Eskir penceremde mevsimler.
Üşürüm, donar gözyaşım, yüreğime yapışır.
Tenha bakışlarda gezinirim, pervasız.
Kaparım aklımın açık pencerelerini, pervazlarını çekerim anılarımın.
Kalmaz bir tek söz üstümde.
Ilık bir ikindi vedasına emanet kalır bakışlarım.
Gün yiterken akşamın tenhalığına salarım kendimi.
Yaprak suya düşer; sokulurum sessizliğe.
Uzaklarda kanatlarını rüzgara emanet eder turnalar.
Ağaçlar türkü söyler.
Başımı yaslarım, yaşlı bir çınarın suskun bilgeliğine.
Güneş batar, günlerimin mezarlığını resmeder kızıllığı.
Rahmet diler, yürek.
Yağmur selam verir, usulca.
Kavaklar açılır, buğulanmış gözlerime ince bir yol görünür.
Kalksam da yerde kalır taşıyamadıklarım.
Yorgunum... Alamam, aciz kalır çabalarım.
Yürürüm, sisler kaplar adımlarımı.
Adımlarım benden bîhaber...
Gözyaşım erir, yüreğim ıslanır, incinir yalnızlığım.
Güneş çekilir gölgelerden.
Düşürdüğüm her gözyaşımı, bir sarı yaprak gizler.
Siyaha döner zaman.
Yaşamışlığın gölgesidir artık, gece.
Adımlarım karanlıktan bîhaber...
Zihnimin ışıklarını bir bir söndürürüm.