Ağaçkakanın Müdafaası

Son güncelleme: 22.11.2009 12:43
  • İnsanda görülen davranış şekillerinin çoğu şuurlu olup, hayatın devamı esnasında çalışma ve talimle geliştirilen faaliyetlerdi r. Bununla beraber bazı davranışlar doğuştan olup sevk—i ilâhi dediğimiz türden hareketlerdir. Meselâ çocuğun gıda almak için annenin memesini emmesi gibi. Bu tip davranışlar yavru büyüyüp iradesini kazandıkça azalır, bazıları yolda yürümek gibi refleks halini alırken büyük bir çoğunluğu, ancak şuurlu yapılan davranışlar olarak devam eder. Meselâ insanın korunmak için ev yapması, üşümemek için elbise dikmesi veya yemeğini pişirmek için bir takım faaliyetlerde bulunması hep şuurla yapılan hareketlerdir.

    Akıl ve şuurdan mahrum olan hayvanlarda ise hayatın korunması ve neslin devamı gibi gayelere matuf bütün faaliyetler; ancak Yaratıcı tarafından DNA programlarına işlenmiş sonsuz bir ilim ve kudretin tezahürü olan sevk—i ilâhi dediğimiz davranışlar halinde ortaya çıkar.

    Daha doğmadan önce bahşedilmiş bu program sayesinde arı bal yapar, yılanbalıkları yolunu şaşırmadan göç eder, her kuşda kendine has en münasip yuvayı yapar. Bu hususta yeni keşfedilmiş bir hadiseyi hayvanların bu tür davranışlarına enteresan bir misâl olarak sunuyoruz.

    Kuzey Amerika'nın çam ormanlarında yaşayan kırmızı benekli ağaçkakanın yılan tecavüzünden kurtulmak için kullandığı veya yapma ve savunma tekniği insanı hayrette bırakır.

    Bütün ağaçkakanlar,yuva yapmak için ölmüş ve kuru ağaçları tercih ederken; bu ağaçkakan bilhassa canlı ağaçlan ve bunların içinden de 60 yaşından daha yaşlı olanlarını seçer. Zira, yuvasını ağacın gövdesine kolaylıkla oyabilmesi için, gövdenin derinliklerine kadar ilerlemiş mantar enfeksiyonlu kısımların bulunması gerekmektedir.
    Yaşlı ağaçlar içinde mantar enfeksiyonlu olanını eliyle koymuş gibi bulan ağaçkakan, çamın gövdesini mantarlı kısımdan merkeze kadar kolayca oyarak içine yuvasını yapar.
    Fakat burada enteresan olan husus, niçin canlı ağaçların seçildiğidir. Halbuki ormanda mantar enfeksiyonlu ölü ağaçlar da bulunmaktadır. İşte burada yılana karşı savunmada ağaçkakanın kullandığı silahın mahiyeti ön plana gelmektedir. Bu silah ise hepimizin bildiği reçinedir. Ölü ağaçların reçinesi kurumuş olacağından ağaçkakan canlı fakat mantarlı ağaca yuvasını oyduktan sonra yuvanın girişi etrafındaki gövde kabuklarını soyarak atar ve gagasıyla gövdedeki reçine kanallarına kadar uzanan delikler açar. Deliklerden çıkan reçine yuva ağzının çevresinde kalın ve yapışkan bir tabakadan ibaret olan koruyucu seti oluşturur.

    Ağaçkakanın yavrularını ve yumurtalarını yemek üzere ağaca tırmanan kırmızı yılan yuvaya doğru hızla ilerlerken aniden engeli ile karşılaşınca kendini toparlıyamadan 12 metre yükseklikten aşağı düşer. Ağaçkakan ise bu esnada yuvasında yavrularıyla beraber huzur içinde oturmakta ve yukarıdan yılanın hazin akibetini seyretmektedir. Belki de kendisini doğuştan bu kabiliyetle mücehhez kılana hal diliyle teşekkür etmektedir.

    Bu ağaçkakan için en büyük risk uygun yuva kurabileceği mantar enfeksiyonlu ağaçların zamanla ölmesi veya ticari gaye ile kesilmesidir. Bu sebeple, ormana zarar vermeden yaşayan kırmızı benekli ağaçkakanların koruma altına alınması düşünülmektedir.

    Prof.Dr. Arif SARSILMAZ
#22.11.2009 12:43 0 0 0