Vakit neyi biliyor musun uzandığında yüreğime
Karanlığa bürünmüştü şehir
Ağzı burnu simsiyah zehir
Yürüdüm bezgin yollarda
Islak kaldırımlarla beraber ezildi yüreğim
Belki duyuyorsundur diye ellerim cebimde
Islıkla söyledim isyanımı
Rüzgardı sanki bana inat
Karanlığa bürümüştü beni şehir
Yüreğim olmuştu buz gibi nehir
Ben de taktım ona bir kanat
Belki görürsün diye yüreğim elimde
Sana yolladım bendeki seni
Sense geri dönüp avcuma kondun
Yokluğunun izi vardı üstünde
Biliyorum onu oraya sen koydun
Vakti neydi biliyor musun yüreğimin
Yalnızlığa umut kala
Güneşle gülüşüyordu şehir
Bu günün gecesi de sana gebeydi belki
Kim bilir?