Sana bu mektubu yağmur ormanlarından yazıyorum.
Tepemde bir daha asla göremeyeceğim bir gök yüzü var.
Sonsuz maviliklerde kaybolmayı düşlemek çok kolay.
Ayağımın altında çürümüş yapraklar denizi hışırdarken,
Toprağa bile hasretim buralarda.
Durgunluk etimi acıtıp dururken yılan sokması gibi mosmor.
Bütün kemirgenler ve yırtıcılar pusuda.
Zaman... kıyamet öncesi. Bunu biliyor olmak çok zor.
İnsanca bir şeyler kımıldıyor içimde uyur/uyanık.
Pembe/beyaz teniyle kucağımda mis kokan,bir bebek özlüyorum.
Sesi... daha kulağıma vurmadan rüzgara karışıyor.
O henüz doğmamış / Son Amazon
Tülden kanatları var başında ise hare./ sessizce ağlıyor.
Uzanıp dokunmak istiyorum gözyaşlarına/ İzin vermiyor.
Çaresizlik bağları dal/budak her yanımda.
Tutuşturacağım yağmur ormanını ....yanacak az sonra.
Sana yazdığım bu mektup ta böylece bitmiş olacak,
Ve... pişmanlık bükülecek sancıya.