99 'un kışı, İstanbul soğuk bu gece...
Karaköy' de bir kaldırım köşesinde, yumulmuşum şişeme...
Sanat eskisi gibi karın doyurmuyor anne,
Bir kaç mecmuada yayınlanıyor şiirlerim...
Bir şişe şarap parasına satıyorum işte...
Dedim ya 99 ' un kışı...İstanbul soğuk bu gece
Ama ondan değil titremesi ellerimin, şu sesimin, benliğimin...
Her gece aynı köşede bir şişe viskiye gömülüşlerim ondan değil,
Geceyi örter gibi ürkek ve masum hüzünlenişlerim
Seni çok özlediğim için anne...
Ölümü bekleyişim, savruluşum bir meyhaneden bir diyerine
Seni çok özlediğim için...
Üzerine attığımız kurumuş topraklar gibiyim
Üzerime düşen her yağmur damlasına soruyorum seni
Her kadının göğsünde, merhametinde bazen çığlık cinnetlerinde,
Babamın gözyaşlarında kokan solmuş çehremde,
ben hala sana akıyorum
Sessiz duruşumun buruk gülümseyişi
Ben sana koşuyorum her aşk buhranu gecede...
Belki yaratmıştır sana benziyen bir beşer diye
Savruluyorum bir kadının teninden bir diyerine
olmuyor... olmuyor... teselli pınarı, sabır çeşmesi dolmuyor
Ağlasamda mezarının başında saatlerce
Gözyaşlarım tükenmiyor... bu sensizlik dinmiyor...
Çoktan başladı geri sayım anne... ben şimdi 21' imdeyim...
Bekle beni güneşin doğuşu gibi yeni bir yüzde
Bekle beni o hiç eskimeyen gülümsemenle...
Dedim ya çoktan başladı geri sayım... ben az evvel 21' imdeydim...
Begendiginize sevdindim açıkcasıı Bitakım İşlerim wardı o yuzden boarda fazla zaman ayıramıyodum artık su 2 gunden beri çok daha fazla zaman ayırmaya basladımm Ve bundan sonra elimden geldigi kadar çarpici resimler ve etkileyici şiiirleri Borda Koyarak Sizinle Paylasmak İstiyorum