Kalpler Seni Unutmayacak

Son güncelleme: 09.01.2010 01:30
  • noimage

    İSTANBUL (13.12.2009)- Tarihler 13 aralık 1980'i gösterdiğinde, 17 yaşındaydı sandalyeyi tekmelediğinde. Kulaklarda "Asmayalım da besleyelim mi?" sözleri, belleklerde Erdal'ın gözleri kaldı. Darbeciler hala yargılanmadı. Kalpler seni unutmayacak.

    ODTÜ üniversitesinde okuyan Sinan Sümer, duvarlara slogan yazarken dönemin MHP'li Bakanı Cengiz Gökçek'in koruması tarafından vurularak öldürülür. Sinan Sümer'in katledilmesini protesto etmek için toplanan 2 bin kişi arasında Erdal'da vardır. Gösterinin sonuna doğru silahlı bir inzibat timiyle göstericiler arasında çıkan çatışmada bir inzibat askeri vurularak ölür. Yakalanan Erdal'ın yanında silah olduğu için cinayet onun üstüne kalır. Oysa otopsi raporunda da askerin Erdal'ın bulunduğu tarafa koşarken sırtından vurulduğu belirlenmiştir. Ankara Merkez Komutanlığı'na götürülen Erdal şiddetli işkenceden geçirilir.

    Erdal Eren; devrime gönül vermiş bir lise öğrencisidir, ve hem okulunda hem de okul dışında devrimci faaliyetlerin içerisinde yer alır. Erdal asıldığında daha 17 yaşındaydı. Cunta, onu yaşını bir gecede büyüterek idam sehpasına çıkardı. Ama o, aynı devrimci faaliyetlerini sürdürdüğü gibi soğukkanlı ve kararlı yürüdü, gözünü kırpmadı. Erdal Eren'in idam edilmesinin üzerinden 29 yıl geçmesine rağmen, Kenan Evren ve faşist cuntanın sorumluları hala yargılanmadı, cezalandırılmadı.

    Silah kazası

    Erdal Eren'in vurduğu iddia edilen er Zekeriya Önge'nin ölümüne ilişkin Giresun Valiliği'nin verileri oldukça açıklayıcı. Giresun Valiliği'nin internet sitesindeki er Zekeriya Önge'nin ölüm biçimine ilişkin yazının haber konusunda geçtiğimiz yıl "küçük" bir ayrıntı değişikliğine gidildi. Valilik, 28 yıl sonra Önge'nin ölüm sebebini keşfetti. 20 Eylül 2008 günü "Şehitlerimiz" bölümünde Er Önge'nin "silah kazası" sonucu öldüğü belirtilen bölüm, daha sonra "teröristlerle çatışma" şeklinde değiştirildi.

    Erdal'ın idamının ardından, pankart asarak, idama tepkisini dile getirmek isteyen Ercan Koca, gözaltına alındı. Ercan, iki gün boyunca gördüğü yoğun işkence sonucu yaşamını yitirdi. Böylece Sinan, Erdal, Ercan artık birlikte anılır oldu her 13 Aralık'ta...

    Çoktandır idam olmuyor

    Erdal, Mamak Askeri Hapishanesi'nde bir hücreye konulur. Hücre, dışarıdan gelen seyyar bir kabloya bağlı ampulle aydınlatılıyordu. İntihar etmesin diye almışlar bu önlemi. Üstleri geldiğinde mahkumların arkalarını dönüp yukarıya bakma kuralı varmış. Mamak, vahşetin üslerindendir. Kullanılan işkence yöntemleri insanı derinden sarsar. Erdal, duruşmada, "Benim hakkımda peşin bir yargılama yapıldığı son derece açıktır. Nitekim benimle ilgili olayın ertesinde Genelkurmay Başkanı'nın 'çoktandır idam olmuyor, bazı kişilerin idam edilmesi gerek' şeklinde demeç vermesi benimle ilgili idam kararıdır ve size de bu konuda ulaştırılan emirlerin açıkça dışa vurulmasıdır" der. Eren, idamla yargılanmaktadır. "Kendisini ibret olsun diye asacaklarını ve ölümden korkmadığını söyler.

    Asılma vakti geldiğinde ceketini giyerken bir asker yardım etmek ister. Erdal, "kendim giyerim" der. İmama "inançlara saygılıyım ama sizi istemiyorum" diyerek sehpaya doğru yönelir. Erdal son isteği olarak bir sigara ve ailesine mektup yazmak için kağıt kalem ister. Kelepçesiz asılmak ister, fakat kabul edilmez.

    Asmayalım da besleyelim mi?

    Erdal Eren'in idamına gün gün yaklaşırken,"İdamı engelleyelim, Erdal Eren idam edilemez" kampanyasına rağmen Ankara Merkez Cezaevi'nde infaz edilirken, faşist cuntanın başı Kenan Evren'in, "Asmayalım da besleyelim mi?" sözleri hala kulaklarda. Şimdi ise acılarla, yok etmelerle, katliamlarla, faili belli kontra cinayetlerle yüz yüze gelen halklar, "darbecileri yargılamayalım da besleyelim mi?" diyor.

    Ölümden korkum yok

    İdam sehpasına giderken, ceketini giymesi için bir asker yardım etmek ister. Erdal, "kendim giyerim" der. Erdal son isteği olarak bir sigara ve ailesine mektup yazmak için kağıt kalem ister ve mektubunda şu sözleri dile getirir: "Açıklıkla söylüyorum ki, benim moralim çok iyi ve ölümden de korkum yok. Korkuya, yılgınlığa, karamsarlığa kapılmıyorum ve devrimci olduğum, mücadeleye katıldığım için onur duyuyorum. Böyle düşünmem, böyle davranmam, halka ve devrime olan inancımdan gelmektedir. Ölümden korkmadığımı söylemem, yaşamak istemediğim, yaşamaktan bıktığım şeklinde anlaşılmamalı. Elbette ki hayatta olmayı ve mücadele etmeyi arzularım. Ancak karşıma ölüm çıkmışsa, bundan korkmamam, cesaretle karşılamam gerekir. Biliyorsunuz ki bu ceza işlediğim iddia edilen suçtan verilmedi. Asıl amaçlanan böyle bir olayla gözdağı vermek ve mücadeleyi engellemek hedefine dayalıdır. Bu nedenle sizin de bildiğiniz gibi, kendi hukuk kurallarını çiğneyerek bu cezayı verdiler."

    Kelepçesiz asılmak ister, kabul edilmez. Sakince yürür ve sandalyeye çıkar. 17 yaşındaydı ayağının altındaki sandalyeyi tekmelediğinde. O sandalye henüz devrilmedi. Üzerinde yargılanacak darbecileri bekliyor.

    ATILIM
#13.12.2009 16:28 0 0 0
  • noimage
#13.12.2009 16:29 0 0 0
#13.12.2009 16:41 0 0 0
  • Ben o dönemlerde karşı cenahta olmama rağmen yinede bu ölümlerin hak edilmediğini düşünenlerdenim
    Yıl1980 henüz 17 yaşındayım arkadaşlarla izbe bir köşede olayları tartışırken sonradan kenan evren mahkemelerinde idama mahkum edilen ve infazı gerçekleştirilen bir kardeşim aynen şöyle dedi,yahu reis galiba oyuna getirildik,öğleden önce solcuyu vuran silah öğleden sonra ülkücüyü vuruyor.İşte o günleri yad ederken Velican Oduncular Dursun Önkuzular Deniz Gezmişler Hüseyin İnanlar boşu boşuna canları bahasına susturuldular diye iç geçiriyorum.Erdal EREN ve bütün Erdal EREN lerin rahmeti bol olsun
#13.12.2009 16:57 0 0 0
  • sadece kalplarde devrimci ve sol görüşlü öğrenciler değildi sucsuz yere asilan bunların yanında aynı kaderi paylaşan ülkücü gençlerde bunlarin unutulmadiği gibi selcuk duracik halil esendağlarda unutulmayacak tabi herkez görüşünden yana olan kişiyi unutmaz ama görüşleri farklı olsada tek ortak davalari sucsuz yere can vermeleri oldu tarihin utanç manzaralarıymışki 2010 lara giriğimiz yıllarda tarihin lekesi olarak karşimiza cıkıyor ve hepde cıkacak ALLAH hepsinin tahsilatlarını affetsin
#09.01.2010 01:30 0 0 0