Sevgiliye Seni Seviyorum Mektubu

Son güncelleme: 25.05.2012 12:35
  • sevgiliye mektuplar - Sevgiliye Seni Seviyorum Mektubu


    Bu gün her günden fazla, her günden daha bir çok, daha bir yoğun aklımdasın. Sadece düşünmek yetmedi bu gün seni. Daha fazlasını yapmalıyım dedim kendi kendime. Daha fazlasını senin için. Sen yokken daha fazlası ne olabilir, bunun cevabını ben bulamadım bir tanem. Sen söyle daha fazlası ne yapabilirim bu içime yerleşen özlemi, bedenime artık sığmayan özlemini birazda olsa dindirebilmek adına. Benim bulduğum tek cevap bu oldu bu gün. Onu da şu anda yapıyorum. Sana yazıyorum.
    Garip bir hüzün var sanki bu gün havada. Nasıl kapalı, nasıl puslu bilemezsin. Kaç Gündür yağmur yağıyor. Böyle zamanlarda da insanın canı hiçbir şey yapmak istemiyor. İşe gelmek, kalkmak, gündelik işleri yapmak. Hiçbir şey ama hiçbir şey. Böyle zamanlarda istediğim tek şey tembel tembel evimde oturmak ve SANA YAZMAK. Yine gelecek olan senli zamanları düşünmek, yani kısacası SEN SEN SEN!
    Neyi anladım aşk tanem biliyor musun sen gittikten sonra. Eğer insan birini gerçekten seviyorsa, eğer insan birini gerçekten özlüyorsa ve onu görmek, sesini duymak istiyorsa. Ne bileyim. Şimdi bunu nasıl tarif edeceğimi bulamadım. Yada şöyle anlatayım. Bazen dışarı çıktığımda, yada iş için bir yere gittiğimde yani bazen çok kişilik kalabalık ortamlara girdiğimde, garip bir şekilde o kalabalığın içinde sesini duyuyorum. Ve sanki burada olmadığını bilmezmişim gibi dönüp arkama, bakıp etrafıma seni arıyorum. Bazen de yolda yürürken, dolmuşa bindiğimde burnuma senin kokun doluyor. Sanki yanı başımda oturuyormuşsun gibi geliyor. Bu beni kızdırıyor. Hiçbir ses seninki gibi olmamalı, hiçbir koku seninkine benzememeli. Çocukça bir davranışla o sesin ve kokunun sahibini bulup "ver onu"demek istiyorum.
    Hani hep söylenir ya bir tanem mesafeler insanı uzaklaştırırmış diye. Ben bu gün şunu anladım ki bunu her kim söylediyse sevdiğini uzağa göndermişliği, ondan ayrı kalmışlığı, sesine, yüzüne, gözüne, şefkatine, sevgisine hasret kalmışlığı hiç ama hiç yaşamamış biri olmalı. Ben bu gün ve her gün binlerce defa anlıyorum ki mesafeler seni içimde, yüreğimde bin kat daha fazla büyüttü, çoğalttı, öyle büyüdün ki yüreğimde, bu beden sanki artık bana ait değil gibi. Kocaman, kocamansın içimde bunu sana yıllarca anlatmaya çalışsam da asla tarifini yapamayacağım kadar kocamanlık, o kadar kapladın ruhumu yüreğimi.
    Bu şehir, bu sokaklar, bu caddeler, hatta ve hatta bu soluduğum şehrin havası hiç bu kadar anlamsız, bu kadar boş gelmemişti bana. Burayı güzelleştiren, burayı ve her yeri anlamlı kılan bu sokaklarda birlikte yürüyüp gülmemiz, bu caddelerde konuşarak paylaşım yapmamız ve bu şehrin havasını, tıpkı tek bir simidi paylaşmak gibi bölüşerek solumamızmış. Şimdi sen yoksun ya, yürümenin,gezmenin, hatta bu şehirde solumanın bile bir anlamı yok sanki.
    Buralarda senin olmayışın ve yaşadığım bu duygu tufanı haricinde her şey aynı ve sıradan. Sabah kalk, işe gel, günlük rutin işleri hallet. Biliyorsun işte tüm gün koşturma. Bazen yakınıyorum ama bazen de iyi ki böyle yoğun bir işim var diyorum. Eğer bu yoğunluk olmazsa, eğer ben kendimle baş başa kalacak daha fazla zaman bulursam..sanırım bu yürek daha fazla dayanamaz.
    Hayata dair tek ve en güzel umutla uyanıyorum artık her sabah. Yanımda oluşuna, gözüme, gönlüme, ruhuma doluşuna dair. Bu sabahta seni bir önceki sabahtan daha çok sevdiğimi düşünerek uyandım. Seni bekliyorum..Gel artık!

    Gelincik
#18.05.2010 09:06 0 0 0
  • tillolu ben harika mektuplar var burda çok güzel ellerinize sağlık
#25.05.2012 12:21 0 0 0
  • çok güzelmiş tebrik ederim
#25.05.2012 12:35 0 0 0