn diye...
Sana bir çicek gönderiyorum,
artik büyütemiyorum;
ölmesin diye,
ben unutuyorum,
sen,asla unutma
artik sen büyüt diye...
Kalemimin
her göz süzüşü
her kalça sallayışı;
Ek ve tadiller dahil
tarifeler mucibi
belli oranda
harca tabidir.
Yazmak istemeden
Yazdığım her şey
Ki onlar;
Yazmak isteyip de
Yazamadıklarımdan
Defaten
mahsup edilir.
Hani, basitçe
Eksi artıyı götürür
Dersiniz ya siz...
Yanlış değil
Özenle yerleştirilmiş
Nokta ile virgül bile
Hep borçlu kaldığım
Bu hesaba ilavedir.
Şairim ya,Ne gam......
Bu borç ki,
Kelimelerin tükenip
Sus ların çıbana döndüğü yerde
Bir basit sivilcedir.
Zaten,alacaklı olup
Peşine düşmektense
Borcum olsun. Tercihimdir
Nasılsa bir gün gelir
Bir şekilde ödenir.
Hem.. nasıl derler?
Borç yiğidin kamçısı
Değil midir?
Adın; hâlâ İstanbul'sa,
Beni de al
zamanı ninnilendiren
şefkatli kollarına.
Tonlarca
demir filizi,
milyonlarca
sıva yüzü görmemiş tuğla;
gölge düşürüyor olsa da
tarihi dokuna,
sen sokul usulca
nazlı bir gelin gibi süzüldüğün
düşümdeki tabloya.
Gençliğimin;
artık yok olmuş
mor salkımlı bahçelerini
saklarken koynunda,
boynu bükük, küskün durma.
Bunca çığırtkan,
bunca gürültü arasında
çağları devirmiş olgunluğunla
susabiliyorsun ya,
İşte bu sessizliğin;
zulmediyor usuma.
Adın hâlâ İstanbul'sa;
ara sıra,
Ses vermeyi unutma
Aşiyan yollarında.
Farkında değil misin?
sulara düşen gölgen
sanki;
altın oymalı, yakut kakmalı
muhteşem bir kadırga.
Yaşanmış ve yaşanacak
tüm zamanlar ise;
sana, sadece forsa
Sen;
gelmiş geçmiş
bütün akşamlarda
nasılsan;
şimdi de gözlerinde
aynı şimşek çakıyor
ve esiyor tepelerinde
aynı fırtına.
Sarayın
uyurken hıyabanda,
göğsündeki sabır taşı
altın kafesinden fırlamada.
Git gide biterdi eskiden
Arnavut kaldırımların değil mi?
Oysa artık;
uzadıkça uzuyorsun asfaltlarda.
Kısacası;
göz kamaştıran bir ihtişamla
büyüyorsun gözbebeğim.
Dönüşüm eylemin
kıvranıyor sancılarda.
Bilirsin işte;
sararırken acı çeker başaklar.
Tam da bu yaşadığın;
öyle bir fasıla.
Hiç boşuna değil iç geçirişi alemin.
sadece sen bil / sır olsun aramızda
ki; her bir şeyin nazarda.
Bu günden, yarına;
seni yerleştirdim dualarıma.
İsmin; hep İstanbul kalsın.
Ve hep selam dursun
Constantin İstanbula.
Mine ÖzdemirTa$