Dilinde Aşk Vardı Yüreğinde İhanet 10

Son güncelleme: 09.01.2010 10:49
  • Seni beklerim öptüğün yerde,
    Belki bir akşam dönersin diye,
    Belki dönersin eski günlere.
    Dağlara akşam çöktü,
    Kuşlar yuvalarına döndü
    Dönmez oldun sen.
    Eski bir şarkıdan aklımda kalanlar.




    Son günlerde eski bir şarkı dolandı dilime. Biteviye tekrarlayıp duruyorum. Biraz dikkat edince bu şarkı ile bir çok ortak yanlarım olduğunu gördüm. Seni ilk öptüğüm yerde hayal etmek. Hatta zamanı geri alabilsem, tekrar orada olabilmek, sana sarılabilmek, önce burnunun ucuna öpücük kondurmak, dudaklarının tadına bakabilmek. Benim için ulaşılabilmesi çok zor olan bir mutluluktur. Sizin sokağın köşesindeki iki katlı evin çatısı altında beklemek, köşeyi dönmeden evvel ayak seslerini duymak ve geldiğini kalbimin derinliklerinde o hissi yaşamak, çok güzel ve çok özel bir duygu sevgilim. Sık, sık aklımı kurcalayan bir şey de seni bu kadar özel bu kadar dokunulmaz yapan güç nasıl bir şey. Senin yapından kaynaklanan, sana has bir olgu mu? Yoksa sana olan sonsuz sevgim mi? Ya da her ikisi mi? Ne olursa olsun, seni öyle hissetmek, Bir erkek için çok güzel bir duygu. Bunları yazdıktan sonra sakın beni hayal kurmakla suçlama. Hayalleri olmayan yaşayamaz. Senin gibi, özel bir insanı tanımış ise hiç yaşayamaz.
    İlk koklaşmamızı unutabilmek mümkün mü? Akşam karanlığı sokağın üzerine kara bir perde gibi çökerken ne olursa olsun deyip, şansımı denemek için yüzüne eğilince, hafif aralanmış dudaklarını, altın bir tepside, yaşamak için alınan bir yudum nefes gibi sundun. O kadar heyecanlıydın ki İlk öpüşmeye bütün vücudunla tepki veriyordun. İşte o zaman sana inandım, senin için ilk olduğuma. Bu da bana yıllar sonra güçlü bir erkek olmanın gururunu yaşattı. Buluşabilmek için her ikimizde ailelerimize çeşitli yalanlar uyduruyorduk, kendi doğrularımızı yaşayabilmek için. Ve hiçbir gün yaşadığın hayattan şikayet etmedin. Ta ki ben hadi sevgilim gidiyoruz deyinceye kadar. Hele bir gün neredeyse yakalanıyorduk. Zar zor kurtarmıştık kendimizi, sonrada halimize kahkahalarla gülmüştük.
    Sözlerini hatırlamaya çalıştığım şarkıyı, bu günün gençleri hatırlayamazlar, ama o şarkılar bizim kuşak için çok önemliydi. Bir yerinde şu sözlere rastlarsınız./ Bütün kuşlar yuvalarına döndü / Bunların içinde kaçak kuşlarda var mı?
    Benim dişi kuşum bir daha dönmedi,ah bir dönse. Burada dağlara akşamla beraber karda çöküyor kalkmamacasına. Burnumuzu dahi dışarıya çıkaramıyoruz. Kışın gelmesi ile beraber bu havalara alışkın olmayan ben, sabah ve akşam yapmış olduğum uzun süren yürüyüşlerin sonucunu yatağa düşerek kısa zamanda aldım. Bundan sonrasını Himmet dayının anlatması ile öğrendim. Ateşim kırk dereceye yükselmiş. Geceler boyu sayıklamışım. Himmet dayı daha fazla dayanamamış, kasabanın doktorunu getirmiş. Bir ara benden umudunu bile keser gibi olmuş. Ancak iki üç haftada, ortalarda dolaşabilecek kadar kendimi toparlayabildim. Daha sonra yavaş, yavaş iyileşmeye başladım.
    Dün kitaplığımı yerleştirirken Burçlar kitabını buldum. Eski bir dostla karşılaşmış gibi sevindim. Seninle beraber az mı karıştırmıştık kitabın sayfalarını Senden kalan bir alışkanlıkla, burcunun bulunduğu bölümü arayıp buldum. Yaz mevsiminin ilk aylarında doğmuştun. Senin burcunun bulunduğu bölümün sayfalarında satır altları kalemle defalarca çizilmiş. Kitabın boş yerlerine dip notlar yazılmıştı. Üşenmedim hepsini okudum. Satır aralarında sen vardın karşımda. Bütün satırlar seni tarif ediyordu. Eğer birazcık resim yapma yeteneğim olsaydı Güzel bir portreni yapabilirdim. Bu satırlara burcunun özelliklerini anlatan kısa alıntılar yapacağım. Bakalım kendini görebilecek misin? Bu burcun kızı, biraz çılgın azıcık üzgün olağan üstü hayal dolu. Evlenmeden evvel ona asla belli bir mesafeden fazla yaklaşamazsın. Bu burcun yükseleni, orta boyda etine dolgun ve biçimli vücutları olurmuş. Kan dolaşımı teninin uçuk mavi, fakat çekici bir renkte görünmesini sağlarmış. Bu burcun en önemli özelliğiymiş. Bu burçta kadınlarla ilgili her şey yazılmış, ama bir satır eksik kalmış. Bu burcun kadını olarak neden çekip gittiğini, neden durup dururken beni terk ettiğini yazmamış.
    Eskiye nazaran çok daha sağlıklıyım sevda çiçeğim. Bu gün şark odasına girdim. Resmini uzun, uzun seyrettim. Şu sonuca vardım, senin benden olduğum müddetçe sana asla kızamam. Gidişinde bir anlam mana ararım. Eğer bu sayfaları okumak bir gün sana kısmet olursa, gidişine eskisi kadar üzülmediğimi, seni lanetle değil, geçmiş günlerde yaşamış olduğum mutlu günlerle hatırlayacağımı göreceksin. Yaşadığım müddetçe her doğum gününde,bir tek gül göndereceğim, bilinmeze. Bir gün o bir tek gülle ben geçeceğim bilinmezin kapısından Veda'sına kavuşmak üzere.
    Biraz daha iyileşince Veda ile yaşadığım evi ziyarete gideceğim. Orada birkaç hafta kalmayı düşünüyorum. Zaten Ayşenaz'ı da annesini de özledim. Umarım bundan sonraki mektubumu oradan yazarım. Satırlarıma burada ara veriyorum. Bu sefer gözlerinden öpüyorum.

    devamı var

    Tuğrul Pekel
#09.01.2010 10:49 0 0 0