Şükür ve Sabır'a dair...Hz.Suheyb ve Hz.Hifa

Son güncelleme: 12.05.2007 09:32
  • Allahim onlardan razi olsun, bizlerede onlar gibi yaşamayi nasip etsin.

    Bizleride Sefaatlerine nail eylesin :dua:Medine'nin kadinlari hem guleryuzlu, hem de guzeldirler.
    Ancak Hifa Hatun baska guzeldir ve bambaska gulumser. Oylesine
    sicakkanli ve oylesine samimidir ki kadinlar onu canlari gibi severler.

    Oglu, abisi, erkek kardesi olanlar akraba olmaya kalkar, hatta
    bazilari beylerine ister. Onu ciddi ciddi sikistirir, araya hatirlilari
    koyup, izdivac teklif ederler. Hifa Hatun'un methi hizla yayilir ve
    cok uzaklara gider. Birakin hekimleri, tuccarlari, vezirler, sultanlar
    siraya girer.Ancak o Necasi gibi bir Imparatoru bile reddeder sadece ve sadece Allah'in rizasini diler. Ama taliplerin ardi arkasi kesilmez. Kimi ayaklarina halilar serer... Kimi esiğine cevahirler doker...
    Yuz kizil tuylu deveyi getirip kapisina baglayanlari mi sorarsiniz, yoksa saray anahtarlarini onune atanlari mi? Hifa Hatun butun bunlara
    donup bakmaz bile, Efendimizin huzuruna cikip "Ey Allah'in Resulu" der, "bana cennete goturecek bir seyler ogretsene." Doğrusu o, Peygamber Efendimiz'in (sallallahu aleyhi ve sellem) 'gunduzleri
    oruc tut' ya da 'geceleri namaz kil' gibi bir tavsiyede bulunacagini
    sanir ama Server-i Kainat "Once evlenmen lazim" buyururlar "zira bununla dininin yarisini emniyete alirsin!" Hifa, buyuk bir teslimiyetle
    boynunu buker ve "siz kimi munasip gorurseniz ben ona raziyim" der.

    Malum, o siradan bir hanim degildir ve onu nikahina alacak
    erkegin de "ozel" olmasi gerekir. Lakin Resulullah (sallallahu aleyhi
    ve sellem) ne kimseye umid verir, ne de kimsenin umidini kirar. Her zamanki gibi basit ve pratik bir care bulur "yarin sabah mescide ilk gelenle evlen" buyururlar.Bu teklifi herkesin hosuna gider, talipler erken kalkmak icin tedbirler dusunur, kendilerince hazirlik yaparlar.

    Bu haberi elbette Hazret-i Suheyb de duyar ama dikkate almaz. Zira
    o fakir ve kimsesiz biridir. Evi yurdu yoktur ve karnini zor doyurur. Kah agac altlarina uzanir, kah mescid golgelerine kivrilir.Uzun boyuna
    ragmen o kadar zayiftir ki, ruzgar sert esse ayaklarini yerden kaldirir.

    Ama bakin su ise ki o gece Allahu teala butun sahabelere
    derin bir uyku verir, Hifa Hatun'un talipleri gozlerine coken agirliga
    yenilirler.

    Resulullah Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) her zamanki gibi
    imsak sokerken mescide gelir ve buyuk bir merakla talihli sahabeyi
    bekler. Nitekim mescidin esiginde bir golge uzar ve Suheyb iceri
    girer. Resulullah Efendimiz namazdan sonra Hifa Hatunu cagirtip neticeyi bildirir. Hazret-i Hifa buyuk bir teslimiyetle kabul eder. Efendimiz guzel bir hutbe okur ve nikah akidlerini yaparlar.

    Sonra sansli sahabeye doner "Ey Suheyb" buyururlar, "simdi
    hanimina bir hediye al ve tut elinden evine gotur."Suheyb Radiyallahu anh ellerini caresizlikle iki yana acar. "Iyi ama" diye
    mirildanir,"benim ne bir dirhem gumusum, ne de siginacak evim var." Hifa Hatun kocasinin boynunu bukturmez,ona icinde on bin dirhem gumus olan suslu bir heybe gonderir ve "filanca yerdeki koskumu sana hediye ettim" der. Alemlerin Efendisi cok hislenir onlara hayir dualar ederler. Suheyb, o gun Medine sokaklarinda dolanir durur, aksama dogru utana sikila konağa sokulur.Kendisi icin hazirlanan muhtesem sofradan ya bir, ya iki hurma alir ve "Ya Hifa" der,"biliyorum sen benim icin bulunmaz bir nimetsin, ben ise senin icin sadece mihnetim.Ben sukretsem gerek, sen sabretsen gerek. Ister misin su geceyi taat ve ibadetle gecirelim zira Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) "Cennette yuksek bir cardak vardir. Orada yalniz sukredenlerle sabredenler otururlar."buyurdular.
    Ve oyle de yaparlar. Seccadelerini gozyaslari ile
    islatir, kalplerini zikr ile aydinlatirlar. Cebrail Aleyhisselam
    olup biteni Resulullah Efendimize anlatır ve onlari Allahu tealanin
    cenneti ve cemaliyle mujdeler.

    Ertesi sabah, namazdan sonra Efendimiz Suheyb'i yanlarina oturtur
    "Ey Suheyb" buyururlar "geceki halini sen mi anlatirsin ben mi
    anlatayim?" Suheyb gozlerini kucagina indirir, zor duyulan bir
    sesle "Allahin Resulu en iyisini bilir" cevabini verir. Efendimiz onlara "ne mutlu size" gibilerinden bakar, "İkiniz de cennetliksiniz" buyururlar, "... ve Allahu tealayi goreceksiniz!" Suheyb derhal secdeye kapanir ve "Ya Rabbi!" diye yalvarir, "o ki beni magfiret ettin, gunahlara bulasmadan canimi al!" Allahu teala bu yanik duayi kabul eder, Suheyb, secdede kalakalir. Mescidde bulunanlar aglamakli olurlar. Resulullah Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) "Size daha sasilacak bir sey soyliyeyim mi? Su anda Hifa Hatun da ruhunu Hakka teslim etti" buyururlar. Namazlarini, yuzu suyu hurmetine yaratildigimiz o yuce Server kildirir.Ikisini yanyana topraga birakirlar.

    Bas uclarina kucuk bir tahta cakar. Birine "sukredenlerden Suheyb" yazarlar, oburune "sabredenlerden Hifa!"
#20.04.2006 17:43 0 0 0
  • ellerine sağlık kardeşim okudukca duygulandım inşallah bizde sabredenlerden ve şükredenlerden oluruz
#20.04.2006 18:25 0 0 0
  • Allah Dua'yı Dilimizden, İnsanlığı Yüreğimizden, Merhameti Gayretimizden, Sabrı İçtenliğimizden Eksik Etmesin... Bu Kıymetli Sunumun İçin Yürekten Yüreğe Teşekkür Ederim...
#21.04.2006 07:24 0 0 0
  • Allah razı olsun
#12.05.2007 09:32 0 0 0