Bırakıpta Gidene

Son güncelleme: 29.05.2006 09:08
  • Burnu bir karış havada, gözü
    yükseklerdeydi ben onu sevdiğimde.
    Hele hele benim aşkımı
    yerden yere vurup,
    nasıl kırmıştı kalbimi zalim.
    Dudaklarından dökülen acı sözleri;
    öyle ki, bugün bile unutamadım.
    Ne tebessümdü o, zehirden beter.
    Her olayda içim paramparça,
    gözlerim ağlamaktan kıpkırmızı olurdu.
    Yorgun düşerdim onsuz geçen,
    onunla dolu, koyu siyah gecelerden.
    Pişmanlıktan kendime lanetler eder,
    sevgimi söylediğim günü düşündükçe,
    kaleme sarılıp yazardım ona nefretin
    aşkla kucaklaştığı o uzun mısralarımı.
    Derdim ki; alın yazımdı,
    onbeşimin çocuksu aşkıydı.
    Nasıl da gülerdi canı istedi mi...
    En anlamlı bakışlarıyla önce ümitlendirir,
    ardından bir uçurumun kenarına
    yapayalnız bırakır giderdi.
    Ben çaresiz, ben yorgun,
    ben bıkkın bu sevdadan.
    Ah bilirdi o insafsız,
    diri diri yanardım o böyle yaptıkça...
    Şubatın buz gibi kasvetli soğuğunda;
    onda ne bulduğumu bugün bile bilemem.
    Ama o günlerde hayatımın amacı,
    varolma gibi gelirdi bana.
    Çocukluk mu, yoksa gençliğimin
    safça tutkusu muydu bu
    kölesiye bağlanış,
    içten içe kopan fırtınalar,
    bu delice yakarış?
    Kimbilir, belki de
    sevilmeye muhtaç bir kalbin
    bitmek bilmeyen kaprisi...
    Ondan hiçbir şey istememiştim.
    Sadece sevgi...
    Evet, şimdi yıllar sonra ben,
    onu düşünüyorum ilk defa
    kucağımda resimler, hatıralarla.
    Hava yine soğuk, yine kasvetli
    gözleri gözlerimde yine
    sevgi, derin yüreğimde.
    Unuttum sanırdım, meğer aldanmışım,
    ağladım saatlerce.
    Bu onun "ölüm yıldönümü"dür.
    17'sinde toprakla kucaklaşan,
    o zalimin hikayesidir anlatılan.
    Bir melodidir kırık, umutsuz...
    Doldururken sensizlik o an odayı
    gönlüm hala boş, kafam yine dumanlı.
    Bir feryat yankılanmıştı acı dolu
    tam 15 yıl önce bugün bomboş kırlarda.
    Deli gibi koştum sınıfa, sırası boştu.
    Benim kadar çaresizdi her köşe.
    Kendi kendime konuşarak
    yaklaştım sırasına;
    "Sen ölemezsin;
    canımsın, sevgimsin, emelimsin
    Dileğince nefret et, alay et duygularımla
    Kızmam sana
    Ama ne olur bir yalan olsun,
    acı bir şaka.
    Evet, evet beni üzmek için yapıyorsun.
    Herşeyini özledim...
    Allahım son defa göreyim yeter bana"
    Bu sensiz yakarış defalarca sürmüştü
    ta ki, ölümün o sinsi kokusunu
    içimde duyana kadar.
    Hıçkıra hıçkıra ağladım,
    sıraya kazıdığın ismini öptüm.
    Sonra, ona ait birşeyler bulmak için
    aradım her köşeyi...
    Yalnızca buruşturulmuş bir sayfa,
    rengi solmuş.
    Yazı, onun yazısı.
    Bir mektuptu, özenilerek yazılmış,
    belki de çok emek verilmiş her satırına...
    Çok şaşırdım, mektup bana hitabendi.
    Korkakça, kaybolmasından korkarak,
    acıyla okudum her cümleyi
    kalbimde büyüyen bir özlemle...
    Hele hele o ilk satırı...
    Öyle ki, bugün bile unutamam,
    okudukça ağlarım.
    "İnsan sevdiğini yerden yere vururmuş
    bir tanem, AFFET BENİ !!!..."



    Aşk böyledir işte
    karşındaki insanın gözünde ne görürsen gör yinede
    o insanın senin için beslediği duyguları bilemezsin
    bazen gözler bile yalan atmasını cok iyi bilir.
    Sadece zaman herşeyin doğruluğunu ortaya cıkarır.
    Bazen zamanda yetmeye bilir.
    Ve onun için ağlayıp sızladığın günlere lanet edersin.
    Yinede içinden silip atamazsın.
    Ama yinede en güzel aşk acı veren aşk olur.......
#26.05.2006 09:31 0 0 0
Ice Ice foto
  • Ama yinede en güzel aşk acı veren aşk olur..

    emeqine sagLik..
#26.05.2006 14:06 0 0 0
  • Ellerine Yüreqine SaqLik aßLam
#27.05.2006 08:48 0 0 0
#28.05.2006 09:23 0 0 0
  • Çok Doğrudur.En Güzel Aşk Kayıp Aşktır. Paylaşan Yüreğine Teşekkürler Özlem.
#29.05.2006 09:08 0 0 0