İyiki hazırlamıştı bir gün önce zeytinyağlı biber dolmasını.Onu hemen masaya koydu.Eline ilk gelen meyve suyu şişesini de getirdi masaya.O kadar doğal bir halde sanki her şey normalmiş gibi bir masa hazırlıyordu ki bu masa iki çocuğa da cazip gelmişti.Onur bir lokma ağzına dolma koyarak,
-Annişkom acaba telefonlar çalışır mi ?
-Bak hiç aklıma gelmemişti.Bir bakalım..ve koridordaki telefona gittiler.Ne yazık ki hiç ses gelmiyordu.
-Cep telefonlarına bakalım onur.Seninkii nerde?
-Benimki yatağımdaydı.Yastığımın yanındda olması gerek.Ama Filizin kuvvetine dayanamadan yıkılan duvarın altında da kalmış olabilir.dedi gülerek.Filiz hemen kolunu çimdikledi onurun.
-Benimki buzdolabının yanındaki prizdeyydi.Oh iyiki takmışım şarja.Çok çabuk boşalıyor çünkü.Gene toplu olarak o tarafa doğru yöneldiler.İlk olarak son aramayı aradılar.Bu numara yukarıdaki hasan beyin numarasıydı.Hasan bey Serpilin hastasıydı.Gece biraz tansiyonu yükseldiğini hissetmişti.İçim sıkılıyor çok çarpıntım var doktor hanım diye sormuştu.Hemen bastılar tuşa ,ne yazık ki şebeke yok sinyali geldi.Çocukların suratı asıldığında
-Hemen asmayın yüzünüzü.Oluyor ya bazenn burada.Birazdan açılır.Filiz
-Serap teyze Ayşenuru bir çevirelim.Hassan amcada bizim binada olduğuna göre sorun olabilir.Ayşe nur diğer binada .Muhakkak şimdi şimdi uyku perisinin kollarında horul horul uyuyarak rüya bile görüyordur.
-Çocuklar durun telaş etmeyin.Hiçbir soorun yok .Önemli bir şeyler olsa dışarıdan sesler gürültüler gelirdi.Herkes tekrardan uykuya yatıp mışıl mışıl uyuyorlar sanırım.
-Anne saat kaç ?
-06:21 Oooo aman tanrım.<
-Ne oldu Serap teyze.
-Yok önemli birşey yok.Bu saat oldu dahha hala uyumadın.Haydi bakalım şu minderlerden birini koyun köşe koltuğun ortasına.Uzanın.
Çocuklar itiraz edecek gücü bulamadan hemen geçtiler koltuğa biri bir tarafa diğeri de öbür tarafa ayaklarını uzatarak uzandılar.Serpil de bir koca minderi alarak ikisinin ortasına yere oturdu.
-Haydi bende birazdan uyurum Biraz oturracağım dedi.Çocuklar güven içerisinde kısa bir sürede uykuya geçtiler.Serpil de derin düşüncelere daldı.
Saat sabah 06:45 olduğu halde her sabah giren sabah güneşi vurmuyordu perde.Mumu eline alarak verandaya çıkan kapının tarafına geldi.Yerlerde nemli toprak vardı.Perdeyi hafifçe kaldırdığında gözlerine inanamadı.Verandadaki sandalye ve masalar koyu kahverengi toprağın içine gömülmüştü.Tanrım diye düşündü.Yıkılma olsa molozlar olurdu.Tekrar baktı camdan,Ağaç köklerini barındıran mis gibi topraktı görünen.Ne olduğunu nasıl olduğunu anlayamadı ama korku ile çocukların görmesini engellemek için tekrar pereyi eski haline getirdi.Mumu alarak Onurun odasına geçti.İki çocuğun odasının arasındaki duvar yıkılmış,filizin odasının tavanı ise iyice çökmüştü.Neredeyse başı çarpacaktı tavana.Biraz sağa doğru kaydı.Başına bir şey deydi. Ilık hatta sıcacık bir şeydi. İrkilerek mumu yukarı doğru tuttu.Bu bir koldu.Tanıdık bir koldu üstelik.Saatinden tanımıştı bu kolu.Tanrım diye inledi sessizce.Üst kattaki hasan beyin koluydu.Hemen nabız almağa çalıştı.Sıcak olduğuna göre el.Hafif de olsa nabız alıyordu.Hayret saat de çalışıyordu.Okşadı eli yavaş yavaş.Hafif hafif oynadı parmaklar. Tanrım yaşıyordu ve bilinç vardı hala.Durumu biraz daha anlayabilmek için molozların üzerine biraz daha çıktı.ve mumu tuttu.Kolun üzerindeki 10 cm lik boşluktan sonra kap kalın bir döşeme daha vardı.
-Olamaz allahım,Zavallı İhsan bey iki kkat arasında on cm lik bir mesafede sıkışıp kalmıştı yaklaşık dört saattir.Ona yalnız olmadığı hissettirmek istedi.Ama sesiyle çocukları da uyandırmak istemiyordu.Yavaşça
-Hasan bey,hasan abi beni duyabiliyor mmusun?
Elindeki parmaklar oynadı.
-Korkma yalnız değilsin,Ayşe ablayı görrebiliyor musun ?Eli titreyen parmaklar arasında ezilmişti bir an.Anladı.Ayşe abla ızdıraptan kurtulmuştu.
-Her şey düzelecek Hasan abi.Boş durmammalıydı.Beynini çalıştırdı.Aklına ecza dolabı geldi.Malum sitesinin tek doktor sakiniydi.O yüzden acil ihtiyaçları karşılayabilecek her türlü ilacı mevcuttu elinin altında.İyiki mutfaktaki bir dolabı ilaç dolabı olarak ayırmıştı.Orası da yıkılmamıştı.
-Teşekkürler tanrım,teşekkürler.diyerekk hızla mutfağa geçti. Dolandaki tüm ilaçları indirdi.Ağrı kesici cinsinden ilaçlara baktı.Ohh.dedi 4 adet morfini bulduğunda.Gecen sene kanserli bir komşusunun son günlerinde çok ihtiyacı olduğu için bu senede her ihtimale karşı tedbirli davranmıştı.Hemen steril şırıngalardan birini açtı ve iki adet morfini içine çekti.Hiç olmazsa son saatlerini ızdırapsız geçirtebilecekti.Hemen hasan beyin yanına koştu.Nabza baktı hala vardı.seslendi.
-Hasan abi duyabiliyor musun ?Parmak oyynadı.Canın çok yanıyor değil mi?parmak oynadı.
-Korkma sana şimdi bir ağrı kesici yapaacağım.İğne olmayı sevmezsin bilirim ama rahatlatacağım seni dedi.
Kolunu Serpili okşar gibi salladı.Serpil sakince
-Tamam Hasan abi bitiyor şimdi.Kolu iğnneye hazırlarken konuşarak onu meşgul ediyordu.O ilik eli alarak alışkanlık damarı kolayca bulabilmek için birkaç el darbesiyle damarı buldu.ve morfini damara zer ketti.ve sürekli olarak okşadı onu.
-Kapat gözlerini hasan abi.tatlı uykulaar dedi.Seni ne çok sevdiğimi bilirsin yarın uyandığında hasta hanede olacaksın.yalan söylemem hiç dedi.Artık gözlerine hakim olamıyordu.Konuşmayı kesmek zorundaydı.Çünkü sesi titreyebilirdi.İçinden tanrım yüksek sesle söyleyemiyorum anlamasın hasan abi.Onu sana emanet ediyorum,kabul et.ve dudaklarından hafifçe dökülen kelimeler ise
Eşşehudü en la ilahe illahlah........ oldu.
Biraz sonra kendide uykuya yenilmişti.Uyandığında içeriden çocukların sesleri geliyordu.İçeri geçti.
-Günaydın canlarım.>
-Anne neredeydin?
-Tuvaletim gelmişti çocuklar.Banyonun öönüne gelen molozlar üzerine yaptım,sizlerde oraya yapın.Yapacak başka imkanımız yok.
Çocuklar sırayla ihtiyaçlarını karşıladılar.Serpil kahvaltılıkları hazırlarken düşünüyordu.
-Tanrım ne olur bu sıkıntı bitsin.Bize güç ver diye dua ediyordu.Filiz kahvaltı kurulmasına yardım etti.Serpil de onura dönerek
-Bak bebeğim çok takılıyordun bana kıtllık mı var anne iki kişiyiz neden bu kadar çok ekmek alıp dolabı dolduruyorsun diye.Bak şimdi ne güzel afiyetle yiyeceğiz .
-Ooo annişkom burada bir haftalık ekmek var insaf diye güldü onur.
Serpil göz ucuyla muma dikkat etti.Alev hala şöminenin içine doğru gidiyordu.Tekrar sallandılar.Bu o kadar şiddetli değildi.Bacadan biraz daha bir şeyler döküldü.Ama gene yönünü değiştirmemişti.
-Korkmayı çocuklar.Artık bundan sonra oolanların hiç biri o kadar şiddeti olmaz.Çaydanlığa çok az su koyarak ocağı yaktı.Sürekli yakmayacağız ocağı.O yüzden bardak poşeti çıkaralım.Bu çay bizi ayıltır.
Kalan sıcak suyu da termosa koydu.Birkaç bardak çay içmeden asla aklı başına gelemezdi.Onur bir ara kalkıp telefonu aldı.Ayşenuru çaldırdı.Aradığınız kişiye ulaşılamıyor...
-Canım onun telide benimki gibi beş alttı gün dayanıyor bataryası.O yüzden unutuyor ya dedi onur.
-O zaman mesajı yeniden gönderelim.Babanınkini de gönder.Filiz Annene de yaz.
-Aman yok serpil teyze önemli değil.Şimmdi kadıncağız boş yere heyecanlanır.Bir şeyimiz yok ki.Sapasağlamız.Ama avusturalya'ya..Oraya mesaj olmaz.Telefon dayımın evine telefon etmeliyiz.
-Hemen ara kızım.Batarya dolu.
Filiz hemen dayısının evini aradı.
-Alo dayı.iyi geceler.
-Kızım güzelim .size bir şey oldu mu?
-Yok dayı yok iyiyiz sadece elektriklerr kesik.Önemli bir şey yok merak etmeyin.Annemi verebilir misin ?