İhanet

Son güncelleme: 14.03.2010 22:05
  • noimage

    Sabah kendini bulmuştu bile gözlerinde...
    Yeni bir ihanete uyanıyordu için...

    Önce isteksizce doğruldun yatağından, sonra başucunda duran sahte kimliğine büründün...

    Sadece geceleri kendin olabiliyordun, gündüzler senin için yalan ve ihanetin adıydı bilinmeyen...


    İşlemişti içine, ilmek ilmek soğuk bir urganın ucunda sallandırılmak sevdiği tarafından...
    Şimdi "gel" denmesini ne kadar çok isterdin değil mi?..


    Ama sen sahte yalnızlıkların sayfalarına aitsin...
    Arka sayfa mizanpajlarda kalmıştı cümlelerin...

    Noktayla, virgülle, kısacası hayatın içindeki imla kurallarıyla, noktalama işaretleriyle işin yoktu senin...

    Uzak uzak diyarlara dalardı yüreğinin içindeki küçük teleskop...

    Bazen başucunu uzatıp değdirirdin burnunu gökyüzüne... Sonra parmağınla kutup yıldızını çizer, küçük ayının yerini değiştirirdin...

    Hayallerinin içinde yerle yeksan olmuş bir kadındın...

    Kendi bilinmezliğinde bir kalemdin sen, hiçliği yazıyordun...

    Karmaşık, kara yazgıları kendine başucu kitabı edinmiştin...


    Sahte gülüşlü çehrelerle yarıştırırdın sivilceli düşlerini,
    Sonrası ihanetti hep...


    Önce kendine
    Sonra bana
    Sonra tüm dünyayaydı ihanetin... Hep sustun... Hiç bilmedin...




    Gökay Birkan SUCAKLI
#14.03.2010 22:05 0 0 0