Allahü Teâlânın Dinine Hizmet

Son güncelleme: 10.12.2009 07:37
  • dine hizmetin önemi - dine hizmet etmenin sevabı

    İslamiyet'e hizmet etmek, bir kişinin daha Müslüman olması için gayret etmek, çok kıymetlidir. Dine hizmet ederken, menfaat olmazsa başarı olur. Menfaat ön plana çıkmaya başlarsa, muvaffakiyet azalır. Din büyükleri, yazdıkları kitaplardan bir kuruş para almazlardı. Hizmette kalbdeki niyet önemlidir. Allah için hizmet edilirse muvaffak olunur, para için yapılırsa muvaffak olunamaz. Kalbde mutlaka bir niyet vardır. Bu da; Allah rızası veya dünya menfaatidir. Hangisi ön planda ise, ona bakılır. Eğer Allah rızası ön planda ise, aldığı para hizmete mani olmaz, ahireti için sevap kazanır, dünyadaki aldığının da bereketi olur. Dine hizmeti, para için yaparsa hiç sevap kazanamaz, aldığı paranın da hayrını görmez. Kalbdeki niyetin hangisi ön planda olduğuna bakılır. İki çeşit insan vardır; biri ecir için, diğeri ücret için çalışır. Ecir için çalışan, aldığından hayır görür, ecrini de alır. Ücret için çalışan, sevap kazanamaz aldığının da hayrını göremez.

    Dine hizmet etmek, sıkıntısız olmaz, en zor iştir, sabır ve fedakârlık ister. Ekmek bile, insana faydalı olmak için dişlerin arasında ezilmeye sabrediyor. Salih aleyhisselam kavminin hükümdarı idi ve herkes kendisini çok seviyordu. Bir gün Cebrail aleyhisselam gelerek, kendisinin Peygamber olduğunu, Allahü teâlânın, emir ve yasaklarını Semud kavmine bildirmesini söyledi. Salih aleyhisselam, Semud kavmine Allahü teâlânın emir ve yasaklarını bildirince, kabul etmediler. Çok sevdikleri ve bütün emirlerini yaptıkları halde, Allahü teâlânın emirlerini bildirince, pek azı iman etti. İman etmeyenler, bir gün Salih aleyhisselama;

    - Şu kayanın içinden kızıl tüylü bir deve çıkarırsan sana iman ederiz dediler. Salih aleyhisselam;

    - Ben de sizin gibi bin insanım bunu yapamam buyurunca, hemen Cebrail aleyhisselam geldi;

    - Sen dua et Allahü teâlâ senin duanı kabul edecek ve kayanın içinden deve çıkaracak buyurdu. Salih aleyhisselam da dua edince, kaya büyük bir gürültüyle yarıldı ve içinden bir deve çıktı. Bu hadise, iman edenlerin imanını kuvvetlendirdi, tereddüt edenlerin de iman etmesine sebep oldu. İnkâr edenler, inanmadıkları gibi taşkınlıkta daha da aşırı gittiler ve deveyi öldürmek istediler. Salih aleyhisselam onlara;

    - Sakın bu deveyi öldürmeyin, başınıza çok büyük felaket gelir buyurdu.

    Salih aleyhisselamın kavminin su için kullandığı bir kuyu vardı. Salih aleyhisselam kavmine;

    - Bu kuyunun suyunu, bir gün siz bir gün de deve içecek buyurur. Fakat kavmi, suyu her gün istedikleri için deveyi öldürmeye karar verdiler ve öldürdüler. Deve öldürülünce Allahü teâlânın gazabının çok çabuk geleceğini Salih aleyhisselam kavmine bildirdi. Kavmi inanmadı. Salih aleyhisselamın kavmi hem zengin hem de çok sağlam, güçlü binalar yaptıkları için;

    - Bize bir şey olmaz dediler. Salih aleyhisselam, iman etmiş olanları toparlayarak;

    - Burası artık lanetlendi, çok acil olarak burayı terk ediyoruz, şu karşıki tepeye çıkalım, bulunduğumuz yerde neler olacak oradan seyredelim buyurdu.

    Kendine inananlarla tepeye çıktılar, bu sırada Semud kavminin bulunduğu şehirde çok büyük bir deprem başladı ve yedi gün sürdü, hiçbir şey kalmadı...

    Peygamber efendimiz Tebük Harbine giderlerken bu vadiden geçiyorlardı. Eshab-ı kirama buyurdular ki:
    (Burası lanetlenmiş bir yerdir, çok hızlı geçin duraklamayın, burada durulmaz, gözünüzden yaş akıtın, bizim başımıza böyle bir şey gelmemesi için dua edin!)

    Mekkeli müşrikler, Peygamber efendimize;

    - Beddua et de, Ad kavmi, Semud kavmi gibi bize de bela gelsin, Peygamber olduğunu görelim derlerdi. Peygamber efendimiz de;

    - Ben aranızdayım, ben aranızdayken bela gelmez buyururlardı.

    Netice olarak dinin yayılması için gayret etmeli, hiçbir şey yapılamıyorsa, Ehl-i sünnet alimlerinin kitaplarını alıp dağıtmalı, yayılmasına yardımcı olmalıdır. Bunu da yapamayan, bu hizmeti yapanlara dua etmeli, onları sevmeli ki, bunların arasında sayılsın.

    Osman Ünlü
#10.12.2009 07:37 0 0 0