Gruplar Arası Davranış - Aöf Sosyoloji Dersleri

Son güncelleme: 02.06.2011 14:33
  • kişiler arası davranış - gruplar arası davranış biçimleri - gruplar arası davranışın önemi - kişilerin davranış özellikleriUluslar arası ve ulusal çatışmalar, devrimler, etnik ilişkiler, işverenlerle sendikalar arasındaki pazarlık ve uzlaşmalar, takım sporları vb. gruplar arası ilişkilere birer örnektir. Buradan hareketle, gruplar arası davranış, iki veya daha fazla ayrı sosyal grubun bir ya da birden fazla temsilcisi arasındaki etkileşim olarak tanımlanabilir.

    Ancak böyle bir tanımdan, gruplar arasındaki etkileşimin zorunlu olarak yüz yüze olması gerektiği anlaşılabileceğinden, bu tanım fazla kapsayıcı bulunmayabilir. Daha kapsayıcı bir tanım şöyle olabilir: "İnsanların kendilerini ve diğerlerini ayrı sosyal grupların üyeleri olarak görmelerini sağlayan herhangi bir algı, biliş ya da davranış gruplar arası davranıştır (Hogg ve Vaughan, 1995)." Böyle bir tanım, cinsiyetler ya da etnik gruplar gibi sosyal grupların aralarındaki gerçek ya da algılanan ilişkileri de içermiş olacaktır. Bu ilişkilerin, söz konusu grup üyelerinin davranışları üzerinde, yüz yüze etkileşimler dışındaki ortamlarda da etkisi olması beklenir.

    Yukarıdaki tanımdan çok farklı olmamakla birlikte Sherif'in şu tanımı da gruplar arası davranışın nerede başladığını çok iyi göstermektedir: "Bir gruba ait olan bireylerin, bireysel ya da kolektif olarak, diğer grup ya da onun üyeleri ile, grup özdeşleşmeleri temelinde etkileşimde bulundukları her durumda, biz gruplar arası davranışın bir anında bulunuyoruz (Akt. Tajfel, 1982)."

    Gruplar arası davranışın ne olduğunu daha iyi anlayabilmek için belki de en iyi yol, onun kişiler arası davranışla olan farkına bakmaktır. Tüm sosyal ilişkileri, bir aşırı ucu "saf" olarak kişiler arası ve diğer aşırı ucu yine "saf" olarak gruplar arası davranış olarak adlandırılabilecek hayali bir çizgi olarak düşünün. Çizginin kişiler arası ucunda yer alan etkileşimler, iki bireyin karşılıklı olarak kendi bireysel özellikleri temelinde sürdürülen bütün etkileşimlerdir. Aslında, gerçek yaşamda bu uçta yer alan etkileşimlerin bir örneğine rastlamak zordur. Zira, iki kişi arasındaki etkileşimde asgari düzeyde de olsa, bireylerin ait oldukları sosyal kategorilerin özelliklerinin karşılıklı olarak birbirlerinin beklenti ve davranışlarını etkilemeyeceğini düşünmek imkansızdır.

    Diğer yandan, gruplar arası uçta yer alan etkileşimler, bireylerin kişisel özellikleri değil, tamamen grup üyelikleri temelinde gerçekleşmektedir. Yine bu kadar saf bir gruplar arası davranışı gerçek yaşamda bulmak zordur. Ama, örneğin savaşan askerlerin durumu buna çok uygundur (Tajfel, 1978). Gruplar arası davranışa ilişkin tüm bu tanımların, grupların birer bütün olarak karşılıklı etkileşimleri kadar, iki farklı grubun üyesi olan iki kişi arasındaki etkileşimleri de içerdiği vurgulanmalıdır. Brewer ve Miller (1996), gruplar arası ilişkilerin, grup üyelerinin fiziksel ya da sembolik olarak varolduğu yerlerde grup düzeyinde ya da ikili etkileşimleri içerdiğini ifade etmektedirler. Örneğin, Ankaragücü taraftarı Ali'nin Bursasporlu Mehmet ile takımları yüzünden ağız dalaşına girmesi, iki kişi arasında geçmesine rağmen gruplar arası bir davranıştır.

    En genel anlamda, iki grubun bir bütün olarak ya da iki üyesi arasında kurulabilecek potansiyel iki etkileşim tarzı bulunmaktadır: Dayanışma ve işbirliğini içeren olumlu etkileşimler ve anti-sosyal davranış ve şiddeti içeren olumsuz etkileşimler. Sosyal psikolojide, kişiler arası alanda hem olumlu hem de olumsuz etkileşimler çalışılırken, gruplar arası ilişkilerde odaklanılan esas alan anti-sosyal davranışlar ya da şiddeti içeren olumsuz etkileşimlerdir. Gerçekte, gruplar arası ilişkilere ait çalışmalar, gruplar arası çatışma ve gruplar arası şiddete ait çalışmalarla eşanlamlı hale gelmiştir. Bunu anlamak çok zor değildir. Zira, gerçek dünyada gruplar arası ilişkilerde en sık karşılaştığımız olaylar hep şiddeti içermektedir. İstatistiksel olarak, kişiler arası şiddetin daha sık görülmesine rağmen, gruplar arası çatışma ve şiddet daha yıkıcı bir potansiyele sahip, daha geniş alanlara yayılabilen ve şiddet dozunun tırmanma olasılığı daha yüksek olan bir şiddet biçimi olarak algılanmaktadır (Brewer ve Miller, 1996).

    12. ünitede gruplar arası düşmanlığın zeminini hazırlayan önyargı ve kalıpyargı gibi psikolojik olguların ne olduğu ve nasıl ortaya çıktığı üzerinde duruldu. Bu ünitede de gruplar arası ilişkiyi, özellikle de gruplar arası çatışmayı farklı biçimlerde açıklayan iki kuramsal yaklaşıma yer verilecektir. Bunlar Sherif'in gerçekçi çatışma kuramı ve Tajfel ve meslektaşlarının geliştirdiği sosyal kimlik kuramıdır.


    alıntı
#02.06.2011 14:33 0 0 0