modern coğrafyacılık, türk coğrafyacılığı, modern coğrafya, modern türk haritacılığı,
MODERN TÜRK HARİTACILIĞI
1880 yılında Genelkurmayın yeni örgütlenmesinde beş şube kurularak bunlardan 5. şubeye harita ve fen işleri verilmiştir. Ancak 33 yıl saltanat süren padişah II. Abdülhamit'in zamanında bu konuda fazla bir hamle yapılamamıştır.
1883 de Ordunun yeniden örgütlenmesi için getirilen Colmar Baron von GOLTZ (1843-1916), paşa ünvanı verilen (Golç Paşa) ve Genelkurmay 2. Başkanlığına atanan bu Prusya subayı ilk olarak ülkenin harita eksikliğini görerek çıkarttığı bir buyruk ile bu önemli işi 5. şubenin sorumluluğuna verdirerek Rumeli ve Batı Anadolu haritalarını yaptırmağa çalıştı. Ancak bu konuda sağlıklı bir çalışma yapılamadı. Sadece 1888-1895 yılları arasında İstanbul kenti ve Karadeniz Boğazı'nın 1:100 000 ölçekli haritası yapıldı. Bunun dışında bu şube Rusların 1877 seferinde istikşaf yoluyla yaptıkları 1:210 000 ölçekli Trakya haritası kopya edilerek ve Avusturyalıların yaptığı Batı Rumeli'nin 1:300 000 ölçekli haritaları enlem ve boylam çizgilerine bakılmaksızın pantografla 1:210 000 ölçeğine çevirerek Rus haritaları ile birleştirmişlerdir. Bundan sonra arazide yapılan sağlıksız bütünleme ile ortaya hiç bir işe yarayamayan bir harita çıkmıştır86). 1890-94 arasında Paris'te jeodezi öğrenimi yapan Mehmet Şevki ÖLÇER (1866-1927) ve kurmay Yzb. HAKKI ve ardından 1892 de gönderilen Harp Okulu öğretmenlerinden Kurmay yarbay RIZA Paris'teki jeodezi öğreniminden sonra bu üç subay özel bir işlemle Nice yakınındki Alpler'de I. ve II. derece nirengi çalışmaları yaparak Paris'te bu ölçülerin değerlendirilmesini öğrenmişler ve ardından Mont Souris gözlemevinde enlem, boylam ve azimut ölçü ve hesaplarını görmüşlerdir. 1894 te İstanbul'a dönüşte Genelkurmay'a bağlı harita komisyonunda çalışan bu elemanlardan kurmay Yrb. RIZA, tekrar Paris'e gönderilerek Gautier (Gotye) fabrikasından üç adet semt dairesi ve altı teodolit satınalarak dönmüştür. Harita komisyonuna Fransa'dan bazı astronomik ve jeodezik aletlerle birlikte Fransa coğrafya dairesinden topçu birliği başkanı ve dünyanın çeşitli yerlerindeki çok sayıda sarkaç ile gravite ölçüleri yapmış yarbay DEFFORGES (1852-1915), tuğgeneral rütbesi ile (Deforj Paşa) harita komisyonu başkanlığına getirilmiştir. Yine kendisi ile gelen yüzbaşı BARİSİEN ise yarbay rütbesi ile topografya öğretmenliğine getirilmiştir.Sözleşmeli olarak getirilen bu elemanlar Türkiye'ye gelirken bazı teodolit, sarkaç ve kronometre gibi aletleri Fransa coğrafya dairesinden ödünç alarak getirmişlerdir.
1895 yılında Türk subayları ve Fransız harita uzmanları ile oluşan bu Taksim-i Arazi (Jeodezi) komisyonu baz ve nirengi esaslarına dayalı modern anlamda bir harita yapımına başlamak üzere teşkilatlanmaları nedeniyle 1895 yılı hesaba dayalı modern Türk haritacılığının başlangıç noktası olarak kabul edilmiştir.
Her ne kadar 1932 -1941 arasında Harita genel müdürü yardımcısı olan ve Türk haritacılık tarihi ile alakalı iki kitap ve birçok makale yazmış General Abdurrahman AYGÜN (1878-1943) Türk haritacılığının 1909 başladığını söylemekte ise de bu öneri pek benimsenmemiştir 87)
İlk modern harita çalışmalarına Vardar havzasında Fransızlar tarafından Türk subaylarının da beraberliğinde ufak bir arazi parçasının kadastrosu yapılarak başlanmıştır. Bir yıl sonra da 1896 Mayıs ayında da Eskişehir'de 7235.52 m lik bir baz ölçülerek ve bir noktada enlem, azimut tayini ve sarkaçla yerçekimi ölçülerek bu baza dayalı 1:50 000 ölçeğinde Eskişehir ve Ağapınar paftalarının nirengisi ve topografik bütünlemesi yapılmış, ayrıca 1:10 000 ölçekli Eskişehir planı meydana getirilmiştir (şekil-3.1). Hesaplamalar büyük eksen uzunluğu 6378.253 m basıklığı 1/293.46 olan İngiliz albaylarından CLARK tarafından hesaplanan 1880 elipsoidi üzerinde yapılmıştır. Komisyonun 1897 yılı ve ardındanki çalışmaları II. Abdülhamid yönetiminin kuşkulu tutumu yüzünden ekipteki yabancılar tekrar görevlendirilmeyerek ülkelerine dönmüşler ve çalışmalar yapılamamıştır.
1900 yılında İSMET KAPTAN komutasındaki "Heybetnüma" korveti ile Aliağa ve İzmir limanlarının hidrografik haritaları ve İzmir'in 1:500 ölçekli kent planı yapılmıştır. 1900 ve 1901 yıllarında İngiltere'de bakır üzerine grave (kazıma) öğrenmek üzere deniz subayları gönderilmiş, dönüşlerinde 1881 yılında kurulmuş olan Kasımpaşa'daki Deniz Matbaasında kurulan bir kazıma kısmında İngiliz haritalarını Osmanlıcaya çevirerek basmışlardır. 1903 de Deniz subayı RAHMİ Beyin kumandasında Basra Körfezi'nin hidrografik haritası yapılmıştır. 1909 yılına kadar Türk hidrografi çalışmaları Genelkurmayın 5.dairesi tarafından yürütülmüş ve bu tarihte bu bölüme "Mesaha-i Bahriye ve Seyrisefain"(Deniz ve gemi trafiği Ölçmeleri) adı verilmiştir. 1909 da Deniz haritalarının yapılması için bir şube kurulmuş, bu şube 1911 de genelkurmay başkanlığına bağlanmıştır. 1914 yılında bazı subaylarla takviye edilen bu şubeye Beyrut ve Galata yatları ölçü gemisi olarak verilmiştir. 1911 yılında deniz matbaası ve yayınevi idaresi ile zaman tayini görevlerini de üstlenen Türk hidrografi teşkilatı, görevini Genelkurmay 8. şubesi olarak sürdürmüştür. 1928 yılında 7. şube olan Deniz şubesi Harita Genel Müdürlüğüne bağlanmıştır. İsmi 1943 yılında "Hidrografi Şubesi " olarak değiştirilmiş 1949 yılında ise Deniz kuvvetlerine bağlı "Hidrografi Dairesi" olarak yeniden düzenlenmiştir. 1950 yılında dairenin görev alanı genişletilerek ismi de "Seyir ve Hidrografi Dairesi Başkanlığı" adını almış en sonra da "Seyir hidrografi ve Oşinografi Dairesi" ismini alarak Çubuklu'da yeni binasına geçmiştir 88).Bu kurumun Türk denizlerinin çeşitli ölçeklerde yaptığı fevkalade güzel haritaları vardır.
1903 de J. SLONIEWSI'nin yaptığı İstanbul haritası etrafında bulunan Paris İkonları, bu haritanın Fransızlar için yapıldığı olasılığı kuvvetlendirmektedir.
1908 de ilan edilen İkinci Meşrutiyet ile haritacılık konularında da bir kımıldama olmuş ve 1909 yılında Genelkurmay'da harita şubesine bağlı nirengi ve topografya kısımlarından oluşan "Hürriyet Anıtı"nın ekseninden geçen (ardından Ayasofya kubbesi) meridyen başlangıç meridyeni alınmıştır. Ayasofya kubbesinin Paris gözlemevi ile olan boylam farkı 26038′44″ olarak hesaplanmıştır. Rumeli ve Anadolu için 44 grad'tan geçen enlem dairesi ortalama enlem dairesi olarak kabul edilmiştir. Irak, Arap yarımadası ve Trablusgarp için başka enlem dairesi seçilmesi kararlaştırılmıştır. Paftalar 40×50 cm ölçüsünde yapılacaktır. Aynı yıl (1909), ülkenin 1:25 000 ölçekli haritalarının yapımına Makrıköy (Bakırköy) paftası ile başlanmıştır. Bu amaç için Bakırköy bazı ölçülmüş ve bu bazın güney noktasında astronomik gözlemlerle coğrafik enlem saptanmıştır.Bu haritaların yapımında Bonne projeksiyon sistemi uygulanmıştır. Aynı yıl Boğazın iki tarafında 1:25 000 ölçeğinde 12 paftalık bir alanın nirengisi yapılmış, topografya şubesi de 10 paftalık çalışma yapmışlardır 89).
1911 yılında Edirne'nin Karaağaç istasyonu yakınında 2. bir baz ölçülmüş ve bu baza dayanarak 12 paftalık müstahkem mevki (kuvvetlendirilmiş yer) nirengisi yapılmıştır. Diğer taraftan Bakırköy bazını Eskişehir bazına bağlamak amacı ile Eskişehir ve İstanbul'dan getirilen zincir Adapazarı'nda birleştirilerek burada da bir baz ölçülmüştür. Bu çalışmalar her yıl eklenen yeni noktalar ile 1950 li yıllara kadar sürmüştür. 1933 de Türkiye'ye gelen ünlü Alman bilim adamı H.BOLTZ'un yönetiminde 6106.972 m lik Balıkesir bazı ölçülmüştür90). Boltz Türkiye için Gauss- Krüger projeksiyonunu önermiştir.
1912 yılında Erzurum da 6127.396 m lik bir baz ölçülmüş, Erzurum hükümet konağı yakınında bulunan "Markof" kışlası pavyonunun Rus astronomu GUEDEONOF tarafından Paris'le olan farkı 380 56′11″ olarak saptandığından Erzurum-Ayasofya arası 13.66789 grad bulunmuştur.
1911-14 yılları arasında Zonguldak, İzmit, Seymen, Gölcük, Rumeli Karaburun ve Gideros limanları haritası ve Oşinoğraf Alfred MERTS ve Ahmed Rasim BARKINAY tarafından İstanbul Boğazı'nda akıntı ölçmeleri yapılmıştır.
Mehmet Şevki (ÖLÇER) Paşa 1915 de harita şubesi müdürü olarak Birinci Dünya Savaşında ordunun harita gereksinimini karşıladı. 1921 de Kurtuluş Savaşında 60 subay ve 170 sandık eşya ile Harita Dairesi, İstanbul'daki Pangaltı'dan Ankara'ya taşındı. 23 Temmuz 1921 de onaylı bir kadro ile Harita Dairesi MSB'na bağlı olarak kuruldu ve 1925 yılında 657 sayılı yasa ile Harita Genel Müdürlüğü adını aldı. Bu kurumda haritacılık çalışmalarına katkıları olan bir çok subay yetişmiş ve Türk haritacılığına katkıda bulunmuşlardır. Kurumda ardındanları 1939 da tuğgeneral olan Abdurrahman AYGÜN Harita Dergilerinde bir çok makaleler yazmış ve iki ciltlik "Türk Haritacılık Tarihi" 1980 de yeniden basılarak birçok olaylar gün ışığına çıkarılmıştır 91) .
1915-25 yılları arasında Zühaf korveti ile Yeşilköy, Çekmece kıyıları ile İstanbul (1916), Trabzon (1917) ve Samsun (1921) liman haritaları, Meriç nehrinde sınır belirleme (1923), Halicin planı (1924), Büyükdere ve İzmir Yenikale geçitlerinde (1925) hidrografik haritalar yapılmıştır. 1916 da Kızılırmak üzerinde Zara'dan Yahşihan'a kadar 600 km lik bir yerde Kızılırmak'ta motor ve şalupalarla taşımacılık ve nehir trafiğinin mümkün olup olmadığının keşfi için bir istikşaf haritası yapılmıştır.
1911-1929 yılları arasında Korgeneral Mehmet Şevki (ÖLÇER) yönetiminde 1:200 000 ölçekli 123 paftadan oluşan Türkiye'ye ait istikşaf haritaları yapıldı. Bu haritalar 40×50 cm boyutlu (80 km x 100 km) grad bölümlü, Clark elipsoidi üzerinde Bonne projeksiyonlu B=44 grad, olup başlangıç Ayasofya kubbesidir 92). Alman şehircilik uzmanı Prof. Hermann JANSEN, 1925-1930 yıllarında Türk haritacılarının yaptıkları 1:2000 ve 1:500 ölçekli haritalar üzerinde modern Ankara'nın gelişme planlarını çizdi