Gelişimi Etkileyen Etmenler - Aöf Sosyoloji Bölümü Dersleri

Son güncelleme: 01.06.2011 15:02
  • Ailede Gelişim - Ailenin ÖzellikleriGelişim, genel olarak kalıtımsal etkilerle çevresel etkilere bağlıdır. Çevremizdeki bir çok çocuk veya yetişkinin gerek fiziksel gerekse diğer pek çok yönden anne babalarına veya diğer yakınlarına benzer özellikler gösterdiği görülür. Bu benzerliklerin bir kısmının kalıtımsal, bir kısmının ise aynı ortamdaki etkileşimler sonucunda kazanıldığı bilinmektedir. Buna karşın aynı evde büyüyen öz kardeşler arasında bile önemli ölçüde farklılıklar bulunabilmektedir. Buna göre insan davranışları kalıtımsal ve çevresel etkilerin zaman içinde bireyle etkileşiminin bir ürünüdür. İnsanın özelliklerinin sınırı kalıtımla belirlenir. Ancak bu sınırlara ulaşılıp ulaşılmaması çevresel şartlara bağlıdır.

    Çocuğun Gelişiminde Kalıtımsal EtkilerKalıtımsal özellikler, anne- babadan ve önceki kuşaklardan genler yoluyla çocuğa aktarılan zeka, saç rengi, ten rengi, vücut yapısı, boy, kan grubu, bazı hastalıklara eğilim gibi özelliklerdir. İnsanın tüm kalıtsal özelliklerini, anneden 23, babadan 23 olmak üzere çocuğa geçen toplam 46 kromozom ve bu kromozomları oluşturan genler belirler. Bu özelliklerin bir kısmının baskın, bir kısmının ise çekinik olduğu belirlenmiştir. Baskın özellikler, ana babanın birinde bunu taşıyan genlerin bulunması halinde ortaya çıkabilir. Çekinik özellikler ise, ana babanın her ikisinde de bulunması halinde ortaya çıkar.

    Örnek

    Yakın akraba evliliklerinde benzer genler nedeni ile hastalık sayılabilecek bazı olumsuz çekinik özelliklerin ortaya çıkma olasılığı yüksek olacağından bu tür evlilikler tavsiye edilmez.

    Çocuk Gelişimini Etkileyen Çevresel EtkenlerÇevre, çocuğun doğum öncesi ve doğum sonrası içinde yaşadığı ve tüm dış uyarıcıları kapsayan ortamdır. Her organizmanın yaşamını sağlıklı bir biçimde yürütmesi için gereksinimlerini karşılayabileceği uygun bir çevreye ihtiyacı vardır. Çocuğun doğuştan getirdiği özellikler paralelinde kapasitesini kullanarak gelişimini sürdürebilmesi çevre etkilerinin istenilir nitelikte düzenlenmesine bağlıdır.

    Büyüme ve olgunlaşma büyük ölçüde kalıtım yoluyla belirlense de, çocuğun belli davranışları gösterecek şekilde gelişmesi çevresel koşulların kuvvetli etkisi altındadır. Belli başlı çevre etmenleri arasında aile içi etkileşim, çocuğun sağlığı, beslenme ve çevre uyarıcıları gibi durumlar belirtilebilir.

    Aile içi EtkileşimSağlıklı ilişkilerin olduğu bir ailede, kendini güvenli ve mutlu hisseden çocuğun, daha iyi geliştiği bilinmektedir. Aşırı kurallarla sürekli kısıtlanan, cezalandırılan çocukların yetişkinlere karşı dirençli, yaratıcılıktan uzak yetiştikleri gözlenmiştir. Çok fazla hoşgörülü, rehberlik yapmayan ailelerde yetişen çocuklar doğru ile yanlışı ayırt edemez, kendilerine güveni azalır ve zorluklardan kaçabilirler. Bu çocukların, kendini ifade etme ve özdenetimde yetersizlik, düzensizlik ve saldırganlık eğilimi gösteren kişilik geliştirdikleri gözlenmiştir.

    Kuralların uygulanmasında kararlılık ve süreklilik olmayan, tutarsız tavırların yoğun olduğu ailelerde ise; çocuk, hangi davranışların nerede, ne zaman yapılması ya da yapılmaması gerektiğini öğrenemez. Buna karşılık, tutarlı ve güven verici davranışların hakim olduğu aile ortamında sevgi ve saygı dikkat çeken en önemli özelliklerdir. Bu ortamda büyüyen çocuk, kendine güvenir, bağımsız hareket edebilir, becerikli ve gerçekçidir, yüksek başarıya güdülenmiştir ve özdenetimi gelişmiştir.

    Aile içindeki davranışlar bir bütündür. Aile bireylerinin, özellikle anne- babanın birbirine karşı davranışları, diğer çocuklarına gösterdiği davranışlar ve kardeşler arası ilişkilerin ve varsa diğer aile bireyleri ile ilişkilerin olumlu veya olumsuz olması, çocuğun büyüme ve gelişmesini aynı yönde etkiler.

    Çocuğun SağlığıOkulöncesi dönem, özellikle soğuk algınlığı ve diğer solunum hastalıklarının en çok görüldüğü yıllardır. Bu tür hastalıklar 2. yaşta artış, 6. yaşta düşüş gösterir. Salgın ve bulaşıcı hastalıklar da bu dönemde sık sık görülür. Bu tür hastalıklar türüne ve yatmayı gerektiren süreye göre büyümeyi ve gelişmeyi belli bir süre için engeller, hatta geriletebilir. Eğer hastalık kısa süreli ise ve beslenme bozukluğu söz konusu değilse, çocuk, hastalık süresince olan gelişme kaybını hızlı bir şekilde kapatır. Uzun süren hastalıklarda ise bu kayıp, daha güç kapatılacağından çocukların hastalıklardan korunmasına dikkat edilmelidir.

    Bu dönem çocukları çok hareketlidir. Ancak yapacağı hareketle olabilecek sonuç arasında pek ilişki kuramaz ve çeşitli kazalarla karşılaşabilir. Kazalar da büyümeyi yavaşlatıcı, geriletici, hatta sakat kalmaya yol açabilen olaylardır. Bunlardan koruyabilmek için ev ve okulda güvenlik önlemleri alınmalı, çocukların kontrolsüz bir şekilde koşmaları önlenmelidir.

    Çocukların BeslenmesiBeslenmenin çocuğun gelişime etkisi, annenin gebelik dönemi, hatta daha önceki beslenme alışkanlıkları ile birlikte başlar. Annenin beslenmesi olumlu ise, bebeğin uterus içerisindeki beslenmesi de olumlu yönde etkilenir. Bebeğe anne sütü verilmesi, en sağlıklı beslenme yoludur. Ancak, zamanı geldiğinde ek besinlere başlanarak, çocuğun yeterli ve dengeli beslenmesi sağlanmalıdır.

    Okulöncesi yıllarda çocukların, yetersiz ve dengesiz beslenmesi, normalden daha kısa boylu ve daha az kilolu olmalarına yol açar. 2-6 yaş çocukları günün büyük bir bölümünde hareket halinde olduklarından ve sürekli büyüme döneminde bulunduklarından günlük enerji ve büyümelerini sağlayacak çeşitli besin gruplarındaki yiyeceklerle beslenmelidir. Hayvansal kaynaklı et, süt, yumurta ve bitkisel kaynaklı ıspanak, havuç vb. sebzeler ile çeşitli meyveler yedirilmelidir. Ayrıca, belirli aralıklarla düzenlenmiş bir beslenme programı uygulanmalıdır.


    alıntı
#01.06.2011 15:02 0 0 0