Çok bilinmeyenli denklemler içinde med cezir yaşayan ruhum çırpındıkça koyu bir karanlık kaplıyor benliğimi
titreyen ellerim, ürkek bedenimle zifiri karanlıkta bir ışık arıyordum
Buz kesen duygularım, kaskatı kesilen kalbim beni aşağılara en aşağılara çekiyordu!
Savaşma azmim yok olmuş gibiydi "ben böyle olmamalıydım" feryat çığlıkları atan inanç kalıntılarıma inat ısrarla bir
vurdumduymazlığı devam ettiriyordum
Hiç bitmeyen gecelerim
Karabasanların istila ettiği hülyalarım
Gece bir felaket habercisiydi artık benim için!
Tükenmek üzereydim.
Ay ışığının tüm berraklığıyla penceremden odamı selamladığı bir gecede yine karabasanlarla savaşırken, ruhumun liğme liğme bin parçaya bölündüğünü hissetmenin ızdırabını yaşıyordum.
Acizdim
Gözlerimi kapadım ve işte o ses "nereye bu gidiş" cılız bedenimde yankılanıyordu
Depremler başlamıştı
Yüreğimdeki putlar İbrahim'i bir edayla yıkılıyordu.
Dilimde birkaç kutlu kelime "her zorluğun ardından bir kolaylık vardır" inşirahı tadıyordu siyah yüreğim
Ellerim semaya açılmıştı ki, Bilali bir seda duyuldu kainatta
İsmail'i teslimiyetle mırıldandığım ezan hiç bu kadar lezzet vermemişti