saatler
sabahın kapısında yeni bir güne kıvrılıyorken
kırılgan eteklerinde
ışık ezgileri
hangi günün öncesi bu
kırılmaya meyilli
içimde titreyen türkü
yanar göğe doğru
hayaller gibi öksüz vazgeçişleri
söz dinlemez zamanın kelepçelerinde
solgun duruyor iliklerinde nameleri
dinlerken aşk nöbetlerinde
aydınlık heceyi
halen sonsuzluğun beyaz taneli duyguları eziliyor
hasret son yolcusunu alır gibi kollarına
örtünürken mutluluğun ışık huzmeleri