Kalb-i Zikir

Son güncelleme: 30.08.2010 07:00
  • Kalp Zikri - Kalb Zikri Nasil Çekilir


    Bu yüce yolda kalp ile yapılan zikre çok önem verilmiştir.Kalp öyle bir et parçasıdır ki onun ıslahı tüm bedenin ıslahı ve onun fesadı tüm bedenin fesadıdır.İmanın,teslimin, muhabbetin ve marifetin pekişmesi ve kemale doğru gidebilmesi için ALLAH'ı(c.c.) zikretmenin çok büyük önemi vardır.Namaz ile günde beş defa Rabbinin huzuruna çıkan kul, O'na olan bağlılığını ve sevgisini göstermektedir.Tarikat namazda hasıl olan bu huzur halinin,namaz dışındaki vakitlerde de devam ettirilmesini ve insanın tüm anlarını Yüce ALLAH'ın(c.c.) hizmetinde ve O'nun huzurunda olduğunun bilincinde geçirmesini arzulamaktadır.Bu makamda Hz.Ali (k.v.) bir dualarında şöyle niyazda bulunmaktadırlar:

    ' Ey Rabbim, ey Rabbim, ey Rabbim!

    Hakkın, kudsiyetin, en yüce sıfatın ve ismin hürmetine senden dileğim şudur: Gece ve gündüzden oluşan vakitlerimi zikrinle canlandır, ve beni kendi hizmetinde tut ve amellerimi kendi indinde kabul buyur; öylesine ki, artık bütün amellerim ve zikirlerim tek zikir şekline dönüşsün ve bütün hallerim senin hizmetinde geçsin. '

    Bu yüce makamı elde etmek,gayret göstermeyi ve eğitimi gerektirmektedir.Burada devreye Nakşibendi Sadatları(r.anhüm) girmektedirler.Kalbin eğitilmesinde uzman olan bu zatlar kalbi zikiri önermekte ve tarikatlarında bir usül olarak belirlemektedirler.Kalbe güç veren,insanın ALLAH(c.c.) ile olan huzurunu artıran,onu gayrete getirip,ihlas sahibi olmasını hızlandıran şey kalbin 'ALLAH,ALLAH,ALLAH' diye zikretmeye başlamasıdır.Bu zikir hali dakika dakika artıp,saatlere yayıldıkça,insan ALLAH'a(c.c.) daha yakınlaşacak ve makamı daha da artacaktır.Bu talep edilmesi gereken bir durumdur.Kalbin güç kazanması,ciddiyet elde etmesi ve yakine ermesi buna bağlıdır.Hz.Ali(k.v.) yukarıdaki duasına şöyle devam etmektedir:

    ' Ey Rabbim, ey Rabbim, ey Rabbim!

    Uzuvlarımı hizmetin için güçlendir; sana yönelmemde kalbime güç ve sebat ver; senden korkmada ve hizmetini sürdürmede bana öylesine bir ciddiyet ver ki, sana kulluktaki yarış meydanlarında sana doğru koşayım, ve bu yolda mücadele verenler arasında yer alıp hızla sana doğru geleyim, ve sana gönül verenler arasında senin yakınlığına meyil edeyim, ve ihlaslılar gibi sana yakınlaşayım, ve senden yakiyn ehlinin korktuğu gibi korkayım ve indinde müminlerle bir araya geleyim. ... ALLAH'ım! Ben sana zikrinle yaklaşmak istiyorum, ve seninle senden şefaat diliyorum; ve cömertliğin hakkına beni kendine yaklaştırmanı ve şükrünü eda etmeyi bana nasip kılmanı ve zikrini bana ilham etmeni istiyorum. '

    Yüce ALLAH'ın(c.c.) her isminin ayrı bir manası ve ayrı tecellileri vardır.Her isim kendi mucibince tecelli etmek istemektedir.Rezzak ismi rızık vermeyi Şafi ismi şifa dağıtmayı,Aziz ismi izzetli kılmayı dilemektedir.Rızık isteyen O'nun Rezzak ve Rahman ismine,Şifa isteyen ise Şafi ismine sığınmalı ve bu isimleri çokça anarak,derdine çare bulmaya çalışmalı,Yüce Yaradanına onlarla sığınmalıdır.Kalbi hastalıkların tedavisinde bu isimlerin çok önemi vardır.Dünyada rızık telaşesi içinde olduğundan dolayı ibadet edemeyen ve güç sahiplerinden sanki gerçek rızık vericiler onlarmış gibi korkan bir kişinin kalbi hastadır.Onun kalbine Rezzak-ı Hakikiknin ALLAH olduğu hakikatı girerse bu hastalıktan kurtulmuş olur.Kalbe bir hakikatın girmesi ve onun kabul edilmesi zaman alan bir durumdur. İnsanın kalbinin bir hakikata inanması, ufak bir çoçuğun bir şeyi öğrenmesi durumuna benzemektedir.Nasıl ki bir çoçuğun herhangi birşeyi öğrenebilmesi için ona defalarca söylemek ve tekrar etmek gerekiyorsa,kalp için de durum aynıdır.Onun için bilmek ayrı bir şeydir,şuur etmek ve inanmak ise ayrı birşey,denilmiştir.Mesela çoğumuz bir ölünün bize zarar veremeyeceğini bildiğimiz halde,onunla aynı odada bir gece yatamayız.Oysa o canlı değildir ve hiçbirşeye gücü de yetmemektedir.Fakat kalp bu hakikatı bildiği halde onun şuurunda olmadığından insan korkmaktadır.Bu korkudan kurtulmak için kalbe bunun zarar vermeyeceğinin öğretilmesi ve inandırılması gerekmektedir.Bunun için tekrar ve tekrar bunun söylenmesi ve amel edilmesi gerekmektedir. ALLAH-u Teala'nın isimlerinin teceli etmesi ve kalbe yerleşmesi de uğraşmayı,amel etmeyi ve tekrar tekrar isimleri ihtiva ettikleri manaları da düşünerek söylemeyi ve kalpte pekiştirmeyi gerkmektedir.Nakşibendi-haznevi Sadatları burada da üstün anlayışlarını sergilemiş ve İsm-i cami olan ALLAH ismini müridlerine ders olarak vermişlerdir.ALLAH ismi tüm esma-ül hüsnayı içinde barındırmaktadır.Dolayısı ile onu vird olarak çeken kişi hangi kalbi hastalığa müptala ise,o isim tecelli etmekte ve ona şifa vermektedir.İnsan Yüce ALLAH'a sığınmalı ve kendisini de zikir ehlinden kılması için dua etmelidir.Ariflerin yolunda gitmek ve onlara benzemeye çalışmak en büyük saadetlerden birisidir.Hz.Ali(k.v.) duasının bir bölümünde bu hakikatı şöyle belirtmektedir:


    ' Ey ariflerin en yüce arzusu! Ey dileyenlerin imdadına yetişen! Ey sadık kalplerin dostu! Ve ey alemlerin ilahı !

    Ey ismi deva, zikri şifa ve itaati zenginlik olan! Sermayesi ümit ve silahı ağlamak olan bana merhamet eyle. ...





    alıntı
#30.08.2010 06:47 0 0 0
  • Ey ariflerin en yüce arzusu! Ey dileyenlerin imdadına yetişen! Ey sadık kalplerin dostu! Ve ey alemlerin ilahı !

    Ey ismi deva, zikri şifa ve itaati zenginlik olan! Sermayesi ümit ve silahı ağlamak olan bana merhamet eyle.

    Amin Amin Amin
    Paylaşım için tşk ler
    ALLÂH (c.c) razı olsun
#30.08.2010 07:00 0 0 0