Metabolik sendrom adını belki de bu güne kadar hiç duymamış olabilirsiniz fakat
bu isim günümüzde sık rastlanır bir problemi ifade etmek için sık kullanılır bir hale geldi.
Metabolik sendrom en basit sözlerle insanın yaş ilerledikçe kalp hastası veya şeker hastalığı yakalanma olasılığını arttıran bir durumdur.
20.yüzyıl başında adından bile söz edilmeyen ve belki de gerçekte var olmayan bu sendrom günümüzde bir çığ gibi büyüyüp artık salgın bir hal almıştır.
Metabolik sendrom bir endüstrileşme ve kentleşme hastalığıdır.Hergün sabah kalkıp işe kahvaltı yapmadan çıkan ,trafikte kayda değer bir zaman geçirip bütün gün masasının başında, bilgisayar karşısında hareketsizce işini yapan,öğle yemeğini hızlı yemeklerle geçirip akşam eve geldiğinde ise yemeklere saldırıp televizyon karşısında uyuyakalan insanların hastalığıdır (yani bir çoğumuzun).
Nihayetinde insanda önce bel çevresi genişlemeye başlar,zamanla kan yağlarında tedrici artışlar gözlenir, kişi tansiyonlarını ölçtürdüğünde bir artışın olduğunu görür,metabolik sendrom oluşmaya başlamıştır.Böyle devam ederse kişinin büyük bir ihtimalle ya kalp damarları tıkanacak veya şeker hastalığı ortaya çıkacaktır.
Daha şimdiden Amerika Birleşik Devletleri'nde 4 yetişkinden 1 i metabolik sendromludur.Bu ileride 4 yetişkinden 1 inde kalp hastalığı veya diyabet oluşacak anlamındadır.
Göz önünde tutulması gereken asıl mesele küreselleşmeye başlayan dünyamızda yaşam tarzlarının ve yeme şekillerinin bunlara bağlı olarakda hastalıkların genelleşmeye başlamasıdır. Eğer farkına varmazsak metabolik sendrom sigaradan sonra kalp ve damar hastalığı açısından 2.büyük risk faktörü olacaktır.