bir cocuk düştüngünde
onun canı yanmadan önce anne yüregiyle hisseder
sonra toraga ve yere düşer
bi çocuk agladıgı zaman
göz yaşları önce annenin yüregine düşer
actır ama bir yerleri kanar yer yüzünün
yani annenin
düştün yine gönlüme ey savdalı
kanattın yine en acıyan yerlerimi
gö seni görendi
el senı tutandı
şimdi göz seni bir başka görür oldu
el senı arar oldu
bayragına kırmızı mı bulaşmış yoksa o renk hep orada mıydı
kırmızı ne kadarda asil bir renk böyle
oldum olası bizle-senle eş deger bir simge
seni seven kırmızı ile seviyor
bizi seven filistinle seviyor
ey şanlı bayrak
ey mübarek toprak
ve ey şanlı millet
beklettim istikbalındır
istikbaline giden yol direniştir
Bu ızdırabı yaşayacak kadar olgunlaşmış iklimlerin, doğmamış şehirlerin,
Gelmeyen baharlarınla, topraklarınla, yağmurlarınla, avuçlarınla çok küçüksün Filistin.
Mezarlarınla çok küçük.
Sana ne yaptılar böyle Filistin. Açık hava morgu mu diyorlar adına!
Neden hâla bakışların kanıyor, neden soluyor duvarları evlerinin.
Hangi dağ büyüktür senin umudundan,
Hangi ırmak hayallerinden daha coşkun akar!
Seni yok etmek isteyenlere şarkılar söylemeye devam et Filistin.
Çünkü biliyoruz ki bir şarkılık ömrü vardır demir tayların, mitralyözlerin, zalimlerin.
Biliyoruz Filistin
Özgür sokaklarında, çocuklarınla saklambaç oynayacağımız günleri göreceğimizi biliyoruz.
O günlere koşuyoruz Filistin...