Çarşı Gurubunun Kuruluşu - Tarihçesi

Son güncelleme: 24.05.2009 13:15

  • Çarşı Gurubunun Kuruluşu - Tarihçesi - Çarşı - Çarşı Nedir




    Beşiktaş Çarşı Grubu, Beşiktaş Kulübünün taraftarlarından oluşan belli bir grubun ismidir. 1982 yılında kurulan Çarşı grubu, futbol maçlarını ağırlıklı olarak Kapalı tribünde izler. En bilinen sloganları "Çarşı Atatürk harici her şeye karşı"dır.

    Bu grup diğer taraftarlardan ya da taraftar gruplarından ilginç bir bileşen olmasıyla ayrılmakta, maçlarda takındığı tavırlar, açtığı pankartlar, dile getirdiği tezahüratlarla farklı bir taraftar profili çizmektedir. 1980'lerin ortalarından itibaren belirginlik kazanan, 1990'lardan sonra iyice bilinir hale gelen grup, aslında homojen bir yapıdan oluşmamakta ya da belli başlı üyelerden ibaret sayılmamaktadır. Farklı sosyal tabakalardan, kültürel çevrelerden ve etnik kimliklerden, farklı ve hatta çatışan politik ve ideolojik alanlardan insanlar Çarşı Grubu adı altında toplanmaktadır. Bununla birlikte genel olarak muhalif bir görünüm ve söylem Çarşı Grubunun özelliği olarak işaret edilebilir.

    Beşiktaş Kulübüyle doğrudan ilişkili grup üyeleri olabildiği gibi, özerk ve bağımsız taraftar olarak kendini ifade eden üyeler de söz konusudur. Ağırlıklı olarak üniversite öğrencilerinin de içinde yer aldığı bir grup olarak bilinmektedir. Bunun sonucu olarak grubun öne çıkan özelliği hazır cevap ve mizahi yönü gelişmiş bir topluluk olmasıdır.

    Grubun içindeki insanlar sürekli bir değişkenlik arz etmekle birlikte, belirli bir anlamda Çarşı Grubunun kendine özgü söylemi ve özgün tarzı sürekli geliştirilmekte, belirli bir doğrultuda sürdürülmektedir.

    Bununla birlikte Çarşı Grubu denilence akla gelen daha çok tribünlerde görmeye alışık olunmadık tarzda muhalif bir söylem kullanması, sol politik söyleme ait kavramları ve sembolleri benimsemesi, güncel politik konulara ilişkin çoğu zaman beklenmedik tavır takınması olmaktadır. Grup, 1995-1997 yıllarında "Forza Beşiktaş" adında hiç bir yayın grubuna bağlı olmadan bir fanzin tarzında haftalık dergi çıkarmıştır. Bu dergi sadece bir spor kulübünün taraftarlari tarafından hazırlanıp, yayınlanan ilk süreli yayın olmuştur.

    noimage
    Çarşı grubunun dikkat çeken bir diğer tavrı Nükleer enerji santrallerine karşı duruşudur. 2005/2006 sezonunda bazı maçlardan önce açtıkları "Çarşı Nükleer Santrallere Karşı" yazılı pankartlarla dikkat çekmiş ve 2006/2007 sezonunda İnönü Stadyumu'nda oynanan Galatasaray derbisinde ise Greenpeace örgütü ile birlikte "Nükleersiz Türkiye" yazılı bir pankartla gösteri yapmışlardır.

    2007 yılında kuruluşunun 25. yılını kutlayan Çarşı, bu sebeple düzenleyeceği etkinliklere Kızılay'a topluca kan bağışında bulunarak başlamıştır. 21 Nisan 2007 günü oynanan lig maçı öncesi Beşiktaş'ta kurulan çadırlarda 250'den fazla kişi kan vermiştir. 25. yılın anısına düzenlenen bir başka sosyal etkinlik ise "Hediyeni kap, Minitürk'e gel" sloganı ile 25 Nisan 2007'de kimsesiz çocuklara oyuncak ve kırtasiye dağıtılan organizasyon olmuştur.Örneğin Çarşı yazarken A'yı anarşizmin sembolü olan yuvarlak içindeki a şeklinde yazmaları, genelde milliyetçi ve ülkücülerin egemen olduğu kabul edilen tribünlerde başlı başına bir ilginçlik olarak görünmektedir. Belirgin bir özellik olarak anti-faşist bir söylem görülmektedir grubun belli çıkışlarında. Ayrıca grup içinde kendilerini demokrat, sosyal demokrat, sosyalist, ekolojist vb. şeklinde de ifade edenlerin varlığı da söz konusudur.

    İlginç yapısı nedeniyle dikkat çeken Çarşı Grubu bu nedenle medyada pek çok kere özel programlar ve haberlerle yer almıştır. Mehmet Ali Birand'ın sunduğu haber programı 32. Gün Çarşı için özel bir program yapmıştır. Ayrıca, pek çok dergi ve gazetedeki yazı dizisine konu olan Çarşı Grubu, popülerliği ve söylemleri ile TV dizilerinde de yer bulmuştur.

    Fatih Terim'in Mehmet Ağar ile birlikte gazetelerde resimleri yayımlanıp imparator diye tanımladığı sırada Çarşı Grubu "imparatorluk değil tam demokrasi" diye pankart açarak tavır sergilemiştir. Ayrıca "Çarşı Alayına karşı" sloganı da söz konusu grubun hem öteki takımlara hem de politik kimliklere karşı duruşunu ifade etmektedir. Bülent Ecevit'in ölümü üzerine resmi sitelerine koydukları "Kara Kartal seni unutmayacak Karaoğlan" sloganıyla ilgi çekmiştir.

    Dikkat çekici eylemleri arasında Barcelona CF'nin Kamerunlu siyahi oyuncusu Samuel Eto'ya La Liga'da hemen her maçta yapılan ırkçı tezahüratlar nedeniyle "çArşı ırkçılığa karşı -hepimiz Eto'yuz" pankartları ile destek vermeleri gelmektedir.

    KURUCULARIMIZ

    Sarı-Cem Cüneyt Baba
    Optik-Ercü
    Çene-Selim(İnci)
    Sarı-Kabataş Hakan
    Morgöz Selçuk-Tekdiş Yavuz
    Yumurta Yılmaz-Deve Erol
    Cüce Ayhan-Çingene Erol
    Siirtli Veysel-Tatar Şenol
    Çarşnın Yiğidi-Soner Deli Hazım
    Hacı baba-Sarı Şenol
    Kepçe Mestan-Koko Cavit
    Tarkan-Arap Mer

    Şu anda unuttuğumuz arkadaşlar olabilir, onlara saygısızlık olmasın diye burada nokta koymaktayız. Ve daha sonra bu yükü hafifleten kartallar

    Ankaralı Ayhan-Marlo Erdal
    Alpay-Parlak Serkan
    Faal Ali-Ceviz Ali
    Pembe Hasan-Jaws Cengiz
    Hürriyet-Denyo Yılmaz
    Şevşek Ali
    Amigo : Alen Markaryan

    Ve unuttuumuz değerli kartallar.Ve devamı olan kartallar.

    TARİHİMİZ

    1982 den sonra 1983-1984 seneleri, yani Beşiktaş'ın 15 yıl sonra ulaştığı şampiyonluk sonrası diğer bütün takımların tribünlerinde olduğu gibi şampiyonluğun verdiği bir haz sonrası Beşiktaş trübününde de bir boşluk oluşmuştu. Bekir ağabeyler, Birol'lar, o zamanki tribün liderleri bırakmışlardı.

    Bu arada parayla beslenen fener trübünü gene büyümeye başlamıştı. Tabi parayla beslenen dediğimiz zaman tribünün her türlü ihtiyaçları yönetim tarafından karşılanıyordu. Bu arada 1984 de Beşiktaş kulübünün başkanlığına da istipdat devri diyeceğimiz 16 yıl sürecek Beşiktaş tribünlerine üvey evlat gibi bakacak Süleyman Seba devride başlamıştı. O yıllarda da Beşiktaş ilçesinde Çarşı grubunu kuracak olan gençler toplanmaya başlamışlardı. Mekan ise Cem ve Cüneyt kardeşlerin hamamın soğagında bulunan mobilyacı dükkanları ve bir arka sokaktaki atari salonu idi. Çünkü Çarşı grubunu oluşturacak kişiler 18 yaşını doldurmamışlardı. Şimdilerde ise yaşları 30 ila 40 arasında değişmekte, çoğunluğu evlenip çoluk çocuğa karışmışlardır. Ama içlerindeki Beşiktaş sevgisinde bir dirhem azalma olmamış aksine bu sevgi çoğalarak dahada yücelmiştir.

    Bu kişileri Beşiktaş'ın her maçında İstanbul'da olsun deplasmanda olsun görmek mümkündür çünkü onlar her zaman Beşiktaş'ın askerleridirler.O günlerde kimileri Pptik, morgöz Selçuk, gibi kişiler liseye devam etmekte diğer Ercü olsun Cem, Cüneyt, Camgöz Cihangir, Necati, İnci baba, Selim, gibileri de çeşitli işlerde çalışmaktaydı. Tabi daha sonraları Beşiktaş her şeyden önce yer alacak ve bu kişiler işlerini ve okullarını Beşiktaş uğruna gerektiği zaman ailelerini geri planda bırakacaklardır. "Siyah beyaz en büyük Beşiktaş gerisi traş" parolası ile gençliklerinin en güzel yıllarını Beşiktaş uğruna feda etmişler ve bundanda hiçbir zaman pişmanlık duymamışlar, her zaman için Beşiktaş'lı olmaktan gurur duymuşlar, "öğünmekte çok haklıyız sapına kadar Beşiktaş'lıyız, iyi gününde kötü günündede hep senin yanındayız" demişlerdir. Çarşı grubunun ismi nerden geliyor denirse; evleri Beşiktaş'ın çeşitli mahallerinde olmasına karşın hepsi Beşiktaş'ın Çarşı içinde buluşup toplandıklarından, hayatlarını Çarşı içinde geçirdiklerinden, kendiliğinden Beşiktaş Çarşı grubu demişlerdir.
#24.05.2009 09:28 0 0 0
  • Yaklasik 20 sene once derbi maclarda stadin ikiye bolundugu, kapismanin bol oldugu zamanlarda kendi semtlerindeki kapali tribunu kaptirmak istemeyen bir grup harbi Besiktasli gencin orgutlenip kurdugu topluluktur. bu topluluk daha sonra buyuyup carsi adini almis ve pek cok kapismadan galip cikarak derbi maclarda kapaliya tek basina hakim olmuslardir. kapitalistlerin istahini kabartan gunumuz futbolunda fener seyircisinin hazmettigi gibi kale arkasina atilmayi hazmedememis ve ugruna zamaninda kafa goz yardiklari kapali tribunu tekrar geri almislardir. zira kapali onemlidir cunku kale arkasinda 20000 tane eleman bagirsa kapalidan 5000 kisinin cikardigi ses her zaman macta daha etkili olur. gs'nin bir kac sene once italyada'ki ultras tribununden yuruttukleri adla kapalida yuvalanan taraftarciklari saymazsak, dunyada olusumu kapali tribunde olan ve bu yuzden de korkutucu olan belki de tek gruptur.

    "çarşi kapalının ortasında sıralanan bir gurup değildir. çarşi bir ruhtur. çarşi, new yorkda metro trenine yazılmış siyah beyaz bir grafitidir, prag'da duvara yazılmış bir yazıdır, erzincan'da bir dağın yamacına yazılmış sevgidir, adana'da bir rengi bozuk derneğinin duvarlarına boyanmış siyah'la beyazdır, galatasaray lisesi duvarına yazılmış "çarşi ulan" işaretidir. bir tiyatro sahnesinde hiç bir dekora uymadan sırtında taşınan kutsal beşiktaş formasındadır çarşi. zonguldak'ta maden göçüğünden çıkarıldığında ilk nefesle sorulan "maç kaç kaç?" sorusundadır
    çarşi. hakeme kızdığında "satanist hakem" diye bağırıp gündemi takip edenlerdir. atatürke dil uzatan dönemin milletvekili hasan mezarcı'ya "hasan mezarcı'ya kafam girsin" diyen tezahüratıyla cumhuriyet'in kemalist çizgisindeki duruşunun ödünsüz sesidir. ezik civcivler'in yalakalıklarına "tek adam, atam" yada "bir pankartta
    verhaugene aç avrupa şampiyonu ol fener" diyen zekadır. beşiktaş aşkını
    pankartlarda "başka boyutların tanrısı" diye ifade eden kalpdir. ceza'sı gereği boş kalmış tribünlere "ruhumuz yeter" yazan yüreklerdir. kaşınanı tesislerinde ziyaret eden yada ellerine verdikleri "cobarde gallina ortega (korkak tavuk ortega)" pankartıyla maymun edenlerdir. "erkek adam renkli takım tutmaz" deyip alemi dut yemiş bülbüle çevirenlerdir. "işıklar söndüğü zaman tüm fenerliler güzeldir" pankartıyla herkesi güldürenlerdir. "bizim taraftarımız daha fazla" diye böbürlenenlere "en fazla sinek'de bokun üzerinde olur" cevabını yapıştıranlardır. futbolcusuna kızdığında "aşkımız renklere sizlere değil" diyen renk aşkıdır. 2 km bayrak yapıp dünya rekoru kıran sevgidir, o bayrağın en arkasında hiç bırakmadan duran 72 yaşındaki teyzedir. dünkü bükreş maçında televizyonların gösterdiği, o soğukta, ayakta boynunda siyah beyaz kaşkoluyla titreyerek karakartallarini seyreden nine'dir. tribünde bir doktordur, işçidir, iş adamıdır, okuma yazma bilmeyen bir sokak çocuğudur, profesördür. omuz omuza zıplayıp "beşiktaşım benim biricik sevgilim" diye gözünde yaş gırtlağını yırtan solcusudur, sağcısıdır, ateistidir, hacısıdır, müslümanıdır, ermenisidir, yahudisidir, hıristiyanıdır. irak işgalinden önce savaşa karşı duran yurtseverlerin yanındaki ruhtur. mitinglerde "beşiktaşliyiz, savaşa karşiyiz" tezahüratlarında, tribün'de "savaşa hayir", "amerikan şahinlerine karşı karakartallar" pankartlarıyla tepkisini koyandır. bir f16 burnuna yapılmış kartaldır. çarşinın "a" sını anarşinin "a"sıyla yazan güce tapmayan isyankarlıktır. "siyah beyaz ölüm yaşam" diyen felsefedir. holiganlığı
    kahpelik, delikanlılığıda hayat felsefesi olarak benimseyenlerdir. sevinmek için sevmeyendir, inadına inançla bağlı olandır. nazım hikmet'in "aslolan hayattir" ına tribünlerin hacı babasıyla "hayatta beşiktaş" diye ölümsüzleştirenlerdir. "çarşi, Mustafa Kemal hariç herkese, hatta kendine de karşi" diyen aykırılıktır. tribüne boydan boya "ölüm ne zaman ve nereden gelirse gelsin; mezarıma siyah beyaz güller atılacaksa, mezar taşıma beşiktaş yazılacaksa, böyle ölüm hoş gelsin sefa gelsin..." yazan ölümsüz sevgidir. çarşi ruhu beşiktaşinin uslanmaz asi ruhudur, Beşiktaşini taparcasına seven çılgın aşığıdır.
#24.05.2009 13:15 0 0 0